Asistan doktor "Prospektüsü Okumayın" dedi.

Biraz önce doktordan çıktım. Tam 45 dakika ilgilendi ve üzerine holter takibi başlattı. Benim hoşuma gitmeyen ilaç, doktorun da hoşuna gitmedi ve iptal etti. Ek olarak ömür boyu kan sulandırıcı kullanmamın gerektiğini ve hastanenin neden vermediğini anlamadığını söyledi. Bana verilen ilacın da holter takibi olmadan verilmemesi gerektiğini ekledi. Hatta kendisi olsa kullanmaz dedi. Holter takibi sonrasında da yaşım gereği rytmonorm dozunu ayarlamasının daha doğru olacağını söyleyip o ilacı denklem dışı bıraktı.

Kesinlikle memnun kaldım. En kısa zamanda genel sağlık sigortasını iptal edip sadece yatış için özel sağlık sigortası yaptıracağım. Bundan sonra devlet hastanelerinde işim olmaz.

Ayakta tedavileri de kendi cebimden öderim. Aynı toplam bedele düzgün hizmet alırım en azından.

Ömer Çolak' Alıntı:

Biraz önce doktordan çıktım. Tam 45 dakika ilgilendi ve üzerine holter takibi başlattı. Benim hoşuma gitmeyen ilaç, doktorun da hoşuna gitmedi ve iptal etti. Ek olarak ömür boyu kan sulandırıcı kullanmamın gerektiğini ve hastanenin neden vermediğini anlamadığını söyledi. Bana verilen ilacın da holter takibi olmadan verilmemesi gerektiğini ekledi. Hatta kendisi olsa kullanmaz dedi. Holter takibi sonrasında da yaşım gereği rytmonorm dozunu ayarlamasının daha doğru olacağını söyleyip o ilacı denklem dışı bıraktı.

Kesinlikle memnun kaldım. En kısa zamanda genel sağlık sigortasını iptal edip sadece yatış için özel sağlık sigortası yaptıracağım. Bundan sonra devlet hastanelerinde işim olmaz.

Ayakta tedavileri de kendi cebimden öderim. Aynı toplam bedele düzgün hizmet alırım en azından.

Genişletmek için tıkla ...

Uzun süredir kesinlikle Devlet hastanelerini tercih etmiyorum. Saçma sapan şeyler için para bulabiliyorsam, sağlığım için de bulabilirim, genel felsefem bu. Sadece verdikleri ilaçlar değil kullandıkları cihazların dahi kalibrasyonu bozuk oluyor, yanlış ölçümler yapıp hatalı sonuçlara yol açıyorlar.

Genel bir kan testi yaptırmak istedim, tiroidimde sorun var çünkü, takip istiyor. Aile hekimliğindeki hemşire akrabamız oluyor, özele gitme gel burada hallederiz dedi. Ertesi gün telefon çaldı baktım aile hekimi beni arıyor. Bana diyor ki, acilen buraya gelin veya ambulans çağırın, aPTT yani pıhtılaşma testiniz olağan dışı çıktı, şu an iç kanama geçiriyor olabilirsiniz. Ben de panik yaptım, hemen özel hastaneye gittim. Bütün değerlerim normal çıktı.

Buna benzer bir çok kötü tecrübem oldu. Aynı anda 2 tane antibiyotik yazan hekim, bu 2 antibiyotiği bir hekimin yazmış olacağına inanmak istemeyen, benim kendi başıma eczaneden aldığımı düşünen diğer hekimi ikna etme çabalarım, annemin korona döneminde ortadan kaybettirilen hatalı röntgen sonucu vb.

Kısacası çok geçmiş olsun. Seninle benzer sorunu yaşayan bir tanıdığım için aşağıdaki holter cihazını satın almıştık. Gerçi onda kalp sorunu yok ama panik atak geçirince nabzı düzensiz atıyor.

Unforgotten' Alıntı:

Uzun süredir kesinlikle Devlet hastanelerini tercih etmiyorum. Saçma sapan şeyler için para bulabiliyorsam, sağlığım için de bulabilirim, genel felsefem bu. Sadece verdikleri ilaçlar değil kullandıkları cihazların dahi kalibrasyonu bozuk oluyor, yanlış ölçümler yapıp hatalı sonuçlara yol açıyorlar.

Genel bir kan testi yaptırmak istedim, tiroidimde sorun var çünkü, takip istiyor. Aile hekimliğindeki hemşire akrabamız oluyor, özele gitme gel burada hallederiz dedi. Ertesi gün telefon çaldı baktım aile hekimi beni arıyor. Bana diyor ki, acilen buraya gelin veya ambulans çağırın, aPTT yani pıhtılaşma testiniz olağan dışı çıktı, şu an iç kanama geçiriyor olabilirsiniz. Ben de panik yaptım, hemen özel hastaneye gittim. Bütün değerlerim normal çıktı.

