vestel 42 PF7175 led ekran lazım

yolgezer Çevrimdışı

yolgezer

Aktif Üye
2 Haz 2019
398
Montajdan olabilir.
Panel içini söküp tekrar takmayı deneyin isterseniz.

Bizde yanda sadece ısınma var, ışık sızması yok.
ışık sızması hemen olmuyor. anlatamıyorum ki :) hem ayrıca kaç defa sökültü takıldı. ısındıkça çıkıyordu. zamanla büyüyüp psu susuyordu.
ses sistemi ve uyduyu takınca olmaz oldu zaten. bu ara söküp macunu yenileyecem. pc gibi macun yeniliyoz. saçmalığa baksana bi.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Bana kalırsa Vestel'de pek bir ilerleme olmadı. :hihi
Vestel de çok büyük ilerlemeler oldu ama görmek isteyene elbette.

Bu gün ''JAPON olsun çamurdan olsun'' diye peşinden koşturup durduğumuz JAPON üretimi elektronik ürünler, 1960 lı yıllarda yüzüne bile bakılmayan mallardı. Ülkenin ve en önemlisi ülke yöneticileri ile ülke halkının milliliğe olan bakış açıları, teşvik sistemleri vs sayesinde (Bu çok çok uzun konu) 1980 lerde Japon malları ciddi anlamda adından söz ettirmeye başladı ki zaten benim de SONY marka tv leri ilk gördüğüm, tanıştığım yıllardı 80 ler.

1980 ler ve 1990 yıllarına damgasını vuran, kendisine ait TRİNİTRON teknolojisine sahip olan SONY markasından, Bu gün artık tv yi sadece üretmiş olmak için üreten ve panelini dahi dışarıdan alan bir SONY ye geldik.

Bu demek değil ki SONY battı, özelliğini yitirdi, Etkisini kaybetti vs. Hayır bunlar değil söylemek istediğim, asıl anlatmak istediğim adamlar aştı.

SONY ileriyi gördü, konsol dünyasına daha büyük pay ayırmaya başladı.

''Zaten üreteni varken, üretim tesisine neden para yatırayım?'' dedi ve panel üretim fabrikası kurmak yerine gidip SAMSUNG ile anlaştı.

Bu gün SONY halen elektronikte dünya devidir, Bu gün JAPON malları halen kalitesi ile adından söz ettirir.

Peki VESTEL kimdir? VESTEL nedir?

Aslında Batı elektroniği anlamı taşıyan (WEST ELECTRONİC) isim ile sizlerin de bildiği üzere Asil Nadir tarafından kurulmuş bir montaj firmasıydı Vestel.

TDA2030 entegreleri ile üretilmiş MİDİ85 model gibi plaklı, çift kaset çalarlı ve CD li efsane Müzik Setini Manisadaki fabrikalarında montajlayan bir firmaydı. 300 500m2 alanda o zamanın ilkel koşulları ile oluşturulan bantlarda yapılan montajlardan bahsediyorum.

Bu gün AWOX a nasıl bakıyorsak, O gün VESTEL de o idi.

Ancak kabul etmek lazım ki o dönemin koşulları bu günler kadar kolay değildi.

Sonrası malum, Tecimer olayları, kaçakçılık, Asil nadir kaçar, Fabrikayı Zorlu grubu satın alır vs.

Tam anlamı ile VESTEL in hayat hikayesi aslında 90 larda başlar. İngiliz şase FERGUSON tv ler, TX10 ve TX100 şaselerden sonra Ahmet Nazif Zorlu nun Türk Mühendislerine olan inancı ile zorla onlara yaptırdığı İlk Türk şaseler.

Bu gün Panel üretemediğimiz gibi, O gün de tüp üretmediğimiz için yine yurt dışından gelen PHILIPS CHUNGWA SAMSUNG vs CRT tüpler üzerine monte edilen Türk şaseler.

Sonraları malum, meşhur 11AK37 şaseler ve ZETA tv ile 2000 lere damgasını vurmuştur VESTEL, Hem de tüm karalamalara rağmen bunu başarmıştır, Yanlış hatırlamıyorsam ilk ihracat şampiyonluğunu ya 2004 ya da 2006 yılında almıştır şu an çok net hatırlayamadım.

O bahsettiğim 300 500 m2 alandan bu gün 1.000.000m2 alana gelmiş üretim tesislerinden bahsediyorsak, Kıytırık iki deck ve bir elektronik kartı birleştirip Müzik seti diye sattığı günlerden, bu gün kendi plastik enjeksyon sisteminden, kendi pertinax dizgi sistemine kadar robotik teknolojiye sahip ise VESTEL, aslında oldukça yol kat etmiş demektir de, bunu görmek isteyenler lazım bize..

Tamam yeri geliyor ben de burada VESTEL yöneticilerine verip veriştiriyorum Umutcum lakin ben yönetim anlayışını eleştiriyorum, Bu markanın çok daha başarılı olacağına olan inancım yüzünden kızıp eleştiriyorum. İki kıytırık müdürün hatalı kararları ile mağdur olan vatandaşın haklı tepkisini, VESTEL in yönetim anlayışının yastıklayamamsına tepki gösteriyorum. Üretim anlayışlarına kızıyorum, VESTEL i eleştiriyorum, Satış politikalarını eleştiriyorum, ''REGAL almayın çok şımardı bunlar'' diyorum, ''Böyle saçma servis mi olur'' diyorum kendim servis olmuş olmama rağmen, Ama yine de marka inanıyorum, daha başarılı olması için mücadele ediyorum, Türk insanının daha iyi hizmet alması gerektiğine olan inancım ile mücadele veriyorum ve bunu sadece VESTEL özelinde yapmıyorum, LG markası ile mücadele ediyorum, LG TÜRKİYE nin politikalarını eleştiren onlarca yazı yazıyorum ancak LG markasını değil, Teknolojisini değil TÜRKİYE direktörlüğünü eleştirdiğimi üstüne basa basa ifade ediyorum.

Çocukluğumda yine hep böyleydi, Yurt dışından gelen gurbetçi Türkler 80 lerde bizi aşağılar, küçük görür ve ötekileştirirlerdi. Almanyada 2 sene çalışır, BMW kiralar ülkeye gelir bize tepeden bakarlardı. Bizimle konuşurken ''Siz'' diye konuşurlardı çünkü artık onlar ''BİZ'' değildi.

O gün onların bize nasıl 5 kuruş faydası yoktu ise, bu gün de sürekli kendi markalarımızı gömmenin kimseye faydası olmayacaktır.

Evet eleştirelim hep beraber, ancak yapıcı eleştiri olsun, dayanakları olsun, eleştirirken yanında da ''Aslında şöyle olabilirdi'' ler gelsin mesela..

Konu sahibi arkadaşın televizyonu 10 numara televizyondur, dileyen buyursun gelsin tüm teknik specleri ile bu televizyonun bu gün bir SONY bravia ile aşık atabilecek seviyede olduğunu ispat edeyim, Lakin artık günümüz teknolojisine ayak uydurabilecek durumda değildir.

Fakat burada kıstas önemli, kıstasımız teknolojiye ayak uydurması değil, önceden gösterdiği gibi kaliteli görüntü verebilmeye devam etmesi.

Bu koşullarda tüketici haklı, yani konuyu açan arkadaşın, görüntü kalitesini beğendiği televizyonu MAKUL ÖLÇÜLERDE onarım yaptırmak istemesi bence yerinde bir karar.

Sorun şu ki VESTEL de bunun karşılığı yok zira stoklarda bu panel artık yok. Burada devreye TEKNOwest teknovest ustam girmiş ve öneride bulunmuş. Bu öneri yerinde bir öneridir zira bu gün bu fiyat skalasında bu kalitede ürünleri satabilen, VESTEL dışında marka yoktur.

Bu kaliteden kastım on numara kalite değil tabi ki, Ancak bu paraya sunulabilecek en iyi kalite olduğu konusunda ısrarcıyım.

Bunun en iyi örneğini yine AWOX markasında görüyoruz, Bunun yanısıra çok yakında ismini daha sık duyacağınız DİGİPOLL markası da bu segmentte farklı bir çözüm sunmayacak piyasada.

80 lerin 90 ların VESTEL inin yaptığını, Bu günün AWOX u, DİGİPOLL ü, SKYTECH i yapıyor, Yani Çin den getirip burada montajlıyor.

Yani bu gün yeni kurulmuş bir firma dahi, VESTEL in 80 lerde 90 larda yaptığını yapıyor ise, VESTEL o aşamaları çoktan geçmiş ise, VESTEL oldukça ilerlemiş, bu ilerlemeyi görmeniz için o fabrikanın her bir metrekaresini tek tek gezmeniz, Ahmet Nazif Zorlunun o fabrikayı nasıl nakış işler gibi işlediğini görmeniz gerekir.

Görenler biliyor, @fikoloji biliyor mesela, @teknovest biliyor o nedenle gurur duyuyor, Gönül isterdi ki sizler de görebilesiniz, belki Türk insanına, Türk markalarına olan bakış açınız bir nebze de olsa değişebilirdi. Bu gün artık eski teknoloji farklılıkları yok bu net olarak anlaşılmalı.

Mesela Klima dünyasında eskiden açık ara farklar olurdu markalar arasında, Piramitin tepesinde her zaman Mitsubishi Electrci var dı. Bu günün teknolojisinde neredeyse her marka artık bir nevi ME oldu.

Eskiden MİDEA nın ürettiği çok kaliteli dediğimiz markaları bu gün artık GREE fabrikaları üretiyor, AUX üretiyor ve bu klimalar yıllarca insanlara hizmet veriyor, Bozulanı var, Bozulmayanı var buna kimse garanti veremez.

Dünya devi dediğimiz SONY TV 2 yıl garantisi biter bitmez paneli bozuluyor, girin bakın şikayet sitelerinde SONY tv lerin şikayetlerinden geçilmiyor, SAMSUNG markasına belalar okuyanından LG markasını bulsa bir kaşık suda boğacak olana kadar her yerde her marka ile ilgili 2-3 yılda bozulan tv lerin şikayetlerini okursunuz.

Marka ayırımı yoktur çünkü teıknoloji artık %90 oranda birbiriile aynıdır ve buna VESTEL de dahildir.

VESTEL in de 2 yılda bozulan tv si var SONY nin de
SONY nin de 15 yıl kapağı bile açılmayan tv si var ARÇELİK markasının da.

Kıstas artık tv nin bozulup bozulmaması değil zira artık bozulmayan tv yok, artık 15-20 yıl sorunsuz çalışan tv yok.

Günümüzün en önemli kıstası satış sonrası destek kalitesidir.

SONY markasına bakın, Şikayetlere bakın, bir de markanın veya ülkedeki temsilcisinin ilgi oranına bakın.

Akademik eğitim almış olanlar bilirler ki güncel dünyada artık ŞİKAYET YÖNETİMİ denen bir olgu vardır her mecrada kabul gören.

Şikayet Yönetim birimleri kuruludur her büyük markada. Bunun amacı herkes tarafından bilinir zira şikayet zaten bu işin doğasınd avar, önemli olan bu süreci etkili yönetebilmektir.

Şimdi gidin tüm şikayet sitelerini dolaşın ve bir SONY markasının, bir SAMSUNG markasının, sonra LG markasının şikayetlerine ve Türk insanının Memnuniyet düzeyine bakın.

Sonra da bir ARÇELİK bir VESTEL markasındaki şikayet adetleri ile memnuniyet düzeyine oransal olarak bakın lütfen.

Bakış açılarımız değişmeden olmaz, Eğer ülkemizde bir fark yaratmak istiyorsak, önce ülkemize, Ülkemizin markalarına olan bakış açılarımızı değiştirmeliyiz.

Gerçi ülkenin bilmem ne bakanı dahi, ülkenin en büyük sanayi devine sataşıyorsa bu ülkede, ben bu satırları neden yazdım onu da anlamış değilim..
 
TEKNOwest Çevrimdışı
23 Eyl 2018
10,455
50
geçtiğimiz günlerde annemin arçelik 2200 model efsane bosh lisansıyla üretilmiş çamaşır makinesi suyunu atmıyor.(bu arada 20 yılın üstündedir hala kullanıyor)
pompa motoru keçelerindeki kaçaktan kaynaklı burçlar yıpranmış. 50 tl ye toptancıdan alıp yeniledik tıkır tıkır çalışıyor.
gelelim esas konumuza Phoebus karteli planlı eskitme nedir biraz uzun buyrun okuyun alıntıdır.

Ütüsünden televizyonuna, buzdolabından tost makinesine neredeyse bütün “dayanıklı” tüketim mallarının, sanki özellikle o günü bekliyormuşçasına, garanti süresi dolduktan birkaç hafta içinde bozulduğunu fark etmişsinizdir. Ya da cep telefonu ve yazıcı gibi elektronik zımbırtıların giderek daha fazla hassaslaştığını…
Teknoloji ilerliyor ama her nasılsa ürünlerin ömürleri kısalıyor ve kaliteleri düşüyor. Vaktiyle evladiyelik diye alınan şeyler günümüzde birkaç yıl ancak dayanıyor. Yatak odası çekmeceleri elektronik çöplüğe dönmüş durumda. Bunun tesadüf eseri ya da mecburiyetten böyle olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bu tezgâhın ardında “planlı eskitme” denen üretim politikası var.

Phoebus kartelinin rolü
Planlı eskitme ilk kez General Motors CEO’su Alfred Sloan Jr. tarafından, 1920’li yıllarda artık doygunluğa ulaşan Amerikan otomobil sektörü için düşünülmeye başlandı. Çünkü kâr odaklı bir sistemi sürdürmek için şirketlerin her yıl artan miktarda mal ve hizmet satması gerekir. Fakat bir kere alan bir daha almazsa, sistem zamanla doygunluğa ulaşır ve dönemlik satışlar azalmaya başlar.
Mesela Edison’un ilk ticari ampulünün ömrü ortalama 1500 saat kadardı. 1920’lere gelindiğinde, ilerleyen teknoloji sayesinde, ampullerin ömrü 2500 saate kadar çıkartılır. Fakat durumu çakozlayan Osram, General Electric, General Electric Overseas Group, Phillips, Tungsram, AEI ve La Compaigne des Lampes’den oluşan dünyanın en büyük yedi ampul üreticisi 1924 senesinde yaptıkları bir toplantıyla Phoebus kartelini kurup ampullerin ömürlerini, kasıtlı olarak, 2500 saatten 1000 saate düşürme konusunda anlaşır. Buna göre hiçbir şirket 1000 saatten daha uzun ömürlü ampul üretmemeli ve o yönde reklam yapmamalıdır. Hatta, bağlayıcı olması için, bu anlaşmaya uymayanlara ceza kesilir. Bunun üzerine şirket mühendislerinden oluşan bir araştırma timi kısa ömürlü ve dayanıksız ampuller üretmek için testler yapmaya başlar. Zamanla 1000 saat küresel bir standart haline gelir. Yıllar içinde daha kaliteli, hatta birinin ömrü 100.000 (yüz bin) saat olan, ampul patentleri alınsa da bunların hiçbiri yedi büyük firmanın tekelini kırıp piyasaya sürül(e)mez.

Özellikle bozulsun diye üretim yapmak
İlk kez 1940’lı yıllarda satışa sürülen naylon külotlu çorapların tanıtımında arkadaki arabayı öndekine naylon çorapla bağlayıp çekerler. Çorapta tek bir kaçık dahi olmaz. Tabii Amerika’daki bütün kadınlar bu çorabı aldıktan sonra satışlar durma noktasına gelir. Çünkü bir kere alanın bir daha almasına gerek kalmaz. DuPont şirketi, çözüm olarak, kimya mühendislerine daha dayanıksız çoraplar üretmesi için talimat verir. Böylece giyerken tırnağınız değse kaçan çoraplar üretilmeye başlanır ki birkaç ayda bir gidip yenisini almak zorunda kalasınız.
Yazıcı firmaları esas parayı yazıcıdan değil mürekkepten kazandığından yazıcılar genelde çok pahalı olmaz. Ancak HP, Canon ve Epson gibi yazıcı şirketleri, daha fazla kartuş satmak için, yazıcılarının içine baskıların renginin solmasını programlayan bir çip yerleştirir (bkz. The Lightbulb Conspiracy belgeseli). Aynı çip sayesinde daha önce belirlenen bir baskı adedine ulaşıldığındaysa yazıcı kendini kilitlemektedir. Böylece kartuşta hala yeteri kadar mürekkep olmasına rağmen kartuşu değiştirmeniz, 8-10 kartuştan sonra da komple yazıcıyı değiştirmeniz gerekir. Bu artık planlı eskitme falan da değil, direkt düzenbazlık.
Romalıların yaptığı yollar bugün hâlâ sapasağlamdır ama bizim KGM 3-5 senede bir yolları yeniler. Çünkü aynı şirketlerin tekrar tekrar ihale alması için özellikle kalitesiz asfalt kullanılmasına göz yumulur. Böylece vatandaşın refahı inşaat şirketlerine rant olarak aktarılır. Atlantik’in ötesinde durumun daha farklı olduğunu sanmayın zira Amerika’da da yol bakımı bitmez.
Metrobüste dikkat etmişsinizdir, insanların elindeki çoğu telefonun ekranı çatlak. Alır almaz kutusunu açarken düşürüp kıranlar bile var. Yani şuradan beş tane mühendis çevirip ilk düştüğünde kırılacak, her güncellemede yeni sorunlar çıkaracak, şarjı hemen bitecek, bataryası değiştirilemeyecek, tamir edilmesi engellenecek bir telefon tasarlatsak ortaya iPhone çıkardı. Özellikle, dayansın diye değil, bozulsun diye tasarlanmış bir ürün resmen.
Bu gibi düzenbazlıkların incelikleri üniversitelerin MBA programlarında “Strategic Management Techniques” falan gibi janjanlı başlıklarla ders diye anlatılır. Tezgâhı kapitalistler ve yöneticiler kurar; uygulamasını da mühendisler yapar.
Tüketim kültürü ve algısal eskitme
Planlı eskitme işin bir boyutu. Diğer boyutuysa “algısal eskitme.” Kimi zaman kullandığınız ürün materyal olarak eskimemiş ya da bozulmamış olmasına rağmen gidip yenisini alırsınız. Çünkü yeni model daha havalı ve daha gösterişlidir. Bugün birçok insan cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını, tabletini sırf yeni çıkan modeli almış olmak için değiştirir.
Bugün elinde aptal bir telefonla görünen bazı insanlar refleks gösterip “öteki telefonu tamire verdim de” gibilerinden bir açıklama yapma gereği duyuyor. Çünkü herkesin son model telefon kullanarak sosyoekonomik statüsünü sergilediği bir ortamda eski bir telefon kullanmanın mutlaka makul bir mazereti olmalı!
Moda sektörü zaten tamamen algısal eskitme üzerine kurulu. Her sezon başka renkler, başka tasarımlar “moda” oluyor. Geçen yaz giydiğiniz kıyafetler, eğer çamaşır makinesinden hâlâ sağlam çıkmayı başarabildilerse, demode ilan ediliyor. Güzel bir film uyarlaması da yapılan Devil Wears Prada romanında sezonluk kıyafet modasının nasıl birkaç şirket tarafından belirlendiği eleştirel bir dille anlatılır, tavsiye ederim. Modası geçen eski kıyafetler de bazen nezaketen Güneydoğu illerimizdeki okullara, ama çoğu zaman da çöpe gidiyor.
Pek çok bilgisayar oyunu da genelde algısal eskitmeyle yeniden satılır. FM 2017’den 2018’e oyunun özünü etkileyen pek bir yenilik olmazken genelde en önemli değişiklik takım kadroları olur. Kimse eski kadrolarla oynamak istemediğinden millet her sene yeni oyuna yüzer lira bayılıp SI Games’i zengin etmeye devam eder. Halbuki her sezon beş liraya resmi bir transfer güncellemesi satılsa…
 
