Sorulara cevap vermeden önce bir bilgilendirme yapmak gerektiğini düşünüyorum.Aşı olmak istemiyorum çünkü bu kadar kısa sürede çıkmış bir aşıyı güvenli bulamıyorum. Aşı ve önlemler hakkında size bir resim paylaşayım.
Maskeleri fonksiyonları itibariyle ikiye ayırmak mümkündür.
1. Cerrahi maskeler:
Bu tip maskelerin kullanım alanı adından da anlaşışacağı üzere temiz veya steril ortamlardır. Bu durumda maskeyi takan kişi bu temiz ortamı kirleten kişidir. Somut örnek ile ameliyathane dediğimiz ortam sterildir. Ancak bu ortamda çalışmakta olan ameliyat ekibi nefes ve vücut salgılarıyla ortamı kirletmektedir. Bu tip maskelerin amacı doktoru korumak değil, ortamı korumaktır.
2. FFP1-2-3, N95-97-99 tipi maskeler:
Bu tip maskelerde ise senaryo cerrahi maskelerin tam tersidir. Yani maskeyi takan temiz, ortam kirli ise bu tip maskeler kullanılır. Ortam zaten kirli olduğundan bu tip maskelerde dışarıya salınan gaz herhangi bir filtrasyona tabi tutulmadan bir ventil aracılığıyla ortama salınır. Böylece filtre kullanım süresi arttırılmış olur.
Cerrahi tip maskeler, FFP3 tipi maskeler gibi sizi kirli ortamdan korur mu? Gerek geometrik yapısı gerekse de maske yapımında kullanılan malzemeler göz önüne alındığında etkinliği düşüktür. Ancak hiç yoktan iyidir. Bu yüzden ameliyathanede cerrahi maske kullanan doktor, hasta muayenesinde N95 kullanması gerekir.
Gelelim sorulara.
Eğer maskeler işe yarıyorsa neden sosyal mesafe? Bahsi geçen maskeler cerrahi tip maskelerdir. Daha öncede belirttiğim üzere bu tip maskeler ortamı sizden korumak amaçlıdır. Kimin enfekte olduğu bilinmediği için herkes potansiyel enfektedir. Diğer yandan bu maskeler %100 koruyucu özelliğe sahip değiller. Günümüz şartlarında kalabalık ve de özellikle kapalı ortamlarda bulunduğumuzdan (potansiyel olarak da enfekte olduğumuz kabul edildiğinden) ortama saldığımız virüsleri potansiyel sağlıklı olan kişilere bulaştırmamak için sosyal mesafe gerekli.
Eğer sosyal mesafe yarıyorsa neden maskeler? Kalabalık ve özellikle de kapalı ortamlarda mesafeyi sosyal mesafeyi sürekli korumanız pek mümkün değil. En basit bir hapşırma ile bile 1-1,5 metre kadar vücut sıvıları gidebiliyor. Maske olmadığı takdirde ortama salınan virüs o sırada yakından geçen şahsa temas edecektir. Cerrahi maske de dış ortamdan koruma özelliğine çok sahip bir aparat değil. Kaldı ki mikro boyuttaki zerrecikler şahsın eline ve oradan da göz ve solunum sistemine bir şekilde geçebilir. Cerrahi maske zerreciklerin büyük çoğunluğunu kaynağında bloke edebileceğinden faydalı.
Eğer ikisi de işe yarıyorsa neden kilitlenmeler? Ne yazık ki ilk iki uygulama yeterince başarılı bir şeilde yapılamadı. Maskesi ile sadece ağzını kapatıp burnu dışarda gezenler, hiç maske takmayanlar, sosyal mesafeyi hiçe sayıp üstüne bir de kapalı mekanlarda yapılan mitingler, partiler, düğünler vb. "Ben geçen sene ağır grip olmuştum kesin coronaydım. O yüzden bana bir şey olmaz." diye ortalarda gezenler. Bu durumda yapabilecek tek şey "Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir" atasözümüzün de anlatmak istediği gibi kilit altına almaktır.
Eğer üçü de işe yarıyorsa neden acil aşılar? Kabul etmek gerekir ki ne yazık ki ilk üçü hakkı ile yerine getiremedik. Yasaklar varken bile gizlice açılan kıraaathaneler, yapılan ev partileri, nargile cafeler, restoranlar vb. Bundan dolayı rakamlar arttı da arttı. Normal şartlarda geliştirilen bir aşı uzun süre test edilebilir iken bulaşıcılığı ve öldürücülüğü yüksek olan bir salgında uzun süreli testler tamamlanmadan kullanıma alınmak zorunda kalındı. Kısa sürede elde edilen ilk sonuçlara göre virüse karşı etkinliği görüldüğü için "acil kullanım onayı" ile kullanım başladı. Uzun süreli testlerin tamamlanması ardından "acil kullanım onayı" iptal edilerek normal kullanım onayını aldı. Pfizer-BioNTech COVID-19 Aşısı, 23 Ağustos 2021 tarihinde FDA tarafından onaylananilk aşı oldu. Acil kullanım sırasında uzun süreli etkisi bilinmiyordu. Ancak burada risk analizi yapmak gerekiyor. Birçok ülkenin sağlık sistemi resmi olarak olmasa da çökmüş ya da çökmek üzereyken zaman kazanmak gerekiyordu. Daha somut bir örnek vermek gerekirse vücudunuzda doku kaydı oluştuğunda yaranın üstünü kapatmamanız gerekir. Çünkü kapatmak için kullanacağınız malzemeler yaraya yapışacağından hastanede müdahale sırasında zorluk çıkarabilir. Yaranız açık halde giderseniz de enfeksiyon kapma riski söz konusu olduğu gibi kan kaybına bağlı bilinç kaybı dahi yaşayabilirsiniz. Bu durumda en az riskli olan seçeneği seçmek gerekecektir. Aşının da yan etkilerini uzun vadede çözmek mümkün olabilir ama öncesinde insanları yaşatmak gerekir.
Eğer aşılar güvenliyse neden "sakatlık ve ölümden sorumlu değildir" maddesi? Bu ibare "acil kullanım onayı" alan tüm ilaçlar için geçerlidir. Ülkemizde insan hayatının pek bir bedeli olmasa da yurt dışında çok ağır yaptırımlar söz konusu. Aşı üreticisi firma da bu tür tazminat davalarına karşı kendini garanti altına almak istiyor çünkü uzun süreli testler daha bitmemiş ancak aşı gerekliliği mevzu-bahis. Hele ki burada tıp biliminden bahsediyoruz. Fizik, matematik gibi kanunların olmadığı bir bilim dalı. Aynı ilaç iki farklı kişide çok farklı yan etkiler gösterebiliyor. Burada belki de kimsenin kabul etmek istemediği bir gerçek var. İlaç üreticisi de olsa, televizyon üreticisi de olsa bu kuruluşlar ticari birer kuruluş. Doğal oalrak kendisini mali açıdan zora düşürebilecek şeylerden kaçınmak istiyorlar.
Umarım basit ve anlaşılabilir şekilde cevaplandırabilmişimdir.