33 Şehidimiz var.

SOÇİ MUTABAKATI NEDİR?
Soçi Mutabakatı, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında 22 Ekim 2019 günü Türkiye ile Rusya arasında Soçi şehrinde imzalanan mutabakat muhtırasıdır.

10 maddelik mutabakat şöyle:
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin aşağıdaki konularda mutabık kalmışlardır:

1. Her iki taraf Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına ve Türkiye'nin milli güvenliğinin korunmasına olan bağlılıklarını teyit ederler.
2. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılıklarını vurgularlar.
3. Bu çerçevede, Tel Abyad ve Ras Al Ayn'ı içine alan 32 km derinliğindeki mevcut Barış Pınarı Harekatı alanındaki yerleşik statüko muhafaza edilecektir.
4. Her iki taraf Adana Anlaşması'nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması'nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır.
5. 23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00'den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 km'nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır.
6. Münbiç ve Tel Rıfat'tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır.
7. Her iki taraf terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için gerekli tedbirleri alacaktır.
8. Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır.
9. Bu muhtıranın uygulanmasını gözetmek ve koordine etmek amacıyla müşterek bir denetim ve doğrulama mekanizması ihdas edilecektir.
10. Taraflar Astana Mekanizması çerçevesinde Suriye ihtilafına kalıcı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla çalışmalarını sürdürecek ve Anayasa Komitesi'nin faaliyetlerini destekleyecektir."

Rusya, ucu açık olan 7nci maddeye dayanarak, gözlem noktaları dışında yani, "cihadistler yanında askeriniz var mı" diye soruyor, bizdeki idare, "var" dese mutabakata aykırı hareket edilmiş olunacak. "Yok" diyor, Rusya 'da var gücünü kullanıyor. Söylüyorlar zaten, "orada olmamaları gerekirdi" diye. Bizdeki idareye yazar bu kayıpların günahı, vebali.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Olayın özü bu aslında.

Sevgili Degerli Domestos kardeşim "Hristiyanlık Tarihi" veya "Dinler Tarihi" "Evanjelizm"adlı kitabları daha bunlar gibi yüzbinlerce kitap var okumanı şiddetle tavsiye ederim hristiyanlar ve yahudiler dünyada var olalı belli Mazlum-Masum Müslümanlar hep Acı, Kan,Gözyaşı, İşkence, Zulüm,Vahşet,Irzına-Namusuna Dokunulan Milyonlarca kadınlar ve küçücük kız çocukları öldürülen -şehit edilen koca koca erkekler ve daha agzı süt kokan günahsız minicik bebekler ve erkek çocukları ve dahası Annesi veya Babası şehit edilip yetim/öksüz bırakılan çocukları nasıl görmezden gelir bu İNSANLIK Nasıl Unutulur ?
Masum yüzlerce/binlerce Hayvanı itlaf eden çok su içiyor diyerek katleden Yahudiligin -Hristiyanlıgın " Adı "mı Din :( :( :(

Hristiyanlık bir DİN dir. İncil de aynı Kuran-ı Kerim gibi Allah'ın kelamı ve emirlerini içeren kutsal kitaptır.

Hz İsa nın Ölmediğini anlamak için evanjelizm kitapları yerine kendi kutsal kaynağımıza baksak Ali İmran suresi 54 ve Nisa süresi gibi bir çok yerde bunu görebiliriz.

İnsanların yazdığı kitaplar yerine, yeryüzünde bozulmamış, tahrip edilmemiş tek kutsal kitap olarak kabul edilen Kuran-ı Kerimi kaynak kabul etmek en doğrusudur.


Bu arada lütfen kusuruma bakmayın, Din üzerine bu derece ateşli söylemler yapan birisi olarak Kuran-ı Kerim i ne kadar tanıdığınızı, ayetleri ne kadar bildiğinizi de sorgulamak isterim zira daha geçenlerde yine böyle bir din içerikli konuda sizlere bir ayet paylaştım, Altına da Ali İmran suresi yazdım, Hepiniz beğendiniz, Like attınız, kalpler koydunuz her şey çok güzel ancak o ayet Ali İmran suresinden değildi. Hatta Kuranımızdan dahi değildi. Matta 6:33 İncilden di.

Ben bunu bazen wp gruplarında da yapıyorum hani şu çiçekli böcekli iman mesajlarının her cuma binlerce kere atıldığı guruplar var ya işte onlar.

Bir Allah'ın kulu da çıkıp bana ''Bir dakika arkadaş, bu ne yahu bizim kitabımızda böyle bir ayet yok'' demedi.

Diyemez!!

Neden?

Nedeni basit, bizler sadece din odaklı söylemleri seviyoruz, okumayı değil.

Ben İncil'i okuyorum, Hiç de anlattığınız gibi saçma sapan içeriği yok. İncilde de ''Çalmayın, Tecavüz etmeyin, Hırsızlık yapmayın, İyilik yapın iyilik bulun, Öldürmeyin, Hayvanlara eziyet etmeyin'' gibi insanlığın kullanım kılavuzu gibi bilgiler mevcut. Bitirince Tevratı ve Zeburu da okuyacağım. Burada amaç din pazarlaması değil bilgi edinmektir. MİŞ MIŞ demek yerine bizzat kendim öğrenmek, bilgi sahibi olmak istiyorum temel amaç bu.

Elbette her dinde olduğu gibi MEAL kısmında sorunlar var, bizim kutsal kitabımızda yok mu?

Bana söyleyebilirmisiniz mesela Kuran da birbirini tekrar eden kaç ayet var? ben söyleyebilirim size isterseniz zira ben Kuranımızı da okuyorum, Henüz bitiremedim, daha Furkan suresinden sonrasına geçemedim ama Rabbim bize neler emrediyor, bizden ne bekliyor bunu anlayabilmek adına okuyorum, herhangi bir cemaate veya iktidara yaranmak, yalakalık etmek için değil.

Peki Bizim kutsal kitabımız kimler tarafından yorumlanmıştır? Mesela Rahmetli Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirleri ile İbn Kesir'in tefsirleri birbiri ile çakışan içeriklerle doludur.

X bir ayeti Hamdi Yazır, Y olarak yorumlamışken, İbn Kesir Z şeklinde yorumlamıştır.

Aradaki farkın sebebi acaba arada geçen 500 yıla yakın zaman olabilir mi? Kuran tüm zamanların kitabıdır dense de, yorumlar her zaman için yaşandığı döneme göre şekil alır bunu unutmamak lazım. Teknolojinin bu derece geliştiği ve bilginin çok hızlı yayıldığı günümüzde bundan 100 yıl sonrası için islamiyet veya Hristiyanlık veya yahudilik veya Budizm için bir garanti verilebilir mi? Hele kji DEİZM olgusunun dünyada bu derece hızlı yayıldığı düşünülürse.

İncil gibi kutsal bir kitap için ''İnsanların yazdığı Aptal Saptal bir şey'' gibi yorum yazarken o kitabın da Allahın kelamlarını içerdiğini unuttunuz bence.

Yani işin özeti, söylemlerinizi doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.

Bolca ve kalabalık laflar ile Allahu Teala dan bahsedince çok dindar veya çok Müslüman olunmuyor kanaatindeyim.

Kalbinizde ne derece Allah sevgisi yaşattığınız ve emirlerine ne derece riayet ettiğiniz önemlidir. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere eğer DİN ve EMİRLERİ kesin yerine getirilmesi gereken şeyler ise, DEVLET dahil olmak üzere kim tam anlamı ile buna uyabiliyor rica etsem açıklayabilirmisiniz.?

Kuran da kesin bir dil ile Yahudilerle alışveriş yapılmaması gerektiği belirtilmişken DEVLET olarak İSRAİL devleti ile neden ticari alışverişimiz olduğunu kim açıklayabilir? Dilerseniz bununla ilgili Maide suresi beşinci ayete bakabilirsiniz.

Ancak bu ayete rağmen Rahmetli Hamdi Yazır, aslında bunun böyle yorumlanmaması gerektiğini belirtmiştir. Kuranda yazdığı şekli ile bakarsak kesinlikle Yahudilerle (Hristiyanlarla) alışveriş yapılmamalı, ancak rahmetli Hamdi Yazır'ın tefsirine göre Onlarla beşeri ilişkilerde bulunmak ayrı konu, Onların dinlerine hayranlık beslemek ayrı konudur diye hemen bir çıkış yolu oluşuvermiş.

Peki bir başka Fıkıh yazarı bu konuda farklı bir yorum yaptığında o halde bir Hristiyan bir dindar gözüyle baktığımızda ''Yaaa abi yaaaa, Kuran denen kitabı kaç kişi birden yazmışsa her biri başka bir şey söylüyor abi yaaaa'' demeye hak doğmuyor mu bu durumda?

Mesela herkes İncil'i 4 ayrı kitap kalmış olarak görse de işin gerçeği bu değildir. Gerçeği öğrenmek için okumak gerekir.

Okuyun lütfen arkadaşlar, bol ve kalabalık iman söylemleri ile olmuyor işte yıllardır görüyoruz. İman ayrı konu, devlet yönetmek ayrı konu, Akılcı politikalar ayrı konudur lütfen sap ile samanı birbirine karıştırmamayı artık öğrenelim.

Mesela Aşırı dinci kesim tarafından AYYAŞ olarak görülen rahmetli İsmet İnönü, bu ülkeyi ikinci dünya savaşı gibi bir cehenneme sokmadan, tek bir vatan evladının burnu dahi kanamadan sıyrılmasını sağlamış politik dehadır. Ancak nedense DİNSİZ olarak atfedilir. Zira bu kesim tarafından bizler de dinsiz veya terörist ilan edildik defalarca.

Şimdi bırakın DÜNYA gibi bir savaşı, 6000km2 gibi bir alanda resmi rakamla 34, gayrıresmi kaynaklara göre yüzlerce şehit verdik ve ne için olduğu dahi tartışılır.

Hamaset politikaları ve din odaklı, mezhep odaklı yaklaşmak yerine İNSAN odaklı yaklaşılması gerektiği kanaatindeyim.


Bakınız son olarak şunu yazayım.

Ben o topraklarda tek bir CANIMI dahi şehit verdiysem, karşılığında kaç rejim unsurunun öldürüldüğünün ZERRE KADAR kıymeti harbiyesi yoktur. Benim Canım ölmesin, orada kim ne halt ediyorsa etsin.

Suriyedeki mezhep çatışmalarına müdahil olacağına önce kendi memleketindeki insan hakları ihlallerine bak, açlık sınırına bak, işsizlik oranına bak, gelişmeyen teknolojiye bak demezler mi adama?

Çok da uzatmayayım sonra iyice nefretle bakıyorsunuz bana.

Ama yazdıklarımı iyi okuyun lütfen.

Aslında çok daha fazla şehit var ama devlet bunu gizliyor..." diyor evindeki kumandaya bile hükmü geçmeyen zevat...
Hı hı devlet gizliyor ama bir sen biliyorsun.

Hiç mi aklınıza gelmiyor; 33 şehidimizin isimleri açıklandı (Mekanları Firdevs Cenneti olsun inşaAllah)
Bunların haricinde bir kişide çıkıp "Benim abim de şehit oldu veya benim oğlum da şehit oldu. Neden ismi geçmiyor? Devlet gizliyor mu?" demiyor?
Ama sen daha iyi biliyorsun ve ortalıkta milleti daha da galeyana getirmek için fitne saçmaya devam ediyorsun.

Ne geçecek elinize, daha çok şehidimiz olsa?
Kendilerini tatmin etmek için şehitleri bile kullanmaktan çekinmeyen o ağzı salyalılardan ne hayır gelir ülkemize.

Diğer bir konuda; "Bizim ne işimiz var Suriye' de?" diyenler...
Onlar hala Suriye'de ne işimiz olduğunu anlamıyorlarsa ellerindeki kumandaya iyi sahip olsunlar.
Çünkü onların Vatan diye bir dertleri yoktur.
Oturup televizyonlarını seyretsinler.

