Her zaman her türlü fikre açığım. Çok teşekkür ediyorum sizden de bir şey öğrenmiş oldum ve uyguladım.
TBMM DİLEKÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Sayın İlgili;
Tüketici Hakları konusunda bireysel çalışmalar yürüten birisi olarak birçok mecradan tüketicilerin sesi olmaya çalışıyor, bu konuda sosyal mecrada kampanyalar düzenliyorum.
6502 Sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği, Garanti Belge Yönetmeliği, Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği dahil olmak üzere günümüz gelişen koşulları doğrultusunda ne yazık ki ilgili yasa ve yönetmelikler tüketiciyi korumaktan çok uzak kalmış durumdalar ve günümüz koşullarına uygun şekilde ciddi bir revizyona ihtiyaç duymaktalar.
Pandemi koşulları sonrası çok fazla artan internet satışlarına, genel tüketici eğiliminin mesafeli sözleşmeler kapsamında alışveriş yapmaya yönelik olmasına, enflasyon oranı nedeniyle oluşan zaman/para ilişkisinde zamanın tüketici aleyhine işlemesine, hızlı değişen fiyatlar neticesi firmaların ürün değişimi yapmaktan imtina edip fatura bedelini iade edip işin içinden sıyrılmaya çalışmasına varana kadar günümüz alışveriş kuralları bundan 3-5 sene evvelinden dahi çok daha farklı konuma gelmiştir.
Buna en basit ve anlaşılır örnek ise Tüketici Hakem Heyetlerine giden dosyalardaki içerik ve heyet kararlarının kontrolü neticesi tarafınızdan da net şekilde anlaşılacağı üzere Satıcı/Üretici/İthalatçı pozisyonunda bulunan yani tüketicinin şikayet ettiği tarafın YAPTIRIM yükü altında olmaması nedeniyle KASITLI şekilde art niyetli hareket etmesidir.
Şu şekilde özetleyebilirim izninizle. Örneğin AYIPLI MAL kavramı 6502/8 ve 11 de gayet net şekilde anlatılmış, malın ayıplı çıkması neticesi tüketicinin değişim hakkının kendisine seçimlik hakları çerçevesinde verilmiş olduğu net şekilde ortada olmasına rağmen satıcı/üretici veya ithalatçı bilerek tüketiciyi hukuk sistemine zorluyor. Aslında yerine getirmekle zaten yükümlü olduğu görevini Yüce Devletimiz Hakem Heyeti kararı ile emretmeden yerine getirmiyor zira hukuk sisteminde sürecin uzun sürmesi, yolun meşakkatli olması neticesi firma hakkında örneğin 100 şikayet var ise sonuna kadar direnen 10 kişiye hakları veriliyor ve diğer 90 kişi zorlu olarak gördüğü bu yola girmemek adına AYIPLI malı o şekilde kullanmaya devam ediyor. Böylece firma 100 ürün yerine 10 ürün değiştirmiş oluyor. Hakkını DEVLET eli ile alan 10 tüketiciye ise sadece zaten hakkı olan veriliyor ancak 6 aylık gecikme neticesi ortaya çıkan mağduriyet yapanın yanına kâr kalıyor.
Satıcı/üretici ve ithalatçılar KASITLI şekilde hukuk sistemini dosyaya boğuyor, sürecin daha da uzamasını kendi lehine görüyor.
Oysa ki yönetmelikte yapılacak bir değişiklik ile YAPTIRIM kararı alınsa, Yukarıda örneğini verdiğim olaydaki gibi gelişen durumlar karşısında HAKLI BULUNAN tüketici dosyalarında tüketiciyi zaten haklı olmasına rağmen kasıtlı şekilde bile isteye, oyalama ve zora koşma adına hukuk sistemine yönlendiren satıcı/ithalatçı veya üreticiye MALIN BEDELİ KADAR ve Hazineye Yazılmak üzere ceza kesilse, firmalar bu kasıtlı hareketlerinden geri adım atacak, tüketici mağduriyetleri ve Hakem heyetlerinde yığılmalar ortadan kalkacaktır. Bu şekilde tüketiciler heyetlerdeki dosyalarını 6 ay yerine 1 ay ve hatta daha kısa süreler bekleyecek, Devletimizin hazinesi bundan faydalanacak, tüketicinin yüzü gülecektir.
Yazılı şekilde sizleri detaya boğmak istememekle birlikte, Devletimiz uygun görürse bir Ticaret Bakanlığı yetkilisine tüm detayları anlatabilirim.
Bunun yanısıra çok daha önemli diğer örnek ise Satış Sonrası Hizmet Yönetmeliği ile ilgilidir. Yine yönetmeliğimizde belirtildiği üzere Yetkili servislerin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır lakin 2104044932 sayılı CİMER başvurumda verdiğim 49324822.48.0572/0002212 örnekte olduğu gibi, Pozisyon itibari ile KARAR ALAN konumunda olan yetkili servisin, aldığı kararın karşılığında hiç bir yasal sorumluluğu bulunmaması ciddi sorunlar doğurmaktadır. Yine ilgili yazımda verdiğim somut dosya numaraları ile alınmış kararlarda olduğu gibi Hakem Heyetinin girişimleri, araştırması ve ürünü incelemesi neticesi YETKİLİ adı altındaki servisin ÇIKAR AMAÇLI olarak ürünü bilerek garanti dışı bırakması konusu tespit edilmiş, servisin yetki aşımı ve daha basit anlatım ile tüketiciyi dolandırma girişimi ortaya çıkartılmış ancak yetkili servise hiç bir yaptırım uygulanmamıştır. Dolayısı ile KARAR ALAN pozisyonundaki bir birim, birey veya işletmenin, aldığı bu karardan sorumluluğu olmaması ve Devletin Hakem Heyetinin tespiti neticesi hiç bir yaptırım uygulanmaması sonucu bahsi geçen işletme bu gün halen aynı niyet ile tüketicilere hizmet vermeye devam etmektedir.
Mübalağasız şekilde yüzlerce değişik ve SOMUT örnek sunabileceğim şekilde yukarıda belirtilen yasa ve yönetmeliklerin ve daha fazlasının tüketici lehine revize edilmesi yönde mutlaka bir çalışma başlatılmalıdır.
Gönüllü olarak yürüttüğüm faaliyetler çerçevesinde çok uzun süredir Yüce Devletimize sesimi duyurmaya çalışıyorum, Belli markaların belli firmaların somut bilgileri ile ortaya çıkartılmış bir çok suiistimal girişimlerine rağmen bu yönetmeliklerin bu hali ile devam edebilmesi tüketiciler adına çok büyük zarar ve yıkım getirmektedir.
Yüce Devletimizin tüketici lehine bir an evvel pozitif bir tutum sergilemesi adına desteğinizi arz eder saygılarımı sunarım.