Adem Helvacı
Süper Üye
- 17 Şub 2017
- 24,294
- 51
[size=large]Değerli Okuyucular Merhaba;
Son yıllarda yoğun bir şekilde ön plana çıkan klima ısıtmama şikayetlerine istinaden hem sohbet etmek, hem gözden kaçan birkaç konuya değinmek, hem de bilinmeyen bazı konuları gündeme getirmek istedim.
Öncelikle belirtmek isterim ki klima ile ısınmamak aslında mümkün değil, Tabi ki gerekli koşullar oluşturulmuş, istenen şartlar sağlanmış ve beklenti çıtası çok yüksek konumlandırılmamış ise.
Klima ile elbette ki ev/ofis/iş yeri ısıtılır lakin dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var bunları gerek klima araştırması, gerek yer seçimi, gerekse montaj aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlar olarak sıralayabiliriz.
Uygun klima seçimi;
Burada önemli olan etken, uygun alan için uygun klima seçimidir. Hemen her tüketicinin basit bir formül ile tespit edebileceği BTU tercihini uygun seçmenin yanı sıra aslında çok daha önemli bazı unsurları da göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatmak isterim.
Bilinen en basit ve uygun olan formül M2 / 2.2 x 1000 şeklindedir. Örnek vermek gerekirse eğer, Evimiz 30m2 ise, 30 / 2.2 x 1000 = 13600 BTU sonucuna ulaşırız.
Genel kabul gören durum hemen bu rakamı yukarı yuvarlayarak 18.000BTU klima önermek olsa da, Günümüz koşullarında İNVERTER sisteme geçilmiş olması, kodlama tekniklerinin değişmesi, Komprsörlerdeki frekans aralıklarının çok daha fazla değişken devire sahip olması gibi etkenler ile aslında 12.000BTU kasaya sahip bir klima uygun alana seçilip bununla dahi ısıtma başarılı bir şekilde sağlanabilir.
Her zaman yazdığım gibi KLİMA İŞİ KOŞUL İŞİDİR, eğer sizin koşullarınız uygun ise, 13600BTU ihtiyaç olan bir alana 12.000BTU klima alarak da ısınabilir ve soğutma yapabilirsiniz, kaldı ki eğer bir klima ısıtıyor ise, soğutmaması imkansızdır. Bunun için tek yapılması gereken sadece biraz zaman kullanmaktır.
Nedir bu UYGUN ALAN?
Yukarıdaki örneğimizde belirttiğim üzere 30m2 bir alanımız olsun, evet BTU anlamında 13600BTU klimaya ihtiyacımız var lakin evimiz Güney/Doğu veya Güney/Batu cephe ise, Binamızda mantolama var ise, evde pvc pencere ve ısıcam var ise, zemin parke ve biraz da olsa eşya yoğunluğumuz var ise o evin 12.000BTU klima ile ısınmaması mümkün değildir.
Peki ya BÖLGE?
Elbette ki bu saydığımız unsurların ERZURUM da sağlanmış olması, klimanın yine de istenen performans verilerinde çalışacağı garantisini vermez size. Bu nedenle Konuya Bölge/Cephe/Kişi sayısı/Elektrik yükü/Isı yükü/Bölge katsayısı gibi durumların da dahil olacağı unutulmamalı. Bu nedenle bulunulan bölgeye uygun klima tercih edilmesi HAYATİ önem teşkil etmektedir.
KEŞİF HER ŞEYDİR
Evet sağlıklı bir keşif, olmazsa olmazımızdır. Klimalar günümüzün en teknolojik ve en ekonomik ısıtma aygıtlarıdır lakin sağlıklı çalışma ortamlarına ihtiyaç duydukları da bir gerçektir. Bu anlamda -30 dereceleri gören iklimlerde BAYMAK klima alıp keyfimize bakacağımızı düşünürsek, bunun büyük bir yanılgı olduğunu DONARAK anlarız ki bu da acı bir tecrübe olur maalesef. Günümüz teknolojik koşullarında ME gibi lider markaların -25 de dahi çalışan klimaları mevcut olması nedeniyle öncelikle BÖLGE/ÜRÜN dengesinin çok dikkatli kurulması gerektiğini unutmamak gerekir.