Umut Barış Çevrimdışı
23 Kas 2017
21,011
Adem Helvacı Ado abi ben TV konusunda söyledim o sözü, yoksa üretim imkanları yönünden ülkedeki sayılı tesislerden biri zaten. :hihi

Mesela bilirsin Vestel'in TV'lerinde ses konusunu eleştirirdim, şimdiler de hoparlörleri box içerisine koyup sesi biraz daha iyileştirmişler.
Benim ilerlemeden kastım daha çok yazılım tarafında.
Mesela QUI arayüzü güzel oldu ama daha fazlası henüz yok yazılım konusunda Vestel'de.
Tabi yazılım konusunda Arçelik gibi de değil orası da ayrı. :hihi
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Adem Helvacı Ado abi ben TV konusunda söyledim o sözü, yoksa üretim imkanları yönünden ülkedeki sayılı tesislerden biri zaten. :hihi

Mesela bilirsin Vestel'in TV'lerinde ses konusunu eleştirirdim, şimdiler de hoparlörleri box içerisine koyup sesi biraz daha iyileştirmişler.
Benim ilerlemeden kastım daha çok yazılım tarafında.
Mesela QUI arayüzü güzel oldu ama daha fazlası henüz yok yazılım konusunda Vestel'de.
Tabi yazılım konusunda Arçelik gibi de değil orası da ayrı. :hihi

Abim Yazılım konusunda gerçekten çok ileri seviyedeler, elbette biz tüketiciyiz ve sürekli olarak Daha, Daha, Daha deriz, ama adamların hakkını da yememek lazım :ok

Ses konusunda haklısın, sana AWOX ses kalitesi vermek lazım :kop
 
yolgezer Çevrimdışı

yolgezer

Aktif Üye
2 Haz 2019
398
Vestel de çok büyük ilerlemeler oldu ama görmek isteyene elbette.

Bu gün ''JAPON olsun çamurdan olsun'' diye peşinden koşturup durduğumuz JAPON üretimi elektronik ürünler, 1960 lı yıllarda yüzüne bile bakılmayan mallardı. Ülkenin ve en önemlisi ülke yöneticileri ile ülke halkının milliliğe olan bakış açıları, teşvik sistemleri vs sayesinde (Bu çok çok uzun konu) 1980 lerde Japon malları ciddi anlamda adından söz ettirmeye başladı ki zaten benim de SONY marka tv leri ilk gördüğüm, tanıştığım yıllardı 80 ler.

1980 ler ve 1990 yıllarına damgasını vuran, kendisine ait TRİNİTRON teknolojisine sahip olan SONY markasından, Bu gün artık tv yi sadece üretmiş olmak için üreten ve panelini dahi dışarıdan alan bir SONY ye geldik.

Bu demek değil ki SONY battı, özelliğini yitirdi, Etkisini kaybetti vs. Hayır bunlar değil söylemek istediğim, asıl anlatmak istediğim adamlar aştı.

SONY ileriyi gördü, konsol dünyasına daha büyük pay ayırmaya başladı.

''Zaten üreteni varken, üretim tesisine neden para yatırayım?'' dedi ve panel üretim fabrikası kurmak yerine gidip SAMSUNG ile anlaştı.

Bu gün SONY halen elektronikte dünya devidir, Bu gün JAPON malları halen kalitesi ile adından söz ettirir.

Peki VESTEL kimdir? VESTEL nedir?

Aslında Batı elektroniği anlamı taşıyan (WEST ELECTRONİC) isim ile sizlerin de bildiği üzere Asil Nadir tarafından kurulmuş bir montaj firmasıydı Vestel.

TDA2030 entegreleri ile üretilmiş MİDİ85 model gibi plaklı, çift kaset çalarlı ve CD li efsane Müzik Setini Manisadaki fabrikalarında montajlayan bir firmaydı. 300 500m2 alanda o zamanın ilkel koşulları ile oluşturulan bantlarda yapılan montajlardan bahsediyorum.

Bu gün AWOX a nasıl bakıyorsak, O gün VESTEL de o idi.

Ancak kabul etmek lazım ki o dönemin koşulları bu günler kadar kolay değildi.

Sonrası malum, Tecimer olayları, kaçakçılık, Asil nadir kaçar, Fabrikayı Zorlu grubu satın alır vs.

Tam anlamı ile VESTEL in hayat hikayesi aslında 90 larda başlar. İngiliz şase FERGUSON tv ler, TX10 ve TX100 şaselerden sonra Ahmet Nazif Zorlu nun Türk Mühendislerine olan inancı ile zorla onlara yaptırdığı İlk Türk şaseler.

Bu gün Panel üretemediğimiz gibi, O gün de tüp üretmediğimiz için yine yurt dışından gelen PHILIPS CHUNGWA SAMSUNG vs CRT tüpler üzerine monte edilen Türk şaseler.

Sonraları malum, meşhur 11AK37 şaseler ve ZETA tv ile 2000 lere damgasını vurmuştur VESTEL, Hem de tüm karalamalara rağmen bunu başarmıştır, Yanlış hatırlamıyorsam ilk ihracat şampiyonluğunu ya 2004 ya da 2006 yılında almıştır şu an çok net hatırlayamadım.

O bahsettiğim 300 500 m2 alandan bu gün 1.000.000m2 alana gelmiş üretim tesislerinden bahsediyorsak, Kıytırık iki deck ve bir elektronik kartı birleştirip Müzik seti diye sattığı günlerden, bu gün kendi plastik enjeksyon sisteminden, kendi pertinax dizgi sistemine kadar robotik teknolojiye sahip ise VESTEL, aslında oldukça yol kat etmiş demektir de, bunu görmek isteyenler lazım bize..

Tamam yeri geliyor ben de burada VESTEL yöneticilerine verip veriştiriyorum Umutcum lakin ben yönetim anlayışını eleştiriyorum, Bu markanın çok daha başarılı olacağına olan inancım yüzünden kızıp eleştiriyorum. İki kıytırık müdürün hatalı kararları ile mağdur olan vatandaşın haklı tepkisini, VESTEL in yönetim anlayışının yastıklayamamsına tepki gösteriyorum. Üretim anlayışlarına kızıyorum, VESTEL i eleştiriyorum, Satış politikalarını eleştiriyorum, ''REGAL almayın çok şımardı bunlar'' diyorum, ''Böyle saçma servis mi olur'' diyorum kendim servis olmuş olmama rağmen, Ama yine de marka inanıyorum, daha başarılı olması için mücadele ediyorum, Türk insanının daha iyi hizmet alması gerektiğine olan inancım ile mücadele veriyorum ve bunu sadece VESTEL özelinde yapmıyorum, LG markası ile mücadele ediyorum, LG TÜRKİYE nin politikalarını eleştiren onlarca yazı yazıyorum ancak LG markasını değil, Teknolojisini değil TÜRKİYE direktörlüğünü eleştirdiğimi üstüne basa basa ifade ediyorum.

Çocukluğumda yine hep böyleydi, Yurt dışından gelen gurbetçi Türkler 80 lerde bizi aşağılar, küçük görür ve ötekileştirirlerdi. Almanyada 2 sene çalışır, BMW kiralar ülkeye gelir bize tepeden bakarlardı. Bizimle konuşurken ''Siz'' diye konuşurlardı çünkü artık onlar ''BİZ'' değildi.

O gün onların bize nasıl 5 kuruş faydası yoktu ise, bu gün de sürekli kendi markalarımızı gömmenin kimseye faydası olmayacaktır.

Evet eleştirelim hep beraber, ancak yapıcı eleştiri olsun, dayanakları olsun, eleştirirken yanında da ''Aslında şöyle olabilirdi'' ler gelsin mesela..

Konu sahibi arkadaşın televizyonu 10 numara televizyondur, dileyen buyursun gelsin tüm teknik specleri ile bu televizyonun bu gün bir SONY bravia ile aşık atabilecek seviyede olduğunu ispat edeyim, Lakin artık günümüz teknolojisine ayak uydurabilecek durumda değildir.

Fakat burada kıstas önemli, kıstasımız teknolojiye ayak uydurması değil, önceden gösterdiği gibi kaliteli görüntü verebilmeye devam etmesi.

Bu koşullarda tüketici haklı, yani konuyu açan arkadaşın, görüntü kalitesini beğendiği televizyonu MAKUL ÖLÇÜLERDE onarım yaptırmak istemesi bence yerinde bir karar.

Sorun şu ki VESTEL de bunun karşılığı yok zira stoklarda bu panel artık yok. Burada devreye TEKNOwest teknovest ustam girmiş ve öneride bulunmuş. Bu öneri yerinde bir öneridir zira bu gün bu fiyat skalasında bu kalitede ürünleri satabilen, VESTEL dışında marka yoktur.

Bu kaliteden kastım on numara kalite değil tabi ki, Ancak bu paraya sunulabilecek en iyi kalite olduğu konusunda ısrarcıyım.

Bunun en iyi örneğini yine AWOX markasında görüyoruz, Bunun yanısıra çok yakında ismini daha sık duyacağınız DİGİPOLL markası da bu segmentte farklı bir çözüm sunmayacak piyasada.

80 lerin 90 ların VESTEL inin yaptığını, Bu günün AWOX u, DİGİPOLL ü, SKYTECH i yapıyor, Yani Çin den getirip burada montajlıyor.

Yani bu gün yeni kurulmuş bir firma dahi, VESTEL in 80 lerde 90 larda yaptığını yapıyor ise, VESTEL o aşamaları çoktan geçmiş ise, VESTEL oldukça ilerlemiş, bu ilerlemeyi görmeniz için o fabrikanın her bir metrekaresini tek tek gezmeniz, Ahmet Nazif Zorlunun o fabrikayı nasıl nakış işler gibi işlediğini görmeniz gerekir.

Görenler biliyor, @fikoloji biliyor mesela, @teknovest biliyor o nedenle gurur duyuyor, Gönül isterdi ki sizler de görebilesiniz, belki Türk insanına, Türk markalarına olan bakış açınız bir nebze de olsa değişebilirdi. Bu gün artık eski teknoloji farklılıkları yok bu net olarak anlaşılmalı.

Mesela Klima dünyasında eskiden açık ara farklar olurdu markalar arasında, Piramitin tepesinde her zaman Mitsubishi Electrci var dı. Bu günün teknolojisinde neredeyse her marka artık bir nevi ME oldu.

Eskiden MİDEA nın ürettiği çok kaliteli dediğimiz markaları bu gün artık GREE fabrikaları üretiyor, AUX üretiyor ve bu klimalar yıllarca insanlara hizmet veriyor, Bozulanı var, Bozulmayanı var buna kimse garanti veremez.

Dünya devi dediğimiz SONY TV 2 yıl garantisi biter bitmez paneli bozuluyor, girin bakın şikayet sitelerinde SONY tv lerin şikayetlerinden geçilmiyor, SAMSUNG markasına belalar okuyanından LG markasını bulsa bir kaşık suda boğacak olana kadar her yerde her marka ile ilgili 2-3 yılda bozulan tv lerin şikayetlerini okursunuz.

Marka ayırımı yoktur çünkü teıknoloji artık %90 oranda birbiriile aynıdır ve buna VESTEL de dahildir.

VESTEL in de 2 yılda bozulan tv si var SONY nin de
SONY nin de 15 yıl kapağı bile açılmayan tv si var ARÇELİK markasının da.

Kıstas artık tv nin bozulup bozulmaması değil zira artık bozulmayan tv yok, artık 15-20 yıl sorunsuz çalışan tv yok.

Günümüzün en önemli kıstası satış sonrası destek kalitesidir.

SONY markasına bakın, Şikayetlere bakın, bir de markanın veya ülkedeki temsilcisinin ilgi oranına bakın.

Akademik eğitim almış olanlar bilirler ki güncel dünyada artık ŞİKAYET YÖNETİMİ denen bir olgu vardır her mecrada kabul gören.

Şikayet Yönetim birimleri kuruludur her büyük markada. Bunun amacı herkes tarafından bilinir zira şikayet zaten bu işin doğasınd avar, önemli olan bu süreci etkili yönetebilmektir.

Şimdi gidin tüm şikayet sitelerini dolaşın ve bir SONY markasının, bir SAMSUNG markasının, sonra LG markasının şikayetlerine ve Türk insanının Memnuniyet düzeyine bakın.

Sonra da bir ARÇELİK bir VESTEL markasındaki şikayet adetleri ile memnuniyet düzeyine oransal olarak bakın lütfen.

Bakış açılarımız değişmeden olmaz, Eğer ülkemizde bir fark yaratmak istiyorsak, önce ülkemize, Ülkemizin markalarına olan bakış açılarımızı değiştirmeliyiz.

Gerçi ülkenin bilmem ne bakanı dahi, ülkenin en büyük sanayi devine sataşıyorsa bu ülkede, ben bu satırları neden yazdım onu da anlamış değilim..
o yazıyı kşim okuyacak demedim ve okudum abi.
ama şunu diyeim.
Bu öneri yerinde bir öneridir zira bu gün bu fiyat skalasında bu kalitede ürünleri satabilen, VESTEL dışında marka yoktur.
bu cümlene sonuna kadar katılmakla beraber yine bu olayın suçlusunun vestel olduğunu da unutmamanı temenni ederim
hatırla 90 ları abi. 90 larda kimse tofaşalmazdı. neden? çünkü mirafiori ile milşletin ağzına parmak çalan koç, kendi ürettiği çürük kasalı, 63 bg motorlu aracı ile 100 km de 200e gibi hayvan oğlu hayvan kasalı ve merceedsten fazla benzin yaktırıyordu. (17 merso-19 tofaş)
sonra ne oldu? tofaşın piyasası nasıl arttı? lada honda gibi markalar neden geride kaldı? çünkü tofaş o zamanki hükümete yakındı ve bi vergi çıkarttırdı. 1.6 üstü tüm araçlara ek vergi çaktırdı. neden? çünkü çevre kirliliği yapıyormuş.
tabii türkiyede o dönem 1.6 motor altı kim var? reno ve diğer bazı markaların çok az satılmış ürünleri. ve üstüne motoru ile tofaşlar çevreyi en çok kirleten araçlar olmasına rağmen böyle bi yasa koyuldu. asıl mevzuu tofaş sattırmaktı. ve hala şahinci bi tayfa var etrafımızda.
aynı şekilde de 2014 tü sanırım. zorlu grub da yine hükümete bi dilekçe yazdı ve yurt dışı menşe telefon tablet pc gibi ürünlere ek vergi koydurttu ki kendisi zaten vergiden muaf olmasına rağmen.
ki bu vergiden sonra yurt dışı meşeli ürün gelmediği için vestel de kendini saldı.
bu 7175 de zaten o devirde satılan bi üründü ve o zamanın en iyi tv lerinden biri idi.
ama teknik özellik bakımından abi.
kimse bana bu tv nin kasası iyi diyemez üzerim. çünkü tv kasası o kadar dar ki sadece çeyrek cm lik bi blok koymaya izin veriyor. tam oraya o psu yu soğutacak bi blok var elimde . ama 0.5 lik olduğu için kapağı kapatamıyorum. zaten o parçayı taksam sorun olmayacak.
aslında o soğutucuyu vestel taksa benim hiçbi sorunum olmayacak.
sony ve diğer markalar türkiyede satılan ürünlere göre bakarsak şu anda vestelin gerisinde sanıyorsun ama bu ne yazık ki yurt dışında satılan ürünler konusunda yetersiz kaldığını gösterir. çünkü abi ben şu anda bi mağazaya girdiğimde cidden 7175 ayarında tv leri anca görüyorum. cidden hala o seviyede tv ler satılıyor. ama bi farkla. 7175 dediğm gibi aşırı ince bi tv. ve yeni tv ler gayet kalın kasalı. anlaşılan tv üreticileri kendi de farketmiş ki ince kasa tv üretmez olmuş. çünkü ısı çıkmıyor. 32 inc tv nin bile arkası nasıl ısınıyor gayet iyi biliyorum.
ve evet abi o tv cidden zamanının ilerisinde bi tv idi. ama bahsettiğim ısı sorunu yüzünden de sakat bi ürün.
bak ben bi elektronik ürün tasarlayacağım zaman kasayı en son tasarlarım. vestel ise en baş tasarlamış anlaşılan. ki aynı haltı microsoft da yiyor. konsollarda göz boyayacam diye tasarım harikası ürünler yapıyor. ama o kasa içine nasıl bi soğutucu koyucaz diye hiç sormuyor. sonra da xbox grafik işlemci hatasından geçilmiyor. ısı elektronik parçaların en büyük düşmanı. sen amfi de tasarlasan, pc de tasarlasan tv de, bunu halletmek zorudasın.
eskiden hatırlarsın nordmende, sonrasında grundig marka tv ler dönemin en ileri tv leri idi. 90 larda paran varsa sony ya da grundig alırdık de mi? çünkü samsung ve diğer markalar hep arza yapardı.
neden? çünkü grundig tüm şaseyi soğutma yapardı. bizim eski perfect color tv misal. rahat yarım kilo soğutucusu vardı. toplam güç tüketimi 80 wtt olan bi aletin her tarafına soğutucu koymuş adamlar. ya bi osilatorunun üzerine koydukları soğutucuyu ne zaman hatırlasam kafayı yerim. adamlar osilasyon yapmasın diye soğutucunun ortasını kocaman delip entegrenin üzerinden geçirmişler ve entegrenin şase bacakları ile ısıyı ilettiriyordu. düşün nasıl bi teknik. gördüm kafayı çizdim.
ama o tv 20 sene tık dedi mi? demedi. ben sonradan bozulan trimpotlarını ve bi besleme hatasında yalıtma malzemesini söküp yerine macun basıldığı için kısa devre olan lm317 yi-onu yapan tamircinin...-bi de besleme arzası esnasında bozulan kapasitörün akan elektrolitinden kaynaklı osilasyona giren kanalları yalıttım ve tv cam gibi görüntü verdi. ve ciddiyim o perfect color adının hakkını vererek senin bile beğendiğin v7175 e beş basan bi görüntü sundu. kafayı yedim ya. var ya o tv o şekilde 42 inç olsa isterse 100 kilo olsun gene de 7175 i almazdım :) işte bu tv leri bu kadar süre çalıştırtan şey tv nin sağlamlığı diyip geçiyoruz. ama aslında o zaman da böyle kısa ömürlü tv ler vardı. bunu atlıyoruz. abi ben 2005 doğumlu değilim. o devirleri biliyorum. tamam malzemeler daha sağlamdı. çünkü üretim gamı düşüktü. ve adamlar özeniyordu. ama asıl olarak soğutma sistemleri iyi idi. o perfect colordaki soğutmayı al 7175 e tak 10 sene çamurda çalışsın. o derece diyim sana :)
abi kimse bana vesteli iyi gösteremez kusura bakma. çünkü adamlar soğutmadan çalıyor. ki bunu sadece bu tv için de demiyorum. bi adet çorbacı var. onda da aynı şekilde transistörü to220 diye minnacık soğutma kullanmışlar. ama o transistör değil. triac ve 300 wattlık bi motoru çeviriyor. üstüne yanında da 1 kw lik bi ısıtıcı var.
geçtiğimiz günlerde annemin arçelik 2200 model efsane bosh lisansıyla üretilmiş çamaşır makinesi suyunu atmıyor.(bu arada 20 yılın üstündedir hala kullanıyor)
pompa motoru keçelerindeki kaçaktan kaynaklı burçlar yıpranmış. 50 tl ye toptancıdan alıp yeniledik tıkır tıkır çalışıyor.
gelelim esas konumuza Phoebus karteli planlı eskitme nedir biraz uzun buyrun okuyun alıntıdır.

