İzmir'de deprem

E Çevrimdışı

e.nar

Süper Üye
1 Haz 2018
514
Bir çok bilim insanı ege bölgesinde olabilecek depremler hakkında uyarı üstüne uyarı yapıyor. Toplumda bir kesim insan da "sen nereden biliyorsun, yalan atma, sadece Allah bilir, halkı paniğe sürüklüyorsunuz bunları şikayet eden yok mu" diye sosyal medyada tepki gösteriyor. Birazcık da olsa şu bilim denen şeye inansanız ne olur sanki? Allah böyle insanlara akıl versin. Sen tedbirini al tevekkülü Allah'a bırak.
 
rselcukn Çevrimdışı

rselcukn 

Yeni Üye
28 Ağu 2019
44
Bir çok bilim insanı ege bölgesinde olabilecek depremler hakkında uyarı üstüne uyarı yapıyor. Toplumda bir kesim insan da "sen nereden biliyorsun, yalan atma, sadece Allah bilir, halkı paniğe sürüklüyorsunuz bunları şikayet eden yok mu" diye sosyal medyada tepki gösteriyor. Birazcık da olsa şu bilim denen şeye inansanız ne olur sanki? Allah böyle insanlara akıl versin. Sen tedbirini al tevekkülü Allah'a bırak.
Kesinlikle biz tedbirimizi almak zorundayız çünkü sürekli devam ediyor irili ufaklı depremler
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:


Gene salladı
 
Son düzenleme:
A Çevrimdışı

Alperentoy

Süper Üye
12 Nis 2019
647
Bir çok bilim insanı ege bölgesinde olabilecek depremler hakkında uyarı üstüne uyarı yapıyor. Toplumda bir kesim insan da "sen nereden biliyorsun, yalan atma, sadece Allah bilir, halkı paniğe sürüklüyorsunuz bunları şikayet eden yok mu" diye sosyal medyada tepki gösteriyor. Birazcık da olsa şu bilim denen şeye inansanız ne olur sanki? Allah böyle insanlara akıl versin. Sen tedbirini al tevekkülü Allah'a bırak.

İki gurup ta haklı, ikisi de doğru söylüyorlar. Allahın bir sıfatı da alim dir. Yani ilmin sahibi de Allah tır. Allah ilminden bize korunalım onu tanıyalım yaralanalım diye vermiş. Bilimsel olan gözlenir, kuralları belirlenir, tariflendiğinde yapılınca her defasında aynı sonucu verir. Depremin olacağı yaklaşık şiddeti bilimsel çalışmalardan biliniyor. Bu tariflenen bölgede beklenen şiddete göre haritalama çalışması yapılıyor. İnşaat mühendisleri, mimarların çizdiği yapı projelerinin statik ve dinamik yük hesaplarını yapıp kolon kiriş ve demir hesaplarını ve yerleşimlerini beton dayanım seçimlerine göre yapıyorlar. Buraya kadar bilimsel, mürekkep yalamışların işi, sahaya çıkınca teknisyenler, kalfalar, ustalar, müteahhit devreye giriyor. Tam Türk işi dediğimiz kısım başlıyor. Sonuç ortada.
Deprem olacağa gelince, anı maalesef bilinemiyor, onun için tahmin deniliyor. Tahmin tam bilimsel bir şey değildir, tahmin edenin bilimin yetmediği kısımda edenin şahsi görüşleri vardır.Bu nedenle ilk gurup haklı, kendince uyarı yapıyor. İkinci gurubun haklılığı sanırım zamanlama ile ilgili. Bununla ilgili inancımızda da belirtilen 5 konuyu Allah ilim olarak insanlığa vermemiş kendinde muhafaza etmektedir. Kısaca bu konular,
- Olacak çocuğun cinsiyeti, 'kromozomların tamamlandığı ilk hücre oluşumunda düşünün'
- Yarınlardaki rızkımız, 'Niyetlenin yarın akşam ne yiyeceğiniz planlayın %100 her zaman tutturamazsınız'
- Doğa olayları 'yağmurun nereye ne kadar ne zaman yağacağı, deprem v.b. olaylar %100 bilebilme' bu nedenle tahmin deniyor.
- İnsanın ne zaman nerede, son nefesini verip vefat edeceği,
- Kıyametin ne zaman kopacağı, 'alemin ne zaman tekrar geri dürüleceği zaman, bilimsel olarak olacağı biliniyor, zamanı bilinemiyor.'
Bunun dışındaki her şey bilimsel çalışmalarla mümkündür, bu gün olmasa bile yarın bilim geliştikçe yapılabilir.
İşte bu şöylediklerim dahilinde iki taraf da haklı. İki görüşü toplarsak, ikisinin de itiraz etmeyeceği şu doğru cümle ortaya çıkar;
Allahın verdiği bilimle deprem bölgeleri ve olası şiddetleri belirlenebilmekte olup, bu şiddetlerin de üzerindeki olası depremlerde içinde bulunan canlıların ve mallarının zarar görmeyeceği şekilde dayanıklı yapılar yapmak ne zaman olacağı bilinmeyen deprem gibi afetler için tedbir almış olmaktır. İnanlar için aynı zamanda Allah'a itaat etmek ve peygamberinin gösterdiği yolda olmak demektir. Bizim inancımız insanın kendi bedenine, canına zarar vermesini bile men eder.
Eğer Allah'ın verdiği ilimle depreme dayanıklı yapılan evlerde oturuyorsak, zamanını sadece Allah'n bildiği depremden niye korkalım, korkacaksak Allah'ın kendisinden korkalım ki zalimliğe heveslenmeyelim, oturup üstüne tevekkül edelim.
 