KLİMALAR NEDEN GEÇ ISITIR?
Sorulan soruların başında gelir bu, GEÇ ISITMA konusu aslında teknolojinin eski zamanlarından kalan bir alışkanlığın ve elektrik fatura korkusunun doğal bir sonucudur. Nedir bu alışkanlık? Klima kapatmak. Evet klimayı kapatmak yapılan hataların en başında gelir lakin yüksek elektrik faturaları nedeniyle kaçınılmaz bir durumdur. Ancak sizlere bu yazıyı yazmamın en önemli nedenlerinden birisi de son 3-4 yıldır yaşadığımız büyük teknolojik gelişim ve değişimdir.
KLİMAMI KAPATIRSAM NE OLUR? KAPATMAZSAM NE OLUR?
Normalde pek dile getirilmeyen ancak benim sıklıkla telaffuz etmeye çalıştığım KÜTLE ISISI denilen olgu aslında bu temel sorunun anahtar cümlesidir. Kütle ısısının ne olduğuna ve nelere sebep olduğuna dair aşağıya örneklemeli açıklamalar yazacağım, bu açıklamaların sonrasında ise ara başlığımızda yazan ‘’kapatırsam ne olur? Kapatmazsam ne olur?’’ Sorusunun cevabını otomatikman almış olacağız.
KÜTLE ISISI NEDİR?
Öncelikle MADDE NEDİR? Sorusunun cevabını hatırlayalım. MADDE uzayda yer kaplayan ve belli bir hacmi, ağırlığı olan nesneye denir. KÜTLE ise MADDE nin daha büyük kalıplardaki hailine denir ve dolayısı ile her maddenin olduğu gibi her kütlenin de bir ısısı vardır. Burada ise devreye Termodinamik yasası girer ve Termodinamiğin 2 numaralı yasası yani ENTROPİ termal işlemlerde yönü belirler, Suyun yukarıdan aşağı akması gibi ısı da her zaman sıcaktan soğuğa doğru akar. Daha derin açıklaması için arzu eden araştırabilir ancak sonrası daha derin açıklamalar olduğu için sıkıcı olmaması adına buraya yazmıyorum. Bizi İlgilendiren ana kısım ise ısının akış yönü, yani sıcaktan soğuğa olan otomatik akış. Kainatta ısı yok ise soğuk vardır, aynen ışık yok ise hep karanlık olduğu gibi. Bu durumda ısının olmadığı her ortamda KÜTLE de soğuğa doğru akış sergiler. İşte bizim üzerinde durmamız gereken KÜTLE ISISI burada devreye girer.
Gelin bu KÜTLE ismini evimizdeki X bir eşya ile değiştirelim, Mesela evimizin duvarı, Mesela Mobilyamız, Mesela Buzdolabımız.
Şimdi bu durumda gelin klima ile ısıtmaya çalışacağımız bir evde en başından bir senaryo oluşturalım ve akışın nasıl ilerlediğini görelim.
Aşağıdaki resimde görüleceği üzere ben evimin parkesinin kütle ısısını öğrenebilmek adına dereceyi parkeye yapıştırdım, bunun sebebi ise havanın değil parkenin derecesini öğrenmek istememdir. Parkenin hemen 3 santimetre üzerinden de ölçüm aldığımda elbette ki daha sıcak bir hava ile karşılaştım ki bununla ilgili görselleri de paylaşıyorum.
Şimdi senaryomuz gereği 30m2 evimize 12.000BTU klimamızı taktık, Evin ortalama ısısı 20 derece. Ortalama diyorum zira parke 18, yüzey alanı 18.5, 50cm yukarısı 19, 150 cm yukarısı 20, 240cm yukarısı 21 derece.
Klimamızı açtık, klimamız doğal olarak hava emiş yapar, ısıtır (Emiş yapılan hava üzerindeki soğuğu dışarı atmak üzere alır) ve başlar odamıza 45 derece ortalamalı sıcak hava üflemeye. 20 girip 45 çıkmaya sürekli devam eden hava sirkülasyonu bir süre sonra ortam hava derecesini yukarı taşımaya başlar, yani ortalama 20 olan ortam ısısı 22-25-28 şeklinde ilerler (Zaman/Performans eğrisine göre hareket eder)
Bakınız işte Termodinamik 2 inci yasadaki entropi ve kütle ısısının önemi burada devreye girer. Ne demiştik? Akış her zaman sıcaktan soğuğa şeklindedir. Bu durumda bizim az önce ENERJİ harcayarak ısıttığımız hava ne oldu? Evimizin duvarı ile karşılaştı, hava 28, Duvar ise 18 derece, o zaman kaçınılmaz sonuç olur ve ısıtılmış hava, ısısını soğuk duvara bırakır etkisini kaybeder, taa ki klimamız soğuyan bu havayı yeniden vakumlayıp yeniden ısıtıp yeniden aynı ortama salana kadar.
Bu senaryo sürekli olarak tekrar ettiğinde, nasıl ki önce 20 lerde olan ortam hava değerini 23-25-28 vs yapıyorsak, aynı döngü içerisinde bir süre sonra duvar yani KÜTLE ısı değerini de 18 den 20-21 gibi değerlere yükseltiriz ki işte bunun için büyük bir enerji harcarız. Aynı konuyu Buzdolabımız, Koltuk takımımız, Mobilyamız için de kabul etmemiz gerekir.
İşte bu döngüde çok ZOR koşullar ile ve büyük ENERJİ harcayarak elde ettiğimiz KÜTLE ISI değerini, Eğer klimamızı kapatırsak kaybederiz, Kaybedersek geriye kazanmak için bütün o enerjiyi en baştan yeniden harcamak zorunda kalırız.
Bunu açıklamak için Şöyle bir örnek vermeme izin verin. Arabayı 1 inci vitesten başlayarak 5 e kadar geldik, saatte 130km hıza ulaştık ama bu hıza ulaşabilmek adına 1-2-3-4-5 derken oldukça fazla yakıt harcadık , 130 a ulaştık, ulaştığımız görünce frene bastık ve durduk, sonra aynı şekilde en baştan başladık, her 20 km de bir durup en baştan başladık. Şimdi düşünelim bakalım, 300km lik otobanı bitirmek için hiç durmadan 5inci viteste gidersek ne kadar yakıt harcarız? Sürekli durup kalkarak ne kadar yakıt harcarız?
Birebir eşdeğer bir örnek olmasa da, anlaşılabilmesi adına gayet yerinde bir örnektir.
Klimamızı açık bırakırsak, KÜTLE ISISI nı muhafaza ederiz, ısı değerimizi kaybetmeyiz. Klima kapattığımızda asıl korkmamız gereken şey havanın soğuması değil, kütlenin soğumasıdır, Klimamızı kapatırsak kazanılmışı kaybederiz ve zarar ederiz.
İşte bu nedenle ben yeni klima taktıranlara genelde ilk 2 gün eğer imkan var ise klimasını kapatmamasın öneririm.
Bunu örneklemek için 24 saatlik farka göz atalım isterseniz, Dün hemen hemen bu saatlerde zemine yerleştirdiğim dereceye, klimayı 22 dereceye setledikten 24 saat sonra baktığımızda (ki aslında günü kısa bir kısmında elektrik yoktu). Yaklaşık 4 derecelik bir fark görüyoruz.
Rakamsal anlamda küçük bir değer olan 4 rakamı, konu ısı olduğunda insan faktörü için çok çok büyük bir değerdir. Bu doğrultudan hareketle, edinilmiş bu 4-5 derecelik kütle ısısının kaybedilmemesi adına klimanın kapatılmaması, kapatma yerine 18-19-20 gibi değerlere setlenmesi çok daha makul bir yaklaşım olacaktır. (Bu değer kişi ısı alışkanlıkları ve Kış koşullarına göre değişkenlik gösterir)
Dikkat ederseniz, Normalde 45-50-55 derece üfleme kabiliyetine sahip klimamız ortam ısısının ve geri dönüş havasının setlenen değerler doğrultusunda seyretmesine bağlı olarak en alt frekansa inmiş, 25-30 lu değerlerde üfleme yapıyor, emiş ısısı aynı paralelde seyrediyor. Üflemenin karşısında duran derece 24 lü değerleri gösteriyor zira klimanın çıkış ısı değerine yaklaşık 3 metre mesafede duruyor. Zeminden belli aralıklarla alınan ısı değerlerinin de setlenen ve beklenen değerlere senkronize ilerlediğini görüyoruz.
