Haberin doğrulaması devam ediyor.
Bu da silnen mesajımın düzenlenmiş hali neden silindiyse...
"Hangi kırtasiye hangi üretici, bir kalem versin, alan bir ömür onunla işini görsün hiç ihtiyacı kalmasın ister. (Bu arada kullandıkça tükenen kaleme bile biz tükenmez kalem adını takmışız ne mantıksa! Pazarlama için belli ki aklımızla oynamışlar.) Hangi ayakkabıcı müşterisine yıllarca kullanabileceği tek çift ayakkabı satmak ister. Çoğaltılabilir örnekler, bunlar günümüz hayatının yaşadığımız gerçekleri, hepimiz biliyoruz. Anlamadığım tıpcıların kutsallaştırılması her şeyi en iyi şekilde yaptıklarını (kendileri bile hemfikir değilken) kabul etmek. İlaç üreticileri ticari şirket değilmi ki hastaları kökten iyi etsin müşterisiz kalıp mal satacak bulamayıp fabrikalarını kapatsın. Şüpheci olmayan bilimsel ve akılcı yaklaşamaz. Her sektöre el atanlar en büyük kazanç sektörünü boş mu bırakırlar sanki. Neyse ki yeni sistem geliyor (kuruluyor) mevcut yöntemler kötülenecek, mrna gibi yeniler (krispiar gen teknolojisi) ambalajlanıp süslenip dayatılacak. Sanki ana felsefe değişecek(!), yani ticari işletmelerin karlılığı arka plana atılacak...
Kafalar değişmeden fikirler değişmez, güdülmeye devam ediliriz,
Hayatta zaten hiç bir şey kendiliğinden değişmez, gelişmez. Birileri amacı doğrultusunda geliştirir, amacına ulaşmak için onu kullanır. Önümüzde durup algılayamadığımız temel konu bu olduğundan buradan sızıp istedikleri işlerine gelen olmayanları gerçeklermiş gibi inandırıyorlar. Yalanlara gerçeklermiş gibi inanan birine nasıl doğrularla hakikati anlatabilirsiniz ki.
Hadi farklı anlatayım, Bozuk bir teraziyle esnaf malını dürüstçe hak geçirmeden satmayı nasıl becerebilir. Sadece yaptığını sanar terazisini doğru sandığı için. Ta ki biri terazisinin yalancı olduğunu ona ispatladığın da dank eder.
Bilim bu gün eriştiğine doğru der ancak yarın yenilerini keşfedince bu günün doğruları yarının yanlışları olur, aynen dünün doğrularının bu günün yanlışları olduğu gibi . Bilimi de bilim adamını da aşırı kutsamak doğru değildir.
Bu konuda ana fikir kaçırıldığından mikro alanda bol bol fikir alışverişi yapılıyor, ancak atı alan da biz birbirimizle oyalanırken Üsküdar'ı geçip gidiyor gözlerimizin önünde..."