VATAN Bilgisayar Önünde LG TV Kıran Adam

Aragorn Çevrimdışı

Aragorn 

Süper Üye
25 Şub 2018
2,892
47
Hemen kısa yazayım zira oyuna gireceğim, bu tip arızaların olmaması için benim bildiğim, şu cihaz yeni evlerde zorunlu, hatta şu an yangın koruma da zorunlu diye duydum.

kaçak akım rölesi, bu cihaz olmadan, senin kullandığın priz bir işe yaramaz.
,
Benim bildiğim kadarıyla kaçak akım rölesi voltaj dalgalanmasını etkilemez ama daha iyi bilenler aydınlatırsa
Slm
Alınan cihaz garantili ise ve dısardan bir kullanici mudahalesi yok ise servis bunu ucretsiz gidermek zorunda.lakin garanti li olarak satilmasinin bir mantigi yok.adam sorununa care aramis ve ötelenmis ...
Elektrik arızaları garanti kapsamı dışında ama ben de sizin gibi düşünüyorum kesinlikle garanti kapsamına girmeli
 
Sota Çevrimdışı

Sota 

Root
6 Mar 2016
18,845
Benim bildiğim kadarıyla kaçak akım rölesi voltaj dalgalanmasını etkilemez ama daha iyi bilenler aydınlatırsa
Elektrik arızaları garanti kapsamı dışında ama ben de sizin gibi düşünüyorum kesinlikle garanti kapsamına girmeli
Voltaj kaynakli arizalar servis raporuyla kanitlanirsa
Elektrik dagitim sirketinden olusan tum onarim masrafi talep edebiliyorsunuz. :ok

Bazi durumlarda is uzayip tuketici hakem heyetine kadar gidebiliyor. Eninde sonunda masrafi pasa pasa oduyorlar.
 
Deimos Çevrimiçi

Deimos

VIP
6 Nis 2018
824
Elektrik dağıtım şirketleri Mesken içinde Kaçak Akım Rölesi Takılı değil ise Voltajdan kaynaklı arızaları karşılamadığını belirteyim. Ankara' daki Başkent Elektrik Dağıtım Şirketi, bir bölgede Yüksek voltaj verdiği evlerde yanan cihazların olduğu evlerde Kaçak akım rölesi yok ise ödeme yapmadı.
 
B Çevrimdışı

beyzabetül

Aktif Üye
24 Tem 2018
472
adam tv yi 500 tl ye almış.300 tl masraf verene kadar yenisini alır .çözüm için bayağa uğraşmış.bence şov falan yapmıyor.ayrıca thk dükkanda kullandığı için neden birşey yapamadıklarını anlamadım
 
confessions Çevrimdışı

confessions

Yeni Üye
30 Tem 2018
31
51
10-15 lira verip HDMI kablosu alacağıma bilindik bir teknomarket den 60 lira verdim (doların 1.40 olduğu zaman da) bilindik bir marka HDMI kablosu aldım.
Uzatmayalım; görüntü çamur gibi. Kabloyu alıp satınaldığım yere gittim. Kabloyu standlar da tv ye bağlayıp denettim. Görüntü çamur gibi, ucuz HDMI kablo taktılar görüntü ayna gibi.
sonuç; ürünü açmışsın diye para iadesi yapmadılar.
ürünü açmadan nasıl denerdim bilmiyorum, onlar da bilmiyordu. En basit tanım ile "ayıplı mal" satan bu utanmazlar ile papazlık oldum.
Elime 45 lira verip kullanmışsın açmışsın diye15 lirama da kesik atıp beni postaladılar, kendimi enayi gibi hissettim.