Peki bu bize ne kazandıracak?
İşte gerçek enerji tasarrufu tam bu noktada elde edilir, Konfor koşullarının sınırına girilmiş mi? Evet girilmiş, setlenen değer 22 mi? Evet 22, peki klima bu noktada kapatılırsa avantaj sağlarmıyız? HAYIR işte o an bittiğimiz andır zira Zemin kütle ısısını 24 saatte 18 lerden 23 lere geirmek için harcadığımız tüm enerji, Entropi nedeniyle kaybedilir ve 24 saatlik harcanan İLK ve BÜYÜK enerji kaybedilir.
Zemini ve duvarları 18 derece olan bir alanı ısıtmak için harcanan ilk enerji ve zmana ile, Zemini ve duvarları 22 derece olan bir alanı ısıtmak için gereken enerji ve zaman arasında büyük fark vardır. :
Değerli Okuyucular;
KONFOR KOŞULLARI biz insanoğlu için ideal yaşam koşullarıdır, bu anlamda evlerimizde Dünya sağlık örgütünün önerdiği 21 dereceyi muhafaza etmeye yönelik hareket etmek durumundayız (Zorundayız demiyorum elbette) Elbette bizler de TÜRK tipi ısınmaya alışmışız lakin
1- Uygun alana uygun klima tercihi
2- Enerji verimliliği yüksek ürün tercihi
3- Uygun marka tercihi ile düşük tutulabilecek satın alım maliyeti
4- Zorlu koşullar için lider markalardan yana tercihte bulunmak
5- Tartışmasız Keşif, Tartışmasız Vakum yaptırmak
6- İZOLASYON-İZOLAYSON-İZOLASYON
NEDİR BU İZOLASYON?
İzolasyon demek illa ki evlerimizin mantolama sistemine, parkeye, asmolene vs sahip olması demek değildir, Kısmi anlamda bazı küçük hareketler ile büyük farklar yaratacak bir izolasyon da sağlayabiliriz evlerimizde.
Bu minik hareketin başında Perdelerimiz var. Evlerimizde ısının baş düşmanı Duvarlarımız ve Cam alanlarımızdır zira dış dünya ile direkt bağlantılı olan noktalardır buralar. Bu nedenle cam olan alanlarımızda klimamızdan çıkan sıcak hava ile cam alanın direkt temasını mutlaka kesmeliyiz. Bunu kesmediğimiz takdirde yukarıda özellikle üzerinde durduğumuz entropi nedeniyle klimamız havayı ısıtamadan hemen etkisini kaybedecek ve ortamın ısınma süreci uzayacaktır bu da ikinci öncelikle ISINAMIYORUM – GEÇ ISINIYORUM – DİZLERİMİN ALTI ÜŞÜYOR şikayetlerini ön plana çıkartacaktır.
Ben evimde Cam alanın en dış noktasında Stor perde, Önün önünde yani kornişin orta noktasında kalın perde, En iç noktada ise normal tül perde kullanıyorum, böylece her ne kadar PVC ve ısıcam olsa da, yine de soğuk olan bu unsur ile iç ortam arasına bir set çekmiş oldum.
Zeminde parke olması avantajdır lakin parke olsun olmasın mümkün olduğunca tüm zemini kaplayacak halı, Hiç hesap edilmediği kadar büyük bir avantaj sağlar. En son ve ciddi büyük kayıp ise duvarlarımızda yaşanır, Duvarlarımızdaki asılı olan tablolar dahi bizlere sanıldığından çok daha fazla avantaj sağlar.
NEDEN DİZLERİMİN ALTI ÜŞÜYOR?
