Sosyal medya fenomeni Dilan Koç’un şikayet dilekçesi ortaya çıktı

Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Yayalara öncelik diye bir olayda yok malesef, ben yayayken arabalar polisin gözünün önünde geçiyor. Sürücüyken yaya geçidinde durduğum için çok kişiyle münakaşa ettim.
Ahahahaha sağa dönüşte yaya vatandaşlara yeşil yanıyor halde iken durdum diye arkamdaki zevzek ile birbirimize girdiğimizi bilirim.

Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi burası dostum. :)
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Yavuz'dan sonra (hatta etnik ve din bazlı Yavuz zamanında) işler bozulmaya başladı, güç kudret olunca ilk zamanlar fark edilmedi... Ama hem dışarıda hem içeride cebi ve menfaati için çalışanlar daha doğrusu asalaklar çoğaldıkça, ülkenin nimetlerinden faydalanma sırası hiç bir zaman millete gelmedi.

Misalen; Osmanlı imparatorluğunun dış işleri bakanı bir veya iki dönem ermeniydi... Günümüzde Osmanlı tuğrasını Doblo'nun arkasına nakşettirmiş caka satan kirli sakallı dar paça pantolonlu, nargileci ileri zekalı torunlarına gel de bunu anlat... :bye
Değerli hocam, bu söylemlerim garip karşılanıyor lakin ben artık TÜRKLÜK mevzuundan ziyade İNSANLIK mevzusunun öncelikli aşılanması gerektiğini düşünüyorum.

Kimse darılmasın ama yıllar boyunca din ve TÜRKLÜK satıldı bu insanlara. Satıldı diyorum zira bunun üzerinde çok ciddi bir ekonomi çevriliyor kimsenin ruhu dahi duymadan.

Ben önce İNSAN olmayı tercih ediyorum kardeşim, attığım her adımı da önce İNSAN olarak atıyorum. Din Dil Irk Renk Mezhep vs vs vs vs bunlar önceliğim değil artık.

Beni, benim ülkemde benim camime girmekten caydıran, Türklük kavramını ideolojik saplantı, politik meta olarak kullanan ne kadar zihniyet, sebep olan kim var ise tümünün ABV.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Malesef hocam öyle bir toplum olduk. Geçen hanıma dedim dağda insanlardan uzak hayvanlara yakın yaşamalıyız :)


Hocam bizim için çok az kaldı o dediğinize. Adım adım hedefimize yaklaşıyoruz.

Allahın gocca yörük dağlılarının yaşadığı bir köyden bozma ilçeye taşınmakla başladık yıllar önce. Tarık ve hayvancılık var burada. 3 kattan yüksek ev yok, evler arası mesafe genelde 50 100 metre.

Yine yıllar önce hayalim olan her şeyden elini eteğini çekme konusuna sevgili İlterişin bir teklifi ile kısa süre ara versek de yeniden eski anlayışımıza geri döndük, az kaldı, sevgili Haydar ustanın düzeni oturduğunda artık mümkün olduğunca bu mesajları yazıp videolarımı çektiğim stüdyom ve evimiz bizim dünyamız olacak. Yani Kaymakamlıktaki toplantı günleri haricinde lanet olası trafiğe çıkmak zorunda da kalmayacağım.

Çocuklar da belli oranda düzenini kurmay yolundalar çok şükür.

Allah dileyen kim var ise gönlüne göre versin zira akşam haberlerinde dahi büyükşehirleri görmeye tahammülüm yok artık, öyle nefret ettim..
 
Puzik Çevrimdışı

Puzik 

Süper Üye
9 Ara 2020
1,305
Hocam bizim için çok az kaldı o dediğinize. Adım adım hedefimize yaklaşıyoruz.

Allahın gocca yörük dağlılarının yaşadığı bir köyden bozma ilçeye taşınmakla başladık yıllar önce. Tarık ve hayvancılık var burada. 3 kattan yüksek ev yok, evler arası mesafe genelde 50 100 metre.

Yine yıllar önce hayalim olan her şeyden elini eteğini çekme konusuna sevgili İlterişin bir teklifi ile kısa süre ara versek de yeniden eski anlayışımıza geri döndük, az kaldı, sevgili Haydar ustanın düzeni oturduğunda artık mümkün olduğunca bu mesajları yazıp videolarımı çektiğim stüdyom ve evimiz bizim dünyamız olacak. Yani Kaymakamlıktaki toplantı günleri haricinde lanet olası trafiğe çıkmak zorunda da kalmayacağım.