Şirket de avukatlara danışıp dolandırıcılık davası açmayı düşündüm. Avukatlara tck 157 ye göre (uzlaşma prosedürü gerektiren suçlar olur) bir dilekçe yazdırdım.
Yine tck 158 de yer alan bazı maddelere atıf yapılarak;
- kişinin algılama yeteneğnin zayıflığından yararlanma (müşterinin teknoloji bilgisinin yetersizliğinden de yararlanılarak, müşterinin ürünün markası ve satın alınan yerin ticari konumuna güvenerek yaptığı alışveriş)
- basın yayın organlarının sağladığı kolaylıklar ile müşteriye ayıplı mal satması ve müşterinin aldığı mal ile uğradığı mağduriyeti gidermemek için basın yayın ile sağladığı konumu müşteriye baskı aracı olarak kullanması,
- ticari faaliyet esnasında bu suçu işlemesi,
- sigorta bedelini almak için bu suçu işlemesi (ürünü satan firmanın ayıplı malı sattığı fiyat dan daha aşağı bedel ile müşteriden geri alarak, satın aldığı firmaya ayıplı malı iade ederek, ödediği parayı alıp burada tek zararlı çıkanın müşteri olması)
vb atıflar açıklamalar (teknomarketler bilinen teknoloji üretimi yapan firmalardan aldığı ürünlerin bozuk hasarllı kusurlu vb çıkması durumunda iade eder) birer nüsha alışveriş yapılan mağazaya ve HDMI kablonun markasının türkiye de genel müdürlüğüne iadeli teahhütlü yollanıp ek olarak HDMI kablo satan mağazadan alınan satış iade ve eksik geri ödeme fişleri ile yolladım.
mağduriyetimin giderilmesi zararımın tanzimini rica ederek yoksa yasal yollardan hakkımı arayacağımı belirttim.

Bunu neden mi yaptım?
Ayıplı bir mal satmak, ortaya çıkan mağduriyeti gidermemek ve zararı tanzim etmemek dolandırıcılıktır.
herhangi bir ürünü satan kişi kurum kuruluş kullanıcı hatası ve dış etkenler (yıldırım düşer, sel olur, yüksek voltaj gelir, deprem olur vs. vs.) harici bana ne diyemez.
hasarlı arızalı çıkan hata veren eksik olan vb bir ürünü satan kişi kurum kuruluş, bu ürünü alan tüketici-müşterinin ürünü üreten üretici tarafından mağduriyeti giderilmez ise bizim sorunumuz değil diyemez.
daha da anlaşılır olması için; bir televizyon aldınız ve ayıplı mal, eksik bozuk çıkktı bozuldu. üretici firma garanti kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmez ise yüzlerce mağazasında bu ürünü reklam ederek satan mağaza bu ürünleri raflardan toplar aldığı üreticiye iade eder.
müşterilerini veya insanları mağdur ederek ticari itibarıma zarar veremezsin der.
ben olsam böyle davranırım.
kısacası; tüketici kanunu veya ticari hukuk vb hangi kanunları yaparsanız yapın, kanunları mükemmel yapan bu kanunları uygulayan ve uyan insanların ahlakı ile alakalıdır.
neyse...
sonuç olarak HDMI kablomu hediye olarak aldım, çünkü paramı da ödediler.

Diyeceğim; ülkemiz de tam olarak bir tüketici hakları yasası bilinci oluşmadı. Ülkemiz de olan çoğu tüketici hakları davaları Avrupa da nitelikli dolandırıcılık halk sağlığını tehlikeye atma vb ağır suçlar olarak dava konusu olur, sıradan üretici tüketici satıcı davası olmaz.
 
Son düzenleme:
Aragorn Çevrimdışı

Aragorn 

Süper Üye
25 Şub 2018
2,892
47
Voltaj kaynakli arizalar servis raporuyla kanitlanirsa
Elektrik dagitim sirketinden olusan tum onarim masrafi talep edebiliyorsunuz. :ok

Bazi durumlarda is uzayip tuketici hakem heyetine kadar gidebiliyor. Eninde sonunda masrafi pasa pasa oduyorlar.
Sevgili Sota Sota ben de diyorum ki bu tip durumlar için tüketici kanununda ufak bir değişiklik yapılsın hiçbir dahli olmadığı halde son kullanıcı bu zor süreçle uğraşmasın, garanti içinde sorun çözülsün, sonra servis elektrik dağıtım şirketleri ile kapışsın ben böyle olursa daha doğru olur diye düşünüyorum, saygı ve sevgiler
 
confessions Çevrimdışı

confessions

Yeni Üye
30 Tem 2018
31
51
Derler ya "dert söyletir, aşk inletir" işte böyle konu konuyu açıyor, başlık harici gibi olsa da esas konu üretici-satıcı-tüketici olması ile başka bir örnek var, malumunuz...
abd de üretilmiş olan bir mikrodalga fırın aldığınızda uyarı-kullanım kılavuzunda "mikrodalga fırınınız da evcil hayvan kurutmayın" ibaresi vardır.
Neden?
mikrodalga fırında kedi kurulanmaz ama mikrodalga da kedi kurulamaya kalkan insan olabilir ve olmuştur da...
Sonuç olarak hayvan ölmüş. Hayvanın sahibi mikrodalganın üreticisi olan white westinghouse'a dava açıyor. Mahkeme kadını haklı buluyor white westinghouse için yüklü bir tazminat ödeme kararı veriyor.
Karar için itirazlar da ret olunca hem tazminat ödeniyor ve hem de üretici tüm firmalar "mikrodalga da evcil hayvanları kurulamayın" diye uyarıyı ürünlerine kullanım klavuzlarına yazmak zorunda kalıyorlar.
Yine abd ve bazı avrupa ülkelerinde ıspanak vb gibi sebzeleri çamaşır makinesinde yıkamamanız için uyarılar vardır. Yine mikrodalga da kedi kurutma benzeri durumunun yansımasıdır.
Burada tükecilerin tazminat alma maksadı, kötü niyeti kurnazlığı mutlaka vardır. tabi ki IQ olarak da düşük zekalı olanlar da vardır.
Ne olursa olsun, bu tür bize gülünç gelen ama ibret almadığımız gülüp geçtiğimiz bu hususlar sonunda markalaşma-kalite doğuyor.
yasal olarak boşluklar doluyor.
firmalar daha az maliyet (garanti kapsamında tamir servis parça nakliye çalışma saati personel sayısı vb) ile ürün üretmeye başlıyor ki bu tür sorunlar giderler ortadan kalkınca giderler de azalıyor.
mesela; çamaşır makinelerinde sebze yıkayanlar, evde ne var ne yok daha yer var diyerek çamaşır makinesini tıkabasa dolduranlar, fazla deterjan, kalitesiz deterjan koyanlar, musluk da su filtresi kullanmayanlar, program seçimini kumaşa göre değil de kulaktan dolma veya daha az zamanda ya da daha temiz olsun diye daha uzun zamanda yıkayanlar vb insanlar yüzünden çamaşır makinesi örneğinde olduğu gibi firmalar daha elektronik kompakt akıllı vb tanımlamalar yapılacak ürünler yerine daha basit kullanımı kolay modellere yöneliyor ve maliyeti düşürüyorlar.
düşünsenize; fazla yük sensörü var ve makine çalışmıyor.
köpük sensörü var ve makine çalışmıyor.
örneğin; 9 kg kot t-shirt-atlet vb çamaşır koydunuz, zamanınız yok veya bilmiyorsunuz kısa sürer diye sentetik seçeneğini seçtiniz. makine bu seçeneğe göre 15 litre su alacak. suyu alıyor ve pamuk dokuma kumaş olduğundan aldığı suyu çamaşırlar fazla çekiyor. Makine su eksik uyarısı verecek ama ağırlık sensörü fazla su aldı gösterecek, ya arıza moduna geçecek suyu kesecek ya da yıkamaya devam edecek ki programlama da buna izin vermez.
diyeceğim; böyle bir makineyi kim yapmak ister?
Her hafta arıza moduna geçer ve servisler yetişemez üretici firma garanti kapsamında kazandığı parayı firmalara 1 yıl içinde öder, her halde bu modeli tüm piyasadan çeker.
bunun için markalar ürün den önce onu kullanacak insanın profilini tüketici kanunlarını, bu haklar için oluşmuş sivil toplum örgütleri (aynı zaman da çevrecileri) satınalma paritesi, ticari hukuk vb inceler.Tabi ki bizim ülkemiz de tüketici hakları vb bilinci kurumları hukukları yeni yeni oluştuğu için bu dikkati bize göstermiyorlar. Bir akrabam 1800 liraya bir markanın (LG) televizyonunu aldı. 20 ay sonra televizyon çöp oldu. Aynı model yerine veya başka model üzerine para verme ile yeni bir televizyon talebi kabul görmedi para iadesi yaptılar.
çünkü; hurdaya çıkan televizyonunun satış fiyatı 2400 liraya çıkmıştı.
bilmem anlatabildim mi?
 
