HZ'ADEMİN ÖNEMLİ VASİYETİ

"HZ'ADEMİN ÖNEMLİ VASİYETİ"
Atamız Adem aleyhisselam kırkbin evladını gördü. Vefatına yakın oğlu Şit aleyhisselamı çağırdı huzuruna vasiyet eder:
- Ya Şit!
- Buyur baba.
- Sana beş vasiyetim var.
- Emret babacığım!
- Bir, dünyaya gönül bağlama!
- İki, bir iş yaparken, sonunun nereye varacağını düşün!
- Üç, kadın sözüyle hareket etme! Çünkü onlar hissi davranırlar.
-Dört, bir işe başladığında, kalbine sıkıntı gelirse o işi yapma!
-Beşincisi ve en mühimi, alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur.
Bu Nuru iyi muhafaza et!
Oğlu Şit aleyhisselam;
- Baş üstüne babacığım! dedi.Ve sordu peşinden:
- Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu?
- O kıymetli evladım.
- Neden babacığım?
- Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediği altı fazileti
Onun ümmetine verdi oğlum.
Şit aleyhisselam merak etti:
- Onlar nedir babacığım?
-Birincisi, Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.
İkincisi, benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu.
O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.
Üçüncüsü, beni, bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı.
Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eşlerinden ayırmaz.
Dördüncüsü, ben üçyüz yıl ağladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece pişman olsalar, affolurlar.
Beşincisi, ben bir hata işlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar işlese de elbiseleri alınmaz.
Altıncısı, bana, tövbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu.
Onlar ise gönülden pişman olup,
“Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.
Son olarak; - Ey evladım! Ecelim yaklaştı.
Benden sonra halifem ol!
buyurdu.Ve ruhunu teslim etti.Vefat ettiğinde “bin” yaşındaydı.
Kaynak : (Mekâsıdu’t Tâlibiyn)

Yanlış. (bana göre) Kadın sözü dinlenir,analarımız da kadın. Kısaca doğru olan her söz kadın yada erkek ayırt etmeksizin dinlenmeli bana göre.

Aynen yazıların çoğu evrim geçiriyor malesef. Kadın sözü dinlenmez baya cümle değişime uğramış sanırım. Binlerce yıllık tarih zamanla değişime uğruyor veya nefsi değişim ile yeni nesillere geliyor.

Peri masalları.

İyi niyetli bir girişim ama olmamış bence. Bizimkilerin ,bana göre, çok yaptıkları bir hata bu. Kendi dinlerini, yine Allah'ın daha önce indirdiği dinlerden, peygamberimizi de önceki paygamberlerden daha üstün görmek. Oysa ki, Allah kendi peygamberleri arasında ayrım yapmadığı gibi, bütün bir ümmeti de cennetlik veya cehennemlik diye ayırmaz.

Güzel bir yazı ama üçüncü nasihat hariç. Türk kültüründe kadın sözü dinlenir ve ön plandadır. “Hanım” kelimesinin etimolojik kökenine baktığınızda (Han’ım) kadınların atalarımız nezdinde ne kadar önemli ve sözlerinin itibar edilir olduğunu hiç unutmamalıyız.

Hocam Selamlar;

Rahmetli babamdan çok dinler, dinlemeyi de çok severdim lakin büyüyüp sorgulamaya başlayınca çok tutarsız durumlar görmem nedeni ile DİN olgusuna (İslamiyet Hristiyanlık vs hepsiiçin geçerli) bakış açım çok değişti.

Çocukluğumun o MASUM DİN anlayışını içimde saklı tutabilmek ve o menaviyat duygusunu yitirmemek adına bazı kısımları saklı tutuyor olsam da özellikle YORUM farklılıkları nedeniyle artık GÜVEN kısmı da ne yazık ki ortadan kalkmış durumda.

Her gün onlarca sildiğim mesajlardan basit bir örnek sunayım size mesela.


Şimdi ben bu şahıs ile aynı DİN'e mensup olmak yerine DİNSİZ olmayı tercih ederim.

Ne oldu HOŞGÖRÜ dini olan İSLAMİYET?

