Hyundai Sahipleri Dikkat. Seyir Halinde Direksiyon Kilitlenme Riskiniz Olabilir

Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Dostlar bildiğiniz üzere otomotiv benim uzmanlık alanım değil. Lakin bir tüketici dostumuzun başına gelen olayda kendisine ''Adem Helvacı'ya ulaş'' demişler, Mail ile detayları istedim yolladı, vatandaşın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiş maşallah.

Sıfır satın alınmış arabaya 1 yılda kayıtlı 22, kayıtdışılar dahil 30 dolayında servis müdahalesi
Seyir Halinde direksiyon kilitlenmesi
2 kere arka porya dağıtması
Cam kontrol düğmelerinin 3 kere değişmesi
Giderileyemeyen arka tekerlerden seyir halinde gelen ses sorunu
Giderilemeyen el fireni sorunu
Direksiyon arızası ve sorunu çözemeyen servisin lasitklerin birini 35 diğerini 31,5 hava doldurup denge kurmaya çalışması

ve daha tüketicinin anlattığı neler neler.

Tüm bunlara rağmen tüketiciye halen aynı arabayı kullanmayı mecbur kılıyorlar.

Ben elimden geldiğince youtube, twitter ve instada içerik üretip paylaştım. Foruma da yazıyorum ki bizimailemizin de konudan haberi olsun.





 
Umut Barış Çevrimdışı
23 Kas 2017
21,011
Bariz kalite kontrol ve imalat sorunu. O kusurlu araçları yenisi ile değişseler maliyeti fabrikayı bence sarsmaz ama gizlice iş halletmeye çalışıyorlar sanki. O servis teknisyeninin ikinci seferde "sorun yok" yazması ve el frenine vs müdahale edildi diye belirtmeleri fabrikadan servise gelen bir emir olabilir. Tüketici sadece arıza tespiti istemiş. Garanti dahilinde bile olsa tüketici onayı alınmadan işlem yapıldığı nerede görülmüş? Ortada üstlenilmeyen bir imalat kusuru var ve sürekli onarım yoluyla aracı gizlice revize ediyorlar gibi. Benim videodan anladığım bu. Markayı, fabrikasını karalamak gibi bir amacım yok. Yok camlardı, yok kapı kolu düğmeleriydi... Arkadaş sizin kalite kontrol biriminiz tam olarak ne iş yapıyor? Ar-ge tam olarak ne yapıyor?

Araba defalarca kez sökülmüş, birleştirilmiş. Sıfır aracın bu kadar sorun çıkartması zaten anormal. Aracın ücreti iade edilse, enflasyon ve kur farkı nedeniyle tüketicinin zarara uğrama ihtimali olabilir. Çünkü aynı sınıf, aynı özelliklerde farklı marka bir aracı aynı fiyata bulamayabilir. Bu da tüketicinin hatası değil.

Ortada ciddi bir işgüzarlık var. Bu modelden mağduriyet yaşayan tüm tüketicilerin birleşip üreticiye topluca dava açması lazım.

Fabrikadan bir araç bu kadar kusurla çıkamaz. Bunun bir mantığı yok. Ortada bariz üretim, arge, kalite kontrol sorunu var.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Bariz kalite kontrol ve imalat sorunu. O kusurlu araçları yenisi ile değişseler maliyeti fabrikayı bence sarsmaz ama gizlice iş halletmeye çalışıyorlar sanki. O servis teknisyeninin ikinci seferde "sorun yok" yazması ve el frenine vs müdahale edildi diye belirtmeleri fabrikadan servise gelen bir emir olabilir. Tüketici sadece arıza tespiti istemiş. Garanti dahilinde bile olsa tüketici onayı alınmadan işlem yapıldığı nerede görülmüş? Ortada üstlenilmeyen bir imalat kusuru var ve sürekli onarım yoluyla aracı gizlice revize ediyorlar gibi. Benim videodan anladığım bu. Markayı, fabrikasını karalamak gibi bir amacım yok. Yok camlardı, yok kapı kolu düğmeleriydi... Arkadaş sizin kalite kontrol biriminiz tam olarak ne iş yapıyor? Ar-ge tam olarak ne yapıyor?

Araba defalarca kez sökülmüş, birleştirilmiş. Sıfır aracın bu kadar sorun çıkartması zaten anormal. Aracın ücreti iade edilse, enflasyon ve kur farkı nedeniyle tüketicinin zarara uğrama ihtimali olabilir. Çünkü aynı sınıf, aynı özelliklerde farklı marka bir aracı aynı fiyata bulamayabilir. Bu da tüketicinin hatası değil.

Ortada ciddi bir işgüzarlık var. Bu modelden mağduriyet yaşayan tüm tüketicilerin birleşip üreticiye topluca dava açması lazım.

Fabrikadan bir araç bu kadar kusurla çıkamaz. Bunun bir mantığı yok. Ortada bariz üretim, arge, kalite kontrol sorunu var.
Açık ifade ediyorumki bu tarz durumlar aslında firmalar için ciddi bir araştırma ve geliştirme fırsatıdır.
Genelde tüketici elektroniği hususunda dile getirdiğim ''Yahu kardeşim ürün madem sorunlu, al o zaman fabrikana, incele kendin güzelce, bir süre kendm kullan konunun ne olduğunu anla ki çözümü genele faydalı olsun'' sözümü bu araba konusu için de açık şekilde belirtebilirim.

Kardeşim al sen bu arabayı fabrika yetkilisi olarak, zimmetle baş teknisyenine. Evine işine bununla gitsin gelsin. Seyir halinde tespit edilen her bir kusur not edilsin, çözüm odaklı hareket edilsin.

Yahu Volvo'nun bir kıa videosunu izledim. Adamlar içerisinde Volvo araç karışmış her kazayı dedektif titizliği ile inceliyor.



Tamam bir Volvo olun demiyoruz ama bir senede 22 kayıtlı hizmet almış arabayı da müşteriye kakalamaya kalkmayın kardeşim.
 
A Çevrimdışı

aeronics 

Süper Üye
15 Kas 2020
598
45
Öncelikle araç sahibi arkadaşa geçmiş olsun. Arkadaşın söylediklerinde katılmadığım tek bir konu var o da izolasyon ile ilgili olan. Parça maliyetini düşürmek için manuel vites ve otomatik viteste aynı izolasyonun kullanılması olası (Kesin öyledir ya da değildir demiyorum. Markadan markaya hatta aynı markanın araç segmentleri içinde bile değişiklik gösterebilir.) bir durumdur.

Porya dağılması konusuna gelirsek.
Porya dağılmasından kasıt büyük ihtimal poryanın bilyesinin dağılmasıdır. Yayınlanmış olan videoda bahsi geçen sesi duyamadım. İlkinde parça kalitesine bağlı olarak değişmiş olmasına rağmen çok kısa bir süre içinde aynı arızanın oluşması asıl arıza olan parçanın rulman olmadığının göstergesidir. Her sistem en zayıf halkası kadar güçlüdür ve arkadaşın durumundaki zayıf halka da rulman. Arızanın asıl kaynağı bulunup giderilmediği sürece o rulman daha çok değiştirilmek zorunda kalacaktır. Rulman dağınıkken aracın kullanılması intahara meğilli olmakla aynı şeydir. Çünkü o rulman gerçek anlamda dağılırsa bir sonraki adım poryayı ana taşıyıcıya bağlayan 3 ya da 4 adet civatalar kesilir (ki o yükte kesilmeleri işten bile değil) ve tekerlek araçtan ayrılıp gider. Bunun da sonucunun gerek araç gerekse de çevre araç ve yayalar için ne olacağı aşikardır. Aslında bunun için en basitinden balataların her iki ucunun eş şekilde aşınıp aşınmadığına bakarak bir ipucu elde edilebilir. Çünkü fren kaliperleri de ana taşıyıcıya bağlıdır. Disk ve tekerlekler ise poryaya bağlıdır. Ana taşıyıcı ve porya bağlantısı öngörülen şekilde (geometrik töleranslar) değilse diske düzgün basmadığından homojen olmayan bir aşınma oluşturacaktır. Bu benim aklıma ilk gelen olasılık. Videonun bir yerinde el frenine ayar yapıldığı söylenmiş. Bu ayar balatanın diske olan mesafesini ayarlar.
Porya bilyesinden sorunlu bir araç emin değilim ama TÜV'de muayeneden sürüş güvenliğini tehlikeye attığı için ağır kusur alabilir.
Adem Helvacı Adem Helvacı sizin için daha hakim olduğunuz alandaki karşılığını söyleyeyim. Çamaşır kurutma makinesinin tamburunu, arka kasaya bağlayan rulman porya rulmanıdır diyebiliriz.

Direksiyonun kitlenmesi durumu;
Hiç bir şekilde kabul edilebilir bir durum değil. Bahane bile kabul etmez. Aracın kendini korumaya almak amaçlı bunu yaptığı söylenmiş. Bu durumda sorulması gereken soru araçtaki hangi sensör aracın korumaya alınması gerektiğine dair (sensörde yanlış okuma olabilir) ECU'ya (aracın beynine) veri verdi? Ya da ECU yazılımında bir hata olabilir. Bazı sensörlerden belli bir kombinasyonda veri geldiğinde saçma bir komut iletiyor olabilir. Her halukarda bu durum hiçbir şekilde normal değildir.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Öncelikle araç sahibi arkadaşa geçmiş olsun. Arkadaşın söylediklerinde katılmadığım tek bir konu var o da izolasyon ile ilgili olan. Parça maliyetini düşürmek için manuel vites ve otomatik viteste aynı izolasyonun kullanılması olası (Kesin öyledir ya da değildir demiyorum. Markadan markaya hatta aynı markanın araç segmentleri içinde bile değişiklik gösterebilir.) bir durumdur.

Porya dağılması konusuna gelirsek.
Porya dağılmasından kasıt büyük ihtimal poryanın bilyesinin dağılmasıdır. Yayınlanmış olan videoda bahsi geçen sesi duyamadım. İlkinde parça kalitesine bağlı olarak değişmiş olmasına rağmen çok kısa bir süre içinde aynı arızanın oluşması asıl arıza olan parçanın rulman olmadığının göstergesidir. Her sistem en zayıf halkası kadar güçlüdür ve arkadaşın durumundaki zayıf halka da rulman. Arızanın asıl kaynağı bulunup giderilmediği sürece o rulman daha çok değiştirilmek zorunda kalacaktır. Rulman dağınıkken aracın kullanılması intahara meğilli olmakla aynı şeydir. Çünkü o rulman gerçek anlamda dağılırsa bir sonraki adım poryayı ana taşıyıcıya bağlayan 3 ya da 4 adet civatalar kesilir (ki o yükte kesilmeleri işten bile değil) ve tekerlek araçtan ayrılıp gider. Bunun da sonucunun gerek araç gerekse de çevre araç ve yayalar için ne olacağı aşikardır. Aslında bunun için en basitinden balataların her iki ucunun eş şekilde aşınıp aşınmadığına bakarak bir ipucu elde edilebilir. Çünkü fren kaliperleri de ana taşıyıcıya bağlıdır. Disk ve tekerlekler ise poryaya bağlıdır. Ana taşıyıcı ve porya bağlantısı öngörülen şekilde (geometrik töleranslar) değilse diske düzgün basmadığından homojen olmayan bir aşınma oluşturacaktır. Bu benim aklıma ilk gelen olasılık. Videonun bir yerinde el frenine ayar yapıldığı söylenmiş. Bu ayar balatanın diske olan mesafesini ayarlar.
Porya bilyesinden sorunlu bir araç emin değilim ama TÜV'de muayeneden sürüş güvenliğini tehlikeye attığı için ağır kusur alabilir.
Adem Helvacı Adem Helvacı sizin için daha hakim olduğunuz alandaki karşılığını söyleyeyim. Çamaşır kurutma makinesinin tamburunu, arka kasaya bağlayan rulman porya rulmanıdır diyebiliriz.

Direksiyonun kitlenmesi durumu;
Hiç bir şekilde kabul edilebilir bir durum değil. Bahane bile kabul etmez. Aracın kendini korumaya almak amaçlı bunu yaptığı söylenmiş. Bu durumda sorulması gereken soru araçtaki hangi sensör aracın korumaya alınması gerektiğine dair (sensörde yanlış okuma olabilir) ECU'ya (aracın beynine) veri verdi? Ya da ECU yazılımında bir hata olabilir. Bazı sensörlerden belli bir kombinasyonda veri geldiğinde saçma bir komut iletiyor olabilir. Her halukarda bu durum hiçbir şekilde normal değildir.
Değerli açıklamalar için çok teşekkür ediyorum.
Meraktan ötürü Poryanın ne olduğuna dair birkaç arkadaşla da görüşme yaptığımda bana benim anlayacağım dilde tam da sizin belirttiğiniz şekilde açıklama yaptılar.

Her şekilde gerek Porya gerekse Direksiyon sorunları cana kast problemlerdir yahu nasıl bu kadar rahat olabiliyor adamlar anlamak mümkün değil.
 
A Çevrimdışı

aeronics 

Süper Üye
15 Kas 2020
598
45
Değerli açıklamalar için çok teşekkür ediyorum.
Meraktan ötürü Poryanın ne olduğuna dair birkaç arkadaşla da görüşme yaptığımda bana benim anlayacağım dilde tam da sizin belirttiğiniz şekilde açıklama yaptılar.

Her şekilde gerek Porya gerekse Direksiyon sorunları cana kast problemlerdir yahu nasıl bu kadar rahat olabiliyor adamlar anlamak mümkün değil.

Araçlarda kullanılan parçalar belli yönetmeliklere tabiidir. Söz konusu parça/sistem güvenlik elemanı ise uygunsuzluk durumunda yaptırımlar çok sert oluyor. Mesela sizin aracınızın muayenesindeki tamponundaki bağlama telinin ucunun dışarı çıkık olması direkt olarak bahsi geçen yönetmeliklerden birine (ECE-R43) ters düşüyor. Detaylarla boğmayayım burayı ancak ne yazık ki bu işin sonucu Tüketici Mahkemesi gibi gözüküyor.

İşin kötü yanı servis bu konuda bir ayak süreyecektir. Bunun için en güzeli özel servisten rapor alınması olabilir. Hoş mahkeme zaten bilirkişi atayacaktır aracı incelemek için. Yapılan her müdahale ile servis bu kusurların üstünü kapattığı için bilirkişinin inceleyebileceği bir durum da kalmayacak. O yüzden mahkeme açarken hangi neden üstüne daha açılacağı iyi belirlenmeli.
 
Umut Barış Çevrimdışı
23 Kas 2017
21,011
Açık ifade ediyorumki bu tarz durumlar aslında firmalar için ciddi bir araştırma ve geliştirme fırsatıdır.
Genelde tüketici elektroniği hususunda dile getirdiğim ''Yahu kardeşim ürün madem sorunlu, al o zaman fabrikana, incele kendin güzelce, bir süre kendm kullan konunun ne olduğunu anla ki çözümü genele faydalı olsun'' sözümü bu araba konusu için de açık şekilde belirtebilirim.

Kardeşim al sen bu arabayı fabrika yetkilisi olarak, zimmetle baş teknisyenine. Evine işine bununla gitsin gelsin. Seyir halinde tespit edilen her bir kusur not edilsin, çözüm odaklı hareket edilsin.

Yahu Volvo'nun bir kıa videosunu izledim. Adamlar içerisinde Volvo araç karışmış her kazayı dedektif titizliği ile inceliyor.



Tamam bir Volvo olun demiyoruz ama bir senede 22 kayıtlı hizmet almış arabayı da müşteriye kakalamaya kalkmayın kardeşim.

Bir seride hata çıkar, tıpkı cam düğmeleri gibi, çağırır toplu değiştirir düzeltirsin.
Onu bile 3 kere değiştirmişler.

Ya servis işinin ehli değil, ya fabrika üretim kalitesinden bayağı feragat etmiş.

Sıfır aracı insanlar sorun yaşamamak için alıyor, mağdur kişi üstelik peşin almış.
Karşılığında istenen şey çok değil. Sorunsuz, temiz bir otomobil.

Pedalların olduğu yerdeki yalıtım malzemesinin açıkta durması da saçma bence.
Önüne kompozit bir malzeme vs ile kapatılması lazım.
Yağmurda, karda, çamurda arabaya binildiğinde, ayakkabıdan veya dışarıdan oraya nem sıçradığında o malzeme koku yapmaz mı?

DH'de şu konuyu gördüğümde üzülmüştüm;


Farklı sektörlerde farklı üreticiler de bölgeye özgü değişim yapıyor üretimlerde ama Hyundai'nin bazı basit kalemlerden bile feragat etmesi, benim gözümdeki notunu düşürdü açıkçası. Yani görsellik katan öğeler ne kadar maliyet getiriyor olabilir ki? Sıfır otomobil almayı göze alan insana bunu çok görmeyin yani. 2 lira daha versin, Koreli ile aynı arabaya binsin bizim vatandaşımız da. O kadar borcun veya maliyetin altına giren için ufak tefek ekstra fiyatlar çok koymaz bence.

Durum tüketici lehine bence ama eldeki kanıtlar, mahkemeye aktarılış biçimi de çok önemli.
Bilirkişilerin konuya tamamen hakim olamayacağı mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Araç zaten temel işlevlerini yerine getirme konusunda kusurlu, servisin ve bayinin tutumu da ayrı kusurlu.
Nereden baksak durum tüketici lehine, ama o kadar ücreti verip aracı kullanmak veya kenarda tutmak da epey can sıkıcı.

Araç sahibine sabır diliyorum, uzun süren bir süreç olacak muhtemelen.

Ben otomobilden anlamam ama ortada ya bir tasarım kusuru var, ya da kalite kontrol sorunu.
 
I Çevrimdışı

ibrahimykr1

Kayıtsız / Doğrulanmamış
Bu olay yurtdışında olsa acaba neler olurdu?
Yurtdışında yaşayan varsa forumda bir kaç örnek verirse cidden çok memnun olurum. Nasıl aksiyonları alıyorlar öğrenelim.
 
A Çevrimdışı

aykuttt 

Aktif Üye
14 Şub 2019
137
37
Ne kadar üzücü ve sancılı bir süreç. Haklısın ama derdini anlatana kadar canın çıkıyor. Dava açıyorsun, dava bitene kadar araca binmek zorundasın. En kısa sürede çözümlenir de yeni aracına kavuşur diye ümit ediyorum.
 
A Çevrimdışı

aeronics 

Süper Üye
15 Kas 2020
598
45
Yurtdışında bu süreçler biraz daha farklı oluyor.
Mahkeme süresince araç sahibi hasarlı olan aracı olduğu şekilde garaj ya da otoparka koyup başka bir araç kiralıyor. Mahkemeyi kazandığında da tüm bu masrafları da kalem kalem belgelendirip parasını çatır çatır alıyor.

Eğer sürüş güvenliğini tehdit eden bir durum ise aracın tip onayı (trafik tescili) iptal ediliyor. Bunun anlamı o araçların hepsinin trafikten çekilmesi anlamına geliyor ki bu durumda açılacak tazminat davalarının maliyeti üretici için çok büyük olacaktır. Bu nedenle bu tarz olaylarda firmalar hemen bülten yayınlayıp araçları geri çağırıyorlar. Daha bir iki ay önce lüks araç üreticisi bir araç üreticisi 6 sene önceki modellerinin fren merkezindeki bir problemden dolayı araçları geri çağırdı. Yanlış hatırlamıyorsam bunun firmaya maliyeti 3.2 Milyon Euro idi.

Aynı araç firmasının Türkiyedeki durumu ise biraz farklı. 4 ay kadar önce haberlerde görmüştüm. Vatandaş 4 sene kadar önce sıfır almış. Araçta bir sürü motor ve şanzıman sorunu çıkmış ve çözüm bulunamıyor. Adam dava açmış. Dava 4 yıldır devam ediyor. Adam da arabayı kullanamadığından garaja çekmiş. Ara ara çekici üstüne atıp arabayı pankartlarla süsleyerek şehirde gezdiriyordu arabayı. Hatta röportajında "Gezmek için araba aldım ama şimdi arabayı gezdiriyorum." diye bir cümle kurmuştu.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Yurtdışında bu süreçler biraz daha farklı oluyor.
Mahkeme süresince araç sahibi hasarlı olan aracı olduğu şekilde garaj ya da otoparka koyup başka bir araç kiralıyor. Mahkemeyi kazandığında da tüm bu masrafları da kalem kalem belgelendirip parasını çatır çatır alıyor.

Eğer sürüş güvenliğini tehdit eden bir durum ise aracın tip onayı (trafik tescili) iptal ediliyor. Bunun anlamı o araçların hepsinin trafikten çekilmesi anlamına geliyor ki bu durumda açılacak tazminat davalarının maliyeti üretici için çok büyük olacaktır. Bu nedenle bu tarz olaylarda firmalar hemen bülten yayınlayıp araçları geri çağırıyorlar. Daha bir iki ay önce lüks araç üreticisi bir araç üreticisi 6 sene önceki modellerinin fren merkezindeki bir problemden dolayı araçları geri çağırdı. Yanlış hatırlamıyorsam bunun firmaya maliyeti 3.2 Milyon Euro idi.

Aynı araç firmasının Türkiyedeki durumu ise biraz farklı. 4 ay kadar önce haberlerde görmüştüm. Vatandaş 4 sene kadar önce sıfır almış. Araçta bir sürü motor ve şanzıman sorunu çıkmış ve çözüm bulunamıyor. Adam dava açmış. Dava 4 yıldır devam ediyor. Adam da arabayı kullanamadığından garaja çekmiş. Ara ara çekici üstüne atıp arabayı pankartlarla süsleyerek şehirde gezdiriyordu arabayı. Hatta röportajında "Gezmek için araba aldım ama şimdi arabayı gezdiriyorum." diye bir cümle kurmuştu.
Bu yazdıklarınıza inanmıyorum. Böyle şeyler olsa olsa muz cumhuriyetlerinde olur. Lütfen halkı galeyana getirici içeriklerden uzak durun.



Demek isterdim ama sadece altına imza atmakla yetinebiliyorum.

En büyük tesellim ise takribi 1 yıl gibi bir süre içinde içimize bir umut doğacak olması.
 
Geri
Üst Alt