Son düzenleme:
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Adem Helvacı Ado abi aslında bu patlama mevzusundan ziyade bu tüketici haklarına dair bir ana konu oluştursak güzel olur.

İnsanlar en azından nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini görmüş olur. :ok
Umutcum o halde istersen, ''ELEKTRİKTEN DOLAYI ÜRÜNÜM ZARAR GÖRDÜ NE YAPMALIYIM'' başlıklı bir anlatım videosu hazırlayabilirim. Veya daha dikkat çekici bir başlık düşünülebilir.

Ben, geçmişteki uygulamalardan örnekler sunar, günümüzde bu tarz durumlarda neler yapılabileceğini seve seve anlatırım :ok
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Slm
Alınan cihaz garantili ise ve dısardan bir kullanici mudahalesi yok ise servis bunu ucretsiz gidermek zorunda.lakin garanti li olarak satilmasinin bir mantigi yok.adam sorununa care aramis ve ötelenmis ...


Tamamen yanlış bir bilgi azizim.

Ürün garantileri ancak üretim kaynaklı bir sorun ve/veya kendiliğinden arıza yapan donanımlar için geçerlidir ve dünyanın her yerinde uygulama aynıdır.

KASKO ile GARANTİ uygulamalarını birbirine karıştırmamak lazım :ok
 
Sota Çevrimdışı

Sota 

Root
6 Mar 2016
18,845
Sevgili Sota Sota ben de diyorum ki bu tip durumlar için tüketici kanununda ufak bir değişiklik yapılsın hiçbir dahli olmadığı halde son kullanıcı bu zor süreçle uğraşmasın, garanti içinde sorun çözülsün, sonra servis elektrik dağıtım şirketleri ile kapışsın ben böyle olursa daha doğru olur diye düşünüyorum, saygı ve sevgiler

Gonul ıster kı keske oyle olsa. bu tarz uygulamaya kımsenın yanasacagını sanmıyorum
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
adam tv yi 500 tl ye almış.300 tl masraf verene kadar yenisini alır .çözüm için bayağa uğraşmış.bence şov falan yapmıyor.ayrıca thk dükkanda kullandığı için neden birşey yapamadıklarını anlamadım


beyaz eşyalar da dahil olmak üzere ülkemizde ticari işletmelerde ticari üretimler kullanılıyor, Örnek olarak bir otelin çamaşırhanesine ev tipi üretilmiş bir çamaşır makinesi aldığınızda bu ürün kurulsa dahi TİCARİ KULLANIM kaşesi basılır ve garanti koşulları kapsamına girmez.

Sanayi tipi üretimler bu nedende var. Ürünlerin de ev tipi sanayi tipi diye ayrılmasının nedeni bu dur.

