İmar barışının bir çok yönü var,
- İmar barışından yararlanan yapıya, ilave eklenti yapılamıyor, kat mülkiyeti çıkarılamıyor, yani daire daire satılamıyor.
- İmar barışı çıkarılması kentsel dönüşümden yararlanma hakkını kaybettirmiyor.
- İmar barışı çıkması kontrolde yapının çürük çıkması sonucu oturma izninin kaldırılmasını, binanın mühürlenmesini ve yıkılmasını engellemiyor.
- İmar barışı aslında bir milat oluşturup yeni kaçak yapıların, kaçak eklentilerin tespit ve engellenmesi için kayıt, kontrol ve hukuki dayanak getiriyor.
- İmar barışı var olan kayıt dışı yapıların ticari değer kaznmasını ekonomiye ilave edilmesini sağlıyor, bankada teminat edilebilme gibi haklar kazandırıyor.
- İmar barışı ile kentsel dönüşüm ayrı konular. Kentsel dönüşüm de maalesef bu güne kadar her paydaşı memnun edecek şekilde bir yol bulunup başarılı olacak şekilde uygulanamadı. Güçlü olan kendine doğru çekiyor, bu da süreci uzatıyor, geciktiriyor.
- Kentsel dönüşümde devlet, kira yardımı yapıyor, yapı yeniden yapılırken tüm harçlardan muaf tutuluyor, bir paydaşı olarak, destek olabildiğince açık ve net.
Bizde atasözüdür, "Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır." diye. Bir çoğumuz onu okumam, bunu seyretmem, o benim görüşümden değil dinlemem, v.b. kendine dar bir çerçeve çizip, çerçevenin içinden dışını öğrenmiş, biliyormuş gibi yorumlamaya çalışıyor.
İnsan kendini kapattığı konuyu, öğrenmediğini nasıl bilebilir ki. Bu tip insanlar, kullanılmaya müsait ya da kullanılan, düşüncesi özgür, fikri kendisinin olmayan insanlardır.
Bu tür insanları kontrol eden yapıların uyguladıkları üç ortak özellikleri vardır;
1- Gurup insanları kendi aralarında kardeş ilan edilir, diğerleriyle 'kan bağı olan ailesi olsa bile' yanyana gelmelerine zaman geçirmelerine bile fırsat verilmez.
2- Her şeyi bunların liderleri ve yöneticileri bilir, bunların dinleyip uyması yeterlidir, düşünmesi, sorgulamaları yasaktır, 'neden, niye, niçin diyemezler, kelimeler düşüncesinden silinmiştir.' sorgulamayı liderleri veya abileri zaten yapmaktadır.
3- Kendi gurupları dışındakiler düşmanlaştırılır. Sadece kendilerine bağımlı hayat sürmesi sağlanır.
Atatürk'ün öğretmenlere vasiyetiydi.
"Öğretmenler, cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister."
Yeterince yetiştirilemedi, sonuç ortada; bölünmüş, ayrışmış, bireyselleşmiş bir toplum.