Çocuklar da belli oranda düzenini kurmay yolundalar çok şükür.

Allah dileyen kim var ise gönlüne göre versin zira akşam haberlerinde dahi büyükşehirleri görmeye tahammülüm yok artık, öyle nefret ettim..
Ne mutlu size,imrendim aman nazar değmesin. Umarım tez zamanda bizde bu furyaya katılırız. Bende büyükşehir merkezlerinden nefret eder oldum.
 
Domestos Çevrimdışı

Domestos 

Süper Üye
3 Tem 2018
4,206
51
Değerli hocam, bu söylemlerim garip karşılanıyor lakin ben artık TÜRKLÜK mevzuundan ziyade İNSANLIK mevzusunun öncelikli aşılanması gerektiğini düşünüyorum.
Garip karşılanacak bir şey yok hocam... Yüce yaradan, insanlığa gönderdiği dininde söylüyor bunu...

Üstünlük, dilde renkte zevkte, malda mülkte değil... Emredilenler ile yasaklananlara en iyi şekilde riayet etmekte diyor...
 
A Çevrimdışı

Alperentoy

Süper Üye
12 Nis 2019
647
Malesef hocam öyle bir toplum olduk. Geçen hanıma dedim dağda insanlardan uzak hayvanlara yakın yaşamalıyız :)



4. ayette en güzeli olarak yaratıldığından ardındaki ayette en aşağı indiğinden bahsediyor.

Yani en altın bir üstün de hayvanlar var, en alttakileri görüp bir üstüne niye bakalım siz yine de en üste bakıp onlarla beraber olmaya gayret edin. Her sağlıklı çocuk sıfır günahla en iyi yaratılmış olarak dünyaya gelir. Akıl baliğ oluncaya kadar da Allah ona sorumluluk yüklemez. Ömrü boyunca da iradesine ne birini karıştırır ne de kendi karışır. İnsanlardan bazıları kendi iradeleriyle Allah'ı bırakıp tapınacak başka güçler, değerler, ararlar, akıllarınca, nefislerince, kimi ineğe tapar kimi kendi nefsine hoş gelen yaratılmış şeylere, halbulki asl olan yaratılmamış her şey yokken var olan her şeyi yoktan var edendir. Bunu görmezden gelip bir de yanlışlarına ortak arama derdine düşerler, bozacı, şıracı hikayesi benzeri.

[ Peygamberimiz kendisinin gönderilmesindeki en önemli hedefi güzel ahlaka bağlamaktadır: “Ben, sadece güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” (İbn. Hanbel, II, 381). Bu bakımdan Hz. Aişe de Peygamberimizin ahlakının Kur’an olduğunu söylemiştir. ]
 
Son düzenleme:
akrep2018 Çevrimdışı

akrep2018 

Süper Üye
16 Eyl 2018
1,276
63
Allah,dini,dili,inancı,mezhebi,ırkı,rengi farketmeksizin iyi insanları çoğaltsın,kötülere fırsat vermesin.Eskiden şehirde yaşamak hayaldi,şimdi küçük yerlerde,köylerde yaşamak hayal.Allah herkesin gönlüne göre versin.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Allah,dini,dili,inancı,mezhebi,ırkı,rengi farketmeksizin iyi insanları çoğaltsın,kötülere fırsat vermesin.Eskiden şehirde yaşamak hayaldi,şimdi küçük yerlerde,köylerde yaşamak hayal.Allah herkesin gönlüne göre versin.
Amin. Yaratan bir şey biliyordur ki tüm bu olanları uygun görüp kötülerin kötülüklerini yapmaya devam etmelerini seyretmeyi tercih ediyordur ne diyeyim.

Mesela ben şunu anlıyorum ki Allah Norveç ve İsveç halkını cehennemde cayır cayır yakacağı için bu dünyada İNSAN gibi yaşatırken, Ortadoğunun gariban Müslüman halkına bu yapılan eziyetlerin karşılığında onlara ''Siz üzülmeyin ben de öbür dünyada sizi cennetime alacağım'' diyor.

Yani her şekilde illa ki bir cehennem var. Ya bu dünyada yaşayacaksın, ya da öbür dünyada. Karar senin.