Buna benzer bir çok kötü tecrübem oldu. Aynı anda 2 tane antibiyotik yazan hekim, bu 2 antibiyotiği bir hekimin yazmış olacağına inanmak istemeyen, benim kendi başıma eczaneden aldığımı düşünen diğer hekimi ikna etme çabalarım, annemin korona döneminde ortadan kaybettirilen hatalı röntgen sonucu vb.

Kısacası çok geçmiş olsun. Seninle benzer sorunu yaşayan bir tanıdığım için aşağıdaki holter cihazını satın almıştık. Gerçi onda kalp sorunu yok ama panik atak geçirince nabzı düzensiz atıyor.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Genişletmek için tıkla ...

Çok teşekkür ederim. Umarım o cihaza satın almam gerekecek kadar ihtiyaç duymam.

Bundan sonra dediğiniz gibi paramı sağlığıma harcarken korkmayacağım. Fark çok ciddi çünkü.

Ömer Çolak' Alıntı:

Çok teşekkür ederim. Umarım o cihaza satın almam gerekecek kadar ihtiyaç duymam.

Bundan sonra dediğiniz gibi paramı sağlığıma harcarken korkmayacağım. Fark çok ciddi çünkü.

Genişletmek için tıkla ...

Bu suriyeler öncesi sistem daha iyidi şimdi adamlara öncelikli sıra veriyorlar.
Ya kardeşim kaç yıldır burdalar artık öncelik tanınmasın.
Vergi ödemezler öncelikli sağlık hizmeti nakit yardımı.
Gönderin gitsin yada vatandaşlık verin küfeyi atın sırtınızdan.

Ömer Çolak' Alıntı:

Biraz önce doktordan çıktım. Tam 45 dakika ilgilendi ve üzerine holter takibi başlattı. Benim hoşuma gitmeyen ilaç, doktorun da hoşuna gitmedi ve iptal etti. Ek olarak ömür boyu kan sulandırıcı kullanmamın gerektiğini ve hastanenin neden vermediğini anlamadığını söyledi. Bana verilen ilacın da holter takibi olmadan verilmemesi gerektiğini ekledi. Hatta kendisi olsa kullanmaz dedi. Holter takibi sonrasında da yaşım gereği rytmonorm dozunu ayarlamasının daha doğru olacağını söyleyip o ilacı denklem dışı bıraktı.

Kesinlikle memnun kaldım. En kısa zamanda genel sağlık sigortasını iptal edip sadece yatış için özel sağlık sigortası yaptıracağım. Bundan sonra devlet hastanelerinde işim olmaz.

Ayakta tedavileri de kendi cebimden öderim. Aynı toplam bedele düzgün hizmet alırım en azından.

Genişletmek için tıkla ...

Öncelikle geç cevap verdiğim için hepinizden özür dilerim. Bugün oğlumuzun doğum günüydü. O yüzden hazırlık, ortalığı toparlama v.s. derken foruma bakamadım.

Sonrasında ana konu ile ilgili bir başka hekimden doyurucu ve doğru sonuçları almanız, doğru yönlendirmelerle ayrılmanız nedeniyle açıklama yapmam gereken bir başka husus olduğunu düşünmüyorum. Sadece bir kaç detay ile ilgili ekleme yapabilirim;

Sizi forumdan az çok tanıdığım için kullanım alışkanlıklarınızın (Nargile v.s.) olağanüstü olabileceğini zaten aklıma getirmedim. Dolayısıyla birey spesifik değerlerin incelenmesi ve ona göre sonuç alınması gerekliydi ve görüştüğünüz hekim bunu sağladı. Detaylara gelince;

Birincisi tansiyon değeri, öncelikle tansiyon değeri sağlık profesyonellerinin BİRÇOĞU tarafından kabul edildiği üzere bireye özgüdür. Yani her yerde duyup gördüğümüz 12-7 13-8 gibi ortalama bir tansiyon değeri yoktur. Bir kişinin beden yapısına, genetik karakterine, yaşam alışkanlıklarına göre 11-18 tansiyon normal iken aynı değer bir başkası için şok tablosunun başlangıcı olabilir.

Bu bilgileri netleştirmek için Hekimlerin başvurduğu en önemli teknik ANAMNEZ' dir. Hastaya sohbet esnasında sorulan BÜTÜN sorular hastanın hastalığı, hastalığın prognozu, tedavi olasılıkları ve yöntemleri, hastalığın sebepleri konusunda bilgi edinme amaçlıdır-olmalıdır.

Prospektüs konusuna gelecek olursak; Bu aslında bizim meslektaşlarımız arasında da hep paylaştığımız, benim sıklıkla söylediğim ancak çoğunlukla uygulanmayan şu düsturdan kaynaklanır; "2 dakika fazla konuş, sonra sıkıntı olmasın." Sadece o iki dakikalık konuşmayı yapmamak için bazen rutinden sapan bazen de tüm hastaları aynı kefeye koyan bir anlayışla (Aynı zamanda prospektüs okuyup prospektüsteki "Hekim onayıyla kullanılmalıdır ya da hekiminizin tavsiye ettiği şekilde" ibarelerini hiçe sayarak ilacı hekime anlatmaya gelen bir hastayı da gözünüzde canlandırın lütfen) geçiştirme cümlesidir. Yanlış mıdır? Bana göre zaten kesinlikle yanlıştır.