Bu sorunun cevabı basit. Yukarıda aktardığım tüm bilgilerin ışığında sizlerin de tahmin edeceği üzere M3 anlamında alanı ısı ile DOLDURMAYA yetemeyen klima nedeniyle bu olumsuzluk yaşanmaktadır. Sıcak havanın fizik kuralları gereği hafifliğinden dolayı yükselmesi, Soğuk havanın ağır olmasına bağlı zemine çökmesi, yukarıdaki örneklerde belirtilen negatif unsurların yoğunluğu ile M3 anlamında alanın ısı ile doldurulamaması nedeniyle zemin daha soğuk kalır ve oturduğunuz yerde dizleriniz ve aşağısı üşür.
SONUÇ OLARAK;
Tüm bu bilgiler, sağlıklı bir klimanın bulunduğu ve uygun seçilmiş, uygun alanlara, olması gerektiği gibi takılmış klimalar ile elde edilebilecek sonuçlardır. Arıza nedeniyle çalışmayan klimalar ile ilgili farklı bir durum söz konusudur ki bu başka bir konu başlığında ele alınmalıdır.
Arıza durumlarında bölgenizde bulunan ve markanız aait YETKİLİ SERVİS arkadaşlarımızdan hizmet almanızı öneririm. :
Son yıllarda yoğun bir şekilde ön plana çıkan klima ısıtmama şikayetlerine istinaden hem sohbet etmek, hem gözden kaçan birkaç konuya değinmek, hem de bilinmeyen bazı konuları gündeme getirmek istedim.
Öncelikle belirtmek isterim ki klima ile ısınmamak aslında mümkün değil, Tabi ki gerekli koşullar oluşturulmuş, istenen şartlar sağlanmış ve beklenti çıtası çok yüksek konumlandırılmamış ise.
Klima ile elbette ki ev/ofis/iş yeri ısıtılır lakin dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var bunları gerek klima araştırması, gerek yer seçimi, gerekse montaj aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlar olarak sıralayabiliriz.
Uygun klima seçimi;
Burada önemli olan etken, uygun alan için uygun klima seçimidir. Hemen her tüketicinin basit bir formül ile tespit edebileceği BTU tercihini uygun seçmenin yanı sıra aslında çok daha önemli bazı unsurları da göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatmak isterim.
Bilinen en basit ve uygun olan formül M2 / 2.2 x 1000 şeklindedir. Örnek vermek gerekirse eğer, Evimiz 30m2 ise, 30 / 2.2 x 1000 = 13600 BTU sonucuna ulaşırız.
Genel kabul gören durum hemen bu rakamı yukarı yuvarlayarak 18.000BTU klima önermek olsa da, Günümüz koşullarında İNVERTER sisteme geçilmiş olması, kodlama tekniklerinin değişmesi, Komprsörlerdeki frekans aralıklarının çok daha fazla değişken devire sahip olması gibi etkenler ile aslında 12.000BTU kasaya sahip bir klima uygun alana seçilip bununla dahi ısıtma başarılı bir şekilde sağlanabilir.
Her zaman yazdığım gibi KLİMA İŞİ KOŞUL İŞİDİR, eğer sizin koşullarınız uygun ise, 13600BTU ihtiyaç olan bir alana 12.000BTU klima alarak da ısınabilir ve soğutma yapabilirsiniz, kaldı ki eğer bir klima ısıtıyor ise, soğutmaması imkansızdır. Bunun için tek yapılması gereken sadece biraz zaman kullanmaktır.
Nedir bu UYGUN ALAN?
Yukarıdaki örneğimizde belirttiğim üzere 30m2 bir alanımız olsun, evet BTU anlamında 13600BTU klimaya ihtiyacımız var lakin evimiz Güney/Doğu veya Güney/Batu cephe ise, Binamızda mantolama var ise, evde pvc pencere ve ısıcam var ise, zemin parke ve biraz da olsa eşya yoğunluğumuz var ise o evin 12.000BTU klima ile ısınmaması mümkün değildir.
Peki ya BÖLGE?
Elbette ki bu saydığımız unsurların ERZURUM da sağlanmış olması, klimanın yine de istenen performans verilerinