HZ'ADEMİN ÖNEMLİ VASİYETİ

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Akigo35 Çevrimdışı

Akigo35 

Süper Üye
20 Tem 2020
1,124
43
Pk filmini izleyin derim tum dinleri çok güzel sorguluyor. Ben din olayından kurtuldum kurtulalı çok daha huzurluyum. Vicdan ve ahlak benim dinim, eğer bir din gerekiyorsa
 
A Çevrimdışı

Alperentoy

Süper Üye
12 Nis 2019
647
Katliama uğradık, dünya da hiç bir millete yapılmamış olan bize niye yapıldıyı sorgulatıyor.

Bir millet kütüphaneye girip geçmişini okuyamadan çıkıyorsa ona yapılan neyle tariflenebilir.... Geçmişini bilmeyen anca geçmişle ilgili bu kadarcık fikir sahibi olabilir.

Bakın bir profesörümüz, felsefecimiz nasıl aydınlatıcı yalın ve güzel yaklaşıyor. "Allah Rahmet eylesin mekanını cennet eylesin. Yeni toprağa verilmiş..."


Yazı ile ilgili benim yaklaşımım; Adem A.S. oğluna nasihatte bulunmuş, onların ikisi arasında uygulanması bize farz değil sünnet değil, onlardan sorumlu da değiliz. Bu gün o zamanı yargılamak ancak abesle iştigal olur. Bizler son peygambere ve ona indirilenlere tabiyiz. İman olarak tüm peygamberlere iman ediyoruz, ancak onlara indirilenlerden onların ümmetleri sorumludur. Önceki peygamberlerin sorumlu olduklarından bize indirilenlerden de ihtiva edenler varsa şüphesiz bizler zaten uyuyoruz, uyarız.
 
Son düzenleme:
TEKNOwest Çevrimdışı
23 Eyl 2018
10,457
49
Ne peygamber efendimiz nede dört halife hadis yazmamıştır.250 yıl sonra kulağı ile duyduklarını hadis diye yazmışlar.Buhari müslim vs arap dahi değiller iran asıllıdır çoğu hadislerle din yaşanmaz maalesef Peygamberimizin vahiy katipleri vardı ama hadis katipleri yoktu sağlığında butarz şeylere müsade etmemiş Kuran dışında yazılanlara inanırlar İslamı ona görer yaşarlar diyerek ayette size indirilene uyun başka söze uymayın der.Yahudiler tarafında uydurulurmuş birçok hadis mevcut.Tweetter da Cemil KILIÇ hocamı takip ediyorum yorumları bana mantıklı geliyor
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke 

Süper Üye
Top Poster Of Month
13 Tem 2021
2,630
59
Değerli dostlarım bu konunun bu kadar tartışılacağını düşünmemiştim ama benim bulduklarım ve kaynak açıklamaları burada makale oldukça uzun ama bilgi içeriklidir herkesin inancı kendine ama gerçekleri görmezden gelemeyiz selam ve saygılarımla.
Hadisler Ne Zaman Yazıldı? Hz. Peygamber s.a.v Efendimizden 200 yıl sonra mı yazıldı?

(Yazı iki kısımdan ve iki kaynakçadan oluşuyor.)


Hadis inkarcılarına göre hadisler Hz. Peygamber s.a.v. Efendimizden 200-300 yıl sonra yazılmıştır. Halbuki bu doğru değildir. Bu iddiada bulunanların bazıları art niyetli, bazıları ise hadis alanında bilgisizdir.

Bu insanlar, Imam Buhari’den evvel hadislerin yazılmadığını zannediyorlar. Kasten yalan söyleyenleri bir kenara bırakıp, bu alanda malumatı olmayanların nerede hata yaptıklarını Muhammed Salih Ekinci’nin açıklamalarıyla ortaya koyalım:

“Hadis öğrencisi, hadis kitaplarını okuyup isnadlarla ve ‘haddesenâ, ahberenâ’ gibi terimlerle karşılaştığında çoğu kez bu hadislerin tamamının sözlü olarak nakledildiğini düşünür.(..) Bu cümleden olarak bazıları, temel hadis kaynaklarında kayıtlı (müdevven) bulunan hadislerin ilk defa söz konusu müellifler tarafından yazıya aktarıldığını, daha önceleri ise sözlü olarak nakledildiğini savunmuşlardır. Gerçekte ise ‘haddesenâ’ kelimesi, bu araştırmacıların zannettiğinden daha geniş ve daha kapsamlı bir anlam alanına sahiptir. (..) Evet, bazı muhaddisler hocadan duyulan hadisler için ‘haddesenâ’, hocaya okunan ve arzedilen hadisler için ‘ahberenâ’ ifadesini kullanmışlardır. Ancak bazılarına göre bu son durumda bile ‘haddesenâ’ kelimesini kullanmak mümkündür.”[1]

Muhammed Salih Ekinci bunun sebebini ise şöyle açıklar:

“Zira onlar, daha önce ‘haddesenâ’ vb. kelimelerle ilgili açıklamalarda belirtildiği gibi kitap yerine müellife atıfta bulunuyorlardı.”[2]

Islam Bilim Tarihi Duayeni Prof. Dr. Fuat Sezgin de bu hususta benzer ifadeler kullanır:

“Hadis rivayetlerinin arkasında yazılı kaynaklar vardır. Zira önceleri şimdiki gibi kitpalarda dipnot olarak kaynak eser gösterilmezdi. Direkt, şahıs ismi yazılırdı. Bir rivayet zincirine göre sıralanır, aynı zamanda da yazılı bir kaynağa dayanırdı. Beni biliyorsunuz. Oryantalistleri daima hürmetle anarım. Onlardan çok şeyler öğrendik. Ama bazı sahalarda, özellikle teoloji sahasında, onlar Hıristiyan oldukları için, bu konuya başka gözle bakmaktadırlar. Ancak onları affediyorum. Fakat bu rivayet zinciri meselesini anlamamış olmaları, affedilemez bir şeydir. Bugün, Ezher Üniversitesi’nin bazı Profesörleri de, bunu yanlış anlamaktadırlar.”[3]

hadisler-ne-zaman-yazildi-hadisler-Peygamberden-200-yil-sonra-mi-yazildi-300-yil-sonra-mi-yazildi-Hz.-Peygamber-d%C3%B6neminde-hadisler-yaziliyor-muydu-Fuat-Sezgin.png
Prof. Dr. Fuat Sezgin…
Yukarıdaki sözleri aktaran Yrd. Doç. Dr. Ali Karakaş, şu yorumda bulunur:

“Sezgin, hadis rivayetlerindeki nakillerde, ‘Filan falana, o da filana, o da bana söyledi ki’ şeklindeki nakillerin birer dipnot olduğunu, bunun arka planında yazılı kaynakların bulunduğunu ileri sürmektedir. Başta oryantalistler olmak üzere, bazı Müslüman bilim adamları bile, bunların sadece sözlü rivayetler olduklarını zannettiler.”[4]

Fuat Sezgin’in, “Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar” adlı çalışması, Oryantalistlerin bu konudaki çalışmalarına karşı yapılan önemli bir eser niteliğindedir. Çünkü Prof. Sezgin, bu çalışmasında bilinen yaygın kanaatin tersine, Islam’ın ilk dönemlerindeki hadis nakillerinin sözlü değil, yazılı kaynaklara dayandığını savunmaktadır.

