Amin. Yaratan bir şey biliyordur ki tüm bu olanları uygun görüp kötülerin kötülüklerini yapmaya devam etmelerini seyretmeyi tercih ediyordur ne diyeyim.
Mesela ben şunu anlıyorum ki Allah Norveç ve İsveç halkını cehennemde cayır cayır yakacağı için bu dünyada İNSAN gibi yaşatırken, Ortadoğunun gariban Müslüman halkına bu yapılan eziyetlerin karşılığında onlara ''Siz üzülmeyin ben de öbür dünyada sizi cennetime alacağım'' diyor.
Yani her şekilde illa ki bir cehennem var. Ya bu dünyada yaşayacaksın, ya da öbür dünyada. Karar senin.
Birisi bizzat yaşadığın, içinde olduğun ve var olduğunu bizzat bildiğin ve ölünce biteceğinden emin olduğun, Diğeri ise yaşayacağın söylenen ve SONSUZ AZAP olarak nitelendirilen ancak henüz kimsenin gidip de oradan haber yollamadığı bir yer.
Şunu da anlamak zor, radyometrik tarihleme mantığına göre 4,5 milyar yıldır var olan dünyada Hz Adem'in ne zaman burada olduğu ve insanlığın kaç milyar yıldır var olduğu da kesin rakamlarla bilinmiyor. Gerçi Hz Adem ile ilgili zibilyon tane soru var aklımda da neyse o konulara hiç girmiyorum. Bu durumda Allahu teala insanı kendisine ibadet etsin diye yarattığı düşünülürse, sanıyorum ki bazı karar değişiklikleri olmuş zira din denen olgu toplasanız 50 bin yıl önce ortaya çıkmış. Yani dünyanın 4,5 Milyar yıldır var olduğunu da bir kenara koyalım, 200bin yıl önce yaratılmış insana 50bin yıl önce kural (din) getirilmiş olduğunu düşünürsek ondan önceki 150bin yıl boyunca yaşayan ve ölen insanlar bu durumda cennete mi gidecek yoksa cehenneme mi? Neticede ortada kural (din) olmadığına göre sanıyorum ki cehennemden muaf olmaları gerekir. Yani bu durumda dünya mı insanlar için yaratıldı, insanlar mı Allah'a ibadet etsin diye yaratıldı? 6 günde OL denerek gayet kolay yaratılan bir dünyanın Kendisine ibadet etmesi için yaratılacak insanlara uygun hale gelmesi için neden milyonlarca yıl beklendi gibi soruları da kafamdan geçirmiyor değilim.
Ve yine diğer dinler de yüce Allah'ın yer yüzüne indirdiği kurallar bütünü olduğuna göre aslında bütün Hristiyan Musevi gibi din mensuplarının cehenneme gidecek olduğu da bir muamma zira zaten o dinleri de yüce yaratan yeryüzüne yollamıştı. Demek ki Hristiyan olup da veya Yahudi olup da cennete girecek olanlar da var bu durumda.
Diyeceğim o ki, Ahirette çok karmaşık bir matematik hesabı bizi bekliyor yani ben öyle düşünüyorum.
İşte o nedenle ben bu dinlerin yeryüzüne gönderilme sebebi olan ÖNCE İNSAN OLUN ULEN temel mantığını yerine getirmeye çalışmayı kendimce daha uygun bulmaya başladım. Hristiyanların Kutsal kitap öğretilerine de bakıyorum, Kutsal kitabımıza da bakıyorum ve anlıyorum ki birileri sürekli olarak kafayı çalıştırıp bu din konularından parayı götürmeyi, millete ''Sabredin cennete gideceksiniz'' derken kendilerinin bu dünyada cenneti zaten onların (Fakirlerin, ezilenlerin) sırtından yaşadığını görünce ''Dinleri kendilerinin olsun, ben yaratan ile ayrı kanaldan kendim görüşürüm'' demeyi tercih ettim. Namaz Oruç İbadetin her türlüsünü bıraktım. Yüce yaratana inanıyor olmakla birlikte dinlerin amacını sorgular hale geldim, getirildim.
Daha önce de yazdım yine yazayım.
Eğer bu zibidilerin yaşadığı İslamiyet ise, ben Müslüman değilim dostlar. Beni sevecekseniz eğer, Müslüman Hristiyan Musevi Yahudi Katolik zenci beyaz sarışın esmer diye değil İNSAN olduğum için sevin veya siz bilirsiniz
Cehennemde yanacaksam da ben yanacağım nasılsa
Hocam; Cennet ve cehennemin varlığı, iman ile başlar, iman etmeyen birisi için oraların önemi yoktur. İman etmediğin, Allah'ın kurallarını koyduğu bir hayatı idame ettirmediğin sürece, mükafatını da göremezsin, istersen bütün dünyayı kurtarmış bir iyilik timsali ol, Allah kulundan öncelikle iman etmesini istiyor. Bu yoksa, geri kalan her şey de yok.
Zaman ve mekan insan için vardır, Allah için bir kulun ömrü, bir saniye bile değildir belki, net olarak bilemiyoruz. Bu sebeple dünyanın yaşına, süresine, geçmiş yıllara takılmak anlamsız. İslam, son din kitabı da peygamberi de son kitap peygamber olduğu için öncesinden hiç kimse sorumlu değil. Yaşadığı dönemdeki var olan din ne ise (atıyorum, musevilik) o dönemin insanları o dinin yasak ve emirlerine göre sürdüğü hayatın mükafatını veya cezasını görecektir.
