Hocam böyle şeyleri anlatıp yazmak aslında terbiyesizliktir ancak, halen bir umut var olduğunu da vurgulayabilmek gerekiyor.
Artık din olgusunu sorgular olsam da insanlığımı kaybetmedim çok şükür. Bu bağlamda hayatımın her aşamasında hep başkalarını da düşündüm.
Mesela 2015 yılında 300 klimalık iyi bir toplu montaj işi aldığımda, o dönem Milas bölgesine bakan ben, aynı zamanda ailece görüştüğümüz başka bir servis arkadaşımı arayıp ''Bölüşelim mi?'' demiştim ve birlikte yapmıştık işin büyük kısmını.
Daha dün, kendi eliyle ürün getiren ve parasını ödemeye razı şekilde bana gelen vatandaşın televizyonu söktüm, arızasını tespit ettim, o esnada sohbet ederken anladım ki maddi anlamda zorda bir arkadaşımız. ''Bak kardeşim arızalı kartın bu, al sen bu tv yi evine götür, bana boşuna bu kadar para ödeme, şu kartı şu siteden sipariş et, gelince şu şekilde tak'' dedim tv yi kapattım gönderdim. Ben de yapar para almadan verirdim ancak o zaman ezmiş olurdum kardeşimizi, zaten maddi anlamda zor şartlarda herkes, üstüne bir de psikolojik olarak ezmeye gerek yok kimseyi.
1980 lerden beri esnaflığın içinde, 1991 yılında vergi mükellefi olmuş birisi olarak esnaflığın o yıllarını çok özlemekle birlikte, bölgemde bana ''Deli galiba'' diye bakan meslektaşlarıma rağmen halen kapımdan giren insanlara önce işi kendileri nasıl yapabilir onu anlatıyorum. Geen hafta elinde bir poşet elma ile giren bir öğretmen arkadaşımızın hikayesi de bundan farklı değildi.
43'' televizyonunun ledlerini değiştirtmek için bana getirmek üzere bilgi almaya gelen öğretmenimiz ile sohbet edince bu işi kendisinin yapabileceğine ancak elinde vantuz olmadığı için tereddüt ettiğine kanaat getirince dedim ki ''Hiç sorun yok hocam, ledleri sipariş edin, gelince bana uğrayın benim vantuzları alın''
Vantuzlarla birlikte elmamız geldi işte
Öğretmenimiz ledlerini değiştirmiş mutlu mesut kullanıyor şimdi.
Diyeceğim o ki sayın hocam, o ruh ölmedi ancak yok denecek kadar azaldı farkındayım, unutulmaması için mücadele etmeliyiz