Demek istediğim de buydu zaten abi.Hatta sorduğum soruya cevabı kendim buldum .Demekki biontech tercih edenlerin nedeni güvenmiş.??
Virüsler aslında mRna taşıyıcılarıdır. Siz benden daha iyi biliyorsunuzdur zaten sağlık alanında olduğunuz için. Vücuda girdikten sonra vücuttaki hücrelerin içine sızar ve kendi kopyalarından üretilmesini emreder. Vücut hücreleri bu virüsü kanser gibi kendisi çoğaltır.
Etkinliğini kanıtlamış klasik yöntemde;
- İnaktif virüsler vücuda enjekte edilir (bu virüslerin kendini çoğaltma ve zarar veren bazı yetenekleri ellerinden alınmıştır)
- Bağışıklık sistemindeki halihazırda farklı genomlara sahip antikorlardan bu virüsü algılayanlar saldırır
- Bu virüslere saldırıda başarılı olan antikorların kopyalarından vücut bolca üretir
Böylece aktif virüs geldiğinde dolaşımda ona saldıracak antikor sayısı çoğaltılmış olur ve tek seferde 100 bin kadar virüs girişine karşı belirli bir süre yeterli antikora sahip olunur.
Avantajlar;
- Neredeyse her ülke bu teknikle üretim yapabilir, çünkü eski ve basit bir tekniktir
- Ucuzdur
- Nakliyesi sıradan buzdolaplarıyla bile sağlanabilir
Dezavantajlar;
- Üretim daha yavaştır (inaktif virüslerin yetiştirilme süreci olduğu için)
- Aktif virüsün genetiği değiştirilerek üretilmesinden ötürü bazı virüse ait uzun dönem yan etkilerin aşıda da var olma ihtimali
- Aktif virüsün yeni mutasyonlarına karşı etkisinin üretimin kalitesine değil şansa bağlı olması
mRna yönteminde;
- Vücuda koronavirüse benzer protein yapısına sahip ama zararsız bir virüs enjekte edilir
- Bu virüs aynı zararlı virüs gibi hücrelere sızar ve kendi kopyalarından üretim emri verir
- Bağışıklık sistemindeki halihazırda farklı genomlara sahip antikorlardan bu virüsü algılayanlar saldırır
- Bu virüslere saldırıda başarılı olan antikorların kopyalarından vücut bolca üretir
Böylece aktif virüs geldiğinde dolaşımda ona saldıracak antikor sayısı çoğaltılmış olur ve tek seferde 100 bin kadar virüs girişine karşı belirli bir süre yeterli antikora sahip olunur.
Burada farklı olan bu ilk iki maddenin avantajları;
- Aşı daha hızlı üretilir
- İnaktif tekniğe göre daha fazla virüs örneği vücut içinde üretileceğinden daha fazla antikor üretimini sağlar
- Aktif virüsün yan etkilerini yok eder veya inaktif tekniğe göre ciddi azaltır (En bilineni kalp kası iltihabıdır, korona geçirip (belirtisiz olsa bile) iyileştikten sonraki aylar veya yıllar içerisinde kalp krizi ile ölüme sebebiyet verebileceği tahmin ediliyor.
)
- mRna tekniği tecrübesi ile bilime katkı sağlamak (ki bu ileride kansere karşı aşı yapılabilmesine ön ayak olacak)
Dezavantajları;
- Soğuk zincir ile nakliye gerekmesi
- Pahalı olması
- Aşı bölgesinde oldukça yaygın ağrılara yol açması (neticede kas hücrelerine saldırarak vücudu eğitiyor)
- mRna'yı hücreye ulaşana kadar korumakla görevli zırhın bazı alerjileri olan insanlarda alerjik reaksiyonlara sebep verebilmesi
Bizler gibi sıradan insanlar için bu şekilde özetlenebilir. mRna tekniği İnaktif tekniğinin güvenilirlikleri konusunda hiç bir fark yok aslında. Çünkü birinde aşının üretim tekniğinin yan etkisinden korkulurken, diğerinde aşının içerisindeki orijinal virüsün zayıflatılmış halinin yan etkisinden korkuluyor.
Koronavirüs hayatımıza yeni girmediği gibi hemen de çıkmayacak. Bildiğimiz nezle bağışıklığı çökmüş herhangi bir insanda da kalp krizine, zatürreye sebebiyet verebilir. Koronavirüs, bu bildiğimiz nezleyle aynı aileden gelmekte ve daha hızlı vücut içinde çoğalabildiği için bağışıklığa karşı daha güçlü oluyor. O yüzden bu aşıların üretilmesi veya bulunması öyle yıllarca sürmedi.
Faz 4 bitmemiş gibi cümleler de kuruluyor. Faz 4 biten bir faz değil. Aşı kullanıldığı sürece devam eden incelemelere deniliyor Faz 4. Aşı piyasadan kalkmadıkça da devam ediyor.
Ben bu veriler ışığında mRna aşılarına daha çok güveniyorum. Virüsün kendisinin genetiğinin, insan üretimi mRna genomundan daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum.