Biontech Aşısı İle İlgili Söylentiler

Aşı Hakkındaki Düşünceniz nedir?

  • Aşı sıram geldi ve aşı oldum

  • Aşı sıram gelmedi ve olacağım

  • Aşı Olmayacağım

  • Karasızım

  • Dıj Güjlerin İşi Bunlar


Sonuçlar yalnızca oylamadan sonra görülebilir.
Akigo35 Çevrimdışı

Akigo35 

Süper Üye
20 Tem 2020
1,124
43
Anneme pankreas kanseri tanısı konulduğundan beri hayatımı sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam üzerine adadım diyebilirim. 6 ay ömür biçmişlerdi Allah'a şükürler olsun 11. yılına girmek üzere.

2013 yılından beri düzenli olarak haftada 4 gün spor yapıyorum. Diğer konuda bana bahsettiğin gıda takviyelerini yaklaşık 10 yıldır kullanmaktayım. Şu an döviz kuru nedeniyle eskisi kadar supplement alamıyoruz fakat Alfa Lipoik asitinden MaquiBright ekstraktına kadar bir dünya gıda takviyesi kullanıyordum.

Canan Karatay'ın sana önerdiği beslenme şekli senin için farklı ve mucize gibi geliyordu belki ama aslında son derece basit konular ve 3 ay spor salonuna giden adamların bile bildiği şeyler. Glisemik indeksi yüksek olan ve kan şekerini zıplatan her türlü beslenme şekli sağlıksızdır, yağlanma ve karaciğer hasarı yapar. Ayrıca damarların iç çeperlerinde de tortulanmaya sebep olur. IBS veya bağırsak geçirgenliği olmayan sağlıklı bir insana gluten kolay kolay dokunmaz ama yine de sağlıksızdır. Mesela gluten içermesine rağmen yulaf çok sağlıklıdır. Fakat beyaz un ve pirinç kan şekerini hoplatır. Bu nedenle biz normal pirinç yerine Basmati pirinci tüketiriz. Çok titiz bir insan olduğum için pandemi nedeniyle 2 yıldır spor salonuna gitmiyorum ama evde antrenman yapmayı hiç bırakmadım.

Bu arada ben hastalığı normal grip olarak geçirdim, keza babam ve kardeşim de. Sadece annem hastanelik oldu. Yani bu hastalık konusunda senden daha tecrübeliyim, en azından yaşadım.

Bağışıklık konusunda da olaya çok düz bakıyorsun. Daha önce de bunu defalarca dile getirdim. Virüs herkeste farklı tepkilere yol açıyor. Olay tamamen bağışıklığın güçlü olması ile ilgili değil. Bu hastalık yüzünden vefat edenlerin çoğunun sebebi ''Sitokin Fırtınası'' ''Cytokine Storm''.

Sitokin fırtınası çok güçlü bağışıklığa sahip bünyelerde de yaşanabilir. Hatta daha güçlü bağışıklık sistemi daha şiddetli sitokin fırtınası anlamına gelir yani aslında dezavantajdır. Bu nedenle tedavi edilirken bazen bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar verilir. Kısaca bağışıklık sistemi dengesiz ve aşırı şekilde saldırı yapıp kendi hücrelerine de zarar veriyor. Biraz araştırırsanız göreceksiniz.

Ben aşı olanlara nasıl saygı duyuyorsam, aşı olmayanlara da saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Sağlıklı düşünebilen hiç kimse durduk yere kendine zarar verecek bir şeyin içine girmez. Zaten ankette de oyumu kararsız olarak kullandım.

Yurtdışında yaşayanlar da bizleri cahil falan mı sanıyor anlayamıyorum gerçekten.
Sen benim bilgimi, tecrubeelrimi nereden bilip taratıp kendini daha bilinçli görüyorsun? Ben buraya uzun uzadıya yazmam . Senin hatan burda başlıyor. Neyse. Olan olur olmayan ne olursa olsun benim için.
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,354
39
Sen benim bilgimi, tecrubeelrimi nereden bilip taratıp kendini daha bilinçli görüyorsun? Ben buraya uzun uzadıya yazmam . Senin hatan burda başlıyor. Neyse. Olan olur olmayan ne olursa olsun benim için.
Yazdıklarım arasında ben daha bilgili veya bilinçliyim diye bir ifadm olduysa veya bunu ima eden bir şey, lütfen paylaş, gerçekten özür dileyeceğim. Ya sen yukarıda adamla dalga geçtin profesör diye kimse bir şey dedi mi ?

Aşı taraftarı olabilirsin ki ben de karşıt değilim, sadece sorguluyorum ve salgını bitireceğine inanmıyorum; ama aşı olmak isteyen adama ne diye sallıyorsunuz onu anlamıyorum bir türlü.

Sevgli Akigo35 Akigo35, bu arada sana veya buradaki hiç bir arkadaşa karşı herhangi bir art niyetim veya sorunum yok. Konu tartışmaya açıldığı için herkes gibi ben de fikrimi beyan ediyorum. Kırılan, kızan varsa kusura bakmasın.
 
Son düzenleme:
Akigo35 Çevrimdışı

Akigo35 

Süper Üye
20 Tem 2020
1,124
43
Yazdıklarım arasında ben daha bilgili veya bilinçliyim diye bir ifadm olduysa veya bunu ima eden bir şey, lütfen paylaş, gerçekten özür dileyeceğim. Ya sen yukarıda adamla dalga geçtin profesör diye kimse bir şey dedi mi ?

Aşı taraftarı olabilirsin ki ben de karşıt değilim, sadece sorguluyorum ve salgını bitireceğine inanmıyorum; ama aşı olmak isteyen adama ne diye sallıyorsunuz onu anlamıyorum bir türlü.

Sevgli Akigo35 Akigo35, bu arada sana veya buradaki hiç bir arkadaşa karşı herhangi bir art niyetim veya sorunum yok. Konu tartışmaya açıldığı için herkes gibi ben de fikrimi beyan ediyorum. Kırılan, kızan varsa kusura bakmasın.
Bir bilim insanı aynı zamanda yıllarını bu işe adamış insanlarin bulduğu ve birçok insanın hayatını kurtaran aşıya, aşağılar şekilde deney sıvısı diyen kişiye sorarım sen profesörmüsün diye ve bu gayet normaldir. Hastalık konusunda senden tecrübeliyim, şu şöyle sen olaya düz bakıyorsun diyorsun. Benim tam olarak nasıl baktığımı, hangi sağlık kitaplarını okuyup neye nasıl düz baktığımı nasıl biliyorsun. Ben yakinkarimi kaybettim kurtaramadık, aşı falan yoktu daha. Annem kurtulmuş çok sevindim ama kimin neler ile sinandigini, neleri nasıl tecrübe ettiğini burdaki iki satır tartışma ile anlayamayız. O yüzden ben fikrimi belirttim. Uzaması manasız zira bagisiklik, yulaf adına söylediklerin de bana göre tamamen yanlış. Velhasıl kelam sen bildigin şekilde yasa ben bildiğim. Şu var yarın biri aşı için çıksın alay eder gibi birsey yazsin onada sorarım mesleğini. Saygılar
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,354
39
Bir bilim insanı aynı zamanda yıllarını bu işe adamış insanlarin bulduğu ve birçok insanın hayatını kurtaran aşıya, aşağılar şekilde deney sıvısı diyen kişiye sorarım sen profesörmüsün diye ve bu gayet normaldir. Hastalık konusunda senden tecrübeliyim, şu şöyle sen olaya düz bakıyorsun diyorsun. Benim tam olarak nasıl baktığımı, hangi sağlık kitaplarını okuyup neye nasıl düz baktığımı nasıl biliyorsun. Ben yakinkarimi kaybettim kurtaramadık, aşı falan yoktu daha. Annem kurtulmuş çok sevindim ama kimin neler ile sinandigini, neleri nasıl tecrübe ettiğini burdaki iki satır tartışma ile anlayamayız. O yüzden ben fikrimi belirttim. Uzaması manasız zira bagisiklik, yulaf adına söylediklerin de bana göre tamamen yanlış. Velhasıl kelam sen bildigin şekilde yasa ben bildiğim. Şu var yarın biri aşı için çıksın alay eder gibi birsey yazsin onada sorarım mesleğini. Saygılar
Madem aşıya güveniyorsun, o zaman aşıyı icat eden Pfizer firmasının direktörü David Martin ne diyor aşağıdan bakabilirsin. Ben buraya yazarken kafadan sallamıyorum. Güçlü bağışıklık sistemi her zaman avantajlı mıdır, sitokin fırtınası nedir hepsi yazıyor. İngilizce bildiğini varsayıyorum.

Bağışıklık sistemi sanıldığı kadar basit bir şey değil. Çok güçlü tutayım ki sağlıklı olayım diye bir şey yok. Öyle olsaydı oto-immün rahatsızlıklarının hepsi tedavi edilebilir olurdu. Oysa neredeyse hiçbirinin geleneksel tıpta tedavisi yok. Nereden biliyorsun dersen kendimden biliyorum.
 
Akigo35 Çevrimdışı

Akigo35 

Süper Üye
20 Tem 2020
1,124
43
Madem aşıya güveniyorsun, o zaman aşıyı icat eden Pfizer firmasının direktörü David Martin ne diyor aşağıdan bakabilirsin. Ben buraya yazarken kafadan sallamıyorum. Güçlü bağışıklık sistemi her zaman avantajlı mıdır, sitokin fırtınası nedir hepsi yazıyor. İngilizce bildiğini varsayıyorum.

Bağışıklık sistemi sanıldığı kadar basit bir şey değil. Çok güçlü tutayım ki sağlıklı olayım diye bir şey yok. Öyle olsaydı oto-immün rahatsızlıklarının hepsi tedavi edilebilir olurdu. Oysa neredeyse hiçbirinin geleneksel tıpta tedavisi yok. Nereden biliyorsun dersen kendimden biliyorum.
Ben yanlışım kardeşim sen haklısın
 
A Çevrimdışı

ataseven 

Süper Üye
24 Tem 2017
1,975
en son 10 temmuzda 2 dozu olmuştum(biontech) şimdi baktım daha 6 ay geçmeden 3 doz randevusunuda veriyorlar.benim sibirya kurduma (16 yaşında) 3 ayda bir parazit aşısı vurduruyordum böyle giderse 3 ay da bir kendimizede covid aşısı vurduracağız.

pederle -validede 2 doz sinovac 1 doz bıontech olmuşlardı. onlarada 2 doz bıontech aşısı çıkmış bu işin sonu nereye gidecek anlamıyorum sürekli aşı olması bu ihtiyarların sorun teşkil etmezmi.
 
Son düzenleme:
T Çevrimdışı

TC Yıldırım

Kayıtsız / Doğrulanmamış
2 sene Aşı olmadım virüs uğramadı maske+sosyal mesafeye dikkat ediyorum..
Şimdi iş takibi için Almanya ziyareti şart oldu mayıs-haziran gibi zorunlu Aşı olacağım,
Sans varsa Aşı zorunluluğu kalkar Aşı Karşıtı değilim ama tedavi edici etkisi olmayan,
Koruyucu Aşı olmak içimden gelmiyor gerekli olduğu zaman her türlü aşıyı olurum..
Ama bu tür koyucu aşıları sevmiyorum olmakta istemiyorum Aşı ile ilgili sorunum yok.
2 senedir sosyal mesafe+ maske takıyorum market alışverişlerinin ekmek hariç,
%90'ı online internet üzerinden yapıyorum kalabalık ortamlara hızlıca girip çıkıyorum,
Önlem alırsan kurallara uyarsan dikkat edersen virüs kolay kolay bulaşmıyor,
şimdiye kadar çok virüs çıktı zorunlu aşı diye birşey yoktu ne yapalım bizde aşı oluruz...:slap
 
A Çevrimdışı

ataseven 

Süper Üye
24 Tem 2017
1,975
arkaşımın bir tanesi çok pinpirikli bütün kurallara uydu gene corona oldu.bir tanesi ise dünya yansa umrunda olmaz ne maske ne mesafe kalabalık ortamlarını dibine vurdu. virüs yanından bile geçmedi(aşıda olmadı).yani bu virüs nasıl birşeyse insan seçiyor.
 
gercekrambo Çevrimdışı

gercekrambo 

Süper Üye
2 Şub 2020
1,777
en son 10 temmuzda 2 dozu olmuştum(biontech) şimdi baktım daha 6 ay geçmeden 3 doz randevusunuda veriyorlar.benim sibirya kurduma (16 yaşında) 3 ayda bir parazit aşısı vurduruyordum böyle giderse 3 ay da bir kendimizede covid aşısı vurduracağız.

pederle -validede 2 doz sinovac 1 doz bıontech olmuşlardı. onlarada 2 doz bıontech aşısı çıkmış bu işin sonu nereye gidecek anlamıyorum sürekli aşı olması bu ihtiyarların sorun teşkil etmezmi.
3. dozun açılmasının sebebi omicron. şu anda aşırı etkileri yok ama delta'dan 1.8 kat daha hızlı bulaştığı için , aniden yön değiştirme ihtimali ve 30-40 çeşidini taşıdığı varyantların , yeni bir varyanta dönüşüp, sağlık kurumlarının yoğun bakımlarını felç etme ihtimali korkutuyor. bütün dünya ülkeleri bu korkuyu yaşıyor şu anda. tedbirli olmak, tedbirsiz yakalanmaktan evladır diye.
 
eketen Çevrimdışı

eketen 

VIP
26 Haz 2020
1,235
Kimi diyor 1.8, kimi 6, kimi 70 kat. Bu omikron diğer varyantlardan çok farklı deniliyor. O yüzden biontech den çok rahat kaçıyormuş. Bir araştırma da sinovac ın omikron a %94 etkili olduğunu göstermiş. Yılan hikayesine döndü. Çok iyi tanıdığım biri ne aşı oldu ne zerre tedbire uyuyor. O ilk kapanmalarda eve girmedi. Her dakika biryerlerdeydi. Adam grip bile olmadı. Bir diğeri de riski sevmez iki bntch oldu maske ffp3 hem de ağzından inmez iki kere yakalandı, üstüme öküz oturdu diyordu. Bu nasıl iş belli değil. Kaç tane umursamayan adam gördümse biri bile hastalanmadı. Köpek gibi korkanı mı buluyor bu meret diye dalga geçiyoruz artık.
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,354
39
Kimi diyor 1.8, kimi 6, kimi 70 kat. Bu omikron diğer varyantlardan çok farklı deniliyor. O yüzden biontech den çok rahat kaçıyormuş. Bir araştırma da sinovac ın omikron a %94 etkili olduğunu göstermiş. Yılan hikayesine döndü. Çok iyi tanıdığım biri ne aşı oldu ne zerre tedbire uyuyor. O ilk kapanmalarda eve girmedi. Her dakika biryerlerdeydi. Adam grip bile olmadı. Bir diğeri de riski sevmez iki bntch oldu maske ffp3 hem de ağzından inmez iki kere yakalandı, üstüme öküz oturdu diyordu. Bu nasıl iş belli değil. Kaç tane umursamayan adam gördümse biri bile hastalanmadı. Köpek gibi korkanı mı buluyor bu meret diye dalga geçiyoruz artık.
Herkeste aynı etkiyi göstermiyor dediğiniz gibi. 80 küsür yaşında babaannem var, hastalığı grip bile olmadan geçirdi. Ersin Kuruel diye eski vücut geliştirmecilerden sporcu bir abimiz var, hastanelik oldu hem de entübe.
 
eketen Çevrimdışı

eketen 

VIP
26 Haz 2020
1,235
Herkeste aynı etkiyi göstermiyor dediğiniz gibi. 80 küsür yaşında babaannem var, hastalığı grip bile olmadan geçirdi. Ersin Kuruel diye eski vücut geliştirmecilerden sporcu bir abimiz var, hastanelik oldu hem de entübe.

Aynen. Bir dr arkadaşla sohbet ettik. Ona göre bu virüs 2019 eylül ekim gibi geldi. Öyle bir grip salgını oldu ki hastaneler doldu taştı, çocuk servislerinde yatacak yatak yoktu diyor. Domuz gribi salgını dendi o zaman. Hatta ben çocuğu 2020 ocak şubat gibi ayda 3 kere dr a götürüyordum. Bazı sınıflar kapatılmıştı. Arkadaşa göre o zaman yaşanılan bu covid salgınıydı. Olan atlattı. O bağışıklığı devam edenler bugün etkilenmiyor diyor. Bağışıklık için sadece antikora bakılmaz. Bunun bir sürü parametresi var diyor. Antikor vücudda virüs varken yüksek çıkar. Virüs bittiği an yüksek çıkmaz. Ama sistem onu hafızaya almıştır artık diyor. Yıllardan beri olduğumuz aşıların bugün antikoruna baksan ne çıkar acaba. Bana mantıklı geliyor. Herkes kendi tercihinde özgür tabi. Burada iki snvc iki bntch olmuş bir dr koronadan hayatını kaybetti. Ben bu kayıplarda da virüsten çok tedavi protokolünün yanlış olduğuna inanıyorum.
 
B Çevrimdışı

baran5454 

Süper Üye
14 Kas 2019
559
Konuşmaları takip ettiğim kadarıyla bilgim düzeyinde bazı sorulara cevap vermeye çalışayım.

Neden aşı olmalıyız? Aşı olmayan da hasta oluyorsa aşı olan ile olmayan arasındaki fark ne?

Buna cevap vermeden öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Bir salgın hastalığı bitirmenin en doğal ve en ucuz çözümü çok basittir. Hiç bir şey yapmazsınız. Herkesi kendi haline bırakırsınız ölen ölür hastalığı atlatanlar ise bağışıklık kazanır ve bu durum kitlenin büyük bir bölümünde gerçekleştiğinde artık öldürecek insan sayısı çok azdır ve salgın azalarak sıradan ve kontrol edebilir bir hastalık tablosuna döner. Ama bunu uygulamanın handikapları vardır. Birinci handikap günümüz koşullarında bu uygulama insanı değildir. İkinci handikap siz toplumun çoğunun bağışık olmasını beklerken arada oluşan rasgele mutasyondan dolayı bu doğal bağışıklık hiç bir zaman mümkün olmayabilir. Çünkü virüsler ureyebilmek icin canlı hücreye ihtiyaç duyar. Çoğalmaları sırasında ise çoğalma prosedürlerinden dolayı çok fazla mutasyona yatkındır.

Normalde en basitinden ölü viral aşıları üretmek için çok sayıda virüse ihtiyaç vardir. Bu durumda hücre kültürlerinde virüs bırakarak bunların çoğalması ile sağlanır. Sağlıklı bir virusden milyarlarca virüs üretebilirsiniz. Bunu da yaparken mecazen şöyle yaparsanız. İçerisinde hücre kültürü bulunan şişe içerisine virüs koyarsiniz. Virüs hücrelere kendini kopyalatir ve bir sürü alt nesili üretmiş olursunuz. Artık üreyecek hücre kalmayınca yeni şişelere paylastirirsiniz. Bu şekilde üreme devam eder. İşte bu devamlı üreme aşamaları sırasında rastgele mutasyonlar şekillenir ve daha farklı özellik gösteren virüsler ortaya çıkar. Bu durum rastgeledir daha hastalık yapıcı hale de gelebilir hastalık yapamaz hale de gelebilir. İşte bu yüzden doğal haline bırakmak mantıklı ve insanı değildir.

İkinci çözüm bir ilacı vardır ve bu ilacı hastaya verirsiniz hasta düzelir. İkinci çözüm budur ama viral ilaç geliştirmek kolay değildir ve şu ana kadar çokça çalışılmasına rağmen daha başarılı olunamadi. İlk duruma göre çok insanıdır ama bir tık daha pahalıdır ilacın üretim şekline göre. Ve bu hastalığa ilacımiz yok henüz.

Üçüncü seçenek ise aşı üretir yapay bağışıklık oluşturarak toplumun büyük bölümünü bağışık yaptığınızda ölümlerin büyük oranda önüne geçer daha insani ama daha pahalı yoldan salgını çözersiniz. Bir yerden sonra ilk tobloya döner ve hastalık daha kontrol edilebilir hale gelir. Şuan yapılmayan çalışılan budur.

Bu durumda hasta olunmaz mı? Olunur ama verilerde genellikle hastalık daha az ve daha hafif seyreder. Aynı zaman da ne olur. Virüs daha az insana bulaştığından ötürü daha az hücre ile karşılaşır ve mutasyon ihtimali azalır. Hastalık hafif geçince ne olur virüs hafif geciren kişide yine daha az hücre ile karşılaştığından yine mutasyon ihtimali azalır. Virus savunması daha az olan birey ile ne kadar fazla karşılaşırsa o kadar çok hücre o kadar çok çoğalma ve o kadar çok mutasyon ihtimali olur. Savunmadan kastım kişinin genel savunması değil. Basit tabirle o virüs ile mücadele edecek o virüse özgü antikordur. Buda ya aşı ile ya da hastalığı geçirme ile sağlanır. Başka ne olur daha az üreyen virüs daha az saçılır karşılaşan insanlar daha az virüs yüküne maruz kalır hasta olan insan sayısı düşer. Çünkü hasta olmak için kişiden kişiye degisebilen belirli bir virüs yüküne maruz kalmak gerekir. Bunun altında kalırsa hasta olmazsanız. Eğer virüse karşı spesifik antikoruniz var ise bu virüs yuku sizin icin daha da yukselir. Ve sonuçta yine hastaliga yakalan daha az insan, daha az hücre, daha az viral çoğalma ve daha az mutasyon olur....

