Bu konuyu bu konuda uzman olan bir mühendis arkadaşla konuştum ön bilgileri ve mini sohpetten çıkan ilk tespitleri aktarmak istiyorum.
Öncelikle bu olayın üç tarafı var.
1- Enerji arz şirketleri,
2- Bu enerji ile çalışan cihazları üreten ve piyasaya arz edenler.
3- Cihazarı ve enerjiyi alıp işini görmek isteyen son kullanıcılar.
Burada enerji üretip piyasaya arz edenler normal olarak santrallerde üretilen enerjiyi 50Hz 230/400 +-10 toleransında sinüs dalga olarak son kullanıcılara sunmaktadırlar. Teknik olarak buraya kadar bu sağlayıcılarda sorun görünmemekte.
Enerji ile çalışan cihazlar ise hep birden omik çalışmadığından faz farklı olarak endüktif veya kapasitif çalışabilmektedirler, durma kalkma veya aşırı yüke binmelerinde şebeke üzerinde pik dalgalanmalara sebep olmaktadırlar. Eskiden şebekelerde sadece cosinüsf fi değeri düzeltilmesi yoluna gidilirdi.
Günümüzde de şebe üzerinde kullanıcıların yasal olarak zorlandığı sadece kullandığı aktif ve reaktif enerji bedelinin ödenmesi ve reaktif enerjinin azaltılmasını zorlayan (kompanzasyon) durum mevcut. Bunun dışında kalan ve şebekeyi cihazlar tarafından kirleten harmonik, v.b. birçok yeni olayları sorumlu tutacak yasal alt yapı yok malesef. Elektronik birçok devrenin kullanıldığı çoğu cihaz, sanayi tesislerindeki cihazlar, malesef şebekeyi kirletmektedir. Evimizdeki aydınlatmalarda kullandığımız led sistemler dahi (milyonlarcasını bir arada düşünün) kirletmektedir. Günümüzde yeni ortaya çıkmaya başlamakta olan bu durum gün geçtikçe çoğalacak ve müdahale etmek her üç taraf gibi dördüncü taraf olan piyasa düzenleyicilerinin de müdahale etmesini zorunlu kılacaktır.
Bir çok fabrika içinde de kendi bağımsız trafosu olduğu halde benzer cihazlar tarafından şebekein kirlenmesi sonucu arızalar çıkmakta işletmedeki teknik elemanlara sık sık zor anlar yaşatmaktalar. Bu konu ile ilgili olarak memleketimizde malesef çok az sayıda yetişmiş uzman elemanın olduğunu duymakta beni üzmüştü. Bu tür sistemlerde şebekedeki kirlenmenin boyutu ve kaynağını tespit etmek için 5-6 bin dolar civarında profesyonel cihazların "şebeke analizörü" olduğu bunlarla yapılan ölçümlerle kaynağın tespit edilip sorunun kaldırılmaya çalışıldığını öğrendim.
Elektrikli arabaların şarj istasyonlarının yaygınlaşması, evlerde gece ucuz tarifeden enerji depolayıp gündüz yüksek tarifeden şebekeye satılmasını sağlayan cihazların yaygınlaşması 5-6 G ile nesnelerin interneti ile yapılan bu işlerin hızlanmasıyla bahsi geçen şebeke kirlenmesinin hızla artacağı ön görülmete.
Sohbette bu cihaz arızalanmalarının sonuçlarının cihaz imalatçılarına ulaştırılması ile bilginin imalatçı tarafından ürettiği cihazların gönderileceği bölgenin şebeke kirliliğinin de dikkate alınarak gelebilecek zararları önleyici korumaların cihaz içi tasarımlarında dikkate alınmasının sağlanabileceği ortaya konuldu.
Belkide ileride mecbur kalacakar. Konu ile ilgili arkadaşım iki yıldır buna benzer durumlarda kullanmak üzere parça parça cihaz getirtmekte idi. Bu işin yeni bir alan olduğunu sistemi kapatmadan trafo çıkışından başlayıp son iletim noktasına kadar ölçümler yaparak analizlerle hangi cihazın şebekede kirlilik oluşturduğu hangi noktaya kadar hangi cihazları etkilediğini tespit etme üzerine çalışıldığını belirtti. Aynı sorunun asıl olarak sanayi tesislerinde büyük zararlar ortaya çıkardığını farkındalığın da yeni yeni oluştuğunu gördüğünden bahsetti.
Malesef açılan başlıktaki konu kendi içinde başka bir yeni sorunun gün yüzüne çıkmasına evrilmekte. Konu ile bilgi ve tecrübe sahibi arkadaşların paylaşım yapması bizi doğru yöne bakmaya sevk edecektir, yoksa kör, topal, hikayesinin tekrar yaşamadan öteye konuyu taşımayacaktır.
(Ek: Trifaze gelen apartmanlarda ana panodaki nötr bağlantılarının zayıflık oluşturan gevşeklik durumunda da cihazların devre olarak hatta iki faz üzerinde kalabileceğinden dengesiz yük hattında aşırı gerilim altında yüksek voltajlara maruz olacağından da bahsetti.)
Şebeke kirliliği
Adem Helvacı