Sonucun müspet olması ve çözüm üretilmesi beni gerçekten çok sevindirdi. Gecikme dolayısıyla tekrar kusura bakmayın, girip cevap yazamadıkça içim içimi yedi, belki elimden gelen ya da benim müdahale edebileceğim hiç bir şey yoktu ama yine de özürlerimi kabul edin.

Son olarak sizleri biraz kızdırmak istiyorum. (Aslında kızmamanızı temenni ediyorum.) Veteriner değil Veteriner Hekimi. Neden bu konuda bu kadar hassas olduğuma gelecek olursak, veteriner kelimesi normal koşullarda "Hayvan, Hayvan ile ilgili, Hayvanın karın bölgesi ile ilgili" anlamlarına gelmektedir. Dolayısıyla söz konusu candaşların (Kedi, köpek, kuş v.s.) kendisine biz böyle hitap etmiyorken sizlerden bunu istirham etmem umarım kırgınlık yaratmaz. Çok geçmiş olsun dileklerimle...

Ömer Çolak' Alıntı:

Ek olarak ömür boyu kan sulandırıcı kullanmamın gerektiğini ve hastanenin neden vermediğini anlamadığını söyledi.

Genişletmek için tıkla ...

Taburcu dosyamda yoğun bakıma girişte "Düzenli YOAK kullandığı bilinen hasta, atriyal fibrilasyon ön tanısıyla yatırıldı." yazmaktaymış. Buradaki YOAK, kan sulandırıcı anlamına geliyormuş. Tabi kimse hastayla iletişime geçmediği için bu cümlenin sadece acil serviste geçirdiğim 12 saat için geçerli olduğunu varsaymamışlar. Hayatım boyunca zaten bunun farkındaymışım da kan sulandırıcı kullanıyormuşum gibi algılanmış. Ne yazık ki atriyal fibrilasyonda atak anlarında pıhtı oluşmasını engellemek için aspirin kullanımı gerekiyormuş. Oradaki aceleye getirilen iş nedeniyle kumarda düşük ama ömürde büyük olan bir riskle pıhtı atma komplikasyonlarıyla boğuşmak zorunda kalabilirdim.

Unutulmamalı ki risk herkes için %1 olup sizin için %100 olabilir. Doktorumun bugün bana kurduğu cümle buydu. Belki de bu gün sadece 2000 TL'ye önümdeki belki 40 yıllık ömrümü kurtardım.

Bu örnekte de olduğu gibi maalesef hasta olarak bizlere tedavimizi takip edip araştırma yükü düşüyor.

slowfood' Alıntı:

Öncelikle geç cevap verdiğim için hepinizden özür dilerim. Bugün oğlumuzun doğum günüydü. O yüzden hazırlık, ortalığı toparlama v.s. derken foruma bakamadım.

Genişletmek için tıkla ...

Mutlu yıllar olsun

slowfood' Alıntı:

Birincisi tansiyon değeri, öncelikle tansiyon değeri sağlık profesyonellerinin BİRÇOĞU tarafından kabul edildiği üzere bireye özgüdür. Yani her yerde duyup gördüğümüz 12-7 13-8 gibi ortalama bir tansiyon değeri yoktur. Bir kişinin beden yapısına, genetik karakterine, yaşam alışkanlıklarına göre 11-18 tansiyon normal iken aynı değer bir başkası için şok tablosunun başlangıcı olabilir.

Genişletmek için tıkla ...

Bu çok değerli bilgi için ekstra teşekkür ederim. Gerçekten şu sıra bilgiye açım.

slowfood' Alıntı:

Sizi forumdan az çok tanıdığım için kullanım alışkanlıklarınızın (Nargile v.s.) olağanüstü olabileceğini zaten aklıma getirmedim. Dolayısıyla birey spesifik değerlerin incelenmesi ve ona göre sonuç alınması gerekliydi ve görüştüğünüz hekim bunu sağladı.

Genişletmek için tıkla ...

Yılda 1 kere belki. Alkol de aynı şekilde ayda 1 kere düşük miktarda. Sigara yok. Alışkanlıklarım yok sayılabilir.

slowfood' Alıntı:

benim sıklıkla söylediğim ancak çoğunlukla uygulanmayan şu düsturdan kaynaklanır; "2 dakika fazla konuş, sonra sıkıntı olmasın."

Genişletmek için tıkla ...

Özetle benden aldığı tek bilgi çarpıntımın devam ettiğiydi ve diğerlerini umursamadı bile. "Tamam cordoron yazalım bir de öyle deneyelim." ile bitirdi.

slowfood' Alıntı:

Aynı zamanda prospektüs okuyup prospektüsteki "Hekim onayıyla kullanılmalıdır ya da hekiminizin tavsiye ettiği şekilde" ibarelerini hiçe sayarak ilacı hekime anlatmaya gelen bir hastayı da gözünüzde canlandırın lütfen

Genişletmek için tıkla ...

Kesinlikle bunu anlayabilirim. Bugün doktoruma aynı şeyleri anlattığımda bana kalbimin üst kısmının halen titreyerek atabildiğini ve bu sebeple yorgunluk/uyku oluşturacağını düşündüğünü söyledi. Tabi başka sebepleri de olabileceğini ama önümüzdeki 1-2 ay için sebebinin bu olduğunu varsaymamızın doğru olacağını açıkladı. Bu kısacık cümleyle bu konudaki merakımı gidermesi mümkündü yani. "Prospektüsü okumayın" lafı ile bu cümle arasında çok ciddi fark var. Göğüs ağrım için de durumun akciğerde sıvı birikimine sebep olabileceği ve önemli olmadığını söyledi. Akciğer ile vücut tansiyonu arasında fark oluyormuş. Mitral yetmezlik seviyem çok düşük olduğundan risk yokmuş.

Yani doktorum beni cahil yerine koymaktansa güzelce aydınlatmayı tercih etti. Tıp konusunda cahil biriyim doğal olarak ama beni ilgilendiren konularda bilgi alarak konu özelindeki cahiliyetimi gidermesi çok kolay belli ki.

slowfood' Alıntı:

Sonucun müspet olması ve çözüm üretilmesi beni gerçekten çok sevindirdi. Gecikme dolayısıyla tekrar kusura bakmayın, girip cevap yazamadıkça içim içimi yedi, belki elimden gelen ya da benim müdahale edebileceğim hiç bir şey yoktu ama yine de özürlerimi kabul edin.

Genişletmek için tıkla ...

Ne özrü hocam çok teşekkür ederim. Merakla bekliyordum ve beklemekten şikayetçi değildim.

slowfood' Alıntı:

Son olarak sizleri biraz kızdırmak istiyorum. (Aslında kızmamanızı temenni ediyorum.) Veteriner değil Veteriner Hekimi. Neden bu konuda bu kadar hassas olduğuma gelecek olursak, veteriner kelimesi normal koşullarda "Hayvan, Hayvan ile ilgili, Hayvanın karın bölgesi ile ilgili" anlamlarına gelmektedir. Dolayısıyla söz konusu candaşların (Kedi, köpek, kuş v.s.) kendisine biz böyle hitap etmiyorken sizlerden bunu istirham etmem umarım kırgınlık yaratmaz. Çok geçmiş olsun dileklerimle...

Genişletmek için tıkla ...

Bu konuyu da cahilliğimize verin. Gerçekten bilmiyordum. Cümlenizde bunu vurguladığınızı farketmiştim ancak Veteriner Teknikeri ile Veteriner Hekimi arasındaki farkı falan ifade ediyorsunuz da benim bilgim yetmediği için anlamıyorum sanmıştım. Tekrar özür dilerim.

Burada birkaç yerde de söylediğim gibi taşınmamdan ve kedi sahiplendirme süreçlerinde aktif rol almamdan dolayı çok fazla Veteriner Hekim tecrübem oldu. Kesinlikle işinizi layığıyla yapıyorsunuz ve bunu genelleyerek söyleyebiliyorum gönül rahatlığıyla. Bunun kaynağı da muhtemelen cana verdiğiniz değer.

Değerli cevabınız ve iyi dilekleriniz için tekrar teşekkür ederim.

Ömer Çolak' Alıntı:

Taburcu dosyamda yoğun bakıma girişte "Düzenli YOAK kullandığı bilinen hasta, atriyal fibrilasyon ön tanısıyla yatırıldı." yazmaktaymış. Buradaki YOAK, kan sulandırıcı anlamına geliyormuş. Tabi kimse hastayla iletişime geçmediği için bu cümlenin sadece acil serviste geçirdiğim 12 saat için geçerli olduğunu varsaymamışlar. Hayatım boyunca zaten bunun farkındaymışım da kan sulandırıcı kullanıyormuşum gibi algılanmış. Ne yazık ki atriyal fibrilasyonda atak anlarında pıhtı oluşmasını engellemek için aspirin kullanımı gerekiyormuş. Oradaki aceleye getirilen iş nedeniyle kumarda düşük ama ömürde büyük olan bir riskle pıhtı atma komplikasyonlarıyla boğuşmak zorunda kalabilirdim.

Unutulmamalı ki risk herkes için %1 olup sizin için %100 olabilir. Doktorumun bugün bana kurduğu cümle buydu. Belki de bu gün sadece 2000 TL'ye önümdeki belki 40 yıllık ömrümü kurtardım.

Bu örnekte de olduğu gibi maalesef hasta olarak bizlere tedavimizi takip edip araştırma yükü düşüyor.

Genişletmek için tıkla ...

Bununla ilgili hoş olmayan bir tecrübemizi kısaca paylaşmak istiyorum;

Daha önce 3 kez farklı zamanlarda kullanılan aynı etken maddeli antibiyotik, 4. kullanımda 7 günlük kullanımın son tabletinde (Özellikle tekrarlıyorum 7 günün sonunda) aşırı duyarlılık reaksiyonu ile vücutta tepkiye yol açtı. İlk gün acile gittiğimizde rutin aşırı duyarlılık reaksiyonu tedavi prosedürü başladı ve antihistaminik, kortizon tedavisi ile taburcu edildi. Vücutta generalize papül, veziküller, hematomlar mevcuttu. Genel olarak iyileşme etikisi görüldüğü için taburcu olduk ve döndük. Ben araştırmaya başladım ve Stevens Johnson sendromu dediğimiz aşırı duyarlılıkta organ kayıplarına kadar gidebilen bir sendrom belirtileriyle eşleştirdim. 2. gün tüm belirtiler iki katına çıktı ve hasta giderek ayakta duramamaya, genel durumu kötüleşmeye başladı. Yine servise gitmemize imkan olmadan acile yetişmek zorunda kaldık ve bir başka ilçe Acil servisine ulaştık. Orada yine sıvı sağaltımı ve aynı tedavi prosedürü uygulandı. TDP (Taze Donmuş Plazma) uygulaması istediğimi, belirtileri, prognozu, hastanın hastane dışındaki değerlerini aktardım ve mesleğimi de belirttim. Ürünü temin edemeyeceklerini belirtip taburcu ettiler. Hasta yine anlık olarak ayağa kalkabilmişti. 2. günün devamında ve 3. günün gün içinde bir dermatoloji profesörü ile görüştük. (Hastaya sürekli dermatoloji hastası olarak bakıyorlardı.) Kendisinin "Tamam yatış alalım, kortizon başlayalım." cümlesi üzerine ben insanlığımı kaybettim (Evet kusura bakmayın bu tabir için.) ve Hastayı taburcu edin dedim. Çıktık. Akşamına hasta nabız 40-30 düzeylerine gelmişken ambulans istedik. Ben bir taraftan kalp masajına başladım, diğer taraftan hasta monitörünü taktım bekliyorum. Tıp fakültesi acil servisine giriş yaptık. İlk cümle "Kortizon, Antihistaminik, sıvı sağaltımı.". Aynı şekilde durumu anlattım. Hekim olduğumu, hastanın kalp sağlığının artık durumu kaldıramayacağını, ya TDP verilmesini ya da görüşebileceğim kim varsa en kısa zamanda görüşeceğimi belirttim. 2 ünite TDP uygulandı ve 2 saat sonra taburcu olduk. Belirtiler 1 hafta içinde başka hiçbir uygulama yapılmadan geçti. Aylar sonra karadeniz bölgesinde bir hastanın gözünü ve bir kolunu söz konusu sendromdan dolayı kaybettiğini öğrendik. Hasta eşimdi.

Ömer Çolak' Alıntı:

Mutlu yıllar olsun


Bu çok değerli bilgi için ekstra teşekkür ederim. Gerçekten şu sıra bilgiye açım.


Yılda 1 kere belki. Alkol de aynı şekilde ayda 1 kere düşük miktarda. Sigara yok. Alışkanlıklarım yok sayılabilir.


Özetle benden aldığı tek bilgi çarpıntımın devam ettiğiydi ve diğerlerini umursamadı bile. "Tamam cordoron yazalım bir de öyle deneyelim." ile bitirdi.


Kesinlikle bunu anlayabilirim. Bugün doktoruma aynı şeyleri anlattığımda bana kalbimin üst kısmının halen titreyerek atabildiğini ve bu sebeple yorgunluk/uyku oluşturacağını düşündüğünü söyledi. Tabi başka sebepleri de olabileceğini ama önümüzdeki 1-2 ay için sebebinin bu olduğunu varsaymamızın doğru olacağını açıkladı. Bu kısacık cümleyle bu konudaki merakımı gidermesi mümkündü yani. "Prospektüsü okumayın" lafı ile bu cümle arasında çok ciddi fark var. Göğüs ağrım için de durumun akciğerde sıvı birikimine sebep olabileceği ve önemli olmadığını söyledi. Akciğer ile vücut tansiyonu arasında fark oluyormuş. Mitral yetmezlik seviyem çok düşük olduğundan risk yokmuş.

Yani doktorum beni cahil yerine koymaktansa güzelce aydınlatmayı tercih etti. Tıp konusunda cahil biriyim doğal olarak ama beni ilgilendiren konularda bilgi alarak konu özelindeki cahiliyetimi gidermesi çok kolay belli ki.


Ne özrü hocam çok teşekkür ederim. Merakla bekliyordum ve beklemekten şikayetçi değildim.


