Abim ben o materyalleri sattım Vestel de çalışırken. Bu gün o sattığım insanların yüzüne halen bakabiliyorum zira durum ne ise onu anlattım hepsine. Neticede yılladır aynı yerde yaşıyorum, bu civarda evine girmediğim kimse yok neredeyse.
Ne satış rakamı yönünden, ne de işe yararlılık garantisi yönünden arkamdan tek laf edilmemiştir. O da biliyordu, ben de söylüyordum onu alırsa bizim de para kazanmış olacağımızı. Abartısız ifade ediyorum ki şu ''Sonra alsak olmaz mı'' sorusu bana yüzlerce kere sorulmuştur, ben takıp çıkmışımdır ''abicim müsait olduğunda hallederiz'' diyerek. Böyle şeyler söylenmez lakin evin durumundan gardaşımızın gariban olduğunu, makineyi bayiden zorlu taksitlerle aldığını görünce ''BEN hediye ediyorum'' dahi demedim, ''Makineyi alana hediye'' dedim, takıp çıktım gururu incinmesin diye.
Sevgili Mert; şu yukarıda yazdığım ve yaratanın doğruluğuna şahit olduğu şu hizmet şeklinden bu günümüze ne ara geldik biz güzel kardeşim?
Girdiğim hiç bir ev beni eli boş yollamazdı. Domates, biber, mevsimine göre limon portakal nar aklınıza ne gelirse.
Eve bir giderdim, benim geleceğimi önceden bildiği için kapının girişine hazırlanmış 1lt kola şişesinde zeytinyağı beni beklerdi ?
Birçok servise eşimle giderdim köyleri gezmeyi çok seviyor diye, ticari olarak girdiğimiz evlerden dost olarak ve para almadan çıktık biz defalarca zira öyle yüce gönüllü insanlar ile karşılaştık, öyle yer sofralarında yemek yedik, öyle asma gölgelerinde ayran, öyle soba başlarında çay içip sohbet ettik ki biz..
Biz o evlerde gönüllerimizi bırakıp çıktık kardeşim.
Hatta forumda üyemiz bile var sevgili
ÖzgürE kardeşimiz de onlardan birisidir. Tanışmamız ciddi bir tesadüf olsa da baki bir kardeşliğimiz olmuştur.
Aaaaahh ahh.
Şu büyükşehir kavramı keşke ortadan kalksa..