Mesela Hz. Peygamber s.a.v Efendimizin devrinde bile hadisler yazılıyordu. Biraz aşağıda hangi sahabenin hadis yazdığını ve eserlerini tek tek göreceğiz. Fakat evvela Fuat Sezgin’in bu hususta yazdıklarına da bir bakalım:

“Sahifa”siyle en çok meşhur olanların başında Abdullah b. Amr gelmektedir. Hasseten onun sahifesi ‘as-Sadiqa’ diye adlanırdı. Kaynakların bize sakladığı malumata göre, sahifeleriyle meşhur olan sahabe okur, dinleyiciler hadisleri kaydederdi. Bu kayıt işi için lüzumlu kağıt bulunmayınca bazan hadisler ya nalınlara veya ‘alvah’ adı verilen muhtelif yassı maddeler üzerine yazılırdı. Mesela Sa’id b. Cubeyr’in Abdullah b. Abbas’ın sahifasından zaptettikleri bu şekilde idi. Abdullah b. Abbas’ın sadece hadisleri ihtiva eden kitabı değil, aynı zamanda bazı filolojik malumatı havi Kur’an tefsiri de ‘sahifa’ diye adlanıyordu.”[5]

Bir de Ebu Hureyre (r.a)’nin Hemmam ibn Münebbih’e yazdırdığı “Sahife”si vardır. Bu “Sahife”nin Şam ve Berlin’de iki nüshası bulunmaktadır.[6]

Hemmam-ibn-M%C3%BCnebbihin-sahifesi-sam-zahiriye-k%C3%BCt%C3%BCphanesi-Muhammed-Hamidullah-Hz.-Peygamber-d%C3%B6neminde-hadisler-yazildi-mi-Hadisler-ne-zaman-yazildi.-Hadisler-200-300-yil-sonra-mi-yazildi..jpg
Şam’da Zahiriye Kütüphanesi’nde muhafaza edilen elyazmasının son sayfasının fotokopisi… 133 no’lu hadisin geri kalan kısmı bu sayfanın başında yazılıdır…
***

Hemmam-ibn-M%C3%BCnebbihin-sahifesi-Berlin-K%C3%BCt%C3%BCphanesi-Hz.-Peygamber-d%C3%B6neminde-hadisler-yazildi-mi-Hadisler-ne-zaman-yazildi.-Hadisler-200-300-yil-sonra-mi-yazildi..jpg
[6] no’lu dipnot ile alakalı… Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu, Arapça El Yazmaları Kataloğu’nun kapağı…
***

Hemmam-ibn-M%C3%BCnebbihin-sahifesi-berlin-k%C3%BCt%C3%BCphanesi-2-Hz.-Peygamber-d%C3%B6neminde-hadisler-yazildi-mi-Hadisler-ne-zaman-yazildi.-Hadisler-200-300-yil-sonra-mi-yazildi..jpg


[6] no’lu dipnot ile alakalı… Hemmam ibn Münebbih’in “Sahife”si 1889 tarihli Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu-Arapça El Yazmaları Kataloğu’nun 183’üncü sayfasında “1384 We 1797” numarada kayıtlı bulunmaktadır…

***

Ancak bu “Sahife” 1939’da Tübingen şehrindeki kütüphaneye nakledilmiş.[7]

Prof. Dr. Muhammed Hamidullah ise bu “Sahife” hakkında şunları yazmaktadır:

“Hemmam’ın rivayetleri Buhari’nin Sahih’inde ve Müslim’in Sahih’inde bulunabilir ve her ikisi de bizzat Hemmam’ın Sahifesini kaynak olarak gösterirler; insanı etkileyen çok dikkat çekici bir olaydır ki, hem Hemmam ile diğerleri hem de Buhari ve Müslim arasında bir nokta farkı dahi yoktur. Aşağıdaki tabloda Hemmam’ın seri numarasını veriyor, Buhari ve Müslim’deki yerlerini gösteriyoruz. Burada K, kitap (bölüm), B, bab (kısım) ve numara da o kısım içindeki hadis numarasını verir…

Hemmam-ibn-M%C3%BCnebbihin-sahifesi-Muhammed-Hamidullah-buhari-ve-m%C3%BCslim-karsilastirmasi-Hz.-Peygamber-d%C3%B6neminde-hadisler-yazildi-mi-Hadisler-ne-zaman-yazildi.-Hadisler-200-300-yil-sonra-mi-yazildi..jpg


Hemmam-ibn-M%C3%BCnebbihin-sahifesi-Muhammed-Hamidullah-buhari-ve-m%C3%BCslim-karsilastirmasi-2-Hz.-Peygamber-d%C3%B6neminde-hadisler-yazildi-mi-Hadisler-ne-zaman-yazildi.-Hadisler-200-300-yil-sonra-mi-yazildi..jpg


…Daha itinalı bir araştırma, bizzat Hemmam tarafından nakledilip Buhari ve Müslim’in eserlerine dahil edilmiş olan başka hadislerin de mevcut olduğunu ve sonuncu kaynakların (Buhari ve Müslim’in) aynı hadisleri başka ravilerden de nakletmiş olduklarını meydana çıkarır.

Her ne olursa olsun, yukarıda verilen birbirine denk rivayetler listesi gösteriyor ki, 138 hadisten 98’i Buhari ve Müslim tarafından, 21’i yalnız Buhari tarafından, 48’i yalnız Müslim tarafından nakledilmiştir.

Hemmam’ın eserini, Buhari’ninki ve Müslim’inki ile mukayese ettiğimiz zaman aralarındaki onca zaman farkına ve ravi nesillerine rağmen bu hadislerden hiçbirinin bir tek kelimesinin bile değişmemiş olduğunu kaydetmek mühimdir. Bu harikulade titizlik ve doğruluk karşısında insanın hürmetle eğileceği geliyor.

Yukarıda verdiğimiz birbirine denk rivayetler tablosu, meselenin bir yüzünü ortaya koymak ve yalnız bir misal vermek içindir. Bu hadisleri Hemmam’a dayanarak zikreden Ma’mer Cami’inde, Abdürrezzak’ın Musannef’inde vb. izlerini göstermeyi gerekli görmedik.

Bu vesileyle üzerinde durulmadan geçilemeyecek bir husus var. Aşağıda Resul-i Ekrem (s.a.v.)’e atfedilen hadislerin birbirini takibeden ravilerinin bir zinciri var:

– Buhari (el-Cami’ es-Sahih’i basılmıştır)
– Ahmed ibn Hanbel, (Müsned’i basılmıştır)
– Abdürrezzak, (Musannef’i çeşitli elyazmaları halinde mevcuttur)
– Ma’mer ibn Raşid (Cami’inin elyazmaları mevcuttur)
– Hemmam ibn Münebbih, (Sahife’si bu eserde tanıtılmıştır)

Farzedelim ki, Buhari yukarıdaki kaynak zincirine dayanarak bir hadis zikretti. Daha eski kaynaklar elde bulunmadığı sürece şüpheci bir kimsenin şüphe etmeye ve Buhari’nin hakikati söylemediğini, sadece bir rivayet zinciri yahut hem rivayet zinciri ve hem de muhtevasını uydurduğunu iddia etmeye hakkı olabilirdi. Fakat madem ki şimdi eski kaynaklar elimiz altında bulunuyor, artık ‘Buhari onu uydurarak söyledi’ yahut ‘uydurandan işiterek rivayet etti’ demenin, böyle bir şeyi tasavvur etmenin imkanı kalmamıştır.

Bilakis birbiri ardınca gelen bütün raviler zinciri ve hepsi meydana çıkarılmış olan kaynaklar birbiri üzerine eklenerek hadisenin en son noktasına kadar varıyor ve onlara hakikatin ve vakıanın doğruluğu hakkında onay damgası vuruyor. Son zamanlarda bu en eski eserlerin meydana çıkarılmış olmasıyla her birinin doğruluğunu ispatlamak mümkün olmuştur. Insan onların hepsinin kuvvetli delillerle hakiki olduğunu itirafa mecbur oluyor. Bu, sağlam kaynaklara dayanıldığının ve vakıanın başka türlü olamayacağının en şerefli bir ispatıdır.[8]

Dolayısıyla bundan sonra hiç kimse hadislerin haşa yüzyıllar sonra yazılmış ve Imam Buhari ve Imam Müslim’in bunları uydurmuş olduğunu iddia edemeyecektir. Eğer bu yazıyı okuduktan sonra bile bazıları bu iddiada bulunuyorsa, bu durumda onları art niyetli kişiler ve fitneciler olarak görmekten başka bir seçeneğimiz kalmayacaktır.

Buraya kadar olan kısmın KAYNAKLARI: (Aşağıdaki yazıyı okumayı unutmayın…)

[1]
Sünnet kitaplarında konuya ilişkin örnek ve şahitler için bakınız; A’zami, Dirasat fi’l-Hadisi’n-Nebevi ve Tarihi Tedvinih, sayfa 587-594, 85, 90.

[2] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları, (Tercüme eden: Metin Yiğit), 3. Baskı, Istanbul 2015, sayfa 126-129.

[3] Irfan Yılmaz, Yitik Hazinenin Kâşifi Fuat Sezgin, Yitik Hazine Yayınları, Istanbul 2009, sayfa 71.

Ayrıca bakınız; Fuat Sezgin, Bilim Tarihi Sohbetleri, (Söyleşi: Sefer Turan), Timaş Yayınları, Istanbul 2010, sayfa 75.

[4] Ali Karakaş, Hadis Oksidentalizmi ve Fuat Sezgin, Istanbul 2017, sayfa 122, 123.

[5] Fuad Sezgin, Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, Ibrahim Horoz Basımevi, Istanbul 1956, sayfa 9.

[6] Die Handschriften-Verzeichnisse Der Königlichen Bibliothek Zu Berlin, 8. cild, Verzeichniss Der Arabischen Handschriften Von W. Ahlwardt, 2. cild, A. Asher & Co., Berlin 1889, sayfa 183, numara “1384 We 1797”. (Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu-Arapça El Yazmaları Kataloğu).

[7] Prof. Dr. Harry Harun Behr, “Das islamische Gebet aus religionspädagogischer Perspektive”, (Das Gebet im Religionsunterricht in interreligiöser Perspektive’nin içinde), Frank & Timme Yayınları, Berlin 2014, sayfa 165. Ancak bu kaynakta verilen katalog numarası yanlıştır. Doğru olanını [6] no’lu dipnotta verdik.

[8] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Muhtasar Hadis Tarihi ve Sahife-i Hemmam ibn Münebbih, (Tercüme eden: Kemal Kuşçu), Beyan Yayınları, Istanbul 2016, sayfa 78-85.

***

Aşağıdaki yazı, S. Kemal Sandıkçı hocanın, “Diyanet Işleri Başkanlığı Yayınları” arasından çıkan “Ilk Üç Asırda Islam Coğrafyasında Hadis” (Ankara 1991) isimli çok kıymetli eserinden kısaltılarak alıntılanmıştır. Bu yazıda, Hz. Peygamber s.a.v Efendimiz hayatta iken ve vefatından sonra bazı sahabeler tarafından kaleme alınmış eserleri kaynaklarıyla açıklıyoruz. Ehemmiyetine binaen Tâbiin’den de bir-iki alime yer verdik. Esasen Tabiun devrinde yazılmış yüzlerce eser olmasına rağmen bu yazının hacmini fersah fersah aşacağı için bunlara temas etmemeyi uygun gördük. Dipnotlarda kaynakları kısaltarak gösterdik, künyelerini ise yazının sonunda alfabetik sıraya göre dizdik.

***

SA’D B. ‘UBADE 15/636


Rasulullah’dan (as.) işittiği hadisleri yazdığı bir sahifeye sahipti.[1]

Talebeleri:


Abdullah b. Abbas (68/ 687)
Said b. el-Müseyyeb (94/713) ve diğerleri.[2]

Eseri:


es-Sahife.[3]

***

Hz. ALİ 40/661


Hadis rivayetini teşvik ederdi, ancak ihtiyatkar davranır ve rivayet edene bazan yemin verirdi.[4]

Hz. Peygamber’den (as.) 586 hadis rivayet etmiştir.[5] En sahih senedi şöyledir:
Ali —- ‘Abide – – – – Muhammed b. Sirin —- Eyyub[6]

Talebeleri:


Abdurrahman b. ebi Leyla (öl.82/701)
Kays b. ebi Hazim (öl.84 /703)
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
eş-Şa’bi (öl.103/721) ve diğerleri.[7]

Eseri:


es-Sahife.[8]

***

EBU HUREYRE 59/677


Rasulullah’dan (as.) bazı hadislerini yazardı; evinde sakladığı bir sahifesi vardı.[9] Hadislerinin bir nüshası Ömer b. Abdülaziz’in elinde bulunmuştur.[10] Diğer bir nüshası da talebesi Beşir b. Nahik tarafından istinsah edilmişti.[11] Ayrıca Mervan b. Hakem’in de perde arkasındaki bir katibe, onun hadislerini yazdırdığı rivayet edilir.[12]

Kendisinden 800 civarında sahabe ve tabiî rivayette bulunmuştur.[13] En sahih senedi şöyledir:
Ebu Hureyre —- İbnu’l-Müseyyeb —- ez-Zühri.[14]
Medine’de vefat etmiştir.[15]

Talebeleri:


Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
Tavus b. Keysan (öl.106/724)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729)
Abdurrahman b. Hürmüz el-A’rac (öl.117/735) ve diğerleri.[16]

Eseri:


es-Sahife.[17]

***

ABDULLAH B. ÖMER 73/693 (Hz. Ömer radıyallahu anh’ın oğlu.)


Hicretten sona Rasulullah’dan (as.) duyduğu bazı hadisleri yazdığı bilinmektedir.[18] Malik b. Enes’in kitapları arasında onun bir sahifesinin çıktığı rivayet edilir.[19] Hz. Peygamber’in (as.) vefatından sonra 60 yıl insanlara fetva vermiştir.[20] Özellikle hadis ilminde mahirdi.[21] Medine ilminin ana rükünlerinden biri idi.[22] 2630 hadis ile, Ebu Hureyre’den sonra, en çok hadis rivayet edendir.

Talebeleri:

Salim b. Abdullah b. Ömer (öl.106/724)
Nafi’ Mevla b. Ömer (öl.107/725)
‘Urve b. ez-Zübeyr (öl.94/713) ve diğerleri.[23]

Eseri:


es-Sahife.[24]

***

CABİR B. ABDULLAH 78/697


Medine’li alim sahabelerdendir, Akabe ehlindendir. [25]

Hz. Peygamber’den (as.) hadis yazmıştır; meşhur bir sahifenin sahibidir.[26] Mescid-i Nebi’de hadis okuturdu.[27] Aynı zamanda fakihti, zamanının Medine müftüsü idi.[28]

Talebeleri:


Said b. el-Müseyyeb (94/713)
‘Urve b . ez-Zubeyr (94/713)
Ata b. Yesar (öl.103/721)
‘Amr b . Dinar (öl.126/744) ve diğerleri.[29]

Eseri:


es-Sahife.[30]

***

‘URVE B. ez-ZÜBEYR 94/713


Medine’lidir, fukaha-i seb’adandır.[31] Hafız muhaddislerdendir.[32] Siyercidir, ilk Meğazi musannıfıdır.[33] Teyzesi Hz. Aişe’nin hadislerini en iyi bilenlerdendi[34], onun hadislerini yazardı.[35] Fıkhı da ondan öğrenmişti.[36] ez-Zühri (öl.124/742) onun için; “Tükenmeyen bir denizdi.”[37] der. Ulemadan olan oğlu Hişam b. ‘Urve (öl.146/763); “Vallahi, biz, onun hadisinin 2000 cüz’ünden bir cüz’ünü bile öğrenemedik.” der.[38] Devrinde Medine’den en derin hadis kütürüne sahip olandı.[39]

Hocaları:


Zeyd b. Sabit (öl.45/665) Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin evlatlığı.
Hz. Aişe (öl.57/ 677)
Ebü Hureyre (öl.59/677)
İbn Ömer (öl.73/693) ve diğerleri.[40]

Talebeleri:


Ata b. ebi Rebah (öl.114/732)
ez-Zühri (öl.124/742)
‘Amr b. Dinar (öl.126/744)
Hişam b. ‘Urve (öl.146/763) ve diğerleri.[41]

Eseri:


Kitabu’l-Meğazi.[42]

***

İBNU ABBAS 68/687


Hz. Peygamber’in (as.) amcasının oğludur. Rasullullah’ın vefatı esnasında henüz on üç yaşında idi.[43] Her sahada çok geniş bir ilme sahip olduğundan dolayı “Hibru’l-ümmet”[44] diye, özellikle Tefsir ilmindeki maharetinden dolayı da “Tercümanu’l-Kur’an”[45] diye maruftur.