E Çevrimdışı

e.nar

Süper Üye
1 Haz 2018
514
İki gurup ta haklı, ikisi de doğru söylüyorlar. Allahın bir sıfatı da alim dir. Yani ilmin sahibi de Allah tır. Allah ilminden bize korunalım onu tanıyalım yaralanalım diye vermiş. Bilimsel olan gözlenir, kuralları belirlenir, tariflendiğinde yapılınca her defasında aynı sonucu verir. Depremin olacağı yaklaşık şiddeti bilimsel çalışmalardan biliniyor. Bu tariflenen bölgede beklenen şiddete göre haritalama çalışması yapılıyor. İnşaat mühendisleri, mimarların çizdiği yapı projelerinin statik ve dinamik yük hesaplarını yapıp kolon kiriş ve demir hesaplarını ve yerleşimlerini beton dayanım seçimlerine göre yapıyorlar. Buraya kadar bilimsel, mürekkep yalamışların işi, sahaya çıkınca teknisyenler, kalfalar, ustalar, müteahhit devreye giriyor. Tam Türk işi dediğimiz kısım başlıyor. Sonuç ortada.
Deprem olacağa gelince, anı maalesef bilinemiyor, onun için tahmin deniliyor. Tahmin tam bilimsel bir şey değildir, tahmin edenin bilimin yetmediği kısımda edenin şahsi görüşleri vardır.Bu nedenle ilk gurup haklı, kendince uyarı yapıyor. İkinci gurubun haklılığı sanırım zamanlama ile ilgili. Bununla ilgili inancımızda da belirtilen 5 konuyu Allah ilim olarak insanlığa vermemiş kendinde muhafaza etmektedir. Kısaca bu konular,
- Olacak çocuğun cinsiyeti, 'kromozomların tamamlandığı ilk hücre oluşumunda düşünün'
- Yarınlardaki rızkımız, 'Niyetlenin yarın akşam ne yiyeceğiniz planlayın %100 her zaman tutturamazsınız'
- Doğa olayları 'yağmurun nereye ne kadar ne zaman yağacağı, deprem v.b. olaylar %100 bilebilme' bu nedenle tahmin deniyor.
- İnsanın ne zaman nerede, son nefesini verip vefat edeceği,
- Kıyametin ne zaman kopacağı, 'alemin ne zaman tekrar geri dürüleceği zaman, bilimsel olarak olacağı biliniyor, zamanı bilinemiyor.'
Bunun dışındaki her şey bilimsel çalışmalarla mümkündür, bu gün olmasa bile yarın bilim geliştikçe yapılabilir.
İşte bu şöylediklerim dahilinde iki taraf da haklı. İki görüşü toplarsak, ikisinin de itiraz etmeyeceği şu doğru cümle ortaya çıkar;
Allahın verdiği bilimle deprem bölgeleri ve olası şiddetleri belirlenebilmekte olup, bu şiddetlerin de üzerindeki olası depremlerde içinde bulunan canlıların ve mallarının zarar görmeyeceği şekilde dayanıklı yapılar yapmak ne zaman olacağı bilinmeyen deprem gibi afetler için tedbir almış olmaktır. İnanlar için aynı zamanda Allah'a itaat etmek ve peygamberinin gösterdiği yolda olmak demektir. Bizim inancımız insanın kendi bedenine, canına zarar vermesini bile men eder.
Eğer Allah'ın verdiği ilimle depreme dayanıklı yapılan evlerde oturuyorsak, zamanını sadece Allah'n bildiği depremden niye korkalım, korkacaksak Allah'ın kendisinden korkalım ki zalimliğe heveslenmeyelim, oturup üstüne tevekkül edelim.
Çok güzel açıklamışsınız. İşte bu açıklamanız doğrultusunda idrak edebilirsek uyarıların ehemmiyetini anlamış olacağız.
 
Geri
Üst Alt