Dostum sen 110 la gidebileceğin bir yolda, önünde 95 ile giden bir araç varsa sollamaz da hep onu mu takip edersin? Arabayı sollamak 10 dakika, bir saat süren bir olay değil. Sadece 8-10 saniyelik bir olaydır. O zaman araba alırken beygir gücüne, torkuna, markasına niye önem vererek alıyoruz ki? Üstelik bizim araçlarımız Mercedes, BMW, Audi gibi araçlar da değil ki hız meraklısı ya da yarış meraklısı olalım. Unutmayın; Kanunlar insanlar için değildir. Kendilerini çoğunluktan korumak isteyen yöneticiler içindir... Bomboş yolda tabiki yarış yapmayalım ama emniyetli ve dikkatli sürdükten sonra da aşırıya kaçmadan, arabanın hakkına göre de yol alalım. Tabi 100 le gidilecek yolda da 200 yapmalı demiyorum. Her şeyin bir kararı var. Ben uluslar arası yollarda da çok araba kullandım. 120 hız olan yolda 110 la giden arabayı solladığınızda bir anda 140 a çıkarsınız. Sonra sağ şeride geçip yine 120 ye düşersiniz. Son günlerde Pekerin açıklamalarından da gördük işte, belli kesimlere öyle plakalar verilmiş ki, trafik bile durduramıyor... Ama halk bir kaç kilometre fazla yaptı mı hemen radar cezası... Neden? Çünkü bütçenin açığı kapatılması lazım ki baştakiler daha fazla yiyebilsin...
Çok geçmiş olsun. Şimdi bir şey söyleyeceğim ve belki çok tepki alacağım fakat olsun, önemli değil.
Bana göre Türkiye'de trafik polisinin pek bir işlevi yoktur. Şubede çalışan kısmı kastetmiyorum, sahaya çıkan ekipleri kastediyorum.
Mesela trafik polisi ne işe yarıyor, bilen anlatsın bana. Trafiği zaten ışıklar ve işaretler düzene sokuyor. Örneğin bir yerde trafik sıkıştığında trafik polisi o bölgeye gidiyor. Trafik lambalarına değil de polisin yönlendirmesine göre hareket ediyoruz. Trafiğin akışında bir değişiklik oluyor mu ? Hayır.
Önceden kaza yaptığımızda direkt polisi arayıp ekiplerin gelmesini bekliyorduk. Şimdi fotoğraf çekip kendimiz tutanak hazırlıyoruz, polisin gelmesine bile gerek kalmıyor. Diğer yandan her yerde mobese kameraları var, ortalığa ceza yağdırıyor, burda da polise gerek kalmıyor.
Ne zaman sahaya çıkılıyor derseniz, vatandaşa ceza kesip gelir oluşturma talebi olduğu zaman. Muhtemelen ekiplere talimat geliyor, bugün şu kadar sayıda ceza kesilecek diye. Amcamlar kuruyor tezgahı böyle özellikle şehir içine. Vay efendim 50 ile gidilecek yerde 53 ile gitmişsin diye yapıştırıyor cezayı. O zaman hiç araca binmeyelim 50 ile gideceksek, bisiklet sürelim.
He aşırı süratli sürüyorsa kes kardeşim, ona bir şey demem. Hız yapılacak yer var, yapılmayacak yer var. Bazı psikopatlar olmayacak yerlerde aşırı sürat yapıyor. Onlar gerçekten hakediyor cezayı.
Trafikte bir çok falso araba görüyorum mesela, nedense onlara hiç işlem yapıldığını görmedim. Mesela 1.7 DTI opel corsa'lar var. Bunların belki de %90'ı yazılımlı ve acayip duman atıyor. Arkadaş bir kere göreyim şunları durdurup ceza kestiğinizi. Böyle aşırı şekilde duman atan kaç tane ticari araç da gördüm.
Diğer yandan adam şahin'e soba borusu gibi eksoz takmış, bir inliyor sanarsın F16 kalkış yapıyor. Gece görüyorum tenha yerlerde drift falan yapıyolar. Polis'in bunlarla uğraştığını hiç görmedim. Ama ben ailemle seyahat ederken durdurup her türlü şeyi kontrol ediyor.
Dedem 20 Temmuz 2016 yılında vefat etti. Biliyorsunuz karışık bir dönemdi o sıralar. Dedemin cenaze işleri için hastaneye gitmiştik. Hastaneden dönerken arkada 80 yaşında babaannem var, yanında annemler var, aile aracı olduğunu görüp halen herkesi araçtan indirip kimlik kontrolü yapıyorsun. Kusur bulamayınca da plakadaki harflerin bazılarında yıpranma var diye işlem yapmaya kalkıyorsun. Kusura bakma da bazen harbiden sopayı hak ediyorsunuz.
Daha neler yazarım da uzatmaya gerek yok.