Ütüsünden televizyonuna, buzdolabından tost makinesine neredeyse bütün “dayanıklı” tüketim mallarının, sanki özellikle o günü bekliyormuşçasına, garanti süresi dolduktan birkaç hafta içinde bozulduğunu fark etmişsinizdir. Ya da cep telefonu ve yazıcı gibi elektronik zımbırtıların giderek daha fazla hassaslaştığını…
Teknoloji ilerliyor ama her nasılsa ürünlerin ömürleri kısalıyor ve kaliteleri düşüyor. Vaktiyle evladiyelik diye alınan şeyler günümüzde birkaç yıl ancak dayanıyor. Yatak odası çekmeceleri elektronik çöplüğe dönmüş durumda. Bunun tesadüf eseri ya da mecburiyetten böyle olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bu tezgâhın ardında “planlı eskitme” denen üretim politikası var.

Phoebus kartelinin rolü
Planlı eskitme ilk kez General Motors CEO’su Alfred Sloan Jr. tarafından, 1920’li yıllarda artık doygunluğa ulaşan Amerikan otomobil sektörü için düşünülmeye başlandı. Çünkü kâr odaklı bir sistemi sürdürmek için şirketlerin her yıl artan miktarda mal ve hizmet satması gerekir. Fakat bir kere alan bir daha almazsa, sistem zamanla doygunluğa ulaşır ve dönemlik satışlar azalmaya başlar.
Mesela Edison’un ilk ticari ampulünün ömrü ortalama 1500 saat kadardı. 1920’lere gelindiğinde, ilerleyen teknoloji sayesinde, ampullerin ömrü 2500 saate kadar çıkartılır. Fakat durumu çakozlayan Osram, General Electric, General Electric Overseas Group, Phillips, Tungsram, AEI ve La Compaigne des Lampes’den oluşan dünyanın en büyük yedi ampul üreticisi 1924 senesinde yaptıkları bir toplantıyla Phoebus kartelini kurup ampullerin ömürlerini, kasıtlı olarak, 2500 saatten 1000 saate düşürme konusunda anlaşır. Buna göre hiçbir şirket 1000 saatten daha uzun ömürlü ampul üretmemeli ve o yönde reklam yapmamalıdır. Hatta, bağlayıcı olması için, bu anlaşmaya uymayanlara ceza kesilir. Bunun üzerine şirket mühendislerinden oluşan bir araştırma timi kısa ömürlü ve dayanıksız ampuller üretmek için testler yapmaya başlar. Zamanla 1000 saat küresel bir standart haline gelir. Yıllar içinde daha kaliteli, hatta birinin ömrü 100.000 (yüz bin) saat olan, ampul patentleri alınsa da bunların hiçbiri yedi büyük firmanın tekelini kırıp piyasaya sürül(e)mez.

Özellikle bozulsun diye üretim yapmak
İlk kez 1940’lı yıllarda satışa sürülen naylon külotlu çorapların tanıtımında arkadaki arabayı öndekine naylon çorapla bağlayıp çekerler. Çorapta tek bir kaçık dahi olmaz. Tabii Amerika’daki bütün kadınlar bu çorabı aldıktan sonra satışlar durma noktasına gelir. Çünkü bir kere alanın bir daha almasına gerek kalmaz. DuPont şirketi, çözüm olarak, kimya mühendislerine daha dayanıksız çoraplar üretmesi için talimat verir. Böylece giyerken tırnağınız değse kaçan çoraplar üretilmeye başlanır ki birkaç ayda bir gidip yenisini almak zorunda kalasınız.
Yazıcı firmaları esas parayı yazıcıdan değil mürekkepten kazandığından yazıcılar genelde çok pahalı olmaz. Ancak HP, Canon ve Epson gibi yazıcı şirketleri, daha fazla kartuş satmak için, yazıcılarının içine baskıların renginin solmasını programlayan bir çip yerleştirir (bkz. The Lightbulb Conspiracy belgeseli). Aynı çip sayesinde daha önce belirlenen bir baskı adedine ulaşıldığındaysa yazıcı kendini kilitlemektedir. Böylece kartuşta hala yeteri kadar mürekkep olmasına rağmen kartuşu değiştirmeniz, 8-10 kartuştan sonra da komple yazıcıyı değiştirmeniz gerekir. Bu artık planlı eskitme falan da değil, direkt düzenbazlık.
Romalıların yaptığı yollar bugün hâlâ sapasağlamdır ama bizim KGM 3-5 senede bir yolları yeniler. Çünkü aynı şirketlerin tekrar tekrar ihale alması için özellikle kalitesiz asfalt kullanılmasına göz yumulur. Böylece vatandaşın refahı inşaat şirketlerine rant olarak aktarılır. Atlantik’in ötesinde durumun daha farklı olduğunu sanmayın zira Amerika’da da yol bakımı bitmez.
Metrobüste dikkat etmişsinizdir, insanların elindeki çoğu telefonun ekranı çatlak. Alır almaz kutusunu açarken düşürüp kıranlar bile var. Yani şuradan beş tane mühendis çevirip ilk düştüğünde kırılacak, her güncellemede yeni sorunlar çıkaracak, şarjı hemen bitecek, bataryası değiştirilemeyecek, tamir edilmesi engellenecek bir telefon tasarlatsak ortaya iPhone çıkardı. Özellikle, dayansın diye değil, bozulsun diye tasarlanmış bir ürün resmen.
Bu gibi düzenbazlıkların incelikleri üniversitelerin MBA programlarında “Strategic Management Techniques” falan gibi janjanlı başlıklarla ders diye anlatılır. Tezgâhı kapitalistler ve yöneticiler kurar; uygulamasını da mühendisler yapar.
Tüketim kültürü ve algısal eskitme
Planlı eskitme işin bir boyutu. Diğer boyutuysa “algısal eskitme.” Kimi zaman kullandığınız ürün materyal olarak eskimemiş ya da bozulmamış olmasına rağmen gidip yenisini alırsınız. Çünkü yeni model daha havalı ve daha gösterişlidir. Bugün birçok insan cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını, tabletini sırf yeni çıkan modeli almış olmak için değiştirir.
Bugün elinde aptal bir telefonla görünen bazı insanlar refleks gösterip “öteki telefonu tamire verdim de” gibilerinden bir açıklama yapma gereği duyuyor. Çünkü herkesin son model telefon kullanarak sosyoekonomik statüsünü sergilediği bir ortamda eski bir telefon kullanmanın mutlaka makul bir mazereti olmalı!
Moda sektörü zaten tamamen algısal eskitme üzerine kurulu. Her sezon başka renkler, başka tasarımlar “moda” oluyor. Geçen yaz giydiğiniz kıyafetler, eğer çamaşır makinesinden hâlâ sağlam çıkmayı başarabildilerse, demode ilan ediliyor. Güzel bir film uyarlaması da yapılan Devil Wears Prada romanında sezonluk kıyafet modasının nasıl birkaç şirket tarafından belirlendiği eleştirel bir dille anlatılır, tavsiye ederim. Modası geçen eski kıyafetler de bazen nezaketen Güneydoğu illerimizdeki okullara, ama çoğu zaman da çöpe gidiyor.
Pek çok bilgisayar oyunu da genelde algısal eskitmeyle yeniden satılır. FM 2017’den 2018’e oyunun özünü etkileyen pek bir yenilik olmazken genelde en önemli değişiklik takım kadroları olur. Kimse eski kadrolarla oynamak istemediğinden millet her sene yeni oyuna yüzer lira bayılıp SI Games’i zengin etmeye devam eder. Halbuki her sezon beş liraya resmi bir transfer güncellemesi satılsa…
yani şimdi tam mesajıbitiriyom öbürü geliyor :)
hocam kilot işine girmem. ben don satmadım :)
ama yazıcı konusunda. öyle bi çipe hiiç ihtiyasçları yok. nerde ise 20 senedir mürekkep yazıcıların teknolojisi değişmedi. sadece üst seviyelerinde bazılarında yazma kkafası daha iyi. ki getir 30 sene öncesinin yazıcısının kafasını şimdikinin kartuşundaki kafa ile pinlerine kadar aynıdır.
ama şekilleri farklı olduğundan kabul ettiremezsin. ki mürekkebi pahalı olur bu gayet normal-ki yazıcı mürekkebi litresi 50 tl mi ne. yani o kadar phalı değil :) - asıl olarak kartuş pahalıdır. 50 tl ye aldığımız eski yazıcının sadece siyah kartuşu 45 tl idi.
ama asıl şey her kötü tasarıma "planlı eskitmme" diye etiketlemek komik geliyor artık bana.
çünkü planlı eskitme demek şey zaten direkt malzeme-plastik metal- kısmında yapılan bi şey. ve biliyoruz. aslında her zman onların sağlam olması da iyi olmuyor o başka. burda direkt olarak tasarım hatası var. çünkü o güçte bi ürünün o dar alanda soğutmasını beklemek sadece cahil cesaretidir. direkt bu iş bilmez bi mühendisin ettiği iş kokar. ve hiç bi mühendis kendine saygısı varsa bile bile böyle ahmaklık etmez. yani bu bilmeden yapılmış bi şey. adam böyle bi sonucu olduğunu bile bile ve bunu farkedileceğini düşüne düşüne yapmaz. yani bu cahillik, planlı falan değil.
ama 7175 de böyle bi hata var. 1 2 haftaya ya da belki yarına sökecem. dileyene ilgili yerin fotosunu ispatlı gösteririm. zaten o transistörün etrafı dağlanmıştı diye hatırlıyorum. düşünün ısıdan pcb yi yakıyor.
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:

ya 75 watt güç çekiyorsun. ama 15 20 gram gelmez bi metal parçası-ki boyalı bi de :) - bi de çevrek cm önüne kapak koyup soğumasını bekliyorsun. abicim böyle bi şeyin imkanı yok. sen 75 watt çekerken bi 25 wattı kendi üzerinde harcayacaksın. bu kadar güç çeken ekran kartlarına adamlar fan takıyor be.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
abi kimse bana vesteli iyi gösteremez kusura bakma. çünkü adamlar soğutmadan çalıyor.
Abi kimse burada bir markayı iyi, bir markayı kötü göstermeye çalışmıyor sana, olan ne ise onu yazıyoruz.

Şimdi mesela ben sevmiyorum diye LG kötü bir marka mı? Hayır değil elbette lakin LG nin de malzemeden çaldığını inkar edebilirmisin? Hayır edemezsin.

Çalmak fiilini de şöyle açıklamak lazım.

2011 yılı ben Buca da Elektronik Atölye şefiyim o dönem.

Bizim Beyaz eşya atölye şefinin tv arıza yapıyor ve garantiye yolluyor LG servisine, TV geliyor, 1 ay sonra aynı arıza ile gidiyor bu sefer diyorlar ki ''panel arızalı'', Tamam kardeşim yapın dediğinde adama ''Garantisi bitik'' diye cevap veriyorlar.

Burada çalmak fiili henüz yok, burada daha servisin Şeref yoksunluğu aşamasındayız zira tv aynı arıza ile daha önce gittiğinde ''Arıza yok'' diye iade edenler kendileriydi.

Neyse kavga dövüş ve bu gün halen yazdığım LG TÜRKİYE politikaları nedeniyle hiç kimseye derdimizi anlatamadık, adamın 2 yıl 1 aylık tv si iptal.

Dedi ki ''Usta sana getirsem bakarmısın?'' dedim ki hay hay

Açtık tv yi baktık gerçekten cell arızalı. Ghostinge girmiş artık yapacak bir şey yok.

Sorun neydi biliyormusun abi? Panel üreticisi CMO idi.

Bak abi, LG denen marka panel üreticisidir anca LG marka panelin üretim maliyeti, CMO marka panelin üretim maliyetinden daha yüksektir. Önünde LG yazan tv nin içinde CMO panel olması ucuz malzeme kullanmaktır ve buna fiilen hırsızlık denir lakin kanunlarda bu fiil maalesef SPE diye geçiyor.

Adam tüketicinin komple panel hakkını çalmış, sen diyorsun ki soğutucu çalıyorlar.

Tabi şunu da belirtmek isterim zira haklılık payın şurada var.

Bunu daha önce de yazdım yine yazayım. Pazar payı kaygısı nedeniyle ürünlerdeki üretim esası artık kesinlikle kalite ve uzun ömür değil FİYAT endekslidir.

Bu nedenle mühendisin önüne önce BÜTÇE koyulur ve ürünü o bütçeye sığdırması istenir.

Sana vereyim abi 654TL bütçe, ve diyeyim ki 5 Program İnox Bulaşık makinesini bu bütçeye sığdır.
Ne yapacaksın?

İzolasyonu 4cm yerine 3cm kullanacaksın,
Sacı 1.2mm yerine 0.8mm kullanacaksın
6N60 yerine 4N60 kullanacaksın, Alm soğutucu yerine teneke koyacaksın vs vs

Peki burada suç VESTEL in mi?

Mesela SAMSUNG markası, sırf TÜRK devletine vergi vermesin diye, Yurtdışından yedek parça olarak ülkemize anakart getirirken TUNER bloğunu neden üzerine takmadan gönderiyor? Çünkü üzerine takılı olursa TV sınıfına giriyor o oranda vergi ödüyor, Halbuki bir kart için elektronik devre kartı adı altında 10tl vergi ödemek varken, neden TV kartı adı altında 50 tl vergi ödesin ki değil mi?

Mesela LG markası acaba hangi cin fikirlinin aklına gelen bir yöntemi uygulayarak TV bandrol yerine Radyo Bandrolü ödeyerek ülkeye sokuyor o cihazları?

Zorlu grubunun devlete gidip ek vergi talebinde bulunduğu tüm mecralarda boy boy afişe edilirken ve Zorlu grubu ülkede linç edilirken neden bu Kore sever insanların bir tanesi bile kendi ülkesinden Vergi kaçıran bu Koreli firmalardan hiç bahsetmiyor?

ZORLU grubu Hükümete gidip ''Bizim panel imal edebilecek altyapımız var, o mühendisliğe, zekaya ve imkan asahibiz, Teşvik ile bu konuyu çözeriz'' dediğinde hükumetin cevabı neden kimse tarafından gündeme getirilmiyor?

Panel üretemediğimiz için Ülkemizde tv satan bu koreli firmaların, Türkiye pazarındaki hakimiyeti kaybetmemek adına ARÇELİK ve VESTEL gibi markalara neden yüksek fiyat ile panel sattığına neden kimse değinmiyor?

ZORLU grubu diyor ki Teşvik verin panel yapalım, Cevap ''yok istemez''
ZORLU ucuz tv satsın, ama Panelleri Korelilerden pahalıya alsın, buna kimsenin sesi çıkmaz.
Koreliler Zorluya paneli sattığı fiyattan Türkiye pazarında komple tv satsın ve rekabet etiği ortadan kalksın, sonra VESTEL i kimse bana güzel demesin. Öyle bir dünya yok abi kimse kusura bakmasın.

LG nin ürettiği paneli alıp, TOSHİBA nın ürettiği chipi alıp, SAMSUNG un ürettiği Tuneri alıp bu adamlarla rekabet edebilecek ortam oluşturmak herkesin harcı değil. Elbette ek vergi talep edecek, Ülkenin markalarına kaçacak yer mi bıraktılar?
 
yolgezer Çevrimdışı

yolgezer

Aktif Üye
2 Haz 2019
398
Abi kimse burada bir markayı iyi, bir markayı kötü göstermeye çalışmıyor sana, olan ne ise onu yazıyoruz.

Şimdi mesela ben sevmiyorum diye LG kötü bir marka mı? Hayır değil elbette lakin LG nin de malzemeden çaldığını inkar edebilirmisin? Hayır edemezsin.

Çalmak fiilini de şöyle açıklamak lazım.

2011 yılı ben Buca da Elektronik Atölye şefiyim o dönem.

