Hocam yanlız verdiğim örnekteki adamın derdi hayatta kalabilmek. Bir damla su bir parça gıda bulmak için çabası. Bu insan zaten gerekli besinleri almadığı için ya çok küçük yaşta ölüyor yada eksik olarak doğduğu için bizim gibi irdeleyip tanrı arayışına giremiyor. Çok görüşümüz ortak olsada aldığım cevap tatmin edici olmadı kusura bakmayın. Kitabı eleştirmiyorum ama mantığını anlayamadım.
Ben bu gibi durumlarda Hz Ademden sonraki bilinmeyen zamanlara gidip tenel insan içgüdüsü olan hayatta kalmak kavramını düşünüyorum.
Düşünsenize, ilim yok, bilim yok, teknoloji yok, Bir tane zehirli kurbağaya bassan ölüp gittiğin, aslan kaplan çakal çiyan yılan vs aklına ne gelse seni öldürecek zibilyon tane faktör var.
Yanardağ patlar, fırtına çıkar, yıldırım düşer, gök gürler vs
İnsanoğlu bu, bana göre her canlıda olduğu gibi temel ilk güdüleri tapınmak değil, aç karnını doyurmak, hayatta kalmak ve çiftleşmek olur diye düşünüyorum.
Yine insanoğlunun bilmediğinden hep korkmuş olduğu gerçeğinden hareket ile dinlerin henüz olmadığı ve bir bilgi de olmadığına göre Gök gürleyince ''göklerin yaratıcısı kızdı'', sel basınca ''suların tanrısı kızdı'', yanardağ patlayınca ''Toprak tanrısı bizi cezalandırdı '' diye düşünmüştür herhalde diye düşünüyorum.
O nedenle yazmıştım ''Bilinmeyenler varken yaratılmış insanoğlundan neyin hesabı sorulacak?'' diye.
Mesela ben böyle bir dini sohbet konusunda ''Hz Adem dünyaya geldiğinde neyin yenip neyin yenmeyeceğini, nereye işenip nereye ...çılacağını, nasıl temizlenileceğini, nasıl çiftleşileceğini nereden biliyordu? Mesela dünyanın hangi coğrafyasında hangi iklimde dünyaya gelmiştir? Havva nasıl doğrum yapmış ve o çocuk hangi koşullarda neye göre yetiştirilmiştir. Daha da enteresanı ise Haz Adem ile Havva dan doğan bir çocuk, sonra bir çocuk, sonra bir çocuk sonra bir çocuk derken bir insan hayatı boyunca kaç çocuk doğurabilirse o kadar çocuk doğurdu bitti.
Sonrası?
Nasıl geliştik, nasıl çoğaldık, dünyanın tüm coğrafyalarına sadece bir Adem ve bir Havva'dan sarı siyah beyaz gri kızıl olarak nasıl çoğaldık ve tüm bu diller nasıl gelişti ?
O sohbetteki kardeşim bana ''Abi Hz Adem'e tüm o bilgiler otomatik olarak yüklü geldi zaten dünyaya'' dedi. (Şaka yapmıyorum gayet ciddi bir cevaptı bu)
Peki abi tüm bu bilgiler sonraki insanlara Adem tarafından mı aktarıldı?
Ademin anlattıklarını toplam kaç aile ferdi dinledi ve ne kadarını doğru anladı?
Dünyada merak edilebilecek zibilyon tane soru varken (Mesela şu ot yenir mi?, Bu hayvan eti kesilir mi? gibi) Adem bunların tamamını nasıl biliyordu?
Üstte başta kıyafet yok, elde teknolji yok, üşüttüklerinde ne yaptılar.?
Bildiğim kadarı ile o zaman ateş de yok zira
Tevrat Zebur İncil sürekli olarak İÇERİĞİ DEĞİŞTİ ORİJİNALİ BOZULDU diye yok hükmünde sayıldı fakat Hz Adem'in anlattıklarının ne kadarı diğer nesile doğru geçti bunu da bilmiyoruz.
Ayrıca ''Abi hepsi yüklü geldi'' mantığına göre dönemin teknolojik koşullarına göre mi yüklü gelmişti yoksa yüzyıllar sonrası için de geçerli bilgiler var mıydı? Mesela petrol yapımı vs
Veyahut Allahu teala olası ömrünü bildiği için döneme uygun temel bilgileri verip mi bıraktı?
Temel olarak aslında insan denen yaratılmış, Hayvanın eğitim almış hali gibi zira bakıyorum hakikaten eğitilmemiş insanların zaten hayvandan farkları yok davranış temellerine göre.
Yani bebeklikten itibaren çocuğu ne kadar İNSAN yetiştirebiliyorsan o kadar insan oluyor galiba. Yoksa oluruna bırakınca ortaya çıkan sonuçları hepimiz çevremizde yüzlerce binlerce kere görmüşüzdür.
İşte tüm bu nedenlerle ben bu cehennemle cezalandırılma kısmını adil bulmuyorum ister istemez. Elde bir mızrak, ortada dımdızlak. Ne için yaratıldı?