Bizimki gibi ülkelerde, geleceği ve olayları tahmin edebilmek zordur. Bu tür öngörülerde kesin konuşmak, neredeyse kahinlik gibi olur. O yüzden böyle söylüyor ama hiçte yabana atılacak öngörüler değil. Hitler'den başlayıp, Yugoslavya örneği gözümüzün önünde. Irak, Libya, İran, Suriye, Afganistan örnekleri de cabası. Otoriter yönetimlerde her şey olabilir. Olasılık o kadar fazla ki... Bu arada katılmadığım bir şey var ve ne yazıkki toplumca bu hata çok yapılıyor: Beğenmediğimiz ya da kabul etmediğimiz kişilerin öngörülerini de dikkate almamamız. Örneğin, mafya üyesi diye Sedat Peker'i beğenmiyorum ama fikirleri ve söyledikleri, yaptığı açıklamalar benim için önemli. Eğer her görüşten bilgi ve fikir sahibi olmazsak, doğru ile yanlışı sadece kendi düşünsel alanımıza göre tartışırız...İlginç bir yaklaşım olmuş, olabilir mi? Mümkün. Ancak tamamen taraf olan insanların yorumlarını pek dikkate almıyorum kendi adıma. Özellikle kişi bu tarz haberci kimliğiyle yorum yapıyorsa. Keza yorumu yapıyor ve hep aksi olabilir mi, olabilir diyor.
Benim kıstasım taraf olan insanların fikirlerinin de taraf olacağı. Özellikle siyaset söz konusu olduğunda tarafların uç kısımları irrite eder beni. Neden ortamız yok ? Neden hep düşmanız ? Eleştiri desek eleştirmek değil kin kusmak resmen genelde yapılan. Yahu bir devlet var birde içinde yaşayanlar. Baki olanda bunlardır. Bu yüzden bu devlete de içinde yaşayanlara da kin gütmek, nefretle söylemde bulunmak fayda getirmeyecek ki. Ortada ol, mesele devletse mümkünse taraf olmadan eleştir. Öteki türlü eleştiri değildir bana göre.Bizimki gibi ülkelerde, geleceği ve olayları tahmin edebilmek zordur. Bu tür öngörülerde kesin konuşmak, neredeyse kahinlik gibi olur. O yüzden böyle söylüyor ama hiçte yabana atılacak öngörüler değil. Hitler'den başlayıp, Yugoslavya örneği gözümüzün önünde. Irak, Libya, İran, Suriye, Afganistan örnekleri de cabası. Otoriter yönetimlerde her şey olabilir. Olasılık o kadar fazla ki... Bu arada katılmadığım bir şey var ve ne yazıkki toplumca bu hata çok yapılıyor: Beğenmediğimiz ya da kabul etmediğimiz kişilerin öngörülerini de dikkate almamamız. Örneğin, mafya üyesi diye Sedat Peker'i beğenmiyorum ama fikirleri ve söyledikleri, yaptığı açıklamalar benim için önemli. Eğer her görüşten bilgi ve fikir sahibi olmazsak, doğru ile yanlışı sadece kendi düşünsel alanımıza göre tartışırız...
Hocam millet ile alenen dalga geçen bakanlar sürüsü yönetimde iken biz gariban vatandaşlar olarak elimizden bir halt gelmez.Yazıp yazıp siliyorum. Özetle hiçbir suç cezasız kalmamalı, kalırsa yapanın yanına kâr, geleninde ahlakı sorgulanır.
Sen de çok haklısın dostum...Hocam millet ile alenen dalga geçen bakanlar sürüsü yönetimde iken biz gariban vatandaşlar olarak elimizden bir halt gelmez.
Zamanında çıktık jobu yedik kafaya.
Ulan kibar kibar konuşsak anlamıyorlar, e kaba kuvvet ile de olmaz.
Bunu artık böyle kabul edelim.
Ve önümüze bakalım bireyler olarak... boşverin milleti falan.
Millet ne halt ederse etsin.
Önce sen - siz önemlisiniz sevgili , Puzik RUHİTAN
Bırakın değmez... uğraşmaya
İnandığı din sorgulamamayı emrediyor, burda zaten bütün her şey bitiyor. Din ve arabesk kültürünün bir araya geldiği ortamdan bir bok olmaz. Bir BOK olmaz !.
Rönesans lazımdır ve oda bu malzeme ile mümkün değildir...
Hep dedim tekrar diyeceğim,
- Uğruna can verenlere yazık. Değmez Değmez ve Değmez...