Yahu be haysiyet yoksunu şahıs bu gün bu Ülkede, ensesinde İNGİLİZ kılıcı olmadan namaz kılabiliyorsa küfür ettiği o kişi sayesinde kılmıyor mu?

Ayrıca ucu açık çok nokta var mesela Hz Muhammet (SAV) doğduğu - öldüğü yıl yaptığı işler çektiği çileler bilinen tarihte var.
Hz Adem kaç yılında dünyadaydı ki daha DİN kavramı bile yerleşmemiş yeryüzünde Hz Muhammet (SAV) tanıyordu?

Dinler tarihine baksanız en eski din olan Hinduizm bile MÖ 2000 li yıllara dayanır.

Yani toplasanız 4000 yıldır DİN diye bir kavram var. ALLAH odaklı yani TEK YARATAN olarak kabul eden 4 Büyük Din tarihine baksanız Müsevilik dahil 2500 yıl öncesini işaret eder ki yine bilinen tarih.

Rahmetli annem ile bu din konularını tartışırken (Namazında Niyazında kadındı rahmetli) bana cevap olarak ''Oğlum Gelmiş geçmiş bütünpeygamberler zaten Hz Muahmmed'in geleceğini biliyordu'' derdi.

Hz Muhammed'in geleceği zaten biliniyordu ise o zaman zateninsanların önceki dini emirlere uymayacağı, sırasıyla dört kitabın da yeryüzüne ineceği biliniyordu demek ki.

Kuran-ı Kerim zaten yer yüzüne gelecekti ise, o zaman öncesinde İncil nedneindirildi de Hz İsa'nı9n çarmığa gerilmesine nedenoldu gibi sorular kimsenin aklına gelmiyor mu acaba?

Dğerli hocam maneviyat anlamında çok güzel ve etkii ancak hakikaten mantık ile örtüşmeyen çok noktaya sahip bir yazı olarak yorumlamak istiyorummüsaadeniz ile.

İnanıyorum ki İlahiyatçı dostlarımızın tüm yazdıklarıma kendi bakış açıları ile bir cevabı olacaktır lakin bu cevaplar bir noktadan sonra ispata muhtaç hal alıyor o nedenle tatmin edici olmuyor.

Adem Helvacı' Alıntı:

Hocam Selamlar;

Rahmetli babamdan çok dinler, dinlemeyi de çok severdim lakin büyüyüp sorgulamaya başlayınca çok tutarsız durumlar görmem nedeni ile DİN olgusuna (İslamiyet Hristiyanlık vs hepsiiçin geçerli) bakış açım çok değişti.

Çocukluğumun o MASUM DİN anlayışını içimde saklı tutabilmek ve o menaviyat duygusunu yitirmemek adına bazı kısımları saklı tutuyor olsam da özellikle YORUM farklılıkları nedeniyle artık GÜVEN kısmı da ne yazık ki ortadan kalkmış durumda.

Her gün onlarca sildiğim mesajlardan basit bir örnek sunayım size mesela.

Şimdi ben bu şahıs ile aynı DİN'e mensup olmak yerine DİNSİZ olmayı tercih ederim.

Ne oldu HOŞGÖRÜ dini olan İSLAMİYET?

Yahu be haysiyet yoksunu şahıs bu gün bu Ülkede, ensesinde İNGİLİZ kılıcı olmadan namaz kılabiliyorsa küfür ettiği o kişi sayesinde kılmıyor mu?

Ayrıca ucu açık çok nokta var mesela Hz Muhammet (SAV) doğduğu - öldüğü yıl yaptığı işler çektiği çileler bilinen tarihte var.
Hz Adem kaç yılında dünyadaydı ki daha DİN kavramı bile yerleşmemiş yeryüzünde Hz Muhammet (SAV) tanıyordu?

Dinler tarihine baksanız en eski din olan Hinduizm bile MÖ 2000 li yıllara dayanır.

Yani toplasanız 4000 yıldır DİN diye bir kavram var. ALLAH odaklı yani TEK YARATAN olarak kabul eden 4 Büyük Din tarihine baksanız Müsevilik dahil 2500 yıl öncesini işaret eder ki yine bilinen tarih.

Rahmetli annem ile bu din konularını tartışırken (Namazında Niyazında kadındı rahmetli) bana cevap olarak ''Oğlum Gelmiş geçmiş bütünpeygamberler zaten Hz Muahmmed'in geleceğini biliyordu'' derdi.

Hz Muhammed'in geleceği zaten biliniyordu ise o zaman zateninsanların önceki dini emirlere uymayacağı, sırasıyla dört kitabın da yeryüzüne ineceği biliniyordu demek ki.

Kuran-ı Kerim zaten yer yüzüne gelecekti ise, o zaman öncesinde İncil nedneindirildi de Hz İsa'nı9n çarmığa gerilmesine nedenoldu gibi sorular kimsenin aklına gelmiyor mu acaba?

Dğerli hocam maneviyat anlamında çok güzel ve etkii ancak hakikaten mantık ile örtüşmeyen çok noktaya sahip bir yazı olarak yorumlamak istiyorummüsaadeniz ile.

İnanıyorum ki İlahiyatçı dostlarımızın tüm yazdıklarıma kendi bakış açıları ile bir cevabı olacaktır lakin bu cevaplar bir noktadan sonra ispata muhtaç hal alıyor o nedenle tatmin edici olmuyor.

Genişletmek için tıkla ...

ve

Filmlerini izlemenizi şiddetle öneririm.
2008 yapımı olan belgesel zaten.

Kıssada, Ademin bir hatasından dolayı Cennet'ten atıldığı yazıyor. Ama gidin bakın, İslam kaynaklarına göre Peygamberlerin hata yapmadıklarını yazarlar hep. Bazen unutarak küçük hatalar yaptıklarını buna da zille denildiğini yazarlar. Şimdi de bu kıssada diyor ki; Hz. Adem bir hatasından dolayı Cennet'ten atıldı. Cennet'ten atılacak derecedeyse demek ki bu zille denilen küçük bir kusur değil.

Mesela, Peygamber Efendimizden de farklı hadisler nakledilir;
1) Her kim La ilahe illallah derse Cennet´e girecektir.
2) Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.
3) Kalbinde zerre kadar iman bulunan eninde sonunda cennette gider.

Yukarıdaki çelişkilerden dolayı hadislere hep mesafeli yaklaşmışımdır. Yanlış anlaşılmasın, bir Müslüman olarak Peygambere olan inancım sonsuz lakin ben sadece hadisin varlığını sorguluyorum. Yüzyıllar öncesinden buraya nakledilene kadar dejenere olabilir. Hatta hadislerin, Peygamber sağ iken değil ölümünden 2-3 yüzyıl sonra yazılmaya başlandığı söyleniliyor. Düşünsenize, birine bir haber yollamaya kalktığınızda bile alıcıya ulaşana kadar değiştirilebiliyor.

Adem Helvacı' Alıntı:

Her gün onlarca sildiğim mesajlardan basit bir örnek sunayım size mesela.

Şimdi ben bu şahıs ile aynı DİN'e mensup olmak yerine DİNSİZ olmayı tercih ederim.

Genişletmek için tıkla ...

Adem abi haklısın ama bireye kızıp komple bir dinden de vazgeçilmez diye düşünüyorum. Seninki pireye kızıp yorgan yakmak oluyor. Aldığımız tv paneli kusurlu çıkınca tv izlemekten ya da sinemadan vazgeçmiyoruz.

Ben de çok karşılaşıyorum böyle olaylar ile, ibadetten soğuduğum da oluyor açıkçası. Nedense hep böyle hacı hoca geçinenlerde çok kusurlar görüyorum bir de, enteresandır ama.

Bir defasında camide oturup vaktin gelmesini beklerken hacı abinin birine şahit oldum. En ön safta oturuyordu, telefonu çaldı. Açtı telefonu ve bildiğin ev pazarlığı yaptı adam. O fiyata olmaz falan diyor düşün yani. Karşıdan namaz kılıyor gibi görünüyor ama tabi o namaz ne kadar kabul oluyor orasını Mevla biliyor.