Allah; yarattığı kulunu hangi din döneminde yaşamış olursa olsun, başı boş bırakmamıştır, bütün nimetleri önüne sermiş, bütün kötülüklerin "kötü" olduğunu izah etmiştir, bu noktadan sonra karar senin de yazdığın gibi kulun (insanoğlu) elinde. İster iyi yolu seçersin, ister kötülüğü, buradaki cüzi iradeye (insanın elindeki iradesine) Yaradanın müdahale etme durumu söz konusu olamaz, bu sebepledir ki; intihar eden yani kendi kararı ile hayatına son verenlerin günahı büyüktür.
* * *
Hristiyan Musevi gibi din mensuplarının cehenneme gidecek olduğu da bir muamma zira zaten o dinleri de yüce yaratan yeryüzüne yollamıştı. Demek ki Hristiyan olup da veya Yahudi olup da cennete girecek olanlar da var bu durumda.
Hayır yok hocam, ilk başta yazdığım gibi geçerli olan son dine, kitaba, peygambere iman edilmedikçe cennete gitme ihtimalleri "bilinenler doğrultusunda" yoktur, bunun takdiri yine de Yaradanındır. Bu konuda, "evet onlar da cennete gidecek" diyebilmek büyük vebal altına sokar... Çünkü; iman etmemiş birisi bu vaad doğrultusunda iman etmeden, başka bir inanç ile yaşayarak cennete gideceği varsayımına kapılırsa vebali büyük olur.
Bahsettiğin gibi; ahirette hiç de öyle karışık hesaplar yok, kulun bu dünyadaki ameline (icraatına) göre Allah'ın adaleti kusursuzdur. En basit haliyle şöyle bir sistemin olduğunu hatırlatayım.
Ben; acayip iyi bir insanım, namaz, hac, oruç, zekat, iyilik vs. vs. her şey tastamam, fakat yanımda çalıştırdığım insanların hakkını yiyorum, hakaret ederek kalbini kırıyorum, olması gerektiği gibi davranmıyorum... Buradaki hesap işleyişi şöyle; bütün iyiliklerimin, sevaplarımın toplamı ele alınarak, yaptığım yanlış hareketlerin, kul hakkının ve günahların karşılığından düşülmeye başlanıyor, sonunda geriye ne kaldı onun mükafatı veriliyor... Hesaptan düşe düşe iyilik tarafında bir şey kalmadı mı? Bu sefer kötülük yaptığım insanların günahı bana aktarılmaya başlanıyor... Özetle; bu dünyayı seccadeden başını kaldırmayarak yaşayan birisinin, girdiği kul hakları, yaptığı kötülükler sebebiyle dımdızlak ortada kalması, hatta cehenneme gitmesi mümkün. Manevi anlamda, iflas etmiş, müflis kişilerdir bunlar. Allah korusun. Kimse yaptığı ibadetlerin hesabıyla, yaptığı kötülüklerin hesaba çekilmeyeceğini düşünmesin, hesap çetin ve çok adil.
Senin de bahsettiğin gibi; "önce insan olun ülen" mantığı doğru ancak yeterli değil, çünkü, her birey dünyaya önce insan hatta müslüman olarak doğuyor. Bu cennet için yeterli değil. İman noktası şart, emirlere yasaklara riayet etmek daha da şart.
* * *
''Dinleri kendilerinin olsun, ben yaratan ile ayrı kanaldan kendim görüşürüm'' demeyi tercih ettim. Namaz Oruç İbadetin her türlüsünü bıraktım. Yüce yaratana inanıyor olmakla birlikte dinlerin amacını sorgular hale geldim, getirildim.
Yaradan ile görüşmek için ayrı bir kanal yok hocam; tek kanal var... İman ve emirlere riayet, yasaklardan kaçınmak... Allah ile görüşmek demek, namaz kılmak, orucu O'nun rızası için tutmak, iyiliği yine ha keza O'nun için yapmaktır. İman edersin ama ibadet etmezsin, bu kimseyi kurtarmaz, tıpkı bütün arızaları bilen tamircinin, arızası tamir etmediği sürece bir işe yaramayacağı gibi. Bütün her şeyi bilmek yetmiyor, eylem gerekli (amel veya yasaklara riayet)
Zibidilerin yaşadığı hayattan, öncelikle kendileri sorumlu hocam, onlar öyle yaşıyor diye İslamiyet veya İslam Dini öyle değil ki... Doğru tek bu konuda, gidilecek yol da belli, Allah kitap sünnet, icma, kıyas... Bunları yaparak, yanlışa çıkıyorsa yolun işte o zaman zibidiler ile aynı kefedesin demektir, Allah muhafaza, bunları yaptığında, O zibidilerin yaşadıkları ile başka bir hayat yaşadığın ortaya çıkıyorsa ne mutlu bizlere.
Hep söylerim; Müslümanlar mükemmel değildir, hocam... İslam'dır mükemmel olan. Bu mükemmeliyetin sınırlarını, değerlerini bilerek yaşarsan, hem keyif alırsın, hem de inanıyorsan mükafatını fazlasıyla görürsün.
Necip Fazıl Ne demiş; "Ya İslam'la yükselir, ya inkarla çürürsün... Bu yol, mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün"
Gittiğimizde güzel şeyler görmek için, inandığımız şeylerle hareket etmemiz, ona göre bir hayat yaşamamız gerekiyor.
(Not; Bu satırları uzun zaman sonra pc'ye geçerek, senin hatırına yazma gereği hissettirerek yazmama vesile olduğun için ayrıca teşekkürler)