Artılar böyle gider.... Eksileri ne gelince aşı tekrarı gerekiyor, sık aşılanma yan etkilerin ortaya çıkma oranını artırabilir, aşı üretimi maliyetlidir. Tespit edilmemis aşıya bağlı yan etkiler zamanla eklenebilir. Ama sonuçta temel kural fayda zarar hesabıdır. Şuan aşılanmanin sağladığı fayda belirlenen ve belirlenemeyen zararlarından çok ama çok fazla...

Aşı hala korumuyor diyen arkadaşlara basit bir örnek vereyim. Bütün bilimsel veriler ortada ama daha düz mantık olsun. Uzun zamandır covidden sağlık personeli ölümleri çok nadir ve coguda belirli gerekçelerle aşı olmayanlar. Ve şuan dünyadaki en fazla virüs yüküne maruz kalan insanlar sağlık personelleri. Salgınin başında sürekli ölen sağlık çalışanları ne oldu da acaba ölümleri azaldı....

Tip hata yapmaz mı? Tabiki yapar. Yaptı, yapıyor ve yapacak... Bilim bu şekilde gelişir. O güne kadar yapılan araştırma ve sonuçlarına göre en doğru olanı o günün bilimin geldiği noktaya göre süzgeçten geçirerek uygular. Bu durumda basamaklarda hata yapılmış ise sonuç bir süre için hatalı olabilir. Bir arkadas astım sigarasindan bahsetmiş mesela bu hata mıdır sizin takdirinize bırakıyorum.

O astım sigaraları normal günümüz sigaraları gibi değildir. Nikotin için kullanılmaz zaten içerisinde tütün yoktur. O günlerde tip ve ilaç biliminin geldiği noktada gerçekten o dönemin şartlarında fayda sağlayan olarak kullanılmıştır. Şuan uygulanan fitoterapidir aslında kendileri yani bitkilerle tedavidir. Günümüzde astım icin belirli ilaçlar vardir. Ağızdan kullanılan haplardan fısfıs ya da buhar üreten cihazlar direk akciğerler değişik yol ve formlarda verilen ilaçlar üretilmiştir. Bu ilaçların etken maddeleri artık sentetik olarak üretebiliyor olsak da çoğunun asıl kaynakları bitkilerdir. O dönemin şartlarında bazı bitkilerin dumanın astım hastalarını rahatlattigi anlaşılınca bu bitkiler birleştirilerek sigara formuna getiriliyor ki akciğerler daha rahat etki etsin. Oluşan astım krizini çözebilsin. Astım için fısfıs (ventolin) kullananlar beni daha iyi anlayacaktır. Ki o sigara dumanın içerisinde şuan ilaç olarak kullandığımız bazı maddeler olduğu için gerçekten de astım hastaları rahatlamış ve bir dönem hastalara önerilmiştir. O bitkilerden biri mesela banotudur. İçerisinde skopolamin içerir. Karın ağrısı gibi spazm sonucu gelişen iç organ ağrılarını geçirmek için kullanılan butopan (muadili buscopan dır) denilen ilacın etken maddesidir. İç organ agrilarinda spazm çözücü olarak kullanılır. Akciğerlerden alındığında ise astım da oluşan spazmı çözerek hastayı rahatdigi için kullanılmıştır. Bu sadece o sigarada kullanılan bitkilerden biri. Tabi sonradan hem doz ayarlamalardaki problemler hemde bitkilerde doğal olarak bulunan ve yanma sırasında oluşan zararlı maddelerin alınması ve aynı zamanda daha etkili ilaçlar ve ilaç formları çıkmasıyla terkedilmiştir. Şimdi ki akıl ile anormal gelen şey dönemin şartları ile değerlendirildiğinde o dönemin tıbbi ölçüsünde zararlarına göre epey bir süre fayda sağlamıştır. Tabi bu durumu astım olup ventolin diye birşeyin olmadığını düşünebilen arkadaşlar daha iyi anlayacaktır.
 
Son düzenleme:
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,354
39
Konuşmaları takip ettiğim kadarıyla bilgim düzeyinde bazı sorulara cevap vermeye çalışayım.

Neden aşı olmalıyız? Aşı olmayan da hasta oluyorsa aşı olan ile olmayan arasındaki fark ne?

Buna cevap vermeden öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Bir salgın hastalığı bitirmenin en doğal ve en ucuz çözümü çok basittir. Hiç bir şey yapmazsınız. Herkesi kendi haline bırakırsınız ölen ölür hastalığı atlatanlar ise bağışıklık kazanır ve bu durum kitlenin büyük bir bölümünde gerçekleştiğinde artık öldürecek insan sayısı çok azdır ve salgın azalarak sıradan ve kontrol edebilir bir hastalık tablosuna döner. Ama bunu uygulamanın handikapları vardır. Birinci handikap günümüz koşullarında bu uygulama insanı değildir. İkinci handikap siz toplumun çoğunun bağışık olmasını beklerken arada oluşan rasgele mutasyondan dolayı bu doğal bağışıklık hiç bir zaman mümkün olmayabilir. Çünkü virüsler ureyebilmek icin canlı hücreye ihtiyaç duyar. Çoğalmaları sırasında ise çoğalma prosedürlerinden dolayı çok fazla mutasyona yatkındır.

Normalde en basitinden ölü viral aşıları üretmek için çok sayıda virüse ihtiyaç vardir. Bu durumda hücre kültürlerinde virüs bırakarak bunların çoğalması ile sağlanır. Sağlıklı bir virusden milyarlarca virüs üretebilirsiniz. Bunu da yaparken mecazen şöyle yaparsanız. İçerisinde hücre kültürü bulunan şişe içerisine virüs koyarsiniz. Virüs hücrelere kendini kopyalatir ve bir sürü alt nesili üretmiş olursunuz. Artık üreyecek hücre kalmayınca yeni şişelere paylastirirsiniz. Bu şekilde üreme devam eder. İşte bu devamlı üreme aşamaları sırasında rastgele mutasyonlar şekillenir ve daha farklı özellik gösteren virüsler ortaya çıkar. Bu durum rastgeledir daha hastalık yapıcı hale de gelebilir hastalık yapamaz hale de gelebilir. İşte bu yüzden doğal haline bırakmak mantıklı ve insanı değildir.

İkinci çözüm bir ilacı vardır ve bu ilacı hastaya verirsiniz hasta düzelir. İkinci çözüm budur ama viral ilaç geliştirmek kolay değildir ve şu ana kadar çokça çalışılmasına rağmen daha başarılı olunamadi. İlk duruma göre çok insanıdır ama bir tık daha pahalıdır ilacın üretim şekline göre. Ve bu hastalığa ilacımiz yok henüz.

Üçüncü seçenek ise aşı üretir yapay bağışıklık oluşturarak toplumun büyük bölümünü bağışık yaptığınızda ölümlerin büyük oranda önüne geçer daha insani ama daha pahalı yoldan salgını çözersiniz. Bir yerden sonra ilk tobloya döner ve hastalık daha kontrol edilebilir hale gelir. Şuan yapılmayan çalışılan budur.

Bu durumda hasta olunmaz mı? Olunur ama verilerde genellikle hastalık daha az ve daha hafif seyreder. Aynı zaman da ne olur. Virüs daha az insana bulaştığından ötürü daha az hücre ile karşılaşır ve mutasyon ihtimali azalır. Hastalık hafif geçince ne olur virüs hafif geciren kişide yine daha az hücre ile karşılaştığından yine mutasyon ihtimali azalır. Virus savunması daha az olan birey ile ne kadar fazla karşılaşırsa o kadar çok hücre o kadar çok çoğalma ve o kadar çok mutasyon ihtimali olur. Savunmadan kastım kişinin genel savunması değil. Basit tabirle o virüs ile mücadele edecek o virüse özgü antikordur. Buda ya aşı ile ya da hastalığı geçirme ile sağlanır. Başka ne olur daha az üreyen virüs daha az saçılır karşılaşan insanlar daha az virüs yüküne maruz kalır hasta olan insan sayısı düşer. Çünkü hasta olmak için kişiden kişiye degisebilen belirli bir virüs yüküne maruz kalmak gerekir. Bunun altında kalırsa hasta olmazsanız. Eğer virüse karşı spesifik antikoruniz var ise bu virüs yuku sizin icin daha da yukselir. Ve sonuçta yine hastaliga yakalan daha az insan, daha az hücre, daha az viral çoğalma ve daha az mutasyon olur....

Artılar böyle gider.... Eksileri ne gelince aşı tekrarı gerekiyor, sık aşılanma yan etkilerin ortaya çıkma oranını artırabilir, aşı üretimi maliyetlidir. Tespit edilmemis aşıya bağlı yan etkiler zamanla eklenebilir. Ama sonuçta temel kural fayda zarar hesabıdır. Şuan aşılanmanin sağladığı fayda belirlenen ve belirlenemeyen zararlarından çok ama çok fazla...

Aşı hala korumuyor diyen arkadaşlara basit bir örnek vereyim. Bütün bilimsel veriler ortada ama daha düz mantık olsun. Uzun zamandır covidden sağlık personeli ölümleri çok nadir ve coguda belirli gerekçelerle aşı olmayanlar. Ve şuan dünyadaki en fazla virüs yüküne maruz kalan insanlar sağlık personelleri. Salgınin başında sürekli ölen sağlık çalışanları ne oldu da acaba ölümleri azaldı....

Tip hata yapmaz mı? Tabiki yapar. Yaptı, yapıyor ve yapacak... Bilim bu şekilde gelişir. O güne kadar yapılan araştırma ve sonuçlarına göre en doğru olanı o günün bilimin geldiği noktaya göre süzgeçten geçirerek uygular. Bu durumda basamaklarda hata yapılmış ise sonuç bir süre için hatalı olabilir. Bir arkadas astım sigarasindan bahsetmiş mesela bu hata mıdır sizin takdirinize bırakıyorum.

O astım sigaraları normal günümüz sigaraları gibi değildir. Nikotin için kullanılmaz zaten içerisinde tütün yoktur. O günlerde tip ve ilaç biliminin geldiği noktada gerçekten o dönemin şartlarında fayda sağlayan olarak kullanılmıştır. Şuan uygulanan fitoterapidir aslında kendileri yani bitkilerle tedavidir. Günümüzde astım icin belirli ilaçlar vardir. Ağızdan kullanılan haplardan fısfıs ya da buhar üreten cihazlar direk akciğerler değişik yol ve formlarda verilen ilaçlar üretilmiştir. Bu ilaçların etken maddeleri artık sentetik olarak üretebiliyor olsak da çoğunun asıl kaynakları bitkilerdir. O dönemin şartlarında bazı bitkilerin dumanın astım hastalarını rahatlattigi anlaşılınca bu bitkiler birleştirilerek sigara formuna getiriliyor ki akciğerler daha rahat etki etsin. Oluşan astım krizini çözebilsin. Astım için fısfıs (ventolin) kullananlar beni daha iyi anlayacaktır. Ki o sigara dumanın içerisinde şuan ilaç olarak kullandığımız bazı maddeler olduğu için gerçekten de astım hastaları rahatlamış ve bir dönem hastalara önerilmiştir. O bitkilerden biri mesela banotudur. İçerisinde skopolamin içerir. Karın ağrısı gibi spazm sonucu gelişen iç organ ağrılarını geçirmek için kullanılan butopan (muadili buscopan dır) denilen ilacın etken maddesidir. İç organ agrilarinda spazm çözücü olarak kullanılır. Akciğerlerden alındığında ise astım da oluşan spazmı çözerek hastayı rahatdigi için kullanılmıştır. Bu sadece o sigarada kullanılan bitkilerden biri. Tabi sonradan hem doz ayarlamalardaki problemler hemde bitkilerde doğal olarak bulunan ve yanma sırasında oluşan zararlı maddelerin alınması ve aynı zamanda daha etkili ilaçlar ve ilaç formları çıkmasıyla terkedilmiştir. Şimdi ki akıl ile anormal gelen şey dönemin şartları ile değerlendirildiğinde o dönemin tıbbi ölçüsünde zararlarına göre epey bir süre fayda sağlamıştır. Tabi bu durumu astım olup ventolin diye birşeyin olmadığını düşünebilen arkadaşlar daha iyi anlayacaktır.
Dediğiniz gibi astım için kullanılan sigaralar mutlaka günümüzde kullanılanlar gibi değildir. Siz söyledikten sonra içinde ne var diye merak ettim ve dul avrat otu yani atropin içerdiğini gördüm. Göz hekimlerinin, göz bebeklerini büyütmek için kullandıkları damlalardaki etken maddeye benziyor. Taşikardi, zihin bulanıklığı, göz bebeklerinde büyüme ve halüsinasyon gibi yan etkileri varmış. Bazıları, astım hastalarının kullandığı ve aynı zamanda fitness camiasında yağ yakıcı olarak kullanılan Clenbuterol'e benziyor. Hadi sigarayı geçtim eroin konusu bir facia.

Solunum yolları virüslerinde aşı işe yarasaydı, grip diye bir şey kalmazdı dünyada. Mutasyon geçirdikçe siz sürekli aşı üretmek zorunda kalacaksınız. Zaten Canan Karatay da aynısını söylemiyor mu ? Bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum çünkü tartışmaktan yoruldum?
 
Geri
Üst Alt