Saf hizasına takıntılı olanlar var mesela, ayaklar aynı hizada olsun istiyor. Ulan ben 1.90 adamım, 45 numara ayak var, nasıl senin ayağın ile benimki aynı hizada olacak ? Bir de safları sık tutma olayını yanlış anlayanlar var. Sık tutmayı sıkışarak kılmak olarak anlamış, sıkıştırdıkça sıkıştırıyor. Kılıf da bulmuşlar buna, arası açık olursa şeytan girermiş. Lan ne güzel işte, bakarsın o da yola gelir. Camiye çorapsız gelenler, sarımsak yiyip gelenleri falan saymıyorum.

Bakın mesela, Cevat Akşit Hoca diyor ki; Peygamber Efendimiz sözde şu 5 tip kadın ile evlenmeyin demiş; şişman, kısa boylu, çok zayıf falan diye sayıyor. Ben ihtimal dahi vermiyorum böyle bir şey söylediğine;

Verdiğiniz kaynak, tam manasıyla kaynak değil aslında. Hz Adem a.s 'dan bahsediyoruz. Ondan günümüze böyle bir olayın aktarılmış olması akla mantığa sığmıyor. Toplumumuz genel olarak araştırmadan inanan bir kesim. Araştırmak lazım, sorgulamak lazım. Ayetlerde bile sürekli ; Akletmiyor musunuz? Diye bizlere hitap var.

Bu tür sözleri binlerce yıl önce yaşamış Hz Ademe insad etmeye ne gerek var?

Unforgotten' Alıntı:

Kıssada, Ademin bir hatasından dolayı Cennet'ten atıldığı yazıyor. Ama gidin bakın, İslam kaynaklarına göre Peygamberlerin hata yapmadıklarını yazarlar hep. Bazen unutarak küçük hatalar yaptıklarını buna da zille denildiğini yazarlar. Şimdi de bu kıssada diyor ki; Hz. Adem bir hatasından dolayı Cennet'ten atıldı. Cennet'ten atılacak derecedeyse demek ki bu zille denilen küçük bir kusur değil.

Mesela, Peygamber Efendimizden de farklı hadisler nakledilir;
1) Her kim La ilahe illallah derse Cennet´e girecektir.
2) Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.
3) Kalbinde zerre kadar iman bulunan eninde sonunda cennette gider.

Yukarıdaki çelişkilerden dolayı hadislere hep mesafeli yaklaşmışımdır. Yanlış anlaşılmasın, bir Müslüman olarak Peygambere olan inancım sonsuz lakin ben sadece hadisin varlığını sorguluyorum. Yüzyıllar öncesinden buraya nakledilene kadar dejenere olabilir. Hatta hadislerin, Peygamber sağ iken değil ölümünden 2-3 yüzyıl sonra yazılmaya başlandığı söyleniliyor. Düşünsenize, birine bir haber yollamaya kalktığınızda bile alıcıya ulaşana kadar değiştirilebiliyor.


Adem abi haklısın ama bireye kızıp komple bir dinden de vazgeçilmez diye düşünüyorum. Seninki pireye kızıp yorgan yakmak oluyor. Aldığımız tv paneli kusurlu çıkınca tv izlemekten ya da sinemadan vazgeçmiyoruz.

Ben de çok karşılaşıyorum böyle olaylar ile, ibadetten soğuduğum da oluyor açıkçası. Nedense hep böyle hacı hoca geçinenlerde çok kusurlar görüyorum bir de, enteresandır ama.

Bir defasında camide oturup vaktin gelmesini beklerken hacı abinin birine şahit oldum. En ön safta oturuyordu, telefonu çaldı. Açtı telefonu ve bildiğin ev pazarlığı yaptı adam. O fiyata olmaz falan diyor düşün yani. Karşıdan namaz kılıyor gibi görünüyor ama tabi o namaz ne kadar kabul oluyor orasını Mevla biliyor.

Saf hizasına takıntılı olanlar var mesela, ayaklar aynı hizada olsun istiyor. Ulan ben 1.90 adamım, 45 numara ayak var, nasıl senin ayağın ile benimki aynı hizada olacak ? Bir de safları sık tutma olayını yanlış anlayanlar var. Sık tutmayı sıkışarak kılmak olarak anlamış, sıkıştırdıkça sıkıştırıyor. Kılıf da bulmuşlar buna, arası açık olursa şeytan girermiş. Lan ne güzel işte, bakarsın o da yola gelir. Camiye çorapsız gelenler, sarımsak yiyip gelenleri falan saymıyorum.