Birisi bizzat yaşadığın, içinde olduğun ve var olduğunu bizzat bildiğin ve ölünce biteceğinden emin olduğun, Diğeri ise yaşayacağın söylenen ve SONSUZ AZAP olarak nitelendirilen ancak henüz kimsenin gidip de oradan haber yollamadığı bir yer.

Şunu da anlamak zor, radyometrik tarihleme mantığına göre 4,5 milyar yıldır var olan dünyada Hz Adem'in ne zaman burada olduğu ve insanlığın kaç milyar yıldır var olduğu da kesin rakamlarla bilinmiyor. Gerçi Hz Adem ile ilgili zibilyon tane soru var aklımda da neyse o konulara hiç girmiyorum. Bu durumda Allahu teala insanı kendisine ibadet etsin diye yarattığı düşünülürse, sanıyorum ki bazı karar değişiklikleri olmuş zira din denen olgu toplasanız 50 bin yıl önce ortaya çıkmış. Yani dünyanın 4,5 Milyar yıldır var olduğunu da bir kenara koyalım, 200bin yıl önce yaratılmış insana 50bin yıl önce kural (din) getirilmiş olduğunu düşünürsek ondan önceki 150bin yıl boyunca yaşayan ve ölen insanlar bu durumda cennete mi gidecek yoksa cehenneme mi? Neticede ortada kural (din) olmadığına göre sanıyorum ki cehennemden muaf olmaları gerekir. Yani bu durumda dünya mı insanlar için yaratıldı, insanlar mı Allah'a ibadet etsin diye yaratıldı? 6 günde OL denerek gayet kolay yaratılan bir dünyanın Kendisine ibadet etmesi için yaratılacak insanlara uygun hale gelmesi için neden milyonlarca yıl beklendi gibi soruları da kafamdan geçirmiyor değilim.

Ve yine diğer dinler de yüce Allah'ın yer yüzüne indirdiği kurallar bütünü olduğuna göre aslında bütün Hristiyan Musevi gibi din mensuplarının cehenneme gidecek olduğu da bir muamma zira zaten o dinleri de yüce yaratan yeryüzüne yollamıştı. Demek ki Hristiyan olup da veya Yahudi olup da cennete girecek olanlar da var bu durumda.

Diyeceğim o ki, Ahirette çok karmaşık bir matematik hesabı bizi bekliyor yani ben öyle düşünüyorum.

İşte o nedenle ben bu dinlerin yeryüzüne gönderilme sebebi olan ÖNCE İNSAN OLUN ULEN temel mantığını yerine getirmeye çalışmayı kendimce daha uygun bulmaya başladım. Hristiyanların Kutsal kitap öğretilerine de bakıyorum, Kutsal kitabımıza da bakıyorum ve anlıyorum ki birileri sürekli olarak kafayı çalıştırıp bu din konularından parayı götürmeyi, millete ''Sabredin cennete gideceksiniz'' derken kendilerinin bu dünyada cenneti zaten onların (Fakirlerin, ezilenlerin) sırtından yaşadığını görünce ''Dinleri kendilerinin olsun, ben yaratan ile ayrı kanaldan kendim görüşürüm'' demeyi tercih ettim. Namaz Oruç İbadetin her türlüsünü bıraktım. Yüce yaratana inanıyor olmakla birlikte dinlerin amacını sorgular hale geldim, getirildim.

Daha önce de yazdım yine yazayım.

Eğer bu zibidilerin yaşadığı İslamiyet ise, ben Müslüman değilim dostlar. Beni sevecekseniz eğer, Müslüman Hristiyan Musevi Yahudi Katolik zenci beyaz sarışın esmer diye değil İNSAN olduğum için sevin veya siz bilirsiniz :)

Cehennemde yanacaksam da ben yanacağım nasılsa :)
 
A Çevrimdışı

Alperentoy

Süper Üye
12 Nis 2019
647
İslamın ve imanın şartlarını kabul edip bunu kelime-i şahadet getirerek tasdik eden müslümandır ve sözünden dönmediği (inkar etmediği) sürece müslüman kalır. İbadet veya amellerdeki eksikliği üzerinde borç kalır, buna sadece Allah eksikliğini gidermede yardım etsin duasını etmekten başka ne yapılabilir. Bir hadiste Allah'ın "Kulumun yerle göğün arasını dolduracak günahı olsa affedebilirim içinde kul hakkı olmadıkça" dediği bildirilmektedir. Yer yüzüne gelişimizin asıl amacı hak ile batıl arasındaki yerimizin kendi irademizle tescillenmesi, yoksa hakça razı gelerek nasıl birbirimizden ayrılacağız ki. Gelenin ne getirdiğine ve gidenlerin ne götürdüğüne bakmak anlamak için çok bile gelir aklı erenler için. Muhakak ki Allah'tan onu en çok tanıyanlar karşı gelmeye korkarlar.

Allah bizleri her iki alemde de kendisini bilen itaat eden rahman ve rahim sıfatlarıyla kuşatılmışlardan eylesin.
 
Domestos Çevrimdışı

Domestos 

Süper Üye
3 Tem 2018
4,206
51
Amin. Yaratan bir şey biliyordur ki tüm bu olanları uygun görüp kötülerin kötülüklerini yapmaya devam etmelerini seyretmeyi tercih ediyordur ne diyeyim.

Mesela ben şunu anlıyorum ki Allah Norveç ve İsveç halkını cehennemde cayır cayır yakacağı için bu dünyada İNSAN gibi yaşatırken, Ortadoğunun gariban Müslüman halkına bu yapılan eziyetlerin karşılığında onlara ''Siz üzülmeyin ben de öbür dünyada sizi cennetime alacağım'' diyor.

Yani her şekilde illa ki bir cehennem var. Ya bu dünyada yaşayacaksın, ya da öbür dünyada. Karar senin.

Birisi bizzat yaşadığın, içinde olduğun ve var olduğunu bizzat bildiğin ve ölünce biteceğinden emin olduğun, Diğeri ise yaşayacağın söylenen ve SONSUZ AZAP olarak nitelendirilen ancak henüz kimsenin gidip de oradan haber yollamadığı bir yer.

Şunu da anlamak zor, radyometrik tarihleme mantığına göre 4,5 milyar yıldır var olan dünyada Hz Adem'in ne zaman burada olduğu ve insanlığın kaç milyar yıldır var olduğu da kesin rakamlarla bilinmiyor. Gerçi Hz Adem ile ilgili zibilyon tane soru var aklımda da neyse o konulara hiç girmiyorum. Bu durumda Allahu teala insanı kendisine ibadet etsin diye yarattığı düşünülürse, sanıyorum ki bazı karar değişiklikleri olmuş zira din denen olgu toplasanız 50 bin yıl önce ortaya çıkmış. Yani dünyanın 4,5 Milyar yıldır var olduğunu da bir kenara koyalım, 200bin yıl önce yaratılmış insana 50bin yıl önce kural (din) getirilmiş olduğunu düşünürsek ondan önceki 150bin yıl boyunca yaşayan ve ölen insanlar bu durumda cennete mi gidecek yoksa cehenneme mi? Neticede ortada kural (din) olmadığına göre sanıyorum ki cehennemden muaf olmaları gerekir. Yani bu durumda dünya mı insanlar için yaratıldı, insanlar mı Allah'a ibadet etsin diye yaratıldı? 6 günde OL denerek gayet kolay yaratılan bir dünyanın Kendisine ibadet etmesi için yaratılacak insanlara uygun hale gelmesi için neden milyonlarca yıl beklendi gibi soruları da kafamdan geçirmiyor değilim.

Ve yine diğer dinler de yüce Allah'ın yer yüzüne indirdiği kurallar bütünü olduğuna göre aslında bütün Hristiyan Musevi gibi din mensuplarının cehenneme gidecek olduğu da bir muamma zira zaten o dinleri de yüce yaratan yeryüzüne yollamıştı. Demek ki Hristiyan olup da veya Yahudi olup da cennete girecek olanlar da var bu durumda.

Diyeceğim o ki, Ahirette çok karmaşık bir matematik hesabı bizi bekliyor yani ben öyle düşünüyorum.