Bu konuyu da cahilliğimize verin. Gerçekten bilmiyordum. Cümlenizde bunu vurguladığınızı farketmiştim ancak Veteriner Teknikeri ile Veteriner Hekimi arasındaki farkı falan ifade ediyorsunuz da benim bilgim yetmediği için anlamıyorum sanmıştım. Tekrar özür dilerim.

Burada birkaç yerde de söylediğim gibi taşınmamdan ve kedi sahiplendirme süreçlerinde aktif rol almamdan dolayı çok fazla Veteriner Hekim tecrübem oldu. Kesinlikle işinizi layığıyla yapıyorsunuz ve bunu genelleyerek söyleyebiliyorum gönül rahatlığıyla. Bunun kaynağı da muhtemelen cana verdiğiniz değer.

Değerli cevabınız ve iyi dilekleriniz için tekrar teşekkür ederim.

Genişletmek için tıkla ...

İşte "2 dakika fazla konuşun." cümlesinin karşılığı. Bu bilgileri size aktarırken belki 2 dakika bile harcamamıştır. Bir dipnot daha, geçtiğimiz günlerde bizim mesleğimize ait bir webinar diyebileceğimiz canlı youtube içeriği paylaşıldı. Çok değerli hocalarımız bir hastalık süreci ile ilgili bilgilendirme yaptı. Yayına katılan sayısı 73' tü. Yayın dünya çapında izlemeye açıktı. Bulunduğum ilde (Sadece ilde) 600 Veteriner Hekim Mevcut. Sanırım yorum yapmama gerek kalmıyor.

slowfood' Alıntı:

Bununla ilgili hoş olmayan bir tecrübemizi kısaca paylaşmak istiyorum;

Daha önce 3 kez farklı zamanlarda kullanılan aynı etken maddeli antibiyotik, 4. kullanımda 7 günlük kullanımın son tabletinde (Özellikle tekrarlıyorum 7 günün sonunda) aşırı duyarlılık reaksiyonu ile vücutta tepkiye yol açtı. İlk gün acile gittiğimizde rutin aşırı duyarlılık reaksiyonu tedavi prosedürü başladı ve antihistaminik, kortizon tedavisi ile taburcu edildi. Vücutta generalize papül, veziküller, hematomlar mevcuttu. Genel olarak iyileşme etikisi görüldüğü için taburcu olduk ve döndük. Ben araştırmaya başladım ve Stevens Johnson sendromu dediğimiz aşırı duyarlılıkta organ kayıplarına kadar gidebilen bir sendrom belirtileriyle eşleştirdim. 2. gün tüm belirtiler iki katına çıktı ve hasta giderek ayakta duramamaya, genel durumu kötüleşmeye başladı. Yine servise gitmemize imkan olmadan acile yetişmek zorunda kaldık ve bir başka ilçe Acil servisine ulaştık. Orada yine sıvı sağaltımı ve aynı tedavi prosedürü uygulandı. TDP (Taze Donmuş Plazma) uygulaması istediğimi, belirtileri, prognozu, hastanın hastane dışındaki değerlerini aktardım ve mesleğimi de belirttim. Ürünü temin edemeyeceklerini belirtip taburcu ettiler. Hasta yine anlık olarak ayağa kalkabilmişti. 2. günün devamında ve 3. günün gün içinde bir dermatoloji profesörü ile görüştük. (Hastaya sürekli dermatoloji hastası olarak bakıyorlardı.) Kendisinin "Tamam yatış alalım, kortizon başlayalım." cümlesi üzerine ben insanlığımı kaybettim (Evet kusura bakmayın bu tabir için.) ve Hastayı taburcu edin dedim. Çıktık. Akşamına hasta nabız 40-30 düzeylerine gelmişken ambulans istedik. Ben bir taraftan kalp masajına başladım, diğer taraftan hasta monitörünü taktım bekliyorum. Tıp fakültesi acil servisine giriş yaptık. İlk cümle "Kortizon, Antihistaminik, sıvı sağaltımı.". Aynı şekilde durumu anlattım. Hekim olduğumu, hastanın kalp sağlığının artık durumu kaldıramayacağını, ya TDP verilmesini ya da görüşebileceğim kim varsa en kısa zamanda görüşeceğimi belirttim. 2 ünite TDP uygulandı ve 2 saat sonra taburcu olduk. Belirtiler 1 hafta içinde başka hiçbir uygulama yapılmadan geçti. Aylar sonra karadeniz bölgesinde bir hastanın gözünü ve bir kolunu söz konusu sendromdan dolayı kaybettiğini öğrendik. Hasta eşimdi.

Genişletmek için tıkla ...

Çok geçmiş olsun. Böyle olaylara karşı kendimizi savunmak zorunda olmak oldukça üzücü. Biraz ezbere çalışıyor oralardaki sistem maalesef bu örnekte de net bir şekilde görüldüğü üzere. Ben de bu yüzden bu bilgisiz halime kalem kalem bilgi katarak bu süreci keşke demeyeceğim bir yola sokmaya çalışıyorum.

Tekrar çok geçmiş olsun.

slowfood' Alıntı:

İşte "2 dakika fazla konuşun." cümlesinin karşılığı. Bu bilgileri size aktarırken belki 2 dakika bile harcamamıştır. Bir dipnot daha, geçtiğimiz günlerde bizim mesleğimize ait bir webinar diyebileceğimiz canlı youtube içeriği paylaşıldı. Çok değerli hocalarımız bir hastalık süreci ile ilgili bilgilendirme yaptı. Yayına katılan sayısı 73' tü. Yayın dünya çapında izlemeye açıktı. Bulunduğum ilde (Sadece ilde) 600 Veteriner Hekim Mevcut. Sanırım yorum yapmama gerek kalmıyor.

Genişletmek için tıkla ...

Hocam o konuda bir kamuoyu oluşmadan çözülmesi zor gibi. Ben sürekli Veteriner Hekim tecrübesine sahip olduğum halde bu isimlendirme konusundaki hassasiyeti duymamıştım. Gerçi orada hekime hocam diye hitap ettiğimiz için konusunun açılmamış olması normal

Sanırım buna benzer bir durum hakim ile savcı konusunda da vardı. İkisi aynı rütbeymiş falan herhalde. Duyduğum halde halen bilmiyorum.

Toplum olarak genel kültür seviyemiz çok düşük ve bu konuda hassasiyetle kendimi geliştirmeye çalışsam bile düşük kalmaya devam ediyor gibi gözüküyor. Bu da kendime öz eleştiri olsun.

Bizlerin yoğun takip ettiği ortak bir tüylü dostlara ait platform yok sanırım. Tüylü dostlarımız için çok takipçili çok fazla sayfa var ancak merkezi bir topluluk oluşmadı veya bize ulaşmadı henüz. Aslında burada bir fırsat yatıyor olabilir böyle bir platform oluşturup hem gelir hem kitle yönetmek adına.

Ömer Çolak' Alıntı:

Hocam o konuda bir kamuoyu oluşmadan çözülmesi zor gibi. Ben sürekli Veteriner Hekim tecrübesine sahip olduğum halde bu isimlendirme konusundaki hassasiyeti duymamıştım. Gerçi orada hekime hocam diye hitap ettiğimiz için konusunun açılmamış olması normal

Sanırım buna benzer bir durum hakim ile savcı konusunda da vardı. İkisi aynı rütbeymiş falan herhalde. Duyduğum halde halen bilmiyorum.

Toplum olarak genel kültür seviyemiz çok düşük ve bu konuda hassasiyetle kendimi geliştirmeye çalışsam bile düşük kalmaya devam ediyor gibi gözüküyor. Bu da kendime öz eleştiri olsun.

Bizlerin yoğun takip ettiği ortak bir tüylü dostlara ait platform yok sanırım. Tüylü dostlarımız için çok takipçili çok fazla sayfa var ancak merkezi bir topluluk oluşmadı veya bize ulaşmadı henüz. Aslında burada bir fırsat yatıyor olabilir böyle bir platform oluşturup hem gelir hem kitle yönetmek adına.

Genişletmek için tıkla ...

Açıkçasını söylemek gerekirse bizim meslektaşlarımız kocamaaan harflerle VETERİNER tabelası altında meslek icra etmeye çalışıp, hasta sahibinin karşısına önlükle çıkmayı zulüm olarak görmeye devam ettikçe bu kolay kolay düzelmez azizim. Ancak işte benim gibi çok normal olmayan diyeyim. meslektaşlarımızın yönlendirmesiyle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Bu arada benim mesleki geçmişim Antalya Hayvanat Bahçesi, Antalya Sahipsiz Hayvan Barınağı ve Antalya Hayvan Hastanesi' ne dayanır. Sizden iyi olmasınlar hocalarımız, abilerimiz, ablalarımız bu noktalarda bizlere çok şey kattı. Onlar kadar olmasa da bizler üzerine bir şeyler eklemeye çalışıyoruz.

Hakim, Savcı konusunda elbette ki (Epey zaman oldu Sayın Müşteki ' yi anmayalı. Çok rahatsız etmiyoruzdur umarım.) Sayın Müşteki beni düzeltecektir ama benim bildiğim "Hakim Mahkeme Başkanı, Savcı Kamu davalarında Kamu adına Savunma avukatıdır." kadardır. Açıkçası hukuk ile ilgili dersler aldık ama bölümüm Uluslararası ilişkiler olduğu için herşeyden biraz aldık.

Platformlar konusunda da şöyle bir handikap var. Öncelikle hasta sahipleri olarak doğru yönde bilinçlenme için bir çalışma yapılmalı. Ancak bizde "Hepimizin bildiği gibi" (Sözüm meclisten dışarı) hasta sahibi herhangi bir tedavi yöntemini öğrendiğinde benzer görülen her semptom, belirti, olasılığa aynı tedaviyi kendisi uyguluyor hatta uygulatıyor. Tabii yaklaşık 40 hastalık aynı belirtileri gösterdiği için bazen tutuyor kendisi hekim oluyor, bazen tutmuyor "Hekim doğru tedavi etmemiş." oluyor. İkinci handikapta candaşların ticari hale gelmesi. O zaten üzerinde sayfalarca konuşulabilecek bir konu. Ben meslek hayatım boyunca içinde yer almadığım için pek konuşmaya yetkin olduğumu da düşünmüyorum.

slowfood' Alıntı:

İkinci handikapta candaşların ticari hale gelmesi.

Genişletmek için tıkla ...

Bundan parazit ilaçlarını kendimiz depodan satın alınarak korunuyoruz hocam. Şu yıllık aşılar hafif üzse de 4 bücür için, o kadarı da olsun.

Bu konu haricindeki ücretler de normal gibi. Burada yazdığım gibi bugün ben Veteriner Hekim'imin beni aydınlattığı kadar aydınlatıldım doktorum tarafından. Ve tüylü oğluma ayırılan 1 saate 1800 ödemiştim, kendime ayrılan 45 dakikaya 2000 ödedim. Belli ki bedeli bu yani hocam başka türlü hizmet alamıyoruz, ticari olması bir yerden sonra faydaya dönüşüyor grip harici durumlar devreye girince.

Bir de biz şikayet ederdik veteriner ücretlerine. Keşke devlet hastanesi gibi bir şey olsa, sigorta falan derdik. Yok efendim. Planlıyorsanız bozun cidden. Özel sağlık sigortasına falan okeyim ama hizmeti devlet hastanesi olarak değil, klinik hizmeti olarak almak istiyorum. Bırakın ticari kalsın açıkçası. Orada iyi olmayan hizmeti verenler kısa sürede elenirler. Google maps yorumları bile çok aydınlatıcı oluyor.

Bu bölge bu konuda çok şanslı bir bölge cidden.

Ömer Çolak' Alıntı:

Bundan parazit ilaçlarını kendimiz depodan satın alınarak korunuyoruz hocam. Şu yıllık aşılar hafif üzse de 4 bücür için, o kadarı da olsun.

Bu konu haricindeki ücretler de normal gibi. Burada yazdığım gibi bugün ben Veteriner Hekim'imin beni aydınlattığı kadar aydınlatıldım doktorum tarafından. Ve tüylü oğluma ayırılan 1 saate 1800 ödemiştim, kendime ayrılan 45 dakikaya 2000 ödedim. Belli ki bedeli bu yani hocam başka türlü hizmet alamıyoruz, ticari olması bir yerden sonra faydaya dönüşüyor grip harici durumlar devreye girince.

Bir de biz şikayet ederdik veteriner ücretlerine. Keşke devlet hastanesi gibi bir şey olsa, sigorta falan derdik. Yok efendim. Planlıyorsanız bozun cidden. Özel sağlık sigortasına falan okeyim ama hizmeti devlet hastanesi olarak değil, klinik hizmeti olarak almak istiyorum. Bırakın ticari kalsın açıkçası. Orada iyi olmayan hizmeti verenler kısa sürede elenirler. Google maps yorumları bile çok aydınlatıcı oluyor.

Bu bölge bu konuda çok şanslı bir bölge cidden.

Genişletmek için tıkla ...

Sadece küçük bir düzeltme yapmak istiyorum, söz konusu ticari hale gelmesi mevzu bizzat candaşların ticari olarak alınıp satılması. O yüzden hiç yapmadım yapmayı da düşünmüyorum demiştim.

Antiparaziter uygulama konusunda da şunu söyleyebilirim. Tabii ki tercih sizlerin. Ancak Antiparaziter uygulamalar tıpkı aşılar gibi alerjen karakterde olabilecek taşıt maddeler ve etken maddeler içerir. Yukarıdaki aşırı duyarlılık reaksiyonu (Alerji) ile ilgili örneği sizlerde okudunuz. Allah korusun uygulama yaptığınız anda aniden gelişen bir aşırı duyarlılık reaksiyonu ile bir solunum güçlüğü yaşamış olsanız, ilk müdahale için klinik arama zamanınız dahi olmasa (15 ila 30 dakika içinde farenks solunumu engelleyecek düzeyde kapanabilir.) ilk müdahaleyi gerçekleştirebilir misiniz? Buna verilen yanıt evetse hiç sıkıntı yok.

Tabii bu süreçte şunu da sormak isterim; uygulamayı Veteriner Hekiminiz yaptığında "Hadi damlayı döktük, tablet ve enjeksiyonda tamam. Size güle güle" diyor mu? Yoksa "Lütfen en azından bir kahvemizi için, o süreçte de candaşınızı takip edelim." gibi bir teklifte bulunuyor mu?

Hep aynı yere dönüyormuşum gibi oluyor ama "2 Dakika fazla konuşun."