Bakın mesela, Cevat Akşit Hoca diyor ki; Peygamber Efendimiz sözde şu 5 tip kadın ile evlenmeyin demiş; şişman, kısa boylu, çok zayıf falan diye sayıyor. Ben ihtimal dahi vermiyorum böyle bir şey söylediğine;

Genişletmek için tıkla ...

İşte bu yüzden İlimler var. Hadis ilmi, tefsir ilmi, kelam ilmi. Hadis usulü, fıkıh usulü vs vs. Yukarıdada yazdığım gibi. En ufak bir sözün altına Hz Muhammed yazarak onu peygambere isnad edebiliyorlar. Niyet belkide burda halis ama çok tehlikeli. Peygambere ait olmayan bir sözü ona aitmiş gibi söylemek, yaymak bunlar dikkat gerektiren hususlar. Zaten hadis ilminde hadisler kendi aralarında sınıflandırılmıştır. Tüm hadislerle amel edilmez.

Yani şöyle söylim. İslamiyetin düşmanı yine İslamiyet içinde sahte hadis sahte tarikat sahte hocalar.
Örneğin 20 yıla yakındır sms taktiği. Şu kadar kişiye yolla dileğin kabul olur aksi halde cehenneme girersin falan. Veya sırlar dünyası/5ci boyut dizisi gibi herşey tak diye oluverir algısı ile İslamiyeti ayaklar altına alan medya projeleri. İslamiyet ve cennet öyle bedava olsaydı millet gece gündüz günah işler sonra hemen pişman olup veya iki dua ile cenneti hak ederdi.

Unforgotten' Alıntı:

Kıssada, Ademin bir hatasından dolayı Cennet'ten atıldığı yazıyor. Ama gidin bakın, İslam kaynaklarına göre Peygamberlerin hata yapmadıklarını yazarlar hep. Bazen unutarak küçük hatalar yaptıklarını buna da zille denildiğini yazarlar. Şimdi de bu kıssada diyor ki; Hz. Adem bir hatasından dolayı Cennet'ten atıldı. Cennet'ten atılacak derecedeyse demek ki bu zille denilen küçük bir kusur değil.

Mesela, Peygamber Efendimizden de farklı hadisler nakledilir;
1) Her kim La ilahe illallah derse Cennet´e girecektir.
2) Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.
3) Kalbinde zerre kadar iman bulunan eninde sonunda cennette gider.

Yukarıdaki çelişkilerden dolayı hadislere hep mesafeli yaklaşmışımdır. Yanlış anlaşılmasın, bir Müslüman olarak Peygambere olan inancım sonsuz lakin ben sadece hadisin varlığını sorguluyorum. Yüzyıllar öncesinden buraya nakledilene kadar dejenere olabilir. Hatta hadislerin, Peygamber sağ iken değil ölümünden 2-3 yüzyıl sonra yazılmaya başlandığı söyleniliyor. Düşünsenize, birine bir haber yollamaya kalktığınızda bile alıcıya ulaşana kadar değiştirilebiliyor.


Adem abi haklısın ama bireye kızıp komple bir dinden de vazgeçilmez diye düşünüyorum. Seninki pireye kızıp yorgan yakmak oluyor. Aldığımız tv paneli kusurlu çıkınca tv izlemekten ya da sinemadan vazgeçmiyoruz.

Ben de çok karşılaşıyorum böyle olaylar ile, ibadetten soğuduğum da oluyor açıkçası. Nedense hep böyle hacı hoca geçinenlerde çok kusurlar görüyorum bir de, enteresandır ama.

Bir defasında camide oturup vaktin gelmesini beklerken hacı abinin birine şahit oldum. En ön safta oturuyordu, telefonu çaldı. Açtı telefonu ve bildiğin ev pazarlığı yaptı adam. O fiyata olmaz falan diyor düşün yani. Karşıdan namaz kılıyor gibi görünüyor ama tabi o namaz ne kadar kabul oluyor orasını Mevla biliyor.

Saf hizasına takıntılı olanlar var mesela, ayaklar aynı hizada olsun istiyor. Ulan ben 1.90 adamım, 45 numara ayak var, nasıl senin ayağın ile benimki aynı hizada olacak ? Bir de safları sık tutma olayını yanlış anlayanlar var. Sık tutmayı sıkışarak kılmak olarak anlamış, sıkıştırdıkça sıkıştırıyor. Kılıf da bulmuşlar buna, arası açık olursa şeytan girermiş. Lan ne güzel işte, bakarsın o da yola gelir. Camiye çorapsız gelenler, sarımsak yiyip gelenleri falan saymıyorum.

Bakın mesela, Cevat Akşit Hoca diyor ki; Peygamber Efendimiz sözde şu 5 tip kadın ile evlenmeyin demiş; şişman, kısa boylu, çok zayıf falan diye sayıyor. Ben ihtimal dahi vermiyorum böyle bir şey söylediğine;

Genişletmek için tıkla ...

Abim benim süreç bir kişi ile karar alınan bir süreç olmadı açıkçası.

Bunu çok ifade ettim bir kere daha belirteyim ki ne zaman DİN ile SİYASET kanka oldular, Siyasetten zaten nefret ederdim, DİN işi de bende bitti.

Bakın açık yazayım burada, benim çekineceğim bir hususu yok ve bunu ifade etmekten de çekinmem.

Beni sevecek olanlar Mislüman Hristiyan Yahudi Katolik Protestan Hindu Budist Putperest vs vs diye değil İNSAN olarak sevsin veya sevmesin.

Bu verdiğim basit bir örnek. DİN konusunun ilmini yapmış çok değerli dostlar var saygım sonsuz lakin TAKLİD-İ İman sahibi olanlar yani hayatında bir kitap açıp okumamış, hatta kendi kutsal kitabını dahi okumamış cahil güruhun beni sırf Müslümanım diye sevmesi veya kabul etmesinden ise ben DİNSİZ olayım o da beni sevmesin arkadaş bu kadar basit.

Yani biz burada (Sosyal mecrada) ''ilim bilim fen'' diyoruz, adam geliyor ''Allah'tan kork'' diyor.
Ne için korkayım abi? parçaladığım ürünün içinden çıkanları söyledim diye hangi dinin hangi tanrısından neden korkayım onu anlamadım?
Adam neden bana ''Allahtan kork'' diyor? Çünkü Teknik-Mantık-İlim-Bilim odaklı verebilecek cevabı yok.

Aynen yazıldığı gibi ''Safları sıkılaştırın şeytan girer'' kısmının mantıkla ne derece ilgisi yok ise, Ürün incelemesi altına gelip karşı argüman sunabilecek beyni olmadığı için işin içine Allah-u Tealayı karıştırmasında da mantık yok. Şimdi teknik terminoloji üzerinden ilerleyen ben mi günahkar oluyorum bu durumda yoksa ilgili olmayan bir konu içerisine yaratanı karıştıran mı?

Dediğim gibi sevgili kardeşim beni buraya getiren süreç çok uzun yıllar önce sorgulamakla başladı, HARAM diyenlerin hapır hupur yemesi, GÜNAH diyenlerin milyonluk arabaya binmesi, Camilerin parti militanları ile doldurulması ile son buldu. Ben o camiye gittiğim zamanlarda Yüce Yaratan ile ruhvani bağımı kuvvetlendirmeye, kutsal kitabmızın güzel örneklerini dinlemeye gidiyordum, ne zaman ki hoca efendiler din yerine din görünümlü siyaset konuşmaya başladılar ''Artık yeter'' dedim.

Benim için bir yaratıcı güç olduğu kısmı tamam, fakat ne zaman dünyaya geldiği belli olmayan, TEK BAŞINA geldiği dünyada hayatta nasıl kaldığı belli olmayan bir insan ve ondan günümüze ulaştığı belirtilen bu tarz anlatıların karşılığı kesinlikle bende yok.

Bunları forumda çok tartıştık, bana göre mantıklı bir çok soru sordum hiç birisinin cevabı verilmedi bu güne kadar çünkü cevap vermek isteyen arkadaşlarımız da cevabı bilmiyor. VARSAYIM değil gerçek bilgiye göre bakacak olursak ne Darwincilerin ne de yaradılışcıların tezleri hiç bir yere halen dayanmıyor.

Açık ifade edeyim ki eski kimlikleri halen kullanıyor olsaydık ben din ibaresini sildirmek için mahkemye giderdim bu günkü kafa yapım ile zira ben insanları İNSAN olması ve akılları ile değerlendiriyorum Dinleri ile değil.

Beni de DİN ile değil, ne isem o halimle dikkate almasını isterim herkesin. ''Yok aga Müslüman değilsen ben yokum'' diyenin de kendi takdiridir bir şey diyemem.

Adem Helvacı' Alıntı:

Abim benim süreç bir kişi ile karar alınan bir süreç olmadı açıkçası.

Bunu çok ifade ettim bir kere daha belirteyim ki ne zaman DİN ile SİYASET kanka oldular, Siyasetten zaten nefret ederdim, DİN işi de bende bitti.

Bakın açık yazayım burada, benim çekineceğim bir hususu yok ve bunu ifade etmekten de çekinmem.

Beni sevecek olanlar Mislüman Hristiyan Yahudi Katolik Protestan Hindu Budist Putperest vs vs diye değil İNSAN olarak sevsin veya sevmesin.

Bu verdiğim basit bir örnek. DİN konusunun ilmini yapmış çok değerli dostlar var saygım sonsuz lakin TAKLİD-İ İman sahibi olanlar yani hayatında bir kitap açıp okumamış, hatta kendi kutsal kitabını dahi okumamış cahil güruhun beni sırf Müslümanım diye sevmesi veya kabul etmesinden ise ben DİNSİZ olayım o da beni sevmesin arkadaş bu kadar basit.

Yani biz burada (Sosyal mecrada) ''ilim bilim fen'' diyoruz, adam geliyor ''Allah'tan kork'' diyor.
Ne için korkayım abi? parçaladığım ürünün içinden çıkanları söyledim diye hangi dinin hangi tanrısından neden korkayım onu anlamadım?
Adam neden bana ''Allahtan kork'' diyor? Çünkü Teknik-Mantık-İlim-Bilim odaklı verebilecek cevabı yok.

Aynen yazıldığı gibi ''Safları sıkılaştırın şeytan girer'' kısmının mantıkla ne derece ilgisi yok ise, Ürün incelemesi altına gelip karşı argüman sunabilecek beyni olmadığı için işin içine Allah-u Tealayı karıştırmasında da mantık yok. Şimdi teknik terminoloji üzerinden ilerleyen ben mi günahkar oluyorum bu durumda yoksa ilgili olmayan bir konu içerisine yaratanı karıştıran mı?

Dediğim gibi sevgili kardeşim beni buraya getiren süreç çok uzun yıllar önce sorgulamakla başladı, HARAM diyenlerin hapır hupur yemesi, GÜNAH diyenlerin milyonluk arabaya binmesi, Camilerin parti militanları ile doldurulması ile son buldu. Ben o camiye gittiğim zamanlarda Yüce Yaratan ile ruhvani bağımı kuvvetlendirmeye, kutsal kitabmızın güzel örneklerini dinlemeye gidiyordum, ne zaman ki hoca efendiler din yerine din görünümlü siyaset konuşmaya başladılar ''Artık yeter'' dedim.

Benim için bir yaratıcı güç olduğu kısmı tamam, fakat ne zaman dünyaya geldiği belli olmayan, TEK BAŞINA geldiği dünyada hayatta nasıl kaldığı belli olmayan bir insan ve ondan günümüze ulaştığı belirtilen bu tarz anlatıların karşılığı kesinlikle bende yok.

Bunları forumda çok tartıştık, bana göre mantıklı bir çok soru sordum hiç birisinin cevabı verilmedi bu güne kadar çünkü cevap vermek isteyen arkadaşlarımız da cevabı bilmiyor. VARSAYIM değil gerçek bilgiye göre bakacak olursak ne Darwincilerin ne de yaradılışcıların tezleri hiç bir yere halen dayanmıyor.

Açık ifade edeyim ki eski kimlikleri halen kullanıyor olsaydık ben din ibaresini sildirmek için mahkemye giderdim bu günkü kafa yapım ile zira ben insanları İNSAN olması ve akılları ile değerlendiriyorum Dinleri ile değil.