Resulullah’ın vefatından sonra çeşitli savaşlara katılmış,[46] Hz. Ali’nin Basra valiliğini yapmış,[47] sonra oradan ayrılarak Mekke’ye dönmüş ve hayatını orada ilim öğrenmek ve öğretmekle geçirmiştir.[48] Hz. Peygamber (as. ); “Ona hikmeti ve Kur’anın te’vilini öğretmesi ve onu dinde fakih yapması” için Allah’a dua etmişti.[49] Öldüğünde bir deve yükü teşkil edecek kadar te’lifat bırakmıştı.[50]

Talebeleri:


Said b. Cübeyr (öl.95/714)
Mücahid b. Cebr (öl.104/722)
‘İkrime (öl.105/723)
Ata b. ebi Rebah (öl.114/732)
‘Amr b. Dinar (öl.126/744) ve diğerleri.[51]

Eseri:


Tefsiru’l-Kur’an.[52]

***

HEMMAM B. MÜNEBBİH 40-101?/660-719?


Ebu Hureyre’nin talebesi[53] ve hadis ilminde yapılan en eski te’lifin sahibidir.[54] Tahsil için Medine’ye gitmiş ve orada Ebu Hureyre’den hadis dinlemiştir.[55] Çeşitli savaşlara da iştirak etmiş ve bu arada bulduğu eski kitapları kardeşi için satın almıştır.[56]

Ebu Hureyre’nin rivayet etmiş olduğu ve “es-Sahifetu’s-Sahiha” diye meşhur olan 140 hadisi muhtevi sahifesi, meşhur talebesi Ma’mer b. Raşid tarafından eksiksiz olarak rivayet edilmiştir.[57]

Hocaları:


Ebü Hureyre (öl.59/679)
İbn Abbas (öl.68/687) ve diğerleri.[58]

Talebeleri:


Vehb b. Münebbih (öl.114/732)
Ma’mer b. Raşid (öl.154/770) ve diğerleri.[59]

Eseri:


es-Sahifetu’s-Sahiha.[60]

***

SEMÜRE B. CÜNDUB 50/679


Hz. Peygamber’den (as.) 123 hadis rivayet etmiştir.[61] Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazdığı bilinmektedir, çok meşhur sahifenin sahibidir.[62]

Talebeleri:


Ebu Reca’ el-‘Utaridi (öl.107/726)
el-Hasan el-Basri (öl.110/728)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729) ve diğerleri.[63]

Eseri:


es-Sahife.[64]

***

ENES B. MALİK 93/712


Küçük yaşta Rasulullah’ın (as.) hizmetine girmiş ve on yıl Ona (as.) hizmette bulunmuştur.[65] 2286 hadis ile Hz. Peygamber’den (as.) en çok hadis rivayet eden büyük sahabelerdendir. Abid ve zahid bir şahsiyetti, namazda ayaklarına kan duruncaya kadar kıyamda dururdu.[66]

Talebeleri:


el-Hasan el-Basri (öl.110/728)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729) ve diğerleri.[67]

Eseri:


Müstakil bir sahifesinden bahsedilmemekle beraber, Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazdığı rivayet edilmektedir.[68]

***

el-HASAN el-BASRI 21-110/642-728


Medine’de dünyaya geldi.[69] Vadil-Kura’da[70] yetişti.[71] Babası, Zeyd b. Sabit’in (Hz. Peygamber’in a.s evladlığı), annesi de Ümmü Seleme’nin (Hz. Peygamber’in a.s hanımı) azadlısı idiler.[72] Annesi meşgul olduğu zamanlarda, Ümmü Seleme onu avutmak için meme verirdi; Hasan’ın lisanındaki fesahat ve talakatın bundan ileri geldiği rivayet edilir.[73]

Kadılık yapar, ücret almazdı.[74] Hadisleri manen rivayet ederdi.[75] Bir çok sahabeyi idrak etmiştir, özellikle Enes b. Malik’in en meşhur talebesidir.[76]

Hocaları:


Ebü Musa’l-Eş’ari (öl.44/665)
‘İmran b. el-Husayn (öl.52/672)
Ma’kıl b. Yesar (öl.60(680)
İbn Ömer ( öl.73/693)
Enes b. Malik (öl.93/712) ve diğerleri.[77]

Talebeleri:


Katade b. Diame (öl.118/736)
Yunus b. ‘Ubeyd (öl.139/756)
İbn ‘Avn (öl.151/768)
Yezid b. İbrahim et-Tusteri (öl.161/778)
Cerir b. Hazim (öl.170/786) ve diğerleri.[78]

Eserleri:


Tefsiru’l-Kur’an.[79]
el-Ahadisu’l-Muteferrika.[80]
el-Kırae.[81]
Şurutu’l-İmame.[82]
Vasıyye.[83]
Feraid.[84]
Kitabu’l-İhlas.[85]
el-İstiğfaratu’l-Munkızetu min’en-Nar.[86]
Risale fi Fadli Mekke.[87]
Risale ila Abdurrahim b. Enes fi’t-Tergib bi Mücavereti Mekketi’l-Mükkerreme.[88]

***

İBN MES’UD: 32/652


Altıncı olarak Islama giren ve Mekke’de Kur’anı ilk defa cehren okuyan büyük sahabedendir.[89] Rasulullah’ın (as) hadimi ve sırdaşı olan lbn Mes’ud[90] muhaddisliği yanında müfessir,[91] kari,[92] fakih ve kadı idi.[93] Rasulullah’ın (as) hadislerini yazardı; topladığı hadisler bilahare oğluna intikal etmişti.[94]

Bizzat Hz. Peygamber’den (as) yetmiş süre aldığını söyler.[95] Rasulullah (as), son Ramazan’da Cibril’e Kur’anı iki defa arzederken, lbn Mes’ud’un da orada bulunduğu rivayet edilir.[96] Hz. Ömer, onun için “İlim dolu dağarcık” der[97] ve muallim olarak Küfe’ye gönderdiğinde, Küfe’lilere; “Abdullah’ı göndermekle sizi kendime tercih ettim.” diye yazar.[98] Küfe’de ifta ve beytülmal memurluğu görevini birlikte yürütüyordu.[99]

Rivayette şedit davranırdı; talebelerini lafızların zaptında gevşeklik göstermekten menederdi.[100] Küfe’deki görevi esnasında Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Kıraat ilminin tam olarak temellerini atmıştır.[101] Aynı zamanda Hanefi mezhebinin de müessisi sayılır; zira Ebu Hanife, fıkhi meselelerinin çoğunu onun görüşlerine dayandırır.[102]

Talebeleri:


‘Alkame b. Kays (öl.62/681).
Mesruk (öl.63/682).
‘Abidetü’s-Selmani (öl.72/691).
Kays b. ebi Hazim (öl.84/703) ve diğerleri.[103]

Eseri:


es-Sahife.[104]

***

ABDULLAH B. EBİ EVFA 87/706.


Meşhur sahabilerdendir. Babası da sahabi idi. Abdullah, Biat-ı Rıdvan ehlindendir. Ondan sonra yapılan bütün savaşlara katılmıştır. Hz. Peygamber’in (as.) vefatından sonra Küfe’ye gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Küfe’de en son vefat eden sahabi, Abdullah’dır. Aynı zamanda Biat-ı Rıdvan ehlinden de en son ölen sahabidir. Hayatının sonlanna doğru gözlerini kaybetmişti.[105] Abdullah, Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazarak toplamıştır. Bu hadisler onun huzurunda çeşitli kişiler tarafından okunurdu.[106]

Talebeleri:


Tarık b. Musarrıf (113/731).
İsmail b. Ebi Halid (146/763) ve diğerleri.[107]

Eseri:


es-Sahife.[108]

***

ABDULLAH B. ‘AMR B. el-‘AS: 65/684


Mekke fethinden önce Medine’ye babasıyla birlikte hicret ederek müslüman oldu.[109] Babasından önce müslüman olduğu da mervidir.[110] Fetihten sonra Hz. Peygamber (as.) uzun müddet yaşamadığı ve binaenaleyh onunla sohbeti uzun sürmediği halde, Rasullullah’tan (as.) hadis yazmak için izin almış[111] ve duyduğu hadisleri yazarak çok miktarda hadis toplamıştır. Eba Hureyre, şöyle söyler: “Ashabtan, hadisi benden iyi hıfzeden yoktur, ancak Abdullah müstesna; zira o yazar, ben yazmazdım.”[112]

Mısır medresesinin müessisidir.[113] Rasulullah’dan (as.) duyduğu hadisleri bir sahifede toplamış ve bu sahifenin, hayatta en çok sevdiği iki şeyden biri olduğunu söylemiştir.[114] Kütüb-u kadimeyi de mütalaa etmişti.[115] Çok ibadet eder; geceyi kaim, gündüzü saim geçirir, üç günde bir hatmederdi.[116]

Talebeleri:


Mesruk (öl.63/682)
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
eş-Şa’bi ( öl.103/721)
‘İkrime ( öl.105/723) ve diğerleri.[117]

Eseri:


es-Sahifetu’s-Sadıka.[118]

**********

KAYNAKLAR:

[1]
Tirimizi, III, 627.
[2] Bkz., İbn Sa’d, III, 613, Usud, II, 356, Nevevi, I, 212, İsabe, III, 65, Tehzib, III, 475, Şezerat, I, 28, Zirikli, III, 135.
[3] Tirimizi, III, 627.
[4] Tezkire, 10.
[5] Fuhum, 363, Nevevi, I, 344, Tedrib, I, 392.
[6] Ma’rife,54, Kifaye, 397; İbn Salah, 12; Nevevi, I, 92; Tedrib, I, 77. Krşz; Ma’rife, 53-55, Kifaye, 397., İbn Salah, 12., Tedrib, I, 78, Bais, 23.
[7] Bkz., İbn Sa’d, II. 337 ve devamı, Kitabu’l-İlel, 79, Usud, IV, 99, Nevevi, I, 344 ve devamı, Tezkire, 10 ve devamı, İsabe, IV, 564 ve devamı, İs’af, 206.
[8] Buhari, I, 38, IV, 84 ve 122, Ebu Davud, II, 216, İbn Mace, Il, 887, İbn Abdulberr, 90, Tezkire, 10. Bu Sahife’yi Rif’at Fevzi Abdulmuttalib neşretmiştir. Kahire, 1406/1986.
[9] İbn Abdulberr, 95.
[10] Muhtasar Hadis Tarihi, 52.
[11] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 92.
[12] İsabe, VII, 433.
[13] Usud, VI, 321, Tezkire, 37, İsabe, VII, 432, Tehzib, XII, 265.
[14] Ma’rife, 55, Tedrib, I, 83, Bais, 23. Krşz., Ma’rife, 53-54, 56, Kifaye, 398, Tedrib, I, 82-84, Bais, 23-24.
[15] Usud, VI, 321.
[16] Bkz., İbn Sa’d, II, 362, Usud, VI, 321, Tezkire, 36 ve devamı, İsabe, VII, 431 ve devamı, Tehzib, XII, 262 ve devamı.
[17] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 92.
[18] Muhtasar Hadis Tarihi, 47.
[19] Dibac, I, 112.
[20] Usud, III, 342, Bidaye, IX, 5, Tehzib, V, 328.
[21] Usud, III, 342.
[22] İsabe, IV, 186.
[23] Bkz., Usud, III, 341, Nevevi, I, 279, Tezkire, 37, İsabe, IV, 182.
[24] Dibac, I, 112.
[25] Usud, I, 307.
[26] Müslim, II, 885.
[27] İsabe, I, 435, Tehzib, II, 42, İs’af, 185.
[28] Tezkire, 43.
[29] Bkz., Cerh, I, 492, Usud, I, 307, Nevevi, I, 142, Tezkire, 43, İsabe, I, 434.
[30] Müslim, II, 885, Tezkire, 43, GAS, I, 85.
[31] Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255.
[32] Tezkire, 62.
[33] Bidaye, IX, 101.
[34] Takdime, 45, Nevevi, I, 331, İs’af, 205.
[35] İbn Sa’d, V, 179, İbn Abdulberr, 96.
[36] Tezkire, 62.
[37] Fesevi, I, 552, Tezkire, 62, Duvel, I, 65, Bidaye, IX, 102.
[38] Nevevi, I, 331.
[39] Tedrib, II, 399.
[40] Bkz., İbn Sa’d, V, 179, Cerh, VI, 395, Safve, II, 85, Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255, Tezkire, 62, Bidaye, IX, 101, Tehzib, VII, 180, İs’af, 205.
[41] Bkz., İbn Sa’d, V, 179, Cerh, VI, 395, Safve, II, 85, Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255, Tezkire, 62, Bidaye, IX, 101, Tehzib, VII, 180, İs’af, 205.
[42] Bidaye, IX, 101.
[43] Tezkire, 40, Tehzib, V, 276.
[44] Usud, III, 291, İsabe, IV, 141.
[45] İbn Sa’d, II, 366, Nevevi, I, 274, Tezkire, 40, İsabe, IV, 146.
[46] İsabe, IV, 142.
[47] İsabe, IV, 150, Nevevi, I, 276.
[48] Nevevi, I, 276, Fecr, 148.
[49] İbn Sa’d, II, 365.
[50] Nevevi, I, 275, Ğaye, I, 425, İsabe, IV, 152.
[51] Şezerat, I, 114, Muhtasar Hadis Tarihi, 47.
[52] Bkz., Usud, III, 292 ve devamı, Nevevi, I, 275 ve devamı, Tezkire, 40, İsabe, IV, 148 ve devamı, İs’af, 199. Tefsiru’l-Kur’an isimli eseri 1317, İstanbul’da neşredilmiştir. Bkz., Serkis, 158.
[53] Şezerat, I, 182, Muhtasar Hadis Tarihi, 52.
[54] Kehhale, XIII, 153, Zirikli, IX, 98.
[55] Muhtasar Hadis Tarihi, 53.
[56] Tehzib, Xl, 67, Şezerat, I, 182.
[57] Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[58] Bkz., Cerh, VIII, 107, Nevevi, Il, 140, Tehzib, Xl, 67, Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[59] Bkz., Cerh, VIII, 107, Nevevi, Il, 140, Tehzib, Xl, 67, Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[60] İlk olarak 1373/1953’de Şam’da neşredilen bu eser, Kemal Kuşçu tarafından 1967, İstanbul’da “Muhtasar Hadis, Tarihi ve Sahife-i Hemmam b. Mühebbih” adıyla, Dr. Talat Koçyiğt tarafından 1967 Ankara’da “Hemmam ibn Münebbihin Sahifesi” adıyle türkçeye tercüme edilmiştir.
[61] Fuhum, 365.
[62] GAS, I, 84, Tehzib, IV, 198.
[63] Bkz., Cerh, III, 154, Usud, Il, 454, İsabe, III, 179, Tehzib, IV, 236.
[64] GAS, I, 84, Tehzib, IV, 198.
[65] İbn Sa’d, VII, 17, Usud, I, 151.
[66] İs’af, 183.
[67] Bkz. Tehzib, I, 376, Tezkire, 45, Cerh, I, 286.
[68] Bkz., Muhtasar Hadis Tarihi, 37.
[69] Vefeyat, II, 72, Zirikli, II, 242.
[70] Bkz., Buldan, V, 345.
[71] Maarif, 195, Nevevi, I, 161, Tezkire, 71.
[72] Nevevi, I, 161, Vefeyat,II, 69, Tezkire, 71, Bidaye, IX, 266.
[73] Maarif, 195, Hilye, II, 147, Şezerat, I, 136.
[74] İbn Sa’d, VII, 172.
[75] İbn Sa’d, VII, 158, Darimi, I, 94, Kifaye, 206, İbn Abdulberr, 105.
[76] Bkz., Meşahir, 88, Nevevi, I, 162, Tehzib, ll, 266.
[77] Bkz. Cerh, II, 40, Nevevi, I, 161, lbn Receb, 353-355, Tezkire, 71, Tehzib, II, 263-264.
[78] Bkz. Cerh, II, 40, Nevevi, I, 161, lbn Receb, 353-355, Tezkire, 71, Tehzib, II, 263-264.
[79] Fihrist, 51, Hediyye, I, 265, GAS, I, 592.
[80] Kerkük, 1329-1331, Tekritlizade H. Hasani.
[81] GAS, I, 592.
[82] GAS, I, 592.
[83] GAS, I, 592.
[84] İstanbul, 1306, Kırk Sual.
[85] Hediyye, I, 265.
[86] GAS, I, 592.
[87] Hediyye, I, 265.
[88] Hediyye, I, 265., Suppl., I, 101, GAS, I, 592.
[89] Usud, III, 385, İsabe, IV, 233.
[90] Tezkire, 13.
[91] Küçükkalay, 91.
[92] Hilye, I, 124, Ğaye, I, 458.
[93] Maarif, 109, Tezkire, 15.
[94] İbn Abdulberr, 91.
[95] İbn Sa’d, II, 342, Hilye, I, 125, Usud, III, 385, Ğaye, I, 458, Tehzib, VI, 27.
[96] İbn Sa’d, Il, 342.
[97] Usud, III, 389.
[98] Fesevi, Il, 533, Usud, III, 388.
[99] Maarif, 109, Küçükkalay, 21.
[100] Tezkire, 13.
[101] Küçükkalay, 28.
[102] Küçükkalay, 59.
[103] Bkz., İbn Sa’d, VI, 11, Usud, III, 386, Nevevi, I, 288, Tezkire, 13, İsabe, IV, 234.
[104] İbn Abdulberr, 91.
[105] Usud, III, 182, İsabe, IV, 18, Tehzib, V, 151.
[106] Buhari, IV, 30, 77.
[107] Bkz., lbn Sa’d, IV, 301, VI, 21, Usud, III, 182, Nevevi, I, 261, İsabe, IV, 18, Tehzib, V, 151. Şezerat, I, 96.
[108] Buhari, IV, 30, 77.
[109] Tezkire, 41.
[110] Usud, III, 349, Nevevi, I, 281.
[111] Darimi, I, 125, Usud, III, 349, Benna, I, 172, Ebu Davud, III, 318.
[112] Darimi, I, 125, İbn Abdulberr, 89, Usud, III, 349, Benna, I, 172.
[113] Fecr, 190, Koçyiğit, 96.
[114] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 91.
[115] Usud, III, 349.
[116] İsabe, IV, 194.
[117] Bkz., Usud, III, 349, Nevevi, I, 281, Tezkire, 41, İsabe, IV, 193, Tehzib, V, 337, İs’af,200.
[118] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 91. Usud, III, 350, GAS, I, 84.

**********

Bibliyografik künye:

– Bais:
el-Baisu’l-Hasis Şerhu İhtisarı Ulümi’l Hadis li’l-Hafız ibn Kesir, Ahmed Muhammed Şakir, 1951/1370, Mekke.

– Benna: el-Fethu’r- Rabbani li Tertibi Müsnedi’l-İmam Ahmed b. Hanbel eş-Şeybani, Ahmed Abdurrahman el-Benna (öl.1378/1958), I-XIV, 1977, Kahire.

– Bidaye: el-Bidaye ve’n-Nihaye, İsmail b. Ömer b. Kesir (öl.774/1373) IXIV, 1977, Beyrut (ofset).

– Buhari: el-Cami’u’s-Sahih, Muhammed b. İsmail b. İbrahim el-Cu’fi el-Buhari (öl.256/870), I-IX, 1311-1313, Bulak (ofset).

– Buhari-TK: Kitabu’t-Tarihi’l-Kebir, Muhammed b. İsmail b. İbrahim el-Cu’fi el-Buhari (öl.256/870), tsh. ve tlk., Abdurrahman b. Yahya el-Yemani, IIX, 1360/1940, Haydarabad (ofset).

– Buldan: Mu’cemu’-I-Buldan, Yakut b. Abdullah el-Hamevi er-Rumi el-Bağdadi (öl.626/1229), I-V, 1376/1957, Beyrut.

– Cerh: Kitabu’l-Cerh ve’t-Ta’dil, Abdurrahman b. ebi Hatim er-Razi (öl.327/938), 1-VIII, 1372/1952, Haydarabad.

– Darimi: Sunenu’d-Darimi, Abdullah b. Abdurrahman b. el-Fadl ed-Darimi (öl.255/869), nşr., Muhammed Ahmed Dehman, I-II, trhs., Daru İhyai’s-Sünneti’n-Nebeviyye.

– Dibac: ed-Dibacu’l-Müzheb fi Mar’rifeti A’yani’Ulemai’l-Mezheb, İbrahim b. Ali el-Medeni İbn Farhun el-Maliki (öl.799/1397) thk., Dr. Muhammed el-Ahmedi, I-II, 1394/1974, Kahire.

– Duvel: Kitabu Duveli’l-İslamiyye, Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehebi (öl.748/1348), thk., Fehim Muhammed Şeltut-Muhammed Mustafa İbrahim, I-II, 1974, Mısır.

– Ebu Davud: Sünenu ebi Davud, Süleyman b. el-Eş’aş es-Sicistani, ebu Davud (öl.275/889), thk., Muhammed Mühyiddin Abdulhamid, I-IV, trhs., Daru İhyai’s-Sünneti’n-Nebeviyye.

– Fecr: Fecru’l-İslam, Ahmed Emin, 1969, Beyrut.

– Fesevi: Kitabu’l-Ma’rifeti ve’t-Tarih, Yakub b. Süfyan el-Fesevi (öl.277/890), thk., Ekrem Ziya el-Omeri, I-II, 1394-1396/1974-1976, Bağdat.

– Fihrist: el-Fihrist, İbnu’n-Nedim (öl.438/1047), 1398/1978, Beyrut.

– Fuhum: Telkihu Fuhümi Ehli’l-Eser fi’Uyüni’t-Tarih ve’s-Siyer, Abdurrahman b.el Cevzi (öl.597/1204), thk., Ali Hasan, trhs., Kahire.

– GAS: Geschichte des Arabischen Schrifttums, Fuat Sezgin, I-V, 1967-1974, Leiden.

– Ğaye: Ğayetu’n-Nihaye fi Tabakati’l-Kurra’, Muhammed b. Muhammed el-Cezeri (öl.833/1429), nşr.,G. Bergstraesser, I-II, 1351-1352/1932-1933, Kahire.

– Hediyye: Hediyyetü’l-Arifin Esmaü’l-Müellifin ve Asaru’l-Musannıfin, İsmail Paşa el-Bağdadi (öl.1339/1920), tsh., Kilisli Rıfat Bilge-İbnu’l-Emin Mahmud Kemal, I-II, 1951-1955, İstanbul.

– Hilye: Hilyetü’l-Evliya ve Tabakatu’l-Asfiya’, Ahmed b. Abdullah el-Isfahani, ebu Nu’aym (öl.430/1038), I-X, trhs., Mısır.

– İbn Abdulberr: Cami’u Beyani’I-ilmi ve Fadlihi ve ma Yenbaği fi Rivayetihi ve Hamlihi, Yusuf b. Abdulberr en-Nemeri el-Kurtubi (öl.463/1072), nşr., Abdurrahman Hasan Mahmud, 1975, Kahire.

– İbn Mace: Sünenu İbn Mace, Muhammed b. Yezid el-Kazvini (öl.273/886), thk., M. Fuad Abdülbaki, I-II, 1972, Kahire.

– İbn Receb: Şerhu’İleli’t-Tirmizi, Abdurrahman b. Ahmed b. Receb el-Hanbeli (öl.795/1393), thk., Subhi Casim el-Humeyd, 1396, Bağdat.

