Ömer Çolak
Süper Üye
- 17 Tem 2021
- 1,051
- 29
Aqua planinge de girdim, Düzce Antalya arası sık sık uzun yol da yapıyorum. Antalya trafiği çok fazla yabancı kültür taşıdığından ani fren de çok gerekiyor.üreticiler malini satmak icin herseyi söyler saticilarda söyler ama ben bagimsiz testler videolar cok izledim ve yazlik lastigin kuru ve islak zemindeki yol tutusu fren mesafesi ile 4 mevsim lastigin degerleri arasinda hayati önem tasiyacak kadar farklar olabiliyor ayni sey kis sartlarinda ( daha öncede söyledigim gibi karli zeminde) kis lastigi ve 4 mevsim arasinda da var
sehir icinde 50 km ile kisa mesafe git gel yapiyorsan benim gibi profilleri gitmis araba lastigiyle de dolasirsin ön görülü sürüs ile ani fren yapma geregi duymazsan lastikte profilmi var kis lastigimi yaz lastigimi bunlar seni etkilemez
fakat otobanda 120 ile giderken aqua planinge girdigin zaman lastik profili kis lastigi yaz lastigi arasindaki fark ortaya cikar
En önemlisi o testleri ben de inceledim ve sizden farklı sonuçlar görüyorum.
Velhasıl belli ki her zamanki gibi “çoğunluğun düşüncesi haklıdır” aldanışı popüler. Ben fikrimde ısrarcıyım ve kendi deneyimlerimle de dört mevsim lastiğin daha güvenli olduğunu şiddetle iddia ediyorum.
Üreticinin böyle bir iddiası yok. “Üretici malını satmak için her şeyi söyler” durumu “hem yaz hem kış tipi almalısın” kuramında geçerli. Dört mevsimlik satarak daha fazla para kazanmıyor.
Türkiye’de 1000 metre altında yaşanan her yerde en güvenli ve tasarruflu lastiğin 4 mevsimlik olduğunu interneti mesleğim gereği iyi kullanan ve doğru bilgiyi bulabilen biri olarak şiddetle iddia etmeye devam ediyorum. Tır lastiği işi yapan arkadaşım bile bu fikrimi değiştiremiyor.
Bu arada sanayide çalıştığım dönemlerde motoru baştan aşağı söküp takabilecek ustaların değişken subap zamanlaması prensiplerini veya mazda skyactive teknolojisini ve veya rx8 in rotary motorunu bilmediğini gördüm ben. Toplumumuzda teorik bilginin sıfır olduğunu ve kulaktan kulağa yayılabildiği kadar doğru kaldığını düşünüyorum. Bu sebeple uzun zamandır bir konuda çözüm ararken kendi teorimi ve fikrimi geliştiriyorum.
Bu konuya yakın bir örnek de, sürekli tekleme yaşarsanız sanayide contanız yanık mı diye bakarlar. Manifoldunuzu kontrol ederler. Map sensörünüzü hatta abartırlarsa motor beyninizi tamir ederler. Buji takımlarınızı ve bobinlerinizi söylemiyorum bile. Ama sorun nedir? Bujilerinizin etrafına üst kapaktan sızan “kronik abi bu” diyerek çözemedikleri yağın elektrik kaçağı yapması. 5-6 ayda bir balata spreyiyle temizlemek gerekmesi. Bu bilgiyi benim kendim keşfetmek zorunda kalmam hatrı sayılır miktarda para kaybetmeme neden olmuş oldu. Kronik üst kapak yağlanmasını da kökten çözmek üzerine teori geliştiriyorum şu aralar da sanki işim/mesleğim bu gibi.
Velhasıl, lastik konusundaki fikrimde ısrarcı olabileceğim kadar yerli ve yabancı araştırma da yaptım, kendim de deneyimledim. Özellikle aqua planning konusunda başarısını aracın taban döşemelerini söktürüp içeriye giren suyu temizlemek gerekecek seviyede 110 ile 1 karıştan derin suya girerek deneyimledim.