Samurai
Moderatör
- 3 Ağu 2021
- 2,731
- 40
Selamlar herkese;
Çevremden bana bu konuyla ilgili hep sorular geliyor, ben de kısıtlı bilgimle kendi görüşlerimi paylaşmak, sizlerin de fikirlerini almak istedim.
Genellikle insanlar bölgesel zayıflamanın mümkün olduğunu veya basit olduğunu düşünüyorlar ama maalesef insan vücudu kompleks bir mekanizma ve Ömer Üründül'ün dediği gibi daha çok kolektif hareket ediyor. Bir takım ''Hokus Pokus'' lar mümkün ancak biz sadece doğal seçenekler üzerinde duracağız.
Hormonlar, metabolizma hızı, vücut yapısı gibi bir çok faktör olsa da genel kurallar hemen herkes için geçerli. Yağ kaybetmek istediğimizde, ''Sadece belimden ve yanaklarımdan gitsin'' diye bir seçenek yok maalesef. Bütün halinde bir incelme ve aynı zamanda yağ dokusu ile birlikte kas dokusu kaybı da kaçınılmaz bir durum.
İstediğiniz kadar diyet yapın, erkeklerde bel ve alt göbek, kadınlarda ise basen bölgesi çok inatçı oluyor ve bu bölgeden istenilen düzeyde sonuç alınamıyor. Erkekler için konuşursak bunun başlıca birkaç sebebi var;
1- Bölgedeki Alfa reseptörlerin yoğun olması,
2- Strese bağlı kortizol hormonu yüksekliği,
3- Bölgedeki zayıf kan akışı ve ısı.
Alfa ve Beta Reseptörler
Güzel bir diyet ve aktif bir yaşam tarzı ile bölgedeki çoğu fazlalık yağ atılır fakat mutlaka bir miktar kalır. O kalan fazlalıktan da kurtulmak istediğinizde çok daha sert bir diyet yapmanız gerekir ki böyle bir durumda da daha fazla kas dokusu kaybetmeniz olası. İstediğiniz kadar mekik, plank, egzersiz yapın; bölgedeki beta reseptörlerin fazlalığı nedeniyle yağ dokusunda istenen düzeyde bir kayıp oluşmayacaktır. Hatta mekik ile birlikte yağ dokusunun arkasındaki kasları geliştireceğiniz için, öndeki yağı daha çok itecek ve göbeğiniz daha da büyüyecektir.
Yağ metabolizmasını ve yağ hücreleri arasındaki kan akışını kontrol eden iki tip reseptör (Adrenoreseptör) vardır; Beta Reseptörler ve Alfa Reseptörler. Beta reseptörler, kan akışını ve yağ kaybını artıran yardımcılardır. Alfa reseptörler ise tam tersini yaparak yağ kaybını durdurur ve kan akışını yavaşlatır.
İnatçı vücut yağlarında, Beta-2 reseptörlerden çok daha fazla miktarda alfa-2 reseptörü görülmektedir. Bazı durumlarda Alfa'nın sayısı Beta'nın 9 kat daha fazlası olabiliyor. Bel bölgesindeki yağ kaybının istenilen düzeyde olmamasının en büyük sebeplerinden biri budur.
Ne Yapılabilir ?
Vücudun, yağ dokusunu optimum şekilde enerji olarak kullanabilmesi için, kan şekeri düşükken nabzın 2. bölgesinde yani maksimum nabzımızın 60-70% aralığında 30-40 dakika egzersiz yapmak gerekli. 220'den yaşımızı çıkarıp bunu 0,70 ile çarpacağız. Yani 39 yaşındaki bir birey için;
220 - 39 = 181 (Maksimum nabız)
181 * 0,70 = 126
Yani nabzımızı 110 ile 126 arasında tutarak antrenman yapmamız gerekiyor. Ayrıca HIIT (High Intensity Interval Training) denilen ''Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Antrenman'' yapmanın da etkili olduğu söylenmekte. Sabit bir nabızdan çok sürekli yükseltip alçaltarak çalışmak anlamına geliyor.
Fakat ne kadar çalışsanız da, bölgedeki kan dolaşımı zayıf ve sıcaklık düşük olduğu için, Beta 2 reseptör sayısı da fazla olduğu için sorunlu bölgelerde istenilen düzeyde verim alınamaz.
İnatçı Yağların Olduğu Bölgede Kan Akışı Nasıl Arttırılır ?
Uygun kan akışı olmadan, enerji olarak kullanılacak yağ asitlerini taşımak zor olacak ve karşılığında vücudumuz enerji için farklı ve daha kolay bir kaynak kullanmayı tercih edebilecektir.
Kan akışını arttırmak, başarmak istediğimiz ilk şeylerden biridir. Bunu yapmak göründüğü kadar zor değil, tek gereken biraz ısı. Spor yaralanmalarını düşünecek olur isek, ısı kullanımı kan damarlarını genişletir ve bölgeye kan akışını arttırır.
Vücudun belirli bölgelerinde ısıyı arttırdıkça, aynı zamanda orada kan akışını da arttırmış oluyoruz. Yani bizim de inatçı yağlarla ilgili yapmak istediğimiz bölgedeki ısıyı arttırmak.
Son zamanlarda kardiyo ve egzersiz gibi şeyler sırasında korse kullanılıyor. Kendi başlarına sihirli bir şey olmasalar da, bölgedeki ısıyı hapsedip sonuç olarak kan akışını arttırabilirler. Bu sargıların çoğu beliniz için tasarlanmıştır ancak aynı fikir vücudunuzun diğer bölgeleri için de kullanılabilir. İnatçı yağları sıcak tutun ve kan akışı artışı arkasından gelecektir.
Bu seçenek en iyi antrenman sırasında işe yarar ve çoğumuz için iş hayatında ve gündelik yaşamda pek uygulanabilir değildir. Diğer bir yöntem ise ısı arttırıcı kremler (kapsaisin gibi) kullanmak olabilir.
Bir diğer yöntem ise Alfa 2 reseptörleri baskılayıcı takviyeler kullanmak fakat bu biraz tehlikeli olduğu için buna girmiyorum
Şimdilik bu kadar. Hatalı veya eksik olduğunu düşündüğüm kısımlar olursa daha sonra düzeltme yapacağım. Sizlerin de görüşlerini merak ediyorum.
Çevremden bana bu konuyla ilgili hep sorular geliyor, ben de kısıtlı bilgimle kendi görüşlerimi paylaşmak, sizlerin de fikirlerini almak istedim.
Genellikle insanlar bölgesel zayıflamanın mümkün olduğunu veya basit olduğunu düşünüyorlar ama maalesef insan vücudu kompleks bir mekanizma ve Ömer Üründül'ün dediği gibi daha çok kolektif hareket ediyor. Bir takım ''Hokus Pokus'' lar mümkün ancak biz sadece doğal seçenekler üzerinde duracağız.
Hormonlar, metabolizma hızı, vücut yapısı gibi bir çok faktör olsa da genel kurallar hemen herkes için geçerli. Yağ kaybetmek istediğimizde, ''Sadece belimden ve yanaklarımdan gitsin'' diye bir seçenek yok maalesef. Bütün halinde bir incelme ve aynı zamanda yağ dokusu ile birlikte kas dokusu kaybı da kaçınılmaz bir durum.
İstediğiniz kadar diyet yapın, erkeklerde bel ve alt göbek, kadınlarda ise basen bölgesi çok inatçı oluyor ve bu bölgeden istenilen düzeyde sonuç alınamıyor. Erkekler için konuşursak bunun başlıca birkaç sebebi var;
1- Bölgedeki Alfa reseptörlerin yoğun olması,
2- Strese bağlı kortizol hormonu yüksekliği,
3- Bölgedeki zayıf kan akışı ve ısı.
Alfa ve Beta Reseptörler
Güzel bir diyet ve aktif bir yaşam tarzı ile bölgedeki çoğu fazlalık yağ atılır fakat mutlaka bir miktar kalır. O kalan fazlalıktan da kurtulmak istediğinizde çok daha sert bir diyet yapmanız gerekir ki böyle bir durumda da daha fazla kas dokusu kaybetmeniz olası. İstediğiniz kadar mekik, plank, egzersiz yapın; bölgedeki beta reseptörlerin fazlalığı nedeniyle yağ dokusunda istenen düzeyde bir kayıp oluşmayacaktır. Hatta mekik ile birlikte yağ dokusunun arkasındaki kasları geliştireceğiniz için, öndeki yağı daha çok itecek ve göbeğiniz daha da büyüyecektir.
Yağ metabolizmasını ve yağ hücreleri arasındaki kan akışını kontrol eden iki tip reseptör (Adrenoreseptör) vardır; Beta Reseptörler ve Alfa Reseptörler. Beta reseptörler, kan akışını ve yağ kaybını artıran yardımcılardır. Alfa reseptörler ise tam tersini yaparak yağ kaybını durdurur ve kan akışını yavaşlatır.
İnatçı vücut yağlarında, Beta-2 reseptörlerden çok daha fazla miktarda alfa-2 reseptörü görülmektedir. Bazı durumlarda Alfa'nın sayısı Beta'nın 9 kat daha fazlası olabiliyor. Bel bölgesindeki yağ kaybının istenilen düzeyde olmamasının en büyük sebeplerinden biri budur.
Ne Yapılabilir ?
Vücudun, yağ dokusunu optimum şekilde enerji olarak kullanabilmesi için, kan şekeri düşükken nabzın 2. bölgesinde yani maksimum nabzımızın 60-70% aralığında 30-40 dakika egzersiz yapmak gerekli. 220'den yaşımızı çıkarıp bunu 0,70 ile çarpacağız. Yani 39 yaşındaki bir birey için;
220 - 39 = 181 (Maksimum nabız)
181 * 0,70 = 126
Yani nabzımızı 110 ile 126 arasında tutarak antrenman yapmamız gerekiyor. Ayrıca HIIT (High Intensity Interval Training) denilen ''Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Antrenman'' yapmanın da etkili olduğu söylenmekte. Sabit bir nabızdan çok sürekli yükseltip alçaltarak çalışmak anlamına geliyor.
Fakat ne kadar çalışsanız da, bölgedeki kan dolaşımı zayıf ve sıcaklık düşük olduğu için, Beta 2 reseptör sayısı da fazla olduğu için sorunlu bölgelerde istenilen düzeyde verim alınamaz.
İnatçı Yağların Olduğu Bölgede Kan Akışı Nasıl Arttırılır ?
Uygun kan akışı olmadan, enerji olarak kullanılacak yağ asitlerini taşımak zor olacak ve karşılığında vücudumuz enerji için farklı ve daha kolay bir kaynak kullanmayı tercih edebilecektir.
Kan akışını arttırmak, başarmak istediğimiz ilk şeylerden biridir. Bunu yapmak göründüğü kadar zor değil, tek gereken biraz ısı. Spor yaralanmalarını düşünecek olur isek, ısı kullanımı kan damarlarını genişletir ve bölgeye kan akışını arttırır.
Vücudun belirli bölgelerinde ısıyı arttırdıkça, aynı zamanda orada kan akışını da arttırmış oluyoruz. Yani bizim de inatçı yağlarla ilgili yapmak istediğimiz bölgedeki ısıyı arttırmak.
Son zamanlarda kardiyo ve egzersiz gibi şeyler sırasında korse kullanılıyor. Kendi başlarına sihirli bir şey olmasalar da, bölgedeki ısıyı hapsedip sonuç olarak kan akışını arttırabilirler. Bu sargıların çoğu beliniz için tasarlanmıştır ancak aynı fikir vücudunuzun diğer bölgeleri için de kullanılabilir. İnatçı yağları sıcak tutun ve kan akışı artışı arkasından gelecektir.
Bu seçenek en iyi antrenman sırasında işe yarar ve çoğumuz için iş hayatında ve gündelik yaşamda pek uygulanabilir değildir. Diğer bir yöntem ise ısı arttırıcı kremler (kapsaisin gibi) kullanmak olabilir.
Bir diğer yöntem ise Alfa 2 reseptörleri baskılayıcı takviyeler kullanmak fakat bu biraz tehlikeli olduğu için buna girmiyorum
Şimdilik bu kadar. Hatalı veya eksik olduğunu düşündüğüm kısımlar olursa daha sonra düzeltme yapacağım. Sizlerin de görüşlerini merak ediyorum.
Son düzenleme: