Adem Helvacı
Süper Üye
- 17 Şub 2017
- 24,294
- 51
Haydi bakalım, ne kadar daha ileri gidebiliriz merak ettim ve mailden cevap yazmak yerine buraya konu açmayı uygun gördüm. Bu konu başlığı da benim olsun :
Hocam merhabalar, mail başlığındakı forumda isminizi gördüm, acil olan bana bir şekilde ulaşır diye bir mesajınız var buna güvenip affınıza sığınarak mail atıyorum.
Sevdiğim bir abim işyerine klima almak istiyor özellikle ısıtma amaçlı. Tabı yazın soğutma için de kullanılacak. İşyeri bakkal dükkanı 35 metrekare. Yalıtım yok diyebiliriz. 24binlik modelleri almasını önermiş sorduğu klimacılar. Hangi marka model seçmek gerektiği veya bu btu nun fazla/az olduğu konusunda hiçbir fikir sahibi değiliz. Özellikle bazı klimaların -10 15 derece altında çalışmadığı söylenmiş ki kışın -20 nin altını gördüğümüz oluyor. Tüm bu kriterler için ne önerirsiniz? Bütçe 5 bin tl civarı. Havalar soğuduğu için zaten acele ediyor ben bakıp fikir vermezsem belki yarın bir klima alıp geçecek ama memnun kalmamasından korkuyorum. Bu sebeple affınıza sığınarak bu maili yolluyorum. İyi geceler
Değerli Kardeşim Ali Emre, Günaydın;
Normalde klima ile ilgili gelen soruları sadece mailden cevaplıyordum ama, ''Bu bir ilk olsun'' dedim ve sizin sorunuzu forum üzerinden cevaplamak istedim.
Öncelikle hemen yazayım ki fikirlerim bu forumda pek kabul görmez Bu nedenle yazdıklarım genele hitap değil size özeldir zira durumunuz da biraz özel.
Konumuza gelirsek;
Normal diye tabir ettiğimiz koşullarda sizin bahsettiğiniz M2 için gerekli olan BTU aslında 35 / 2.2. x 1000 = 15909BTU dur. Yani kabaca 16.000 BTU der ve otomatikman 18.000BTU klimaya yöneliriz lakin bu bahsettiğim formül, konunun yüzeysel ve basit tarafıdır. Daha karmaşık tarafında ise bölge katsayısı formülleri vs devreye girer.
Klima işinde asıl olan iyi bir analiz yapmaktır.
Bölge neresi?
Cephe neresi?
Bina kaç katlı?
Kaç m2 den ziyade kaç m3?
Günde kaç saat güneş alır?
İçeride kaç kişi yaşar?
Ticarethane mi yoksa ev mi?
Kapı açık mı kalır yoksa kapalı mı?
Hava perdesi var mı yok mu?
Mantolama var mı yok mu?
İzolayson zaafiyeti var mı?
Vs vs vs
Sizin durumda ise benim anladığım kadarıyla yukarıdaki soruların bir çoğunun cevabı genelde negatif. Yani en önemli unsur olan izolasyonumuz yok.
Bakkal olması nedeniyle içeride çok fazla eşya vardır, çok fazla eşya demek kütle ısısı demektir. Kütle ısısı demek ise ısı transferinin ilk başlarda bize negatif etki yaratacağı anlamı taşır. Bu anlamda aslında abiniz bir an önce, yani havalar iyice soğuyup içerideki tüm eşyaların kütle ısısı iyice düşmeden evvel klimayı taktırıp kabul edilir bir değerde klimayı çalıştırıp o edinilmiş ısıyı kaybetmemeye başlaması gerekmektedir.
BTU tercihinizde her ne kadar sizin alan normalde 24.000BTU için küçük olsa da, izolasyon zafiyetimiz ve ticarethane olması, kapının kapatılacak olsa dahi her müşteri girdiğinde yeniden açılması anlamı taşıdığı için sürekli ısı kaybı alarmı verir bize. Bu nedenle 24.000BTU olması en doğru tercih olur ki gelen arkadaşlarımız da zaten bu doğrultuda telkinde bulunmuşlar.
Peki 24 değil de 18 alsak ne olur? BTU eksik olsa ne, fazla olsa ne olur sorularınızın cevabına gelirsek.
Eksik BTU büyük sorundur, Ancak FAZLA BTU eskiden sorun olmakla birlikte günümüz üretimlerinde sadece satın alım maliyetini yükseltmektedir zira sistemlerin akıllanmış olması, sensör sayılarının çoğalması, yazılımsal algoritmaların ön plana çıkması, kodlama tekniklerinin değişmesi ve en önemlisi ise kompresörlerin artık frekans esasına göre çalışması nedeniyle her ne kadar ürün 24.000BTU olarak görünse de aslında bu frekans ayarı ve bu yüksek akıl sayesinde sensörlerden aldığı bilgiler doğrultusunda ürün kendisini o anki ortama adapte edebilmekte ve ortam 13.000BTU yu gerektiriyorsa kompresörü daha düşük kapasitede çalıştırarak 13.000BTU değerinde çalıştırabilmektedir. Eski sistemlerde yüksek btu lar sahte ısı algılaması sorunları yarattığı için elbette önerilmezdi.
Şu durumda sizin 18 lik bir klima alıp da, ‘’Yetmezse 24.000 e yükselir’’ gibi bir beklentiniz olamamakla birlikte. 24.000 lik klima alıp, ‘’çok gelirse sistem kendisini kısar’’ beklentisine sahip olabilmeniz kaçınılmazdır, bu bir avantajdır.
Elbette bu bize ‘’o zaman herkes gidip 24.000BTU alsın nasılsa sistem kendisini ayarlıyor’’ sonucunu vermez zira bu işin de temelinde sistemsel bir algoritma söz konusudur. İç ünitede bulunan ortam/boru sensörleri ile dış ünitede bulunan dış ortam/basınç hattı/dönüş hattı/ıpm gibi sensörlerin sentez çalışması sonucu ortaya bu AKIL unsurunun çıktığını unutmamak gerekir. O nedenle bu yazdıklarım GENELE değil sizin durumunuza özel bir tavsiyedir.
Gelelim en önemli unsurlardan birisi olan -20 konusuna.
Gerçi benim fikirlerim genel fikirlerle pek örtüşmez bu nedenle aramızda oldukça atışırız lakin benim her zaman söylediğim bir laf vardır. ‘’KLİMA KOŞUL İŞİDİR MARKA DEĞİL’’ yani herkes X alsın veya herkes Y alsın diyemeyiz.
Koşullar ne kadar ZORLU ise almanız gereken klimanın arkasındaki kalite ve mühendislik de o kadar KUVVETLİ olmalıdır. Bu nedenle sizin bahsettiğiniz koşullar ve bahsettiğiniz hava muhalefetine karşılık gidip de bir BAYMAK – VESTEL – ARÇELİK vs alamazsınız, ALMAMALISINIZ. Bu koşullarda ya imkanlarınızı zorlayıp ya bu işin piri olan ME den bir klima almanız, ya da soba kurmanızı öneririm.
Ben bahsi geçen markanın modellerine çok hakim değilim yine de hemen hemen bir çok modelinin -20 ve hatta -25 gibi değerlerde dahi çalıştığını bilirim. Bu nedenle maceraya atılmak yerine bu işi uzmanı ME ile çözmenizi tavsiye ederim.
Klimayı aldıktan sonrası için ise en önemli tavsiyem LÜTFEN KLİMANIZI KAPATMAYINIZ.
Evet kapatmayınız, akşam tükkanı kapatıp evine giderken abiniz klimayı 18 19 derecelere ayarlayıp bıraksın, sabah geldiğinde 22 23 24 artık kaç istiyorsa yeniden ayarlasın. Buradaki en önemli kıstas, size daha önce bahsettiğim kütle ısısıdır.
Bunu da size şu şekilde açıklamama izin verin.
Klima işi aslında bir ısı transferidir. termodinamik yasalarına göre hareket edilir ve bizler Termodinamiğin 2 numaralı yasasını baz alırız. buyasa bize der ki ''ısı daima sıcak cisimden soğuk cisime doğru akar'' yani klima aslında sizin bakkaldaki soğuk havayı dışarı atıyor ve ısıtılmış havayı içeriye pompalıyor.
Peki biz bu hareketle ne yapıyoruz? HAVA yı ısıtıyoruz. Sizce biz bakkaldaki makarnaları ısıtıyormuyuz? sizin cevabınız tabii ki burada HAYIR olacak lakin işte bu termodinamik yasası nedeniyle siz havayı ısıttıkça, makarna paketi kendi ısısını havaya bırakır, aslında tam tersi olur ve havadaki ısı, ısısını makarnaya bırakır ve oradaki soğuğu alarak ısısınıkaybeder, bu durumda sizin ısıtmaya çalıştığınız hava yeniden soğur ve klima bu soğumuz havayı alıp tekrar dışarı atar ve tekrar evaptan geçirerek tekrar ısıtılmış olarak içeri verir, bu hava tekrar makarnaya gider ve aynı döngü sürekli tekrar eder.
PEKİ NE ZAMANA KADAR?
İşte başından beri bahsettiğim KÜTLE ısısı dengelenene kadar, yani ne zaman ki hem makarna hem de hava 22 derece olur, işte o zaman ısıtma işi bitmiş demektir.
KLİMAYI KAPATIRSAK NE OLUR?
Siz klimayı kapatıp gittikten sonra termodinamik yasası tekrar devreye girer, yine ısı transferi başlar, bu sefer makarnadaki EDİNİLMİŞ ısı kendisini soğuk olan havaya teslim eder, hava sıcaklığı +8 derece ise, sabaha kadar o makarna ısısı da +8 derece olacaktır, siz sabah geldiğinizde BAKKAL ısıtmaya çalışırken aslında o makarnayı yeniden 22 dereceye getirmek için YENİDEN enerji harcarsınız ve BAKKAL ısıtmaya çalışırken MAKARNA ısıtır, gereksiz elektrik paraları ödersiniz.
KLİMAYI KAPATMADIĞIMDA NE OLUYOR?
Cevap aslında çok basit, siz klimayı kapatmak yerine 18 e ayarladığınızda, klima zaten bütün gün çalışarak enerji harcayarak EDİNDİĞİ kazanımı o noktadan sonra MUHAFAZA etmeye başlar. yani siz klimayı kapaytmak yerine 18 e ayarladığınızda, klima en alt frekansta çalışarak içerideki sirkülasyonu çok az bir enerji harcayarak devam ettirecek, böylece içerideki edinilmiş sıcak hava dışarıdaki soğuk havaya yenik düşmeyecektir.
NEDEN 24 DEĞİL DE 18 DERECE?
Aslında bu biraz da ha tasarruf yapılabilmesi adına verilmiş bir tavsiyedir, İNSAN faktörü için devrede olan ortalama 24 derece, ortamda insan yok iken çok da ihtiyaç olmayan bir ısıdır. klimanızın 18 i muhafaza etmek için harcayacağı enerji ile 24 ü muhafaza etmek için harcayacağı enerji arasında fark vardır bu nedenle kütle ısısını korumak adına 18 19 yapılabilir ancak bana göre 24 gereksizdir zira klimanızın sabah siz gelip 24 setlediğinizde size o ısıyı vermesi 15 dakika sürecektir. Halbuki klimanızı kapatsaydınız bu ısıya ulaşmanız 1 1.5 saati bulabilirdi mevsim koşullarına göre.
Daha anlatacak çok şey var da, hem ben biraz işlerime bakayım, hem de sizin gözleriniz biraz dinlensin.
merak ettiğiniz bir şey var ise buradan sorabilirsiniz. :
Hocam merhabalar, mail başlığındakı forumda isminizi gördüm, acil olan bana bir şekilde ulaşır diye bir mesajınız var buna güvenip affınıza sığınarak mail atıyorum.
Sevdiğim bir abim işyerine klima almak istiyor özellikle ısıtma amaçlı. Tabı yazın soğutma için de kullanılacak. İşyeri bakkal dükkanı 35 metrekare. Yalıtım yok diyebiliriz. 24binlik modelleri almasını önermiş sorduğu klimacılar. Hangi marka model seçmek gerektiği veya bu btu nun fazla/az olduğu konusunda hiçbir fikir sahibi değiliz. Özellikle bazı klimaların -10 15 derece altında çalışmadığı söylenmiş ki kışın -20 nin altını gördüğümüz oluyor. Tüm bu kriterler için ne önerirsiniz? Bütçe 5 bin tl civarı. Havalar soğuduğu için zaten acele ediyor ben bakıp fikir vermezsem belki yarın bir klima alıp geçecek ama memnun kalmamasından korkuyorum. Bu sebeple affınıza sığınarak bu maili yolluyorum. İyi geceler
Değerli Kardeşim Ali Emre, Günaydın;
Normalde klima ile ilgili gelen soruları sadece mailden cevaplıyordum ama, ''Bu bir ilk olsun'' dedim ve sizin sorunuzu forum üzerinden cevaplamak istedim.
Öncelikle hemen yazayım ki fikirlerim bu forumda pek kabul görmez Bu nedenle yazdıklarım genele hitap değil size özeldir zira durumunuz da biraz özel.
Konumuza gelirsek;
Normal diye tabir ettiğimiz koşullarda sizin bahsettiğiniz M2 için gerekli olan BTU aslında 35 / 2.2. x 1000 = 15909BTU dur. Yani kabaca 16.000 BTU der ve otomatikman 18.000BTU klimaya yöneliriz lakin bu bahsettiğim formül, konunun yüzeysel ve basit tarafıdır. Daha karmaşık tarafında ise bölge katsayısı formülleri vs devreye girer.
Klima işinde asıl olan iyi bir analiz yapmaktır.
Bölge neresi?
Cephe neresi?
Bina kaç katlı?
Kaç m2 den ziyade kaç m3?
Günde kaç saat güneş alır?
İçeride kaç kişi yaşar?
Ticarethane mi yoksa ev mi?
Kapı açık mı kalır yoksa kapalı mı?
Hava perdesi var mı yok mu?
Mantolama var mı yok mu?
İzolayson zaafiyeti var mı?
Vs vs vs
Sizin durumda ise benim anladığım kadarıyla yukarıdaki soruların bir çoğunun cevabı genelde negatif. Yani en önemli unsur olan izolasyonumuz yok.
Bakkal olması nedeniyle içeride çok fazla eşya vardır, çok fazla eşya demek kütle ısısı demektir. Kütle ısısı demek ise ısı transferinin ilk başlarda bize negatif etki yaratacağı anlamı taşır. Bu anlamda aslında abiniz bir an önce, yani havalar iyice soğuyup içerideki tüm eşyaların kütle ısısı iyice düşmeden evvel klimayı taktırıp kabul edilir bir değerde klimayı çalıştırıp o edinilmiş ısıyı kaybetmemeye başlaması gerekmektedir.
BTU tercihinizde her ne kadar sizin alan normalde 24.000BTU için küçük olsa da, izolasyon zafiyetimiz ve ticarethane olması, kapının kapatılacak olsa dahi her müşteri girdiğinde yeniden açılması anlamı taşıdığı için sürekli ısı kaybı alarmı verir bize. Bu nedenle 24.000BTU olması en doğru tercih olur ki gelen arkadaşlarımız da zaten bu doğrultuda telkinde bulunmuşlar.
Peki 24 değil de 18 alsak ne olur? BTU eksik olsa ne, fazla olsa ne olur sorularınızın cevabına gelirsek.
Eksik BTU büyük sorundur, Ancak FAZLA BTU eskiden sorun olmakla birlikte günümüz üretimlerinde sadece satın alım maliyetini yükseltmektedir zira sistemlerin akıllanmış olması, sensör sayılarının çoğalması, yazılımsal algoritmaların ön plana çıkması, kodlama tekniklerinin değişmesi ve en önemlisi ise kompresörlerin artık frekans esasına göre çalışması nedeniyle her ne kadar ürün 24.000BTU olarak görünse de aslında bu frekans ayarı ve bu yüksek akıl sayesinde sensörlerden aldığı bilgiler doğrultusunda ürün kendisini o anki ortama adapte edebilmekte ve ortam 13.000BTU yu gerektiriyorsa kompresörü daha düşük kapasitede çalıştırarak 13.000BTU değerinde çalıştırabilmektedir. Eski sistemlerde yüksek btu lar sahte ısı algılaması sorunları yarattığı için elbette önerilmezdi.
Şu durumda sizin 18 lik bir klima alıp da, ‘’Yetmezse 24.000 e yükselir’’ gibi bir beklentiniz olamamakla birlikte. 24.000 lik klima alıp, ‘’çok gelirse sistem kendisini kısar’’ beklentisine sahip olabilmeniz kaçınılmazdır, bu bir avantajdır.
Elbette bu bize ‘’o zaman herkes gidip 24.000BTU alsın nasılsa sistem kendisini ayarlıyor’’ sonucunu vermez zira bu işin de temelinde sistemsel bir algoritma söz konusudur. İç ünitede bulunan ortam/boru sensörleri ile dış ünitede bulunan dış ortam/basınç hattı/dönüş hattı/ıpm gibi sensörlerin sentez çalışması sonucu ortaya bu AKIL unsurunun çıktığını unutmamak gerekir. O nedenle bu yazdıklarım GENELE değil sizin durumunuza özel bir tavsiyedir.
Gelelim en önemli unsurlardan birisi olan -20 konusuna.
Gerçi benim fikirlerim genel fikirlerle pek örtüşmez bu nedenle aramızda oldukça atışırız lakin benim her zaman söylediğim bir laf vardır. ‘’KLİMA KOŞUL İŞİDİR MARKA DEĞİL’’ yani herkes X alsın veya herkes Y alsın diyemeyiz.
Koşullar ne kadar ZORLU ise almanız gereken klimanın arkasındaki kalite ve mühendislik de o kadar KUVVETLİ olmalıdır. Bu nedenle sizin bahsettiğiniz koşullar ve bahsettiğiniz hava muhalefetine karşılık gidip de bir BAYMAK – VESTEL – ARÇELİK vs alamazsınız, ALMAMALISINIZ. Bu koşullarda ya imkanlarınızı zorlayıp ya bu işin piri olan ME den bir klima almanız, ya da soba kurmanızı öneririm.
Ben bahsi geçen markanın modellerine çok hakim değilim yine de hemen hemen bir çok modelinin -20 ve hatta -25 gibi değerlerde dahi çalıştığını bilirim. Bu nedenle maceraya atılmak yerine bu işi uzmanı ME ile çözmenizi tavsiye ederim.
Klimayı aldıktan sonrası için ise en önemli tavsiyem LÜTFEN KLİMANIZI KAPATMAYINIZ.
Evet kapatmayınız, akşam tükkanı kapatıp evine giderken abiniz klimayı 18 19 derecelere ayarlayıp bıraksın, sabah geldiğinde 22 23 24 artık kaç istiyorsa yeniden ayarlasın. Buradaki en önemli kıstas, size daha önce bahsettiğim kütle ısısıdır.
Bunu da size şu şekilde açıklamama izin verin.
Klima işi aslında bir ısı transferidir. termodinamik yasalarına göre hareket edilir ve bizler Termodinamiğin 2 numaralı yasasını baz alırız. buyasa bize der ki ''ısı daima sıcak cisimden soğuk cisime doğru akar'' yani klima aslında sizin bakkaldaki soğuk havayı dışarı atıyor ve ısıtılmış havayı içeriye pompalıyor.
Peki biz bu hareketle ne yapıyoruz? HAVA yı ısıtıyoruz. Sizce biz bakkaldaki makarnaları ısıtıyormuyuz? sizin cevabınız tabii ki burada HAYIR olacak lakin işte bu termodinamik yasası nedeniyle siz havayı ısıttıkça, makarna paketi kendi ısısını havaya bırakır, aslında tam tersi olur ve havadaki ısı, ısısını makarnaya bırakır ve oradaki soğuğu alarak ısısınıkaybeder, bu durumda sizin ısıtmaya çalıştığınız hava yeniden soğur ve klima bu soğumuz havayı alıp tekrar dışarı atar ve tekrar evaptan geçirerek tekrar ısıtılmış olarak içeri verir, bu hava tekrar makarnaya gider ve aynı döngü sürekli tekrar eder.
PEKİ NE ZAMANA KADAR?
İşte başından beri bahsettiğim KÜTLE ısısı dengelenene kadar, yani ne zaman ki hem makarna hem de hava 22 derece olur, işte o zaman ısıtma işi bitmiş demektir.
KLİMAYI KAPATIRSAK NE OLUR?
Siz klimayı kapatıp gittikten sonra termodinamik yasası tekrar devreye girer, yine ısı transferi başlar, bu sefer makarnadaki EDİNİLMİŞ ısı kendisini soğuk olan havaya teslim eder, hava sıcaklığı +8 derece ise, sabaha kadar o makarna ısısı da +8 derece olacaktır, siz sabah geldiğinizde BAKKAL ısıtmaya çalışırken aslında o makarnayı yeniden 22 dereceye getirmek için YENİDEN enerji harcarsınız ve BAKKAL ısıtmaya çalışırken MAKARNA ısıtır, gereksiz elektrik paraları ödersiniz.
KLİMAYI KAPATMADIĞIMDA NE OLUYOR?
Cevap aslında çok basit, siz klimayı kapatmak yerine 18 e ayarladığınızda, klima zaten bütün gün çalışarak enerji harcayarak EDİNDİĞİ kazanımı o noktadan sonra MUHAFAZA etmeye başlar. yani siz klimayı kapaytmak yerine 18 e ayarladığınızda, klima en alt frekansta çalışarak içerideki sirkülasyonu çok az bir enerji harcayarak devam ettirecek, böylece içerideki edinilmiş sıcak hava dışarıdaki soğuk havaya yenik düşmeyecektir.
NEDEN 24 DEĞİL DE 18 DERECE?
Aslında bu biraz da ha tasarruf yapılabilmesi adına verilmiş bir tavsiyedir, İNSAN faktörü için devrede olan ortalama 24 derece, ortamda insan yok iken çok da ihtiyaç olmayan bir ısıdır. klimanızın 18 i muhafaza etmek için harcayacağı enerji ile 24 ü muhafaza etmek için harcayacağı enerji arasında fark vardır bu nedenle kütle ısısını korumak adına 18 19 yapılabilir ancak bana göre 24 gereksizdir zira klimanızın sabah siz gelip 24 setlediğinizde size o ısıyı vermesi 15 dakika sürecektir. Halbuki klimanızı kapatsaydınız bu ısıya ulaşmanız 1 1.5 saati bulabilirdi mevsim koşullarına göre.
Daha anlatacak çok şey var da, hem ben biraz işlerime bakayım, hem de sizin gözleriniz biraz dinlensin.
merak ettiğiniz bir şey var ise buradan sorabilirsiniz. :