İşte o nedenle ben bu dinlerin yeryüzüne gönderilme sebebi olan ÖNCE İNSAN OLUN ULEN temel mantığını yerine getirmeye çalışmayı kendimce daha uygun bulmaya başladım. Hristiyanların Kutsal kitap öğretilerine de bakıyorum, Kutsal kitabımıza da bakıyorum ve anlıyorum ki birileri sürekli olarak kafayı çalıştırıp bu din konularından parayı götürmeyi, millete ''Sabredin cennete gideceksiniz'' derken kendilerinin bu dünyada cenneti zaten onların (Fakirlerin, ezilenlerin) sırtından yaşadığını görünce ''Dinleri kendilerinin olsun, ben yaratan ile ayrı kanaldan kendim görüşürüm'' demeyi tercih ettim. Namaz Oruç İbadetin her türlüsünü bıraktım. Yüce yaratana inanıyor olmakla birlikte dinlerin amacını sorgular hale geldim, getirildim.

Daha önce de yazdım yine yazayım.

Eğer bu zibidilerin yaşadığı İslamiyet ise, ben Müslüman değilim dostlar. Beni sevecekseniz eğer, Müslüman Hristiyan Musevi Yahudi Katolik zenci beyaz sarışın esmer diye değil İNSAN olduğum için sevin veya siz bilirsiniz :)

Cehennemde yanacaksam da ben yanacağım nasılsa :)
Hocam; Cennet ve cehennemin varlığı, iman ile başlar, iman etmeyen birisi için oraların önemi yoktur. İman etmediğin, Allah'ın kurallarını koyduğu bir hayatı idame ettirmediğin sürece, mükafatını da göremezsin, istersen bütün dünyayı kurtarmış bir iyilik timsali ol, Allah kulundan öncelikle iman etmesini istiyor. Bu yoksa, geri kalan her şey de yok.

Zaman ve mekan insan için vardır, Allah için bir kulun ömrü, bir saniye bile değildir belki, net olarak bilemiyoruz. Bu sebeple dünyanın yaşına, süresine, geçmiş yıllara takılmak anlamsız. İslam, son din kitabı da peygamberi de son kitap peygamber olduğu için öncesinden hiç kimse sorumlu değil. Yaşadığı dönemdeki var olan din ne ise (atıyorum, musevilik) o dönemin insanları o dinin yasak ve emirlerine göre sürdüğü hayatın mükafatını veya cezasını görecektir.

Allah; yarattığı kulunu hangi din döneminde yaşamış olursa olsun, başı boş bırakmamıştır, bütün nimetleri önüne sermiş, bütün kötülüklerin "kötü" olduğunu izah etmiştir, bu noktadan sonra karar senin de yazdığın gibi kulun (insanoğlu) elinde. İster iyi yolu seçersin, ister kötülüğü, buradaki cüzi iradeye (insanın elindeki iradesine) Yaradanın müdahale etme durumu söz konusu olamaz, bu sebepledir ki; intihar eden yani kendi kararı ile hayatına son verenlerin günahı büyüktür.

* * *

Hristiyan Musevi gibi din mensuplarının cehenneme gidecek olduğu da bir muamma zira zaten o dinleri de yüce yaratan yeryüzüne yollamıştı. Demek ki Hristiyan olup da veya Yahudi olup da cennete girecek olanlar da var bu durumda.

Hayır yok hocam, ilk başta yazdığım gibi geçerli olan son dine, kitaba, peygambere iman edilmedikçe cennete gitme ihtimalleri "bilinenler doğrultusunda" yoktur, bunun takdiri yine de Yaradanındır. Bu konuda, "evet onlar da cennete gidecek" diyebilmek büyük vebal altına sokar... Çünkü; iman etmemiş birisi bu vaad doğrultusunda iman etmeden, başka bir inanç ile yaşayarak cennete gideceği varsayımına kapılırsa vebali büyük olur.

Bahsettiğin gibi; ahirette hiç de öyle karışık hesaplar yok, kulun bu dünyadaki ameline (icraatına) göre Allah'ın adaleti kusursuzdur. En basit haliyle şöyle bir sistemin olduğunu hatırlatayım.

Ben; acayip iyi bir insanım, namaz, hac, oruç, zekat, iyilik vs. vs. her şey tastamam, fakat yanımda çalıştırdığım insanların hakkını yiyorum, hakaret ederek kalbini kırıyorum, olması gerektiği gibi davranmıyorum... Buradaki hesap işleyişi şöyle; bütün iyiliklerimin, sevaplarımın toplamı ele alınarak, yaptığım yanlış hareketlerin, kul hakkının ve günahların karşılığından düşülmeye başlanıyor, sonunda geriye ne kaldı onun mükafatı veriliyor... Hesaptan düşe düşe iyilik tarafında bir şey kalmadı mı? Bu sefer kötülük yaptığım insanların günahı bana aktarılmaya başlanıyor... Özetle; bu dünyayı seccadeden başını kaldırmayarak yaşayan birisinin, girdiği kul hakları, yaptığı kötülükler sebebiyle dımdızlak ortada kalması, hatta cehenneme gitmesi mümkün. Manevi anlamda, iflas etmiş, müflis kişilerdir bunlar. Allah korusun. Kimse yaptığı ibadetlerin hesabıyla, yaptığı kötülüklerin hesaba çekilmeyeceğini düşünmesin, hesap çetin ve çok adil.

Senin de bahsettiğin gibi; "önce insan olun ülen" mantığı doğru ancak yeterli değil, çünkü, her birey dünyaya önce insan hatta müslüman olarak doğuyor. Bu cennet için yeterli değil. İman noktası şart, emirlere yasaklara riayet etmek daha da şart.

* * *

''Dinleri kendilerinin olsun, ben yaratan ile ayrı kanaldan kendim görüşürüm'' demeyi tercih ettim. Namaz Oruç İbadetin her türlüsünü bıraktım. Yüce yaratana inanıyor olmakla birlikte dinlerin amacını sorgular hale geldim, getirildim.

Yaradan ile görüşmek için ayrı bir kanal yok hocam; tek kanal var... İman ve emirlere riayet, yasaklardan kaçınmak... Allah ile görüşmek demek, namaz kılmak, orucu O'nun rızası için tutmak, iyiliği yine ha keza O'nun için yapmaktır. İman edersin ama ibadet etmezsin, bu kimseyi kurtarmaz, tıpkı bütün arızaları bilen tamircinin, arızası tamir etmediği sürece bir işe yaramayacağı gibi. Bütün her şeyi bilmek yetmiyor, eylem gerekli (amel veya yasaklara riayet)

Zibidilerin yaşadığı hayattan, öncelikle kendileri sorumlu hocam, onlar öyle yaşıyor diye İslamiyet veya İslam Dini öyle değil ki... Doğru tek bu konuda, gidilecek yol da belli, Allah kitap sünnet, icma, kıyas... Bunları yaparak, yanlışa çıkıyorsa yolun işte o zaman zibidiler ile aynı kefedesin demektir, Allah muhafaza, bunları yaptığında, O zibidilerin yaşadıkları ile başka bir hayat yaşadığın ortaya çıkıyorsa ne mutlu bizlere.

Hep söylerim; Müslümanlar mükemmel değildir, hocam... İslam'dır mükemmel olan. Bu mükemmeliyetin sınırlarını, değerlerini bilerek yaşarsan, hem keyif alırsın, hem de inanıyorsan mükafatını fazlasıyla görürsün.

Necip Fazıl Ne demiş; "Ya İslam'la yükselir, ya inkarla çürürsün... Bu yol, mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün"

Gittiğimizde güzel şeyler görmek için, inandığımız şeylerle hareket etmemiz, ona göre bir hayat yaşamamız gerekiyor.

(Not; Bu satırları uzun zaman sonra pc'ye geçerek, senin hatırına yazma gereği hissettirerek yazmama vesile olduğun için ayrıca teşekkürler)
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
İslamın ve imanın şartlarını kabul edip bunu kelime-i şahadet getirerek tasdik eden müslümandır ve sözünden dönmediği (inkar etmediği) sürece müslüman kalır. İbadet veya amellerdeki eksikliği üzerinde borç kalır, buna sadece Allah eksikliğini gidermede yardım etsin duasını etmekten başka ne yapılabilir. Bir hadiste Allah'ın "Kulumun yerle göğün arasını dolduracak günahı olsa affedebilirim içinde kul hakkı olmadıkça" dediği bildirilmektedir. Yer yüzüne gelişimizin asıl amacı hak ile batıl arasındaki yerimizin kendi irademizle tescillenmesi, yoksa hakça razı gelerek nasıl birbirimizden ayrılacağız ki. Gelenin ne getirdiğine ve gidenlerin ne götürdüğüne bakmak anlamak için çok bile gelir aklı erenler için. Muhakak ki Allah'tan onu en çok tanıyanlar karşı gelmeye korkarlar.

Allah bizleri her iki alemde de kendisini bilen itaat eden rahman ve rahim sıfatlarıyla kuşatılmışlardan eylesin.
Valla bu durumda ben hakkımı helal etmediğim için cennete giremeyecek listenin başında bir kişi var bu dünyada cenneti yaşadığı halde. :)

Hatta bırakım helal etmeyi, haram zıkkım olsun, rabbim tez zamanda bin belasını versin dediğim kişi/kişiler var.

İşte o da Allah'ın takdiri artık kabul eder etmez orasını bilemiyorum :)
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Hocam; Cennet ve cehennemin varlığı, iman ile başlar, iman etmeyen birisi için oraların önemi yoktur. İman etmediğin, Allah'ın kurallarını koyduğu bir hayatı idame ettirmediğin sürece, mükafatını da göremezsin, istersen bütün dünyayı kurtarmış bir iyilik timsali ol, Allah kulundan öncelikle iman etmesini istiyor. Bu yoksa, geri kalan her şey de yok.

Zaman ve mekan insan için vardır, Allah için bir kulun ömrü, bir saniye bile değildir belki, net olarak bilemiyoruz. Bu sebeple dünyanın yaşına, süresine, geçmiş yıllara takılmak anlamsız. İslam, son din kitabı da peygamberi de son kitap peygamber olduğu için öncesinden hiç kimse sorumlu değil. Yaşadığı dönemdeki var olan din ne ise (atıyorum, musevilik) o dönemin insanları o dinin yasak ve emirlerine göre sürdüğü hayatın mükafatını veya cezasını görecektir.

Allah; yarattığı kulunu hangi din döneminde yaşamış olursa olsun, başı boş bırakmamıştır, bütün nimetleri önüne sermiş, bütün kötülüklerin "kötü" olduğunu izah etmiştir, bu noktadan sonra karar senin de yazdığın gibi kulun (insanoğlu) elinde. İster iyi yolu seçersin, ister kötülüğü, buradaki cüzi iradeye (insanın elindeki iradesine) Yaradanın müdahale etme durumu söz konusu olamaz, bu sebepledir ki; intihar eden yani kendi kararı ile hayatına son verenlerin günahı büyüktür.

* * *

Hristiyan Musevi gibi din mensuplarının cehenneme gidecek olduğu da bir muamma zira zaten o dinleri de yüce yaratan yeryüzüne yollamıştı. Demek ki Hristiyan olup da veya Yahudi olup da cennete girecek olanlar da var bu durumda.

Hayır yok hocam, ilk başta yazdığım gibi geçerli olan son dine, kitaba, peygambere iman edilmedikçe cennete gitme ihtimalleri "bilinenler doğrultusunda" yoktur, bunun takdiri yine de Yaradanındır. Bu konuda, "evet onlar da cennete gidecek" diyebilmek büyük vebal altına sokar... Çünkü; iman etmemiş birisi bu vaad doğrultusunda iman etmeden, başka bir inanç ile yaşayarak cennete gideceği varsayımına kapılırsa vebali büyük olur.

Bahsettiğin gibi; ahirette hiç de öyle karışık hesaplar yok, kulun bu dünyadaki ameline (icraatına) göre Allah'ın adaleti kusursuzdur. En basit haliyle şöyle bir sistemin olduğunu hatırlatayım.

Ben; acayip iyi bir insanım, namaz, hac, oruç, zekat, iyilik vs. vs. her şey tastamam, fakat yanımda çalıştırdığım insanların hakkını yiyorum, hakaret ederek kalbini kırıyorum, olması gerektiği gibi davranmıyorum... Buradaki hesap işleyişi şöyle; bütün iyiliklerimin, sevaplarımın toplamı ele alınarak, yaptığım yanlış hareketlerin, kul hakkının ve günahların karşılığından düşülmeye başlanıyor, sonunda geriye ne kaldı onun mükafatı veriliyor... Hesaptan düşe düşe iyilik tarafında bir şey kalmadı mı? Bu sefer kötülük yaptığım insanların günahı bana aktarılmaya başlanıyor... Özetle; bu dünyayı seccadeden başını kaldırmayarak yaşayan birisinin, girdiği kul hakları, yaptığı kötülükler sebebiyle dımdızlak ortada kalması, hatta cehenneme gitmesi mümkün. Manevi anlamda, iflas etmiş, müflis kişilerdir bunlar. Allah korusun. Kimse yaptığı ibadetlerin hesabıyla, yaptığı kötülüklerin hesaba çekilmeyeceğini düşünmesin, hesap çetin ve çok adil.