Çocuğa anlatır gibi bir kez daha açıklıyoruz.
Suriye'de savaş başlayalı 9 yıl oldu.
Ülkemiz ilk beş yıl bu savaşa dahil olmadı.
Ne zaman ki Hatay'da, Reyhanlı'da, Nizip'de bombalar patladı işte o zaman sınırımıza kadar gelen bu savaş oturma odamıza da gelmesin diye Suriye sınırını geçtik.
Kaldı ki, o taciz atışları sonucunda 80'den fazla insanımızı kaybettik.

Belki ülke sınırımız olmasaydı diplomaside kalabilirdik.
Lakin bizim Suriye ile 950 km sınırımız var.
Sizler belki fark etmediniz ama devletimiz bu savaşın ilk başladığı günlerden itibaren Suriye sınırına beton duvar ördü.
Hani sürekli vergilerimiz nerede diye bağıranlar var ya, işte vergilerimizin bir kısmı da bizler sıcak evimizde rahat rahat oturalım diye sınıra duvar örmeye gitti.

Peki Ne yapsaydık?
10 Bin kilometre ileriden gelip senin sınırına yerleşen emperyalistlerin birgün de mahallene gelmesini mi bekleseydik?

Sen yine farkında değilsin ama biz zaten üç yıldır fiili bir savaşın içindeyiz.
Suriye'de, Irak'da savaş başladığının ilk ayı manavlar ve fırınlar kapatıldı. Pazarlar kurulmadı.
İnsanların çoğu açlıktan ağaç kabuğu bile yedi.
Soğuktan onlarca çocuk donarak öldü.

Evet biz üç yıldır savaştayız ama devletimiz bu savaşı sokaklarda bize hissettirmedi.
Kaç manav kapandı, savaş var diye.
Kaç ay pazara çıkamadık?
Bizler normal hayatımızı sürdürdük.
Bu büyük devlet olma göstergesidir.

Yanıbaşımızda bir ülke yok edildi.
Bombalardan kaçanlar (yaşama isteği her insanda olağan bir durumdur) sınırımıza dayandı.
Biz ne yaptık? Aylarca sınırda güvenli bölge oluşturulsun, sınırda kamplar kurulsun diye diplomaside mücadele verdik. Olmadı.
Çünkü o zalim batının istediği boşaltılmış bir Suriye'ydi.
Güvenli bölgeyi kabul etmediler.
Öldürmeye devam ettiler.

Hani beş yaşında bir oğlan çocuğu vardı. Ailesinin tümü ölmüştü. Elindeki bir poşet ile 12 km yürüyerek sınırımıza gelmişti. Ne yapsaydık?
"Ailen gibi sen de öl orada" mı deseydik?
İnsanız biz. Herşeyden önce Müslümanız da...

Beş milyon Suriyeliyi ülkemize almamızın şartları vardı. Birleşmiş milletler aylık bir fon oluşturacağının vaadini verdi önce.
"Madem sizin sınırınız var. Bu insanlar, yakın olduğunuz için size sığınıyorlar. O halde sizin ülkenizde kalsınlar. Avrupaya göndermeyin. Biz de size BM'ler olarak para verelim. Onların ihtiyaçlarını karşılayın" diye anlaşma yapıldı. Bir müddet Suriyelilerin ihtiyaçları bu gelen fondan sağlandı. Lakin her zaman kafir verdiği söz de durmaz. Durmadılar da...

Biz aylardır "Artık bıçak kemiğe dayandı. Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulsun. Mülteci durumundaki Suriye'lileri o bölgeye yerleştirelim. Kendi yağlarıyla kavrulsunlar." diye tüm ülkeleri bu anlaşmaya zorladık.
Son olarak da Esad'a mart ayının ilk gününe kadar süre verdik. İşte o sürenin dolmasına son gün kala afedersiniz domuz domuzluğunu yine yaptı.

Şimdi her birimiz birlik olma duygusunu kuşanacağız.
İçimizdeki kandan, kaostan, şehit haberlerinden beslenen o ağzı salyalıları duymayacağız.
(Allah onlara vatan sevgisi ve hidayet versin)

Unutmayalım ki, bu haç ile hilalin savaşıdır.
Ve bu savaş kıyamete kadar sürecektir.
Biz bugün imtihan oluyoruz.
Sabırlı, basiretli olacağız.
Devletimize güveneceğiz.
Ve inşaAllah yeise kapılmadan sürekli dua edeceğiz.
Ne diyordu ayet ; "Gevşemeyin, üzülmeyin. Gerçekten iman etmişseniz üstün gelecek olan sizlersiniz"
Al-i İmran 139

Elinde kumanda olana cevap, elinde klavye olan zevatdan geldi demek.

Daha çok şehit olsa eline ne geçecek diye sormak aymazlıktır başka bir şey değil, O satırlarda ŞEHİT OLMASIN diye feryat eden kumandalı zat, bunu klavyeli zevata yazıyor ama klavyeli zevat görmek istemiyor nedense. Ama pardon, din iman sabır metanet, unutmuşum bunları. Peki akıl? mantık? Fikir? Düşünce? Özgür irade? Haaa bunlar gereksiz önemsiz şeyler.

Libya ile kaç km sınırınız var yazarmısınız? Hani şu eğitim vermek için giden, Libyadaki çatışmalarla hiç ama hiç ilgisi olmayan askerlerimizin birisi olan ama öldürülen Albayımızın şehit olduğu Libya.

''9 Şehit var'' dendiğinde, Bölgede çatışan evlat, ana, baba arasında geçen konuşma kayıtlarında ''Kirpilerle şehit taşıyoruz, en az 30 kişi var'' diyen askerimize inanmıştık ama yalan söylüyormuş meğer bilemedik. Ne de olsa biz daha çok şehit isteyen taraftaydık unutmuşum.

Din iman sabır öyle mi? Bir milyonluk arabaya binen diyanet başkanının sebat, sabır önermesi gibi bir şey bu sanırım. Peygamber efendimiz de (Sav) yemeği çok sulu yemeği severdi değil mi? Daha çok ekmek tüketelim doyalım. Aman ekmekten başka şey yemeyelim ki onlar milyonluk arabalarına binebilmeye devam etsinler. Hutbelerde daha çok ekmek yiyin önerisi, Şehitler gelince ''Susun'' önerisi, Şavaşa karşı çıkınca ''Ya neydeceydik?'' sorusu. E tabi her şeyin en doğrusunu siz bilirsiniz. Karşı çıkınca da ne olduğumuz belli.

Yanıbaşımızdaki ülke, Diktatör bir liderin kendi halkını din ve mezhep bakış açısıyla böldüğü için, bir kısmına ''Bizdensin'' derken diğer kesimi ötekileştirdiği için yok edildi. Bilmem tanıdık geldi mi?

Adem Helvacı' Alıntı:

Elinde kumanda olana cevap, elinde klavye olan zevatdan geldi demek.

Daha çok şehit olsa eline ne geçecek diye sormak aymazlıktır başka bir şey değil, O satırlarda ŞEHİT OLMASIN diye feryat eden kumandalı zat, bunu klavyeli zevata yazıyor ama klavyeli zevat görmek istemiyor nedense. Ama pardon, din iman sabır metanet, unutmuşum bunları. Peki akıl? mantık? Fikir? Düşünce? Özgür irade? Haaa bunlar gereksiz önemsiz şeyler.

Libya ile kaç km sınırınız var yazarmısınız? Hani şu eğitim vermek için giden, Libyadaki çatışmalarla hiç ama hiç ilgisi olmayan askerlerimizin birisi olan ama öldürülen Albayımızın şehit olduğu Libya.

''9 Şehit var'' dendiğinde, Bölgede çatışan evlat, ana, baba arasında geçen konuşma kayıtlarında ''Kirpilerle şehit taşıyoruz, en az 30 kişi var'' diyen askerimize inanmıştık ama yalan söylüyormuş meğer bilemedik. Ne de olsa biz daha çok şehit isteyen taraftaydık unutmuşum.

Din iman sabır öyle mi? Bir milyonluk arabaya binen diyanet başkanının sebat, sabır önermesi gibi bir şey bu sanırım. Peygamber efendimiz de (Sav) yemeği çok sulu yemeği severdi değil mi? Daha çok ekmek tüketelim doyalım. Aman ekmekten başka şey yemeyelim ki onlar milyonluk arabalarına binebilmeye devam etsinler. Hutbelerde daha çok ekmek yiyin önerisi, Şehitler gelince ''Susun'' önerisi, Şavaşa karşı çıkınca ''Ya neydeceydik?'' sorusu. E tabi her şeyin en doğrusunu siz bilirsiniz. Karşı çıkınca da ne olduğumuz belli.

Yanıbaşımızdaki ülke, Diktatör bir liderin kendi halkını din ve mezhep bakış açısıyla böldüğü için, bir kısmına ''Bizdensin'' derken diğer kesimi ötekileştirdiği için yok edildi. Bilmem tanıdık geldi mi?

Genişletmek için tıkla ...

Sayın adem Helvacı Lİbyada neden olduğımuzu anlaman için biraz daha araştır lütfen .Zamanında bizden sin dedğin acaba kimdi.Ötekileştiren bizmiyiz.Yoksa biz bu ülkenin asilleriyiz deyip diğerlerini ötekileştirenmi

temhem16' Alıntı:

Sayın adem Helvacı Lİbyada neden olduğımuzu anlaman için biraz daha araştır lütfen .Zamanında bizden sin dedğin acaba kimdi.Ötekileştiren bizmiyiz.Yoksa biz bu ülkenin asilleriyiz deyip diğerlerini ötekileştirenmi

Genişletmek için tıkla ...

Estağfurullah bizler cahil bir kitleyiz bu konuda, O engin bilgilerinizden faydalanmak isterim, lütfen kaç km kara sınırımız olduğunu açıklayın önce?

Adem Helvacı' Alıntı:

Estağfurullah bizler cahil bir kitleyiz bu konuda, O engin bilgilerinizden faydalanmak isterim, lütfen kaç km kara sınırımız olduğunu açıklayın önce?

Genişletmek için tıkla ...

Sayın Adem Helvacı yeni dünya düzeninde sadece kara sınırından bahsedilmiyor.Dikkat ederseniz Bizim libyayla imzaladığımız anlaşmaya Yunanistan karşı çıkmıştı.Neden acaba Akdenizdeki enerji kaynakları için heralde söz sahibi olmak için olmasın

Adem Helvacı' Alıntı:

Estağfurullah bizler cahil bir kitleyiz bu konuda, O engin bilgilerinizden faydalanmak isterim, lütfen kaç km kara sınırımız olduğunu açıklayın önce?

Genişletmek için tıkla ...

Ben, bunlarla mücadele edip, laf anlatmayı bırakalı çok oldu hocam... Yapma, etme lütfen... Zat'ın kendisi bile ar edinip 24 saat konuşamazken, (oysa kanarya sevenler derneğinde bile konuşurdu haşmetlim) yardakçıları halen acının üstünde tepinebiliyor maalesef...

İhvancı, siyasal İslamcı, Arap sevici, din tüccarı insanların bu toprakların maneviyatı ile, vatan sevgisi ile şehitlik mertebesi ve getirdiği acı ile yakından uzaktan ilgisi yoktur maalesef...

Ne hikmetse burada yazan herkes de sürekli Din İman Sabır Sebat diyor başka bir şey demiyor.

Birisi de gelsin Fizik desin, Kimya desin, Atom desin, Jeopolitik bakış açısı sergilesin.

Yok arkadaş illa ki işi Allah'a havale edip oturup bekleyeceğiz. Peygamber efendimizden dem vurup yüksek ilahi laflar edip popülizm yapmak dışında şurada somut bir şeyler yazılsın desek ben de dahil hepimiz boş teneke gibiyiz sadece tın tın ses geliyor başka bir şey yok.

Anlayın artık kardeşim bu iş din ile iman ile Allahtan beklemek ile olsaydı yüzlerce yıldır olur du. Son 40 yıldır pkk denen lanet ile mücadele ederken bu kadar şehit vereceğimize hepsi aileleri sevenleri sevdikleri ile yaşıyor olurdu.

Neden kendi hava savunma sistemimizi yapamıyoruz bunu konuşalım buyrun
Neden kendi taarruz sistemlerimizi yapamıyoruz bunu konuşalım.

Sakın bana ''Zaten yapıyoruz'' martavalı okumayın, yerli dediğimiz geminin, Yerli dediğimiz tankın %60 ı halen dış kaynaklara bağımlı yapılıyor.

Olmuyor işte kardeşim anlayın bunu, Fatiha okuyunca karşılığında bir matematik formülünün çözümü gelmiyor.

Din İman başka şey o birey ile Allah arasındaki mevzudur her konuya bunu karıştırmanın bu yaşananlara bir çözüm sunmadığının anlaşılması için daha kaç vatan evladının ölmesi lazım?

temhem16' Alıntı:

Sayın Adem Helvacı yeni dünya düzeninde sadece kara sınırından bahsedilmiyor.Dikkat ederseniz Bizim libyayla imzaladığımız anlaşmaya Yunanistan karşı çıkmıştı.Neden acaba Akdenizdeki enerji kaynakları için heralde söz sahibi olmak için olmasın

Genişletmek için tıkla ...

Bak bunu beğendim, samimi bir şekilde de teşekkür ederim ne kadar güzel bir bilgi.

Ama demek ki neymiş? kara sınırımız olmasının, verdiğimiz şehitler ile veya sayısı ile ilgisi yokmuş.

Bir soru daha size, İkinci dünya savaşında sınırlarımız olan ve savaşa dahil olan ülkeler hangileriydi rica etsem aklınızda olduğu kadarını yazabilirmisiniz?

Domestos' Alıntı:

Ben, bunlarla mücadele edip, laf anlatmayı bırakalı çok oldu hocam... Yapma, etme lütfen... Zat'ın kendisi bile ar edinip 24 saat konuşamazken, (oysa kanarya sevenler derneğinde bile konuşurdu haşmetlim) yardakçıları halen acının üstünde tepinebiliyor maalesef...

İhvancı, siyasal İslamcı, Arap sevici, din tüccarı insanların bu toprakların maneviyatı ile, vatan sevgisi ile şehitlik mertebesi ve getirdiği acı ile yakından uzaktan ilgisi yoktur maalesef...

Genişletmek için tıkla ...

Değerli hocam zaten sinirlerimi zorlayan konu bu oluyor.

Mesela ben temhem16 in vatan sevgisini sorgulamadım burada, Ancak kendisi cevap vermek istediğinde biz ağzı salyalı vatan haini taraf oluyoruz, neden?

Nedeni belli düşünen, yorum yapan, sorgulayan taraftan haz etmedikleri için.

Düşününce, sorgulayınca, ''Yahu olur mu hiç, o iş aslında şöyle olur du'' dediğimizde ''Sus bre zındık, haşmetlüden iyi mi bileceksin'' diyen veya sürekli her yeniliğie ''İstemezük'' diyen yeniçeri yatfasından ne farkı kalıyor bu durumun halen çözebilmiş değilim.

Gayet basit sorular sordum halbuki,

Mesela dedim ki ''Osmanlı İmparatorluğu viyana kapılarına dayandığında askeri techizat bakımından 100 yıl gerideydi''

E şimdi 100 yıl geride olan Osmanlı İmparatorluğu, ama yazdım diye kötü olan ben mi oluyorum şimdi?

2020 yılında 33 Şehit vermişiz, Devletin yaptığı ilk hamle ''hemen interneti kapatın kimse haberleşemesin'' oluyor, bunu yazıyorum diye ben vatan haini mi oluyorum şimdi?

''Yahu düşmanımız dediğiniz emperyalistlerin ürettiği teknoloji ile haberleşiyor, o teknoloji ile savaşıyorsunuz bu neyin kafası?'' dediğimde yine mi biz vatan haini oluyoruz?

Yazma kardeşim o zaman, şu an şu satırları yazdığın o klavye, baktığın o monitör, yazmanı sağlayan o işlemciyi üretenler o emperyalistler. Yazma o zaman. Var mı bu cesaretin?

Sanki ben emperyalizme kova ile su taşıyorum da kötü olan ben, Ama ALLAH dediği için iyi olan sen mi oluyorsun şimdi?

O zaman emperyalizme katkıda bulunmuşsun evine tv alarak, internet paketi satın alarak, telefon alarak, o telefonu kullanarak, bu foruma girerek emperyalizme uşaklık etmiş oluyorsun bizim gibi, kendini farklı kıl sen bizim gibi uşak olma bakalım nasıl olacak?

Diyoruz ki ''Bilim konuşalım, ilim konuşalım, teknoloji konuşalım, kendimiz üretelim, araştıralım, okuyalım, bu emperyalistlerden geri kalmayalım, kendi teknolojimizi üretelim''

Ama olmaz, biz vatan hainiydik unutmuşum.

Burada popüler olmak için hemen şuraya 3-5 ayet paylaşıp yanına da Allah Kitap Din İman yazayım benden iyisi yok değil mi?

kışkırtma için yazmıyorum yabancı basına göre 67 şehit var.
link 2 işin gerçeği (bu haber doğrudur teyit ettim) önce konvoya saldırılıyor, türk askerimiz binaya sığınıyor, bina bombalanıyor, desteğe asker hataydan gidiyor bu seferde konvoya saldırı düzenleniyor. Çünkü bize uçuşa kapalı bölge uçuş desteği vermedik canlarımıza. Canımız yandı sabahlara kadar


buda gizlenip sonrasında hesap sorulunca devletin açıkladığı libya şehitlerimiz +18

allah türk askerinin ayağına taş değdirmesin. allahım hepsini korusun.

bunlar bizim şehitlerimiz, peki onlardan öldürdüğümüz 2000 asker için onlarda onların şehidi...
peki gerçek şehit kim ? ülkesini savunan mı ? yoksa bizim yaptığımız gibi toprağında mazotunda gözü olmayıp mazlumları savunan askerlerimiz mi ?

allahım haklının yanında olup herkesi korusun

fikoloji' Alıntı:

kışkırtma için yazmıyorum yabancı basına göre 67 şehit var.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

link 2 işin gerçeği

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

(bu haber doğrudur teyit ettim) önce konvoya saldırılıyor, türk askerimiz binaya sığınıyor, bina bombalanıyor, desteğe asker hataydan gidiyor bu seferde konvoya saldırı düzenleniyor. Çünkü bize uçuşa kapalı bölge uçuş desteği vermedik canlarımıza. Canımız yandı sabahlara kadar


buda gizlenip sonrasında hesap sorulunca devletin açıkladığı libya şehitlerimiz

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

+18

allah türk askerinin ayağına taş değdirmesin. allahım hepsini korusun.

bunlar bizim şehitlerimiz, peki onlardan öldürdüğümüz 2000 asker için onlarda onların şehidi...
peki gerçek şehit kim ? ülkesini savunan mı ? yoksa bizim yaptığımız gibi toprağında mazotunda gözü olmayıp mazlumları savunan askerlerimiz mi ?

allahım haklının yanında olup herkesi korusun

Genişletmek için tıkla ...

Şehit mevzusuna girersek işin içinden çıkamayız, biz hadi neyse "insan gibi" tartışabiliyoruz ama belli bir kesim bunu beceremediği için, uğraştırır, sinir yapar, çizgimizi bozar...

* * *

Hacı abi; "onlar bizim din kardeşimiz, muhacirlere, Ensar olmak bizim görevimiz, mazluma sahip çıkma işini ancak biz yaparız" gibi söylemlerinden neden vazgeçti de "kapıları açtık, bunları besleyecek değiliz" moduna geçti acaba?

İşleri güçleri tornistan, geri vites...