Samsung'un satış sonrası desteği şaşırttı!

slowfood' Alıntı:

Donanım firmaları sürekli yeni ürün satmak peşindedir. Yazılım firmaları da buna altyapı oluşturmak zorundadır. Bundan dolayı ofis yazılımları bile maksimum 5 yılda bir yeni bilgisayar ister. (Sürekli güncellerseniz) Tabii artık şöyle bir yan kol oluştu. Yazılım firmaları bulut teknolojilerini keşfettiler ve artık donanım güncellemeye destek olmak yerine bulut üzerinden kullanıma bağımlı hale getirerek maddi kazancı tamamen kendilerine yönlendirebilmenin yolunu da bulmuş oldular.

Genişletmek için tıkla ...

sadays' Alıntı:

hayrı işin kötüsü insanlar hep iphone kullandıkları ve bu kötü ekranlara alıştıkları için farkında bile değiller ben senelerce samsungun amoled ekranının kullandım iphone 14pro maxe huawei mate 10 prodan geçtim eşek yükü ile para verdirdi çocuklar illa geç illa geç diye hayal kırıklığı yaşadım ya dedim bu nasıl oled ekran insan utanır herhalde çinin en kötü olad üreticisini bulmuş ona yaptırmış sarı sarı değil yeşil yeşil değil kırmızı kırmızı önce parlaklıktan sandım parlaklığı açıyotrum açıyorum renkler değişmiyor Allah senin belanı versin haram zıkkım olsun dedim atsan atılmaz satsan satılmaz

Genişletmek için tıkla ...

Ömer Çolak' Alıntı:

Kesinlikle öyle ama bu bir avantaja dönüşecek gelecekte son kullanıcı için. Tabi örneğin yıllık maliyetimiz 100 ise 90'a düşecek tabi çok değil . Ama firmalar buradan 40 kazanıyorsa 80 kazanmaya başlayacaklar. Nihayetinde son kullanıcıya da fayda olacak bu verim az da olsa.

Mesela bu gün bir RTX4090 aldınız. Her akşam 2 saat oyun oynuyorsunuz. Kalan 22 saat boşta duruyor. İnternet teknolojisi yeterince geliştiğinde örneğin aynı 4090 günün 24 saati her 2 saat farklı birine hizmet edebilir teorik olarak. Böylelikle aynı donanım maliyetiyle çok daha fazla iş yapılabilir. Bu koşullarda da o donanımın ömrü 5-6 yıldan sadece 2-3 yıla düşüyor.

Kapitalizm'in kâr hırsını bu sebeplerden ötürü çok seviyorum. Neticede o kâr dönüp dolaşıp yastık altındaki altın olarak biriktirilmediği, harcandığı sürece bizlerin cebine geri geliyor. Bizler dediğim tabi silikon vadilerinden birinde yaşıyorsak

Genişletmek için tıkla ...

slowfood' Alıntı:

Üstadım. Son cümleniz bence her şeyi özetliyor. İnşallah sizleri de silikon vadisinde görürüz de en azından bizden birileri de bu işin kaymağından faydalanıyor deriz.

Aslında yukarıda bahsetmiş olduğunuz kaynak paylaşımı da bir şekilde yine son kullanıcıya dönmez. Neden bu kadar kesin konuştuğuma gelince;

Enerjide dönüşüm dedik, elektrikli araçlar dedik, Tüm ülkelerde (USA ve Avrupa ülkelerinde regülasyonların detayına henüz tam olarak hakim değilim.) elekrikli araç dönüşümleri bireysel uygulamalardan çıkarıldı. Yani bu, işi sadece BÜYÜK firmalar yapabilecek demek. Tabii ki standardizasyon v.b. koşulları yönünden iyi birşeymiş gibi algılansa da gerçekten BÜYÜK firmaların hangi boyutlarda denetlendiğini hepimiz biliyoruz. (Bilmeyen varsa, fosil yakıtlı araçların elektrikliye dönüşümü konusunda bir arama yaparlarsa Türkiye' de yıllar önce bununla ilgili mevzuatın oluştuğunu görebilirler.)

Hidrojen yakıtı dedik, yakıt hücreleri dedik, Allahın havasında %90 oranında bulunan hidrojeni de sadece eski petrol şirketleri satıyor. Bkz. shell hidrojen istasyonları.

Dolayısıyla son kullanıcının cebine bir şey girme ihtimali varsa, ihtimal oluşmadan o girdiyi büyükler zaten kapmıştır. Kapamıyorlarsa da girdi kalemi otomatik olarak ortadan kalkmıştır.

Aslında konu üzerinde çok konuşulur ama ben yine haddimi aşıp lafı çok uzattım. nemli olan sadece konuşmak değil, dinlemek diyorum ve saygılarımla kenara çekiliyorum.

Genişletmek için tıkla ...