Beni de DİN ile değil, ne isem o halimle dikkate almasını isterim herkesin. ''Yok aga Müslüman değilsen ben yokum'' diyenin de kendi takdiridir bir şey diyemem.

Genişletmek için tıkla ...

Adem hocam; seni görmeden, tanışmadan sana karşı sayım-sevgim arttı. Lakin, Başkaları Din'i kullanıyor diye Dinden uzaklaşman bence yanlış. Abbasiler, Emevilerden bu yana Cuma namazlarındaki hutbeler genellikle Siyasi olmuştur. O günün hükümdarına methiyeler dizilmiştir. Günümüzde ise bence hutbeler o kadarda siyasi değil. Hatta hiç değil , ki zaten hutbeler çok yetersiz. Keşke daha derin konulara değinilse. Hatta Türkiye geneli her camide aynı hutbenin okunmasıda yanlış. Ankara Kocatepe caminde de aynı hutbe okunuyor, Ankaranın en ücra köyünde de aynı hutbe okunuyor. Mehmet Bey ile Mehmet emmiye aynı dil ağırlığında, aynı konuyu nasıl aktarırsın ki sen ? Neyse konuyu dağıttık

Demem o ki, sen iyi bir insansın. Gönül isterdi ki millete kızarak, kendini müslüman sananlara bakarak Dinden uzaklaşmasan keşke.

heamvivma' Alıntı:

Adem hocam; seni görmeden, tanışmadan sana karşı sayım-sevgim arttı. Lakin, Başkaları Din'i kullanıyor diye Dinden uzaklaşman bence yanlış. Abbasiler, Emevilerden bu yana Cuma namazlarındaki hutbeler genellikle Siyasi olmuştur. O günün hükümdarına methiyeler dizilmiştir. Günümüzde ise bence hutbeler o kadarda siyasi değil. Hatta hiç değil , ki zaten hutbeler çok yetersiz. Keşke daha derin konulara değinilse. Hatta Türkiye geneli her camide aynı hutbenin okunmasıda yanlış. Ankara Kocatepe caminde de aynı hutbe okunuyor, Ankaranın en ücra köyünde de aynı hutbe okunuyor. Mehmet Bey ile Mehmet emmiye aynı dil ağırlığında, aynı konuyu nasıl aktarırsın ki sen ? Neyse konuyu dağıttık

Demem o ki, sen iyi bir insansın. Gönül isterdi ki millete kızarak, kendini müslüman sananlara bakarak Dinden uzaklaşmasan keşke.

Genişletmek için tıkla ...

Ben herkese karşı saygılı ve faydalı bir insan olmayı başarabileyim. Gerisini eğer olacak ise zaman çözer.
Dedim ya, ''Bırakmadılar ki dinimizi yaratan ile başbaşa yaşayalım.'' Yaratan'' kısmına halen inanıyorum ama Din konusu şu an bana kapalı maalesef.
Diyanet özüne döner de hükumet yalakalığı yapmak yerine sadece Dini öğretiler hususuna odaklanırsa örneğini verdiğim cahiller yerine hem Ülkesine, Hem ülke İnsanına hem de Ülkesinin kurucu değerlerine saygılı bir dindar nesil yetişmesine de katkı sunar diye düşünüyorum.

Ben Dinimi kendim yaşamak istedim bırakmadılar, hiç olmazsa Din olgusu olmadan daha rahat ederim, en azından tek argümanı din olanlara verecek bir cevabım olur

Biz yine oturur konuşuruz, mesela kaç kere ezan sesi kaydettim ve şu an şu satırları yazarken yine ezan okunuyor, şu adam bu mübarek ezanı okurken ne demeye böyle ciyak ciyak bağırır ve Din konusunda görevli mevkiler bunları neden denetlemez anlamıyorum.

Öyle güzel ezanlar okunuyor ki şu minarelerden, bu BAĞIRARAK ezan okuyanlara neden kimse ders vermez mesela?

Yine sizlerle bunları seve seve tartışırım ama benim söylemlerim sadece merak eden araştıran vatandaş söylemi olur