Sevgili İlteriş, mantıksal bir hata yapıyorsun. Kimse tarafsız olamaz, olmamalı da zaten. Bu hem bilime hemde eşyanın doğasına aykırıdır. Şimdi düşün; bir katili savunan avukat, tarafsız olursa, müvekkilini nasıl savunacak? Müvekkilinden taraf olmak zorundadır yoksa onu savunacağım derken idama götürür. İkincisi, "Özellikle siyaset söz konusu olduğunda tarafların uç kısımları irrite eder beni." bu cümle de mantıksal değil. Tabi Demokrasiye gerçekten inanıyorsan... Bizim gibi toplumların hatası da burada başlıyor zaten. Psikoloji, felsefe ve mantık okumayan toplumlarda bu hep görülür. bu cümlede iki olgu var: Birincisi, siyaset kavramı. Dostum günlük hayatımızın uyku dışında geçen her bölümü siyasettir zaten. Siyaseti sadece milletvekilleri, partililer yapmaz, herkes yapar ve hayatımızı böyle idame ettiririz. İkincisi "Uç kısımları..." Örneğin, toplumun bir bölümü idam ister, diğer bölümü idam istemez. İdam iyi bir şey değildir ama onun iyi ve caydırıcı bir ceza olduğuna inananlar da var. Şimdi bunlara inananlara uç kısım gözüyle bakarak bunları dışlamamız mı gerekir? Unutma bir birey önce içinde bulunduğu ailenin koşullarına, sonra da yaşadığı toplumun koşullarına göre gelişir. Demokrasiye inanan bir insan herkesin fikir özgürlüğüne saygı duymalıdır. Bizde bu yok işte. En sivri nokta bile tartışılabilir olmalı ama burada tarz ve yöntem önemli. Kişi uç noktaları bile savunabilmeli ama terbiye ölçüsünde... Bir örnek: Sana ve ailene küfreden birine "Canımmm, ne tatlı şeysin..." diyebilir misin? Kaldırır yumruğu patlatırsın. Buna etkiye tepki denir. Söz konusu vatan ve halk olunca, ister istemez bu tepki daha da artar... Adam anayasayı, kanunu, düzeni tanımıyor. Ben yaparım olur diyorsa, "Vardır bir bildiği" mi dersin? Adamın biri şöyle diyor: "Bu seçimleri kazanabilmek için kasada ne kadar altın varsa bozdurun, halka dağıtın. Asgari ücreti 4000 yapmak yetmez, 5000 olmalı. Seçimi kaybederseniz, hazineyi bu hırsızlara mı bırakacaksınız?" Yani muhalafetin hepsini hırsız olarak yaftalıyor. Gerçek demokrasi olsa, bunu söyleyemez. Şimdi bu adama karşı ben uç olmayacağım, öbür yanağımı da mı çevireceğim? 18 adamızı Yunan'a ve Amerikaya satanlara ben tarafsız mı davranacağım... Bunu yapan babam olsa, tarafsız davranmam. Bu arada 'Devlet' olgusu da bizim gibi toplumlarda yanlış algılanıyor... Devlet bir kurumdur ve o kurum Halk için vardır. O kurumda görev alanlar, milletin birbiriyle ve diğer ülkelerle ilişkilerini düzenlemek için millet tarafından onaylanmış kişilerdir. Bu kişiler yediği çanağa sıçıyorsa, ne yapacağız? " _Dur bakali ne olacak?" mı demeliyiz? Devlet kutsal filan değildir. Kutsal olan halktır ama bizim gibi geri kalmış toplumlarda, bu kavramların içine edildiği ve insanların da kavramlarla işi olmadığı için, öyle bir yutturmaca yapılıyor ki, sonuçta halk köle gibi gösterilmeye çalışılıyor ve işin kötüsü de giderek halk buna inanmaya başlıyor... Hırsıza 'Hırsız' denmeli ama ne zaman? Delillerle desteklendiği yargı tarafından belirlendiği zaman... 'Teknoloji öyle boyutlara geldi ki...' dediğimizde, hemen teknolojik gelişmeler aklımıza gelir, değil mi? Peki 'Teknik ve Metotlar öyle gelişti ki...' dediğimizde ne akla gelir? Örneğin, öyle psikolojik teknikler var ki, kardeşi kardeşe ya da çocuğu ebeveynlerine, onları kesecek kadar düşman edebilir. Yani, belli çıkarımları yapamazsan ve teknikleri bilmezsen, tekniği bilen adam seni en yakınlarına bile kolayca öldürebileceğin kadar düşman edebilir ve sen nasıl kullanıldığının farkına bile varmazsın. işte bizdeki asıl sorun da bu... O yüzden kavramları kullanırken gerçek anlamlarını bilerek kullanmalıyız. Sevgiyle kal.Benim kıstasım taraf olan insanların fikirlerinin de taraf olacağı. Özellikle siyaset söz konusu olduğunda tarafların uç kısımları irrite eder beni. Neden ortamız yok ? Neden hep düşmanız ? Eleştiri desek eleştirmek değil kin kusmak resmen genelde yapılan. Yahu bir devlet var birde içinde yaşayanlar. Baki olanda bunlardır. Bu yüzden bu devlete de içinde yaşayanlara da kin gütmek, nefretle söylemde bulunmak fayda getirmeyecek ki. Ortada ol, mesele devletse mümkünse taraf olmadan eleştir. Öteki türlü eleştiri değildir bana göre.