– İbn Sa’d: et-Tabakatu’l-Kübra, Muhammed b. Sa’d ez-Zühri (öl.230/845), I-IX, 1388/1968, Beyrut.

– İbn Salah: Ulumu’l-Hadis, Osman b. Abdurrahman eş-Şehrzuri (öl.643/1245), thk., Nureddin Itır, trhs., Medine.

– İsabe: el-İsabe ti Temyizi’s-Sahabe, Ahmed b . Ali b. Hacer el-‘Askalani (ö1.852/ 1449), thk., Ali Muhammed el-Bedivi, I-VIII, 1390-1392/1970-1972, Kahire.

– İs’af: Kitabu İs’afi’l-Mubatta’ bi Ricali’l-Muvatta’ el-Mezkurine fi Senedi’l-Ahadisi’l-leti ravaha Seyyiduna Malik min Tevsikihim ve ‘Adaletihim ve Ğayri Zalik, Celaleddin Abdurrahman b. ebi Bekr es-Suyüti (öl.911/1505), 1353, Kahire (Tenviru’l-Havalik’in sonunda)

– Kehhale: Mu’cemu’l-Müellifin Teracimu Musannifiyyi’l-Kütübi’l-Arabiyye, Ömer Rıza Kehhale, I-XV, trhs., Beyrut.

– Kifaye: Kitabul’l-Kifaye fi’İlmi’r-Rivaye, Ahmed b. Ali el-Hatib el-Bağdadi (öl.463/1072), 1357, Haydarabad.

– Kitabu’l-İlel: Kitabu’l-İlel ve Ma’rifeti’r-Rical, Ahmed b. Muhammed b. Hanbel (öl.241/855), thk., Talat Koçyigit-İsmail Cerrahoglu, 1963, Ankara.

– Koçyiğit: Hadis Tarihi, Prof. Dr.Talat Koçyigit, 1977, Ankara.

– Küçükkalay: Abdullah b. Mes’ud ve Tefsir İlmindeki Yeri, Dr. Hüseyin Küçükkalay, 1971, Konya.

– Maarif: el-Maarif, Abdullah b. Müslim b. Kuteybe ed-Dineveri, (öl.276/889), tsh. ve tlk., Muhammed İsmail Abdullah es-Savi, 1390/1970, Beyrut.

– Ma’rife: Kitabu Ma’rifeti ‘Ulumi’l-Hadis, Muhammed b. Abdullah el-Hakim en-Nisaburi (öl.405/1014), tsh. ve tlk., Dr.es-Seyyid Muazzam Hüseyin, 1397/1977, Haydarabad (ofset).

– Meşahir: Kitabu Meşahiri Ulemai’l-Emsar, Muhammed b. Hibban b. Ebi Hatim et-Temimi el-Büsti (öl.354/965), thk., Manfred Fleischhammer, 1379/ 1959, Kahire.

– Muhtasar Hadis Tarihi: Muhtasar Hadis Tarihi ve Sahife-i Hemmam b. Münebbih, Prof.Dr. Muhammed Hamidullah, trc., Kemal Kuşcu, 1967, İstanbul.

– Müslim: el-Cami’u’s-Sahih, Müslim b. el-Haccac el-Kuşeyri en-Nisaburi (öl.261/875), nşr., M. Fuad Abdülbaki, I-V, 1374/1956, Mısır.

– Nevevi: Tehzibu’l-Esmai ve’l-Lügat, Muhyiddin b. Şeref en-Nevevi (öl.676/1276), I-II, trhs., İdaretu’t-Tıbaati’l-Müniriyye matbaası.

– Safve: Sıfatu’s-Safve, Abdurrahman b. el-Cevzi, (öl.597/1204 ), thk., Mahmud Fahuri, I-IV, 1389-1393/1969-1973, Halep.

– Serkis: Mu’cemu’l-Matbü’ati’l-Arabiyyeti ve’l-Mu’arrabati, Yusuf İlyas Serkis, I-II, 1346/1928, Kahire.

– Suppl: Supplementband, Carl Brockelmann, I-III, 1937-1942, Leiden.

– Şezerat: Şezeratu’z-Zeheb fi Ahbari men Zeheb, Abdulhayy b. el-İmad elHanbeli (öl.1089/1679), I-VIII, trhs. Beyrut.

– Takdime: Takdimetü’l-Ma’rife li Kitabi’l-Cerh ve’t-Ta’dil, Abdurrahman b. ebi Hatim er-Razi (öl.327/938), 1371/1952, Haydarabad.

– Tedrib: Tedribu’r-Ravi fi Şerhi Takribi’n-Nevevi, Celaleddin Abdurrahman b. ebi Bekr es-Suyüti (öl.911/1505), thk. Abdülvehhab Abdullatif, I-II, 1385/1966, Mısır.

– Tehzib: Tehzibu’t-Tehzib, Ahmed b. Ali b. Hacer el-‘Askalani (öl.852/1449), I-XII, 1325-1327,Haydarabad tab’ından ofset 1968, Beyrut.

– Tezkire: Tezkiretü’l-Huffaz, Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehebi (öl.748/1348), tsh., Abdurrahman b. Yahya el-Muallimi, I-III, 1375-1377/1955-1958, Haydarabad.

– Tirmizi: el-Cami’u’s-Sahih, Muhammed b .İsa b. Sevre et-Tirmizi (öl.279 /892), thk., İlk iki cilt, Ahmed Muhammed Şakir, üçüncü cilt, Muhammed Fuad Abdülbaki, son iki cilt, İbrahim ‘Atva ‘ Ivad, I-V, 1357-1381/1938- 1962, Kahire.

– Usud: Usudu’l-Ğabe fi Ma’rifeti’s-Sahabe, Ali b. Muhammed b. Abdülkerim eş-Şeybani İzzuddin İbnü’l-Esir el-Cezeri, (öl.630/1232), thk., Mahmud Abdülvehhab Fayid-Muhammed Ahmed ‘Aşur-Muhammed İbrahim el-Benna, I-VII, 1390-1393/ 1970-1973, Mısır.

– Vefeyat: Vefeyatu’l-A’yan ve Enbau Ebnai’z-Zaman, Ahmed b. Muhammed b. ebi Bekr b. Hallekan, (öl.681/1282), thk., Dr. İhsan Abbas, I-VIII, 1968-1972, Beyrut.

– Zirikli: el-A’lam Kamüsu Teracimi li Eşhuri’r-Ricali ve’n-Nisai min elArabi ve’l-Müsta’rabin ve’l-Müsteşrikin, Hayreddin ez-Zirikli, I-XIII, 1389/1969, Beyrut.

**********

Kadir Çandarlıoğlu



 
Son düzenleme:
eketen Çevrimdışı

eketen 

VIP
26 Haz 2020
1,235
Bu forum tavsiye forumu değil mi. Karşılıklı yardımlaşma forumu değil mi. Dini paylaşımların olmaması gerekli bence. Herkes insan olmanın getirdiği iç güdüyle kendi inandığını, kendi doğrusunu savunmaya geçiyor doğal olarak. Sonuçta da ufak bir kıvılcımla olay farklı yerlere gidiyor. Bunun önüne geçilmesi lazım. Yok bu forum sadece belli bir zümreye aitse o da belirtilmeli ki o zümreden olmayanlar gelmesin, iş karışmasın. Şu zamanda, zaten insanların saz teli gibi her gün biraz daha gerildiği bir ortamda ateşe benzin dökmekten farksız bu paylaşımlar, hangi tarafın görüşü olursa olsun. Hz.Adem as ın oğluna tavsiyeleri diye bir konunun açılması osman bey kusura bakma ama gerçekten çok gereksizdi. Burada ateist olduğunu açıkça bildirenler de var, dindar olanlar da. İnsanları birbirine kışkırtacak zemini oluşturmanın bir anlamı yok. Bu konularda saygı da sadece lafta kalır, herkes kendi doğrusunu dikte etmeye çalışacağı için. Sen gider onu ateşleyecek bir söz söylersin o gelir senin damarına basacak laf eder ortalık karışır ki bu konu da oraya gidiyor. Bunlar forumu sabote etmekten başka bir işe de yaramaz. Ne ateist ateistliğinden döner ne dindar dininden. Bu konunun bence kaldırılması gerek. Dini siyasi içerikli konular yasaklanmalı. Bilemiyorum ama vakit buldukça kafa dağıtmaya, yeni bilgiler edinmeye geldiğim yer bunaltmaya başlıyor.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke 

Süper Üye
Top Poster Of Month
13 Tem 2021
2,630
59
sayın eketen ben kesinlikle kimseyi kışkıtrmak amaçlı konu açmadım dini bilgileri öğrenmek kışkırtmak oluyor ise değerli adminlerim bunu belirtirler bende konuyu silerim veya kendileri silebilirler ben sadece burada dini amaçlı paylaşım yapmıyorum,ki çeşitli paylaşımlarda bulunuyorum beğenmeyen ilgi göstermez veya herhangi bir cevap yazmaz benim kimsenin dininden döndürecek zamanımda yok ben çok çeşitli forumlarda bir çok yöneticiliğim,de var ama bu tür paylaşımları yaptığımda kimse alınmıyor ama nedense burada bana sanki ön yargılı davranılıyor gibi geldi sürekli aynı yönde tahrik edici paylaşım yapsam haklısın derim kimse size yeni bilgiler edinmeyin sormayın demiyor,ki bu konuyu beğenmiyorsan girmessin beğenmessin,eleştirmessin bende tv ile ilgi birşeyler öğrenmek istediğimde ustalara forumda yazar sorarım sormak öğrenmek ayıp değil,ki o konuyu bilmeden eleştirmek ustalar varken gereksiz cevap vermek hem saygısızlık hemde bence ayıptır burdan ustalara bende sesleniyorum beni açtığım konular hoş karşılanmıyorsa silebilirsiniz saygılarımla.
 
Akigo35 Çevrimdışı

Akigo35 

Süper Üye
20 Tem 2020
1,124
43
Bu forum tavsiye forumu değil mi. Karşılıklı yardımlaşma forumu değil mi. Dini paylaşımların olmaması gerekli bence. Herkes insan olmanın getirdiği iç güdüyle kendi inandığını, kendi doğrusunu savunmaya geçiyor doğal olarak. Sonuçta da ufak bir kıvılcımla olay farklı yerlere gidiyor. Bunun önüne geçilmesi lazım. Yok bu forum sadece belli bir zümreye aitse o da belirtilmeli ki o zümreden olmayanlar gelmesin, iş karışmasın. Şu zamanda, zaten insanların saz teli gibi her gün biraz daha gerildiği bir ortamda ateşe benzin dökmekten farksız bu paylaşımlar, hangi tarafın görüşü olursa olsun. Hz.Adem as ın oğluna tavsiyeleri diye bir konunun açılması osman bey kusura bakma ama gerçekten çok gereksizdi. Burada ateist olduğunu açıkça bildirenler de var, dindar olanlar da. İnsanları birbirine kışkırtacak zemini oluşturmanın bir anlamı yok. Bu konularda saygı da sadece lafta kalır, herkes kendi doğrusunu dikte etmeye çalışacağı için. Sen gider onu ateşleyecek bir söz söylersin o gelir senin damarına basacak laf eder ortalık karışır ki bu konu da oraya gidiyor. Bunlar forumu sabote etmekten başka bir işe de yaramaz. Ne ateist ateistliğinden döner ne dindar dininden. Bu konunun bence kaldırılması gerek. Dini siyasi içerikli konular yasaklanmalı. Bilemiyorum ama vakit buldukça kafa dağıtmaya, yeni bilgiler edinmeye geldiğim yer bunaltmaya başlıyor.
Tavsiye forum evet her konuda tavsiye verilir, sen tavsiyeye katılır katılmazsın o sana kalmış. Ben ateistim ama merak ettim girdim konuya ve yanlış gördüğüm yeri belirttim ve bitti. Konunun akışına göre fikir belirttim. Herkes her konu hakkında bu din dahil isterse tartışabilir, fikir belirtebilir ama saygı içinde. Sen kafanı başka konuda dağıt, ateist seni rahatsız mı etti bakma konuya. Ama bu ülkenin fikirlere, düşünceye, inançlara, mezheplere,inanmayanlara saygı göstermeyi öğrenmesi gerek, konuları kapatarak yapamazsın bunu. Engellere daha büyük sorunlara yol açar
 
TEKNOwest Çevrimdışı
23 Eyl 2018
10,457
49
sayın eketen ben kesinlikle kimseyi kışkıtrmak amaçlı konu açmadım dini bilgileri öğrenmek kışkırtmak oluyor ise değerli adminlerim bunu belirtirler bende konuyu silerim veya kendileri silebilirler ben sadece burada dini amaçlı paylaşım yapmıyorum,ki çeşitli paylaşımlarda bulunuyorum beğenmeyen ilgi göstermez veya herhangi bir cevap yazmaz benim kimsenin dininden döndürecek zamanımda yok ben çok çeşitli forumlarda bir çok yöneticiliğim,de var ama bu tür paylaşımları yaptığımda kimse alınmıyor ama nedense burada bana sanki ön yargılı davranılıyor gibi geldi sürekli aynı yönde tahrik edici paylaşım yapsam haklısın derim kimse size yeni bilgiler edinmeyin sormayın demiyor,ki bu konuyu beğenmiyorsan girmessin beğenmessin,eleştirmessin bende tv ile ilgi birşeyler öğrenmek istediğimde ustalara forumda yazar sorarım sormak öğrenmek ayıp değil,ki o konuyu bilmeden eleştirmek ustalar varken gereksiz cevap vermek hem saygısızlık hemde bence ayıptır burdan ustalara bende sesleniyorum beni açtığım konular hoş karşılanmıyorsa silebilirsiniz saygılarımla.
Sayın abim (ayette size indirilene uyun başka söze uymayın der) Allah Kuran kıyamete kadar korunacaktır diyor.Hadisler için böyle bir şey söz konusu değil.Yahudilerin binlerce uydurma hadis ide mevcut bu yüzden (ayette size indirilene uyun başka söze uymayın der)
 
eketen Çevrimdışı

eketen 

VIP
26 Haz 2020
1,235
osmanke ve Akigo35
Yazdığım şeyin tam olarak canlı örneği oldunuz teşekkürler. İkiniz de yazdığım şeyi kendinize karşı olarak alıp kendi açınızdan cevap verdiniz. Söylenen şey ikinize de karşı değil aslında. Saygıya gelince bu konularda saygı yok maalesef, anca kendimizi kandırıyoruz saygı duyulmalı diye. En azından duymayanlar mutlaka çıkar ve olay başka yerlere gidiyor. Yok mu burada kilitlenen, kaldırılan konular. Bak yaptığım yoruma ne diyorsun, rahatsız oldunsa git başka yerde kafanı dağıt, bakma buna. Niye, ateist beni rahatsız ediyor diye düşündüğün için. Rahatsız etti seni bu düşünce. Senin bu yorumuna ben de, sana mı soracağım nereye bakıp bakmayacağıma gibi devam etsem nereye varacak. Gerek var mı bunlara.
 
U Çevrimdışı

uyunusoglu

Kayıtsız / Doğrulanmamış
Bence bu konu boyle uzar gider ise taraf veya taraflar birbirilerini kirmaktan baska birseye neden olmayacaklar gibi, umarimda boyle birsey olmaz.
 
By_Trol Çevrimdışı

By_Trol 

Administrator
24 Ağu 2019
13,508
Arkadaşlar forumdaki siyaset ve din konularını ben genelde pek okumuyordum. Okumak için biraz vaktim oldu din ve siyaset sohbetlerinin (Konularının) Maalesef sonu olmuyor sonuçta tartışma ortamı oluşuyor kimse birbirini kırmasın diye konuyu kilitledim.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri