eketen
Süper Üye
- 26 Haz 2020
- 1,235
Dün de fabrikası yoktu yalandı bilmem nelerdi, sözlerine güldük geçtik, şimdi de ben almam lar başlamış, sanki yalvarıyorlar alın diye... Yıllar önce çömezliğimde bir abim birinin yaptığı pcb kartın işçiliğini sert eleştirdiğim için öyle sözler etmişti ki bana bir dövmediği kalmştı. Gerekçesi emek verenin emeğini farketmeden küçümseme noktasına yaklaşmamdı. Bana emek var bu işte emeğe söz söyleyemezsin demişti.
Soru şu, emekçiyim diye geçinen birisi birilerinin emeğini yerden yere vuruyorsa kendisi nasıl gerçek emekçi olabilir? Sözlerine nasıl güvenilebilir?
İlk yapılan araçlar elektrikli idi ancak enerji depolama sorunu sebebiyle içten yanmalı motorlara geçilmişti. Şimdi sorun çözülmeye başlamış, üstelik klasikler gibi periyodik bakım gerektirmeyen bir araç.
Gülüyorum ağlanacak halimize, kişilere göre değişen eğriye, doğruya, takılacağımıza hakikatin peşinden koşsak elbet kazanan hepimiz olacağız.
Başkasının emeğine saygıdan bahsediyorsunuz ama ‘sanki yalvarıyorlar al diye’ diyerek karşınızdakinin düşüncesine zerre saygı duyamıyorsunuz. Sizin keser hep sizden yana yontuyor. Bu ülkede bu Millete faydası olan her işi alkışlayalım. İster yerli ister yabancı olsun. Ama her kesime faydası olsun.
Periyodik bakım gerektirmeyen derken periyodik bakımın sadece yağ, yağ filtresi, hava filtresinden oluştuğunu zannetmiyorsunuz değil mi. Elektrikli araçlar ağırlık olarak konvansiyonel araçlardan çok daha ağırdır. Bu da fren sistemini, ön-arka takım gibi taşıyıcıları daha erken yıpratır. Yani değişen bir şey olmaz, olamaz. Buna zaten küresel sistem müsade etmez.
Hakikatin peşinden koşmak derken de gerçekten, yuvarlamadan, edebiyata dökmeden hakikatleri konuşabilecek misiniz. Ona göre devam edelim.