Birazda bünye meselesi bu.Kimisine günlük duş yeterken kimisine de Orhan babanın dediği gibi sadece duş yetmiyor.Ben her sbah işe gitmeden kullanıyorum neticede rektör ,rektör yardımcıları , hocalar vs. yanlarına kadar gidiyoruz.Ağır ve zor işlerde çalışanları anlarımda , insani ilişkilerin yoğun olduğu iş yerleri ,toplu taşıma vs. kesinlikle duş yetmiyorsa deo, roll on kullanılması gerekiyor.Zararlı diyenler de en azından ezcane ürünleri kullansın yani.
Çok güzel ne nokta atışı bir konuya değinmişsiniz.Forumdaki üyeler genel olarak elektronik ve tamir işi ile uğraştığı için bir öneri de ben vereyim. Olabildiğince lehime çıplak elle dokunmamaya çalışın, pasta dumanını asla solumayın. Kurumsal bir yerde çalışıyorsanız profesyonel duman toplama sistemi isteyin işvereninizden. Eğer böyle bir imkan yoksa en azından şu tip
filtreli bir fan ile dumanı direkt olarak solumaktan kaçının. Kurşunun deri ile emilimi kolaydır hemde elinize yapışınca kolay çıkmaz, temas ettikten sonra yemek yemeden önce elinizi uzun süre ve basınç uygulayarak yıkayın. Lehimleme sırasında duman ve kurşun ile temas önem verilmesi gereken bir konudur.
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:
Alüminyum birde bazı illerin şebeke sularında fazlaca oluyor. Kullandıkları çökertme filtreleri bununla çalışıyor çünkü. Bu filtrelerin çıkışları iyi ayarlanmazsa suda kalabiliyor. En iyisi şebeke suyunu filtreleyip içmek aslında o da maliyet olarak yüksek.
Öyle demeyin hocam güzel kokmak iyidir ??Çok güzel ne nokta atışı bir konuya değinmişsiniz.
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:
Deodorant ve bu tarz ürünleri hayatım boyunca kullanmadım çok nadiren parfüm sıkarım çok gereksiz gelir bana.
Özel günler için evet bu benim fikrim tabiki normalde kullanmam o tarz şeyler her fısta parfüm deodant falan ilk okul hocam anlatmıştı ozon tabasına zarar veriyoruz.Öyle demeyin hocam güzel kokmak iyidir ??
Kırk yılda bir lehim yaparım ve o kokuya bayılırım... ? bilgilendirme için teşekkürler.Forumdaki üyeler genel olarak elektronik ve tamir işi ile uğraştığı için bir öneri de ben vereyim. Olabildiğince lehime çıplak elle dokunmamaya çalışın, pasta dumanını asla solumayın. Kurumsal bir yerde çalışıyorsanız profesyonel duman toplama sistemi isteyin işvereninizden. Eğer böyle bir imkan yoksa en azından şu tip
filtreli bir fan ile dumanı direkt olarak solumaktan kaçının. Kurşunun deri ile emilimi kolaydır hemde elinize yapışınca kolay çıkmaz, temas ettikten sonra yemek yemeden önce elinizi uzun süre ve basınç uygulayarak yıkayın. Lehimleme sırasında duman ve kurşun ile temas önem verilmesi gereken bir konudur.
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:
Alüminyum birde bazı illerin şebeke sularında fazlaca oluyor. Kullandıkları çökertme filtreleri bununla çalışıyor çünkü. Bu filtrelerin çıkışları iyi ayarlanmazsa suda kalabiliyor. En iyisi şebeke suyunu filtreleyip içmek aslında o da maliyet olarak yüksek.
Nedense pasta kokusunu çok seviyor insanlar ama zararlı. Sonuçta solunan şey yanan bir tür reçine.Kırk yılda bir lehim yaparım ve o kokuya bayılırım... ? bilgilendirme için teşekkürler.
Artık daha az zarar veren itici gazlar kullanıyorlar.Çevreyi dünya yı düşünmek tabi ki çok güzel olması gereken şeyler.Ancak bunu tüm alışkanlıklarınıza da yaymanız gerekiyor.Saatlerce çeşme açık diş fırçalayıp sonra çevre duyarlılığı kasan bir sürü insan gördüm.Siz böylesinizdir demiyorum ancak toplumu ilgilendiren konularda herkes üstüne düşeni yapmaya mecbur.Bahse konu deodorant sa işlevi belliyken sadece duş yeten tabi ki kullanmasın ama yok zararlı gerek yok bu tarz iddaa lar biraz yersiz oluyor?Özel günler için evet bu benim fikrim tabiki normalde kullanmam o tarz şeyler her fısta parfüm deodant falan ilk okul hocam anlatmıştı ozon tabasına zarar veriyoruz.
Lehim potası ilk kez duydum, çok sakat bir makineymiş. Tam iş kazası çıkaracak türden.yaşı kemale erenlerin bütün çocukluğu alüminyum tencerelerde pişenleri yemekle geçmiştir. şahsen aldığım zehir miktarı bana yetersiz geldiği için, "pota" tabir edilen, bütün devreyi aynı anda lehimleyen aletle de çalışmak durumunda kalmıştım zamanında. bilen bilir. devreyi tutup içine daldırınca bir duman bulutu yükselir vb.
şansa yaşıyoruz bu memlekette.
Mesaj otomatik olarak birleştirildi:
lehim konusunda kurşun (pb) es geçilemez. çok tatlı zehri vardır.
Bizdekiler ya kalay kaplı bakır veya güveç idi ,sadece çaydanlık AL idi ,çelik devreye girdikten sonra tamamı çelik oldu,güveç hala duruyor ,biz kullanıyoruz ,kim bilir kaç yıllıktır o güveçyaşı kemale erenlerin bütün çocukluğu alüminyum tencerelerde pişenleri yemekle geçmiştir. şahsen aldığım zehir miktarı bana yetersiz geldiği için, "pota" tabir edilen, bütün devreyi aynı anda lehimleyen aletle de çalışmak durumunda kalmıştım zamanında. bilen bilir. devreyi tutup içine daldırınca bir duman bulutu yükselir vb.
alüminyumdan yırttım diye sevinirken, sıyrılan kalayın altındaki bakıra maruz kalmamışsınızdır umarım.Bizdekiler ya kalay kaplı bakır veya güveç idi ,sadece çaydanlık AL idi ,çelik devreye girdikten sonra tamamı çelik oldu,güveç hala duruyor ,biz kullanıyoruz ,kim bilir kaç yıllıktır o güveç
@Herkese :
Kalay kaplamak için özel gezici kalaycılar vardı ,tıpkı "pamuk atıcıları" gibi ,şimdikiler bilmezler pamuk atıcılarını ve kalaycıları
Pamuk atıcıları isminden de anlaşılacağı gibi ,o zamanlar yatak-yorgan-yastık tamamen pamuk idi ,ve bu kişiler bunları "yay" gibi bir alet ile dinj-donj-dinj-donj diye atıp,sertleşmiş pamuğu yumuşatırlardı ,ne günlerdi ,tam doğal ,tıpkı beslenme gibi
AL deolar hakkında alman ZDF kanalında izlemiştim belgesel keyfinde anlatılmıştı ,tabii almanca göğüs kanseri olayını bir hemşire ortaya çıkartmıştı yanılmıyorsam (emin değilim),neyse biz kullanmıyoruz ,ama güzel kokacağım diyerek alıp da kullananlara da bir şey demiyoruz,serbest piyasa var çok şükür