Avrupadan dışlanan rus oligarklar bazı kulüplerimizi alıp yeni yönetim şekli (Avrupa da edindikleri şekliyle) getirirlerse önümüzdeki yıllarda ihaleler sporun kalitesinin yükselmesiyle daha albenili olur. Bizim kulüp başkanları kendi yönettikleri özel şirketlerini kara boğuyor, talip olduğu spor kulübünü iş bilmezliğinden zarara borca boğuyor. Ta ki şakşakçısı olan seyirci de gözlerini açıp yuhalamaya başlayıp sinkaflı tezahüratı arttırınca arkalarına bakmadan geri çekiliyorlar. Al birini vur ötekine hep aynı şeyi yapıp duruyorlar. Sanki hep aynı şeyi yapınca sonuç değişecekmiş gibi, yapanın değil yapılanın değişmesi sonucunda sonuç değişir. Koşmadan, sıkı antrenman yapılmadan futbol mu oynanır, bunları yapan kişlere karşı. İçeriye bakmayın yani ligin kendi arasındaki müsabakalara, iş sınırları aşınca ortaya çıkıyor. Dışarıya giden her takımımız tel tel dökülüp 90 dk. yı tamamlayamıyor. Takım maç bitse de yuvamıza dönsek havasına bürünüp içine kapanıyor.
İngiltereye gidip yeterince oynayamadan dönen Ozanın bir röportajında söylediği söz her şeyi ortaya koyuyor aslında. Ozan maçta top taca çıksa da nefes alsam diye dua ediyorum diyordu röportajın da varın gerisini siz değerlendirin. Kos koca uefa ve süper kupa almış 6S bile UEFA sıralamasında kaçıncı sırada.
Sözün özü biz söyleyemesek te elin oğlu dostun da olsa ne kadar ekmek o kadar köfte diyor. Yani o kadar köfte bu ekmeğe konmaz, bu lige istediğiniz para olmaz diyor.