Vestel de çok büyük ilerlemeler oldu ama görmek isteyene elbette.
Bu gün ''JAPON olsun çamurdan olsun'' diye peşinden koşturup durduğumuz JAPON üretimi elektronik ürünler, 1960 lı yıllarda yüzüne bile bakılmayan mallardı. Ülkenin ve en önemlisi ülke yöneticileri ile ülke halkının milliliğe olan bakış açıları, teşvik sistemleri vs sayesinde (Bu çok çok uzun konu) 1980 lerde Japon malları ciddi anlamda adından söz ettirmeye başladı ki zaten benim de SONY marka tv leri ilk gördüğüm, tanıştığım yıllardı 80 ler.
1980 ler ve 1990 yıllarına damgasını vuran, kendisine ait TRİNİTRON teknolojisine sahip olan SONY markasından, Bu gün artık tv yi sadece üretmiş olmak için üreten ve panelini dahi dışarıdan alan bir SONY ye geldik.
Bu demek değil ki SONY battı, özelliğini yitirdi, Etkisini kaybetti vs. Hayır bunlar değil söylemek istediğim, asıl anlatmak istediğim adamlar aştı.
SONY ileriyi gördü, konsol dünyasına daha büyük pay ayırmaya başladı.
''Zaten üreteni varken, üretim tesisine neden para yatırayım?'' dedi ve panel üretim fabrikası kurmak yerine gidip SAMSUNG ile anlaştı.
Bu gün SONY halen elektronikte dünya devidir, Bu gün JAPON malları halen kalitesi ile adından söz ettirir.
Peki VESTEL kimdir? VESTEL nedir?
Aslında Batı elektroniği anlamı taşıyan (WEST ELECTRONİC) isim ile sizlerin de bildiği üzere Asil Nadir tarafından kurulmuş bir montaj firmasıydı Vestel.
TDA2030 entegreleri ile üretilmiş MİDİ85 model gibi plaklı, çift kaset çalarlı ve CD li efsane Müzik Setini Manisadaki fabrikalarında montajlayan bir firmaydı. 300 500m2 alanda o zamanın ilkel koşulları ile oluşturulan bantlarda yapılan montajlardan bahsediyorum.
Bu gün AWOX a nasıl bakıyorsak, O gün VESTEL de o idi.
Ancak kabul etmek lazım ki o dönemin koşulları bu günler kadar kolay değildi.
Sonrası malum, Tecimer olayları, kaçakçılık, Asil nadir kaçar, Fabrikayı Zorlu grubu satın alır vs.
Tam anlamı ile VESTEL in hayat hikayesi aslında 90 larda başlar. İngiliz şase FERGUSON tv ler, TX10 ve TX100 şaselerden sonra Ahmet Nazif Zorlu nun Türk Mühendislerine olan inancı ile zorla onlara yaptırdığı İlk Türk şaseler.
Bu gün Panel üretemediğimiz gibi, O gün de tüp üretmediğimiz için yine yurt dışından gelen PHILIPS CHUNGWA SAMSUNG vs CRT tüpler üzerine monte edilen Türk şaseler.
Sonraları malum, meşhur 11AK37 şaseler ve ZETA tv ile 2000 lere damgasını vurmuştur VESTEL, Hem de tüm karalamalara rağmen bunu başarmıştır, Yanlış hatırlamıyorsam ilk ihracat şampiyonluğunu ya 2004 ya da 2006 yılında almıştır şu an çok net hatırlayamadım.
O bahsettiğim 300 500 m2 alandan bu gün 1.000.000m2 alana gelmiş üretim tesislerinden bahsediyorsak, Kıytırık iki deck ve bir elektronik kartı birleştirip Müzik seti diye sattığı günlerden, bu gün kendi plastik enjeksyon sisteminden, kendi pertinax dizgi sistemine kadar robotik teknolojiye sahip ise VESTEL, aslında oldukça yol kat etmiş demektir de, bunu görmek isteyenler lazım bize..
Tamam yeri geliyor ben de burada VESTEL yöneticilerine verip veriştiriyorum Umutcum lakin ben yönetim anlayışını eleştiriyorum, Bu markanın çok daha başarılı olacağına olan inancım yüzünden kızıp eleştiriyorum. İki kıytırık müdürün hatalı kararları ile mağdur olan vatandaşın haklı tepkisini, VESTEL in yönetim anlayışının yastıklayamamsına tepki gösteriyorum. Üretim anlayışlarına kızıyorum, VESTEL i eleştiriyorum, Satış politikalarını eleştiriyorum, ''REGAL almayın çok şımardı bunlar'' diyorum, ''Böyle saçma servis mi olur'' diyorum kendim servis olmuş olmama rağmen, Ama yine de marka inanıyorum, daha başarılı olması için mücadele ediyorum, Türk insanının daha iyi hizmet alması gerektiğine olan inancım ile mücadele veriyorum ve bunu sadece VESTEL özelinde yapmıyorum, LG markası ile mücadele ediyorum, LG TÜRKİYE nin politikalarını eleştiren onlarca yazı yazıyorum ancak LG markasını değil, Teknolojisini değil TÜRKİYE direktörlüğünü eleştirdiğimi üstüne basa basa ifade ediyorum.
Çocukluğumda yine hep böyleydi, Yurt dışından gelen gurbetçi Türkler 80 lerde bizi aşağılar, küçük görür ve ötekileştirirlerdi. Almanyada 2 sene çalışır, BMW kiralar ülkeye gelir bize tepeden bakarlardı. Bizimle konuşurken ''Siz'' diye konuşurlardı çünkü artık onlar ''BİZ'' değildi.
O gün onların bize nasıl 5 kuruş faydası yoktu ise, bu gün de sürekli kendi markalarımızı gömmenin kimseye faydası olmayacaktır.
Evet eleştirelim hep beraber, ancak yapıcı eleştiri olsun, dayanakları olsun, eleştirirken yanında da ''Aslında şöyle olabilirdi'' ler gelsin mesela..
Konu sahibi arkadaşın televizyonu 10 numara televizyondur, dileyen buyursun gelsin tüm teknik specleri ile bu televizyonun bu gün bir SONY bravia ile aşık atabilecek seviyede olduğunu ispat edeyim, Lakin artık günümüz teknolojisine ayak uydurabilecek durumda değildir.
Fakat burada kıstas önemli, kıstasımız teknolojiye ayak uydurması değil, önceden gösterdiği gibi kaliteli görüntü verebilmeye devam etmesi.
Bu koşullarda tüketici haklı, yani konuyu açan arkadaşın, görüntü kalitesini beğendiği televizyonu MAKUL ÖLÇÜLERDE onarım yaptırmak istemesi bence yerinde bir karar.
Sorun şu ki VESTEL de bunun karşılığı yok zira stoklarda bu panel artık yok. Burada devreye
teknovest ustam girmiş ve öneride bulunmuş. Bu öneri yerinde bir öneridir zira bu gün bu fiyat skalasında bu kalitede ürünleri satabilen, VESTEL dışında marka yoktur.
Bu kaliteden kastım on numara kalite değil tabi ki, Ancak bu paraya sunulabilecek en iyi kalite olduğu konusunda ısrarcıyım.
Bunun en iyi örneğini yine AWOX markasında görüyoruz, Bunun yanısıra çok yakında ismini daha sık duyacağınız DİGİPOLL markası da bu segmentte farklı bir çözüm sunmayacak piyasada.
80 lerin 90 ların VESTEL inin yaptığını, Bu günün AWOX u, DİGİPOLL ü, SKYTECH i yapıyor, Yani Çin den getirip burada montajlıyor.
Yani bu gün yeni kurulmuş bir firma dahi, VESTEL in 80 lerde 90 larda yaptığını yapıyor ise, VESTEL o aşamaları çoktan geçmiş ise, VESTEL oldukça ilerlemiş, bu ilerlemeyi görmeniz için o fabrikanın her bir metrekaresini tek tek gezmeniz, Ahmet Nazif Zorlunun o fabrikayı nasıl nakış işler gibi işlediğini görmeniz gerekir.
Görenler biliyor, @fikoloji biliyor mesela, @teknovest biliyor o nedenle gurur duyuyor, Gönül isterdi ki sizler de görebilesiniz, belki Türk insanına, Türk markalarına olan bakış açınız bir nebze de olsa değişebilirdi. Bu gün artık eski teknoloji farklılıkları yok bu net olarak anlaşılmalı.
Mesela Klima dünyasında eskiden açık ara farklar olurdu markalar arasında, Piramitin tepesinde her zaman Mitsubishi Electrci var dı. Bu günün teknolojisinde neredeyse her marka artık bir nevi ME oldu.
Eskiden MİDEA nın ürettiği çok kaliteli dediğimiz markaları bu gün artık GREE fabrikaları üretiyor, AUX üretiyor ve bu klimalar yıllarca insanlara hizmet veriyor, Bozulanı var, Bozulmayanı var buna kimse garanti veremez.
Dünya devi dediğimiz SONY TV 2 yıl garantisi biter bitmez paneli bozuluyor, girin bakın şikayet sitelerinde SONY tv lerin şikayetlerinden geçilmiyor, SAMSUNG markasına belalar okuyanından LG markasını bulsa bir kaşık suda boğacak olana kadar her yerde her marka ile ilgili 2-3 yılda bozulan tv lerin şikayetlerini okursunuz.
Marka ayırımı yoktur çünkü teıknoloji artık %90 oranda birbiriile aynıdır ve buna VESTEL de dahildir.
VESTEL in de 2 yılda bozulan tv si var SONY nin de
SONY nin de 15 yıl kapağı bile açılmayan tv si var ARÇELİK markasının da.
Kıstas artık tv nin bozulup bozulmaması değil zira artık bozulmayan tv yok, artık 15-20 yıl sorunsuz çalışan tv yok.
Günümüzün en önemli kıstası satış sonrası destek kalitesidir.
SONY markasına bakın, Şikayetlere bakın, bir de markanın veya ülkedeki temsilcisinin ilgi oranına bakın.
Akademik eğitim almış olanlar bilirler ki güncel dünyada artık ŞİKAYET YÖNETİMİ denen bir olgu vardır her mecrada kabul gören.
Şikayet Yönetim birimleri kuruludur her büyük markada. Bunun amacı herkes tarafından bilinir zira şikayet zaten bu işin doğasınd avar, önemli olan bu süreci etkili yönetebilmektir.
Şimdi gidin tüm şikayet sitelerini dolaşın ve bir SONY markasının, bir SAMSUNG markasının, sonra LG markasının şikayetlerine ve Türk insanının Memnuniyet düzeyine bakın.
Sonra da bir ARÇELİK bir VESTEL markasındaki şikayet adetleri ile memnuniyet düzeyine oransal olarak bakın lütfen.
Bakış açılarımız değişmeden olmaz, Eğer ülkemizde bir fark yaratmak istiyorsak, önce ülkemize, Ülkemizin markalarına olan bakış açılarımızı değiştirmeliyiz.
Gerçi ülkenin bilmem ne bakanı dahi, ülkenin en büyük sanayi devine sataşıyorsa bu ülkede, ben bu satırları neden yazdım onu da anlamış değilim..