Senin de bahsettiğin gibi; "önce insan olun ülen" mantığı doğru ancak yeterli değil, çünkü, her birey dünyaya önce insan hatta müslüman olarak doğuyor. Bu cennet için yeterli değil. İman noktası şart, emirlere yasaklara riayet etmek daha da şart.

* * *

''Dinleri kendilerinin olsun, ben yaratan ile ayrı kanaldan kendim görüşürüm'' demeyi tercih ettim. Namaz Oruç İbadetin her türlüsünü bıraktım. Yüce yaratana inanıyor olmakla birlikte dinlerin amacını sorgular hale geldim, getirildim.

Yaradan ile görüşmek için ayrı bir kanal yok hocam; tek kanal var... İman ve emirlere riayet, yasaklardan kaçınmak... Allah ile görüşmek demek, namaz kılmak, orucu O'nun rızası için tutmak, iyiliği yine ha keza O'nun için yapmaktır. İman edersin ama ibadet etmezsin, bu kimseyi kurtarmaz, tıpkı bütün arızaları bilen tamircinin, arızası tamir etmediği sürece bir işe yaramayacağı gibi. Bütün her şeyi bilmek yetmiyor, eylem gerekli (amel veya yasaklara riayet)

Zibidilerin yaşadığı hayattan, öncelikle kendileri sorumlu hocam, onlar öyle yaşıyor diye İslamiyet veya İslam Dini öyle değil ki... Doğru tek bu konuda, gidilecek yol da belli, Allah kitap sünnet, icma, kıyas... Bunları yaparak, yanlışa çıkıyorsa yolun işte o zaman zibidiler ile aynı kefedesin demektir, Allah muhafaza, bunları yaptığında, O zibidilerin yaşadıkları ile başka bir hayat yaşadığın ortaya çıkıyorsa ne mutlu bizlere.

Hep söylerim; Müslümanlar mükemmel değildir, hocam... İslam'dır mükemmel olan. Bu mükemmeliyetin sınırlarını, değerlerini bilerek yaşarsan, hem keyif alırsın, hem de inanıyorsan mükafatını fazlasıyla görürsün.

Necip Fazıl Ne demiş; "Ya İslam'la yükselir, ya inkarla çürürsün... Bu yol, mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün"

Gittiğimizde güzel şeyler görmek için, inandığımız şeylerle hareket etmemiz, ona göre bir hayat yaşamamız gerekiyor.

(Not; Bu satırları uzun zaman sonra pc'ye geçerek, senin hatırına yazma gereği hissettirerek yazmama vesile olduğun için ayrıca teşekkürler)

Uzun zamandır bu kadar uzun yazdığını görmemiştim, satır satır iki kere okudum ellerine sağlık ?


Yalnız hesabı bir yerde tutturamadım :)

Hayır yok hocam, ilk başta yazdığım gibi geçerli olan son dine, kitaba, peygambere iman edilmedikçe cennete gitme ihtimalleri "bilinenler doğrultusunda" yoktur, bunun takdiri yine de Yaradanındır

Şimdi hocam sene Milattan önce 1000. Hz Davut Peygambere Zebur indi (Karıştırmıyorumdur inşallah) . Allah tarafından indi ve Allah'ın emirlerini içeriyordu. Bana iman edin ibadet edin diyordu veya Tevrat için de Hz Musa'ya aynı şeyler söylendi, Hz İsa için de durum aynı.

Netice itibari ile hepsi aynı yaratıcıdan inen temel olarak aynı emirleri içeren kitaplardı bunlar.

Siz diyorsunuz ki son kitap ve peygambere iman etmeyen kim varsa cennete giremez.

Hocam adam Kurandan 1000 yıl önce ölmüş gitmiş, Yine Allah'ın emirlerine ancak Zebur kitabına göre inanarak, riayet ederek ölmüş.

Şimdi bu adam cennete giremeyecek mi? fikrinden hareketle yazmıştım o satırları.

Aynı zamanda dinler tarihinden önce başlayan bir insanlık tarihi olduğu gerçeği de yadsınamaz sanırım.
 
Geri
Üst Alt