Arkadaşı çok iyi anlıyorum demek isterdim, lakin bunu mümkünatı yok: bu tarz insanların eğilimleri olaya bakış açıları bizimkilerden çok ama çok başka. Keşke sorunlarını düzeltecek, onları denetleyecek sosyal hükümete sahip olsak. Baksanıza doktor ilaç yazıyor ama arkadaşımız- içmiyor içemiyor. Çünkü; korkuyor "onu denetleyen bir sistem olsa, onunla ilgilenen bir sistematik bir düzen olsa" hem insan kazanırız (hem de hap zararı olmaz) hap zararı: başlı başına bir sorundur. Hepimizin evinde tomarlarca alınıp, en fazla iki tane, üç tane kullanıp bıraktığımız haplar ile dolu..
Bakınız; hap almakta başlı başına da hastalık. Çok fazla ilaca sahip olmakta sorun değil mi? Devletin bu konu hakkında da bir şeyler yapması gerekmiyor mu? "Devletin yükümlülükleri nelerdir?" Örnek: ilaç kısatlama sistemi var mı? Varsa; neden doğru düzgün uygulanmıyor. İlaç aslında hem devlete-hem bize zararlı değil midir?
Kaç milyon hap alınıyor? Bu hapların 'ülkeye girişi' ve alınışı devlete ne kadara mâl olunuyor biliyor musunuz? Bence hayır: devlet kesinlikle hap kutularını küçültme, azaltma, minimize etme, takip etme, ve hatta hapları eve yollamasına izin veemeli bakın bana kızmayın (!)
Yahu; İbrahim efendi eve yollanmayan hap mı olurmuş o ne ki ! Derseniz, işte bu tarz arkadaşlarımız polikliniğe gidip hapını almalı bu kanunen yükümlülük haline getirilmeli. Bilhassa hapı yazıp "saldım çayıra mevlam kayıra" der iseniz bu sorun çözülmez..
Uzun bir yazı oldu evet. Ama umarım doğruları aksetmişimdir, Sayın.
Adem Helvacı abimiz'in de bu görüşüm hakkında yorumlarını beyan etmesini beklerim. Onun düşünceleri ufkumu kilometrelerce öteye açıyor..