Lakin televizyon konusunda mevzuatta açık olduğu da aşikar zira Sanayai tipi televizyon diye bir şey yok :))
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Derler ya "dert söyletir, aşk inletir" işte böyle konu konuyu açıyor, başlık harici gibi olsa da esas konu üretici-satıcı-tüketici olması ile başka bir örnek var, malumunuz...
abd de üretilmiş olan bir mikrodalga fırın aldığınızda uyarı-kullanım kılavuzunda "mikrodalga fırınınız da evcil hayvan kurutmayın" ibaresi vardır.
Neden?
mikrodalga fırında kedi kurulanmaz ama mikrodalga da kedi kurulamaya kalkan insan olabilir ve olmuştur da...
Sonuç olarak hayvan ölmüş. Hayvanın sahibi mikrodalganın üreticisi olan white westinghouse'a dava açıyor. Mahkeme kadını haklı buluyor white westinghouse için yüklü bir tazminat ödeme kararı veriyor.
Karar için itirazlar da ret olunca hem tazminat ödeniyor ve hem de üretici tüm firmalar "mikrodalga da evcil hayvanları kurulamayın" diye uyarıyı ürünlerine kullanım klavuzlarına yazmak zorunda kalıyorlar.
Yine abd ve bazı avrupa ülkelerinde ıspanak vb gibi sebzeleri çamaşır makinesinde yıkamamanız için uyarılar vardır. Yine mikrodalga da kedi kurutma benzeri durumunun yansımasıdır.
Burada tükecilerin tazminat alma maksadı, kötü niyeti kurnazlığı mutlaka vardır. tabi ki IQ olarak da düşük zekalı olanlar da vardır.
Ne olursa olsun, bu tür bize gülünç gelen ama ibret almadığımız gülüp geçtiğimiz bu hususlar sonunda markalaşma-kalite doğuyor.
yasal olarak boşluklar doluyor.
firmalar daha az maliyet (garanti kapsamında tamir servis parça nakliye çalışma saati personel sayısı vb) ile ürün üretmeye başlıyor ki bu tür sorunlar giderler ortadan kalkınca giderler de azalıyor.
mesela; çamaşır makinelerinde sebze yıkayanlar, evde ne var ne yok daha yer var diyerek çamaşır makinesini tıkabasa dolduranlar, fazla deterjan, kalitesiz deterjan koyanlar, musluk da su filtresi kullanmayanlar, program seçimini kumaşa göre değil de kulaktan dolma veya daha az zamanda ya da daha temiz olsun diye daha uzun zamanda yıkayanlar vb insanlar yüzünden çamaşır makinesi örneğinde olduğu gibi firmalar daha elektronik kompakt akıllı vb tanımlamalar yapılacak ürünler yerine daha basit kullanımı kolay modellere yöneliyor ve maliyeti düşürüyorlar.
düşünsenize; fazla yük sensörü var ve makine çalışmıyor.
köpük sensörü var ve makine çalışmıyor.
örneğin; 9 kg kot t-shirt-atlet vb çamaşır koydunuz, zamanınız yok veya bilmiyorsunuz kısa sürer diye sentetik seçeneğini seçtiniz. makine bu seçeneğe göre 15 litre su alacak. suyu alıyor ve pamuk dokuma kumaş olduğundan aldığı suyu çamaşırlar fazla çekiyor. Makine su eksik uyarısı verecek ama ağırlık sensörü fazla su aldı gösterecek, ya arıza moduna geçecek suyu kesecek ya da yıkamaya devam edecek ki programlama da buna izin vermez.
diyeceğim; böyle bir makineyi kim yapmak ister?
Her hafta arıza moduna geçer ve servisler yetişemez üretici firma garanti kapsamında kazandığı parayı firmalara 1 yıl içinde öder, her halde bu modeli tüm piyasadan çeker.
bunun için markalar ürün den önce onu kullanacak insanın profilini tüketici kanunlarını, bu haklar için oluşmuş sivil toplum örgütleri (aynı zaman da çevrecileri) satınalma paritesi, ticari hukuk vb inceler.Tabi ki bizim ülkemiz de tüketici hakları vb bilinci kurumları hukukları yeni yeni oluştuğu için bu dikkati bize göstermiyorlar. Bir akrabam 1800 liraya bir markanın (LG) televizyonunu aldı. 20 ay sonra televizyon çöp oldu. Aynı model yerine veya başka model üzerine para verme ile yeni bir televizyon talebi kabul görmedi para iadesi yaptılar.
çünkü; hurdaya çıkan televizyonunun satış fiyatı 2400 liraya çıkmıştı.
bilmem anlatabildim mi?


İşte azizim sıklıkla yazdığım üzere maalesef ki KURUMSALLAŞTIKÇA İNSANLIĞIMIZI YİTİRİYORUZ.

Sizin de belirttiğiniz üzere eğer insanoğlunda AHLAK yok ise teknoloji buna bir şey yapamanz.

bakınız çok güzel kaçış yolları var, mesla TÜKETİCİ BUNU ALGILAMAK ZORUNDA DEĞİL gibi, Sizin belirttiğiniz üzere yük sensörü olan makinalarımız bu gün var ve maalesef ki biz bazı düşük IQ sahibi bayanlarımıza bunun bir arıza olmadığını anlatamıyoruz.

Bir insanın IQ su ne kadar düşük olursa olsun lcd ekranda yazan AŞIRI YÜK yazısını anlayabilir diye düşünüyorum. kaldı ki bunu anlayabilecek zeka yok ise o teknolojide bir makine neden alınır?

Bakınız size hemen sizi haklı çıkartacak ama beni de haklı çıkartacak bir konu anlatayım, Sene 2009, o dönemler ben Elektronik Atölye şefiyim, Yoğun laptop satışı olan yıllardı o dönemler.

Bir tüketicimiz laptop almış, yüklemiş püklemiş malum sitelere girmiş, pc ye girmeyen muhtelif negatif unsur kalmamış.

PC kasım kasım kasılıyor ekran dahi açamıyor.

Bastım formatı, yükledim programlarını ve Müşteri memnuniyeti kapsamında ücretsiz teslim ettim.

Aradan 10 gün geçti aynı laptop aynı gerekçe ile geldi, üründe yüklenmiş bazı güvenlik programlarının ki bunlardan birisi norton, diğeri kaspersky, diğeri eset, ve bir de adını şu an atırlamadığım bilmemne deffender diye bir programdı.

Hepsi de deneme sürümleri lisans yok.

Programları kaldırdım, tüketiciye kasılamalar ortadan kalkmış hali ile ve kendisini bilgilendirerek yine MM kapsamında ücretsiz teslim ettim.

Bu arada bu olaylar DİDİM de yaşanıyor.

Abi aradan 20 gün geçti aynı laptop önüme geldi PC AÇILMIYOR şikayeti ile.

Bu esnada paşam bir de müşteri hizmetlerini arayıp şikayette bulunmuş ürün sürekli arıza yapıyor diyerek.

İç hattan bana durumu bildirdiklerinde yukarı çıktım ve laptop ile tüketiciyi aynı anda gördüm, ''Nedir sorun'' dedim ve ürünün açılmadığı bilgisini aldım.

Arkadaşlar laptopu açtım baktım ve KEY ekranını gördüm. :kiskis

Dedim ki ''Format mı attırdınız?''

Dedi ki ''Heee ben cd yi taktım ilerlettim böyle oldu''

Laptopun arkasını çevirdim, Microsoftun bandrolündeki seriyi girdim laptop açıldı.

Kendisini YİNE bilgilendirerek ve YİNE ücret almadan yolladım zira 3-5 tuşa bastık diye ücret alacak değildik.

Sevgili arkadaşlar bir ay sonra bu sefer laptop veya müşteri değil tebligat geldi.

Muhterem tüketici hakem heyetine gidip bu ürün bozuk, sürekli arıza yapıyor diye şikayette bulunmuş ürün değişimi talep etmiş, Devlet de bizden savunma istedi tabi, O dönem Şirketin resmi yazışma ve Hukuki işlerine de ben baktığım ve savunmaları da ben yazdığım için detaylı bir açıklama yazısı yazdım yolladım.

Karar olarak ne çıktı biliyormusunuz arkadaşlar?

Yaptığımız açıklamalar ne olursa olsun tüketicinin üründen faydalanamadığı ortada, ürün değiştirilmesi... bla bla.


Elbette biz bu karar5 uymadık ve tüketiciye mahkeme yolunu8 gösterdik o ayrı konu lakin şunun cevabını merak ediyorum, velev ki ben laptopu ''değiştirmeye uygundur'' diye rapor tutup değiştirdim, Adamdaki beyin aynı beyin, Sonuç değişecekmiydi?

yani Size katılıyorum her zaman her şey kanun ile olmuyor, her şeyi kanuna nizama kurallara bağlayamıyorsunuz.

Şimdi ben dozer operatörü değilim, bir dozer nasıl çalışır zerre kadar anlamam, gidip bir dozer satın alıp kullanmayı beceremeyip hakem heyetine gitsem haklı çıkacağım demek ki :kiskis
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Adem Helvacı Ado hocam her zamanki gibi doyurucu bilgiler için teşekkür ederim ancak ben burada ne servis ne vatan ne de vatandaşı suçlu ilan edebilirim, burada esas sorun şebeke dalgalanmasının tüketicinin müdahil olduğu bir konu olmaması, madem bu kadar hassas elektronik devre var bu tvlerde ona göre koruma yapsınlar, hiçbirimiz cebimizden para harcayıp ups almak zorunda değiliz, zorunda olmamız için üretici firmanın bu tip aletlerle kullanılması zorunludur diye bir madde koyması lazım ayrıca bu akım koruyucu prizlerin vaat ettiği zarar sigortası nasıl çalışıyor bilen yok bana sorarsan yaptığı show hariç vatandaş en günahsız kişi bence kişinin sorunu garanti kapsamında çözülmeli ve elektrik idaresinden talebi resmi olarak servis yapmalıydı en azından buna uygun bir hukuki prosedüre geçilmeli diye düşünüyorum saygı ve sevgiler

Şimdi azizim, haklı olduğun yanlar var elbette lakin sorunun temel kaynağını oluşturan elektrik dağıtım şirketi nasıl oluyorsa hiç kimsenin gözüne batmıyor.

Şöyle ele alalım o halde konuyu.

Siz herhangi bir mal veya hizmeti satın aldığınızda onun size vermesi gereken ve/veya vereceği vaat edilen sonucu almayı beklersiniz doğru mu?

Bu koşullarda Elektriği elle tutulur bir mal olarak göremiyor olduğumuz için bunu bir hizmet satın alımı olarak değerlendirebiliriz.

Ben manava gidip kavun aldığımda, manavın bana taahhüt ettiği gibi tatlı, aroması yerinde ve mümkün olduğunca da biraz sulu bir meyve yemek isterim doğal olarak.

Ben teknoloji markete gidip ampul aldığımda, bana vaat edildiği oranda (Mesela 30 watt) ışık vermesini beklerim zira mal alım standartları bu şekildedir.

Ben TV satın aldığımda, bana vaat edildiği gibi güzel görüntü ve ses vermesini, mümkünse de bozulmamasını beklerim ancak nasıl ki basit bir ampulün dahi kullanım ömrü var ise, TV ninde kullanım ömrü var elbette bir gün kullanım dışı kalacak.

Aynı şekilde ben, her ay düzenli olarak faturasını ödediğim ve hatta bana hiç vermedikleri hizmetlerin dahi bedelini ödediğim hizmetin STABİL şekilde bana sunulmasını isterim. (Elektrik faturası)

Yukarıdaki tüm saydıklarım, yükümlülüğünü yerine getirmiş olan bir tüketici olarak yasaların da verdiği yetki ile benim en doğal ve hatta kanuni haklarımdır.

Sorun şu ki, nasıl ki @confessions kardeşimizin yazdığı üzere ''Mikrodalgada kedi kurutulmaz'' ibaresi artık hukuki bir zorunluluk halini almışsa, O televizyonun hangi şebeke koşullarında kullanılacağı da yine bu hukuki zorunluluktan ötürü ürünün kullanım kılavuzunda yazıyor.

Ben o videodaki tüketiciyi hakkını aradığından dolayı hiç suçlamadım, ben bu konunun aslında çözümü var iken kendisinin şov yapmayı tercih etmesinden ve kimseye savunma hakkı tanımamasından dolayı suçladım.

O videoda LG markasının ismi dışında yetkili Servisin de adını zikredip (yasalara aykırıdır) üstüne bir de videoyu yorumlara kapatması etik değildir ve bu eylemin bana göre tamamen şov amaçlı yapıldığının basit ispatıdır.

Belki de o yetkili servisin çalışanı veya sahibi veya müdürü veya her kim ise birisi oraya gelip de ''kardeş sen böyle böyle demişsin ama, işin aslı şu şekildeydi onu neden anlatmadın?'' diye soracaktı.

Gelelim Elektrik dağıtım şirketi ile kimin uğraşması gerektiğine.


"Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği" kapsamında bu iş EPDK kontrolündedir ve Anayasadaki bazı maddelere atıfta bulunarak BİREYSEL başvuru gerektiren durumlardır.

Yani kanunun şu şekli ile yetkili servis işlemi garanti dahilinde yapıp, sonra da tüketici adına iş takibi yapamaz.

Kaldı ki beni yanlış anlamanızı istemem lakin Elektrik dağıtım şirketi kendi yükümlülüğünü yerine getirmiyor diye bununla da mı yetkili servisler ilgilenecek?

Siz de biliyorsunuz ki yetkili Servislerden biz daha KENDİ İŞLERİ için dahi istediğimiz verimi alamıyoruz :kiskis

Haaa şu olurmuydu? olurdu, ki sanırım siz de bunu kastetmek istediniz. Kanunda değişiklik yapılarak Elektrik dağıtım şirketlerine ''kardeşim ya işinizi adam gibi yaparsınız, ya da biz yetkili servislere size zarar fatura etme yetkisi tanırız'' şeklinde düzenleme yapılır, Eğer şebeke kaynaklı ise yetkili servis sisteme gerekli raporları işler, değişen donanımı EDŞ tarafından incelenmek üzere muhafaza eder, ürün tüketiciye bedelsiz etslim edilir ve zarar EDŞ ye fatura edilir vs

Ancak ben size bu uygulamada bizim insanımızın yapabileceği 17 ayrı suistimali madde madde yazarım isterseniz :kiskis

O halde günümüz uygulama şekline göre hareket edersek eğer biz yine de üyelerimizi bilinçlendirmek adına şunu yazalım.


Eğer evinizdeki elektrikli ev aletlerinize şebeke kaynaklı herhangi bir zarar geldi ise

1- Zararın meydana geldiği gün itibari ile en geç 10 gün içerisinde bağlı bulunduğunuz EDŞ ye başvurunuz.
2- Başvurunuzda zararınızın tazmin edilmesi talebinizi dile getiriniz
3- EDŞ size ''Siz yaptırın bize fatura ve raporları getirin'' de diyebilir, ''Biz irtibat kurup takip edeceğiz'' de diyebilir zira EDŞ nin yetkilileri ürünlerinizin yetkili servisleri ile tekl tek görüşerek pazarlık yapmak da isteyebilirler, yasal haklarıdır.
4- Konuyu kendiniz takip edecekseniz YETKİLİ SERVİS olmak şartı ile ürününüzün onarımını yaptırıp
4-a) Ödediğiniz onarım bedelinin faturası
4-b) Yetkili Servisin ŞEBEKE KAYNAKLI olduğu ibaresi ile tuttuğu rapor
4-c) EDŞ yetkililerinin incelemesi üzerine Değiştirilen donanım
alınarak bağlı bulunduğunuz EDŞ ye müracaat ediniz.
5- EDŞ nin itirazı halinde aşağıda size paylaştığım EPDK sayfasına şikayetinizi iletiniz (%100 çözüyorlar konuyu)


 
Geri
Üst Alt