Bizim Beyaz eşya atölye şefinin tv arıza yapıyor ve garantiye yolluyor LG servisine, TV geliyor, 1 ay sonra aynı arıza ile gidiyor bu sefer diyorlar ki ''panel arızalı'', Tamam kardeşim yapın dediğinde adama ''Garantisi bitik'' diye cevap veriyorlar.

Burada çalmak fiili henüz yok, burada daha servisin Şeref yoksunluğu aşamasındayız zira tv aynı arıza ile daha önce gittiğinde ''Arıza yok'' diye iade edenler kendileriydi.

Neyse kavga dövüş ve bu gün halen yazdığım LG TÜRKİYE politikaları nedeniyle hiç kimseye derdimizi anlatamadık, adamın 2 yıl 1 aylık tv si iptal.

Dedi ki ''Usta sana getirsem bakarmısın?'' dedim ki hay hay

Açtık tv yi baktık gerçekten cell arızalı. Ghostinge girmiş artık yapacak bir şey yok.

Sorun neydi biliyormusun abi? Panel üreticisi CMO idi.

Bak abi, LG denen marka panel üreticisidir anca LG marka panelin üretim maliyeti, CMO marka panelin üretim maliyetinden daha yüksektir. Önünde LG yazan tv nin içinde CMO panel olması ucuz malzeme kullanmaktır ve buna fiilen hırsızlık denir lakin kanunlarda bu fiil maalesef SPE diye geçiyor.

Adam tüketicinin komple panel hakkını çalmış, sen diyorsun ki soğutucu çalıyorlar.

Tabi şunu da belirtmek isterim zira haklılık payın şurada var.

Bunu daha önce de yazdım yine yazayım. Pazar payı kaygısı nedeniyle ürünlerdeki üretim esası artık kesinlikle kalite ve uzun ömür değil FİYAT endekslidir.

Bu nedenle mühendisin önüne önce BÜTÇE koyulur ve ürünü o bütçeye sığdırması istenir.

Sana vereyim abi 654TL bütçe, ve diyeyim ki 5 Program İnox Bulaşık makinesini bu bütçeye sığdır.
Ne yapacaksın?

İzolasyonu 4cm yerine 3cm kullanacaksın,
Sacı 1.2mm yerine 0.8mm kullanacaksın
6N60 yerine 4N60 kullanacaksın, Alm soğutucu yerine teneke koyacaksın vs vs

Peki burada suç VESTEL in mi?

Mesela SAMSUNG markası, sırf TÜRK devletine vergi vermesin diye, Yurtdışından yedek parça olarak ülkemize anakart getirirken TUNER bloğunu neden üzerine takmadan gönderiyor? Çünkü üzerine takılı olursa TV sınıfına giriyor o oranda vergi ödüyor, Halbuki bir kart için elektronik devre kartı adı altında 10tl vergi ödemek varken, neden TV kartı adı altında 50 tl vergi ödesin ki değil mi?

Mesela LG markası acaba hangi cin fikirlinin aklına gelen bir yöntemi uygulayarak TV bandrol yerine Radyo Bandrolü ödeyerek ülkeye sokuyor o cihazları?

Zorlu grubunun devlete gidip ek vergi talebinde bulunduğu tüm mecralarda boy boy afişe edilirken ve Zorlu grubu ülkede linç edilirken neden bu Kore sever insanların bir tanesi bile kendi ülkesinden Vergi kaçıran bu Koreli firmalardan hiç bahsetmiyor?

ZORLU grubu Hükümete gidip ''Bizim panel imal edebilecek altyapımız var, o mühendisliğe, zekaya ve imkan asahibiz, Teşvik ile bu konuyu çözeriz'' dediğinde hükumetin cevabı neden kimse tarafından gündeme getirilmiyor?

Panel üretemediğimiz için Ülkemizde tv satan bu koreli firmaların, Türkiye pazarındaki hakimiyeti kaybetmemek adına ARÇELİK ve VESTEL gibi markalara neden yüksek fiyat ile panel sattığına neden kimse değinmiyor?

ZORLU grubu diyor ki Teşvik verin panel yapalım, Cevap ''yok istemez''
ZORLU ucuz tv satsın, ama Panelleri Korelilerden pahalıya alsın, buna kimsenin sesi çıkmaz.
Koreliler Zorluya paneli sattığı fiyattan Türkiye pazarında komple tv satsın ve rekabet etiği ortadan kalksın, sonra VESTEL i kimse bana güzel demesin. Öyle bir dünya yok abi kimse kusura bakmasın.

LG nin ürettiği paneli alıp, TOSHİBA nın ürettiği chipi alıp, SAMSUNG un ürettiği Tuneri alıp bu adamlarla rekabet edebilecek ortam oluşturmak herkesin harcı değil. Elbette ek vergi talep edecek, Ülkenin markalarına kaçacak yer mi bıraktılar?
1. ABİCİM BEN TÜKETİCİYİM. kendi karım ne ise ona bakarım :) ve bu vergi olayından sonra tv lerin hem kasa hem de özellik olarak geride kaldığına 2 mizde hemfikiriz değil mi? bak şu andaki tv lere? 7175 ayarında bi tv şu anda kaç para? he dolar falan diyecen de vestel dolarla iş yapmıyor :) yıl olmuş 2019 ha adahili uydusu olmayan tv ler var yaw türkiyede. o tv leri inan yurt dışında kimse almaz. küfür mü ediyon da bu malı reyona koyuyon diye gider seni şikayet eder dava açarlar.
türkiyede ise 4 senedir tv piyasası cidden gelişmedi. git reyonlara bak. nerde ne var? ankara istanbul. abi gittim. ya dahili uydu alıcısı yok tv de ya. böyle bi şey var mı?
her neyse.
şimdi abi ben sana mal içinde hırsızlık ya da teknik servis hakkında hiç konuşmadım farkında isen. o tamamen servislerin ayıbı.
bak sana direkt diyorum ki tasarım hatası var.
25 wattı ısı olarak dışarı atan bi düzenek yapıyorsun. ama 20 gramlık soğutucu ile bu işi başarmaya çalışıyorsun. fan yok, ve önünde 2 litre bile hava yok. o alet bozulur abi. kim ne derse desin bozulur. bak şu anda tv ler kaskalın yapılıyor. 7175 dediğin t vnin kasa kalınlığı 2 cm bile yok. ki onun paneli gayet kalın bi panel. ama kasayı sıfıra sıfır yapıştırmışlar resmen. örneğini de verdim sana. git istediğin teknolojiyi koy. istediğini yap. o kadar ısıma ile o soğutucuları takarsan tv hasar görür.
ZORLU grubu Hükümete gidip ''Bizim panel imal edebilecek altyapımız var, o mühendisliğe, zekaya ve imkan asahibiz, Teşvik ile bu konuyu çözeriz'' dediğinde hükumetin cevabı neden kimse tarafından gündeme getirilmiyor?
bunu demek yetmiyor abicim. sen tutup böyle ahmakane hatalar yaparsan ve şu anda sırf hükümetle aran iyi diye malına da vergi koydurtursan kimse seni istemez. ben de vestel kullanıcısıyım. evimde tek vestel yok ki.
2 adet tv, yanında 3 adet buzdolabı, çorbacısı fırını mikrodalgası bi sürü eşyası. babamın eski telefonu.
ki o nasıl bozuldu? abi telefon pilhatası yapmış büyük ihtimal. lityum pil seçme olayı. bazen denk geliyor. babam garantiye verdi. benim de kafa basmadı bi türlü. -terzi sökük paradigması :) - sonra geldi ben de hurdaya attım dağıttım. ve aylar sonra geldi aklıma. ya koskoca teknik servis telefonu başka bi sağlam pille denese telefon çalışacakmış. ben de farketmediğimden telefonu attım hurdaya gitti. yani vestel servisi de iyi değil ki. ya adamlar telefona yazılım yüklemek için 8 gb ramli pc ye xp kurmuşlar. sanal makineden haberleri yok :) şu signed driver uyumu olayı falan.
ama dediğim gibi servis ya da başka şey demiyorum
gelelim senin konuna. abi kusura bkma da o radyo bilmem ne vergisini türkiyeden başka alan kaldı mı? ya alan yok.
türkiye de her şeye vergi kesip durmasın abi? önüne gelenden çarpayım mantığı ne oldu? aha ithal arabalar. alayında parça eksiği var. yurt dışından opsiyonu alıcaksın. bmw nin sadece bt opsiyonu 1.500 tl. ki yurt dışında o opsiyon 100 dolara takılıyorsa adamı döverler :) bu hep bizim vergi açgözlüğümüzden kaynaklanıyor. firmaları buna da iten biziz. vergiden bizim halk bile bezmedi mi de yurt dışı firmaları suçlar tavırdasın?
ayrıca burda senin bahsettiğin şey bi şeyi tasarlarsın ve eksik parça koyarsın meselesi. ben sana ne diyorum. adam bu tv ye öyle bi soğutma ve kasa koymuş ki öpsen oraya başka şey girmiyor ve tasarlanan soğutucu da yetmiyor. bu tv yi az sıcak ortamda her şeyini ful kullan ömrü 6 ay abi. çart bozuluyor. 3 4 defa garantiye gitti. 1 kere anakartı 3 defa mı ne psu su bozuldu. anca ses sistemi ve uydu alıcı takınca düzeldi. bi tv yapmayı beceremeyen şirket gelmiş biz zaten yapıyoz diyor. o zaman kendilerine vergi indirim istesinler abi. başka firmalara ek vergi koydurma istemesinler. başka firmalara ek vergi koydurmanın amacı bellidir. adamların ülkeye küsüp yeni mal göndermesini engelleyip tekel oluşturmak. bunu intel de yaptı ms de yaptı. intel bilmem kaç milyar dolar amd ye bayıldı ms de kaderin tokatını yiyip en büyük tarayıcısını chrome tabanlı yaptı.
yani sana diyorum ki başkasına bakıp şu böyle yapıyor ben de böyle yapayım diye adamın ayağını kesersen ya biri gelir ağzına eder ya da kaderin cilvesi ile ona muhtaç olursun. ben de vestel ve diğer firmaların ne zorluklardan geçtiğini çok iyi biliyorum. ama pek çokfirmayı da makaslamaya çalışmasını kimse bana mazur gösteremez.
üstüne yurt dışından parça alarak neden ülkede rekabet edemesin? sen şu anda yurt dışında kaç tane tamamen kendi imkanı ve üretimi ile iş yapan firma sayabiliyorsun?
sony hala neden ayakta? tv de dediğn gibi telefon zaten battı batıcak, konsol desen kaç firma ortak yapıyor, ama neden? çünkü anlaşmış, kimse ile kavga etmeden iş yapıyor. ki zamanında sony e artislik yapmaya kalkan lg ye ettiklerini de biliyoruz :)
ayrıca sony den gene gidelim kaç firmadan mal alıyor diye bi daha soralım? ps3 için amd den cpu nvidia dan gpu aldı kullandı. foxconn a anakart deltadan psu aldı ve bunları topladı. bak hiçbirinde kendi üretimi yok.
ps4 komple amd den yarı iletken ve deltadan psu yanında da foxconn anakart.
aha vestel gibi sadece plastik giydirdi satıyor. ama nasıl? 1 oyun ağını kurdu. 2. anlaşmaları iyi.
vestel de yapsın abi bunu? ne engelliyor? sen diyorsun ya milletin çaldıkları? ya vestelin venüs telefonlarının yazılım yükleme aracı 64 bit imzaya sahip değil diyom. servisleri bile 64 bit sistemde o cihazı çalıştıramıyor :) vestel sanki herkesden gereken izinleri almış gibi savunuyorsun :) yok abi vestel herkesten koparabildiğini koparmanın peşinde. ya adamlar kendi tv lerinin farkında değil. bi kullanma klavuzu vermişler, tv içinde bt ve wifi varmış gibi. saatlerce günlerce wifi aradım. servisi arıyorum abi şuraya gir diyor. meğersem tv nin dahili wifi si de bt si de yokmuş. ama kullanma klavuzunda var :)
video açıcam. sanki çan çin çon tv den video açıyorum. arkadaş o kadar çok video seçiyordu ki. zaten sonunda bezdim tv den video açmaz oldum. takıp laptopdan izliyordum ki orası da ayrı mallık. abi bi türlü fhd çözünürlüğe kavuşamamıştım. nasıl bi kontrolcüsü vardı ise vga dan fhd veremiyorsun. daha doğrusu veriyorsun ama üst düzey ekran kartları ile almıyor. ekran kartı seçen monitör kavramı ile tanıştım:) naptı isem hd3850 ile görüntüyü fhd yapamamıştım. düşük çözünürlük de tam oturmadığı için sağa sola saçmalıyordu. hdmi la sorun yok. bi de philips monitör pc seçer diyorlar. asıl bu tv o kadar ekran kartı seçiyor ki. kafayı yemiştim.
ha hdmi dan da açınca default 23 hz ye kitleyip kendini kare atlama yapması da caba. onu farkedene kadar gözümüz kör oldu :)
o yüzdendiyorum ya bu tv nin tek espirisi paneli. inanılmaz bi panel. ama başka her şeyi ile çöp.
aslında fikir ve özellik olarak senin de dediğin gibi harika bi cihaz. ama cihazı resmen sakat yapmışlar. he bu arada o anakart değişiminin de durduk yere çöken yazılımı yüzünden olduğunu da söyleyeyim. ki normalde yazılım garantiye girmez. ama kronik bi arza ki adamlar sorgusuz sualsiz değiştirdiler anakartı. he bi kere de ses çipinden gitmişti.
abi diyorum ki bu cihazın her yeri arza. bu kadar arzalısının bize denk gelmesi beni de düşündürüyor. ama cihazı söktüğümde o tasarımda bu hatalar zaten doğal geldi bana. o tasarımla bu cihaz arza yapmaya zaten meyilli. ve dediğim gibi bu tür bi cihazı geliştirmiş bi firmada ben zeka falan aramam. bunu yapan mühendis kendini akıllı sanan biri. ama değil.
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:

bak burdan açık çağrı yapıyorum. bunu tasarlayan mühendis bana dava açsın hakime tek tek söylerim. ısıdan kendini kapatan, durduk yere ısı yüzünden anakartı patlatan, ses çipini yakan, dış görüntü arabirimleri ekran kartı seçen, bu kadar çok kronik arzayı beraberinde toplayan bi cihazı piyasaya sürerken utanmamış mı derim.
 
teraspy Çevrimdışı

teraspy 

TFC Team
26 Kas 2018
22,683
65
serkan_cim' Alıntı:
merhaba arkadaşlar bende vestel 42 fp7175 led ekran tv var çocuk oyuncak fırlattı tv ye ve ekran kırıldı ekran değişmesi lazım ekranı en uygun nerden bulabilirim yada yaptırabilirim internetten bulamadım ve fiyat aşağı yukarı nekadar çıkar teşekkürler
servisle görüşün panel stoklarda olmayabilir . ücretli değişim olabilir.
Bence de servisle görüşmelisin,git sor,fiyat al ,bakarsın işine ve cebine denk gelirse yaptırırsın,gelmezse o zaman yeni bir tv bakarsın,bakma sen buradaki tartışmaya sevgili S serkan_cim ,senin konuyu da dağıtmışlar :)
 
yolgezer Çevrimdışı

yolgezer

Aktif Üye
2 Haz 2019
398
Bence de servisle görüşmelisin,git sor,fiyat al ,bakarsın işine ve cebine denk gelirse yaptırırsın,gelmezse o zaman yeni bir tv bakarsın,bakma sen buradaki tartışmaya sevgili S serkan_cim ,senin konuyu da dağıtmışlar :)
dağıtırız abi :)
ya şaka bi yana ben görüşümde ısrarcıyım. o tv en iyi ihtimalle bile 4 5 yaşına geldi. panel değişiminden sonra başka bi arza çıkarsa sıkıntı. üstüne paneli de pahalı o meretin.
 
teraspy Çevrimdışı

teraspy 

TFC Team
26 Kas 2018
22,683
65
dağıtırız abi :)
ya şaka bi yana ben görüşümde ısrarcıyım. o tv en iyi ihtimalle bile 4 5 yaşına geldi. panel değişiminden sonra başka bi arza çıkarsa sıkıntı. üstüne paneli de pahalı o meretin.
Sevgili yolgezer ,biliyorsun ki ortam iyi değil,belki yeni bir tv için maddi durumu yok,belki tv unutulmayan bir hatıra,yani çok fazla derine inmemek gerekir ,en iyisi sorsun soruştursun dediğim gibi işine ve cebine gelirse ona göre davranır :ok
 
yolgezer Çevrimdışı

yolgezer

Aktif Üye
2 Haz 2019
398
Sevgili yolgezer ,biliyorsun ki ortam iyi değil,belki yeni bir tv için maddi durumu yok,belki tv unutulmayan bir hatıra,yani çok fazla derine inmemek gerekir ,en iyisi sorsun soruştursun dediğim gibi işine ve cebine gelirse ona göre davranır :ok
hacı abi o tv nin paneli en az 1000 tl. daha bunun değişimi var. özel bi sebebi yoksa bu tv ye değmeyecek. ya nerde ise hiç bi tv ye panel arzasında tamir etmeyin diyoruz zaten. bu tvye hiç olmaz. hani anakartı çok iyi bi şey olsa düzgün bi smart keyfi sunsa tamam da. değecek ürün değil. biz zaten bezdik internet vs isteyince pc bağlıyoruz.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
hacı abi o tv nin paneli en az 1000 tl. daha bunun değişimi var. özel bi sebebi yoksa bu tv ye değmeyecek. ya nerde ise hiç bi tv ye panel arzasında tamir etmeyin diyoruz zaten. bu tvye hiç olmaz. hani anakartı çok iyi bi şey olsa düzgün bi smart keyfi sunsa tamam da. değecek ürün değil. biz zaten bezdik internet vs isteyince pc bağlıyoruz.

Abi seninki bir noktadan sonra görüş beyan etmekten ziyade dayatmaya giriyor, şu satırlarda yazdıklarının cevabını yukarıda vermiştim aslında :kiskis

Sen diyorsun ki 'İlla ki benim dediğim doğru''

Ben de diyorum ki ''Değil''

Bu noktadan sonrasında ne sen benim fikrimi değiştirebilirsin ne de ben senin bakış açını.

Ben gördüğümü bildiğimi yazıyorum, Sen de gördüğünü bildiğini yazıyorsun, Tüm yazılanlar ortada, gerisine konu sahibi karar verecektir diye düşünüyorum :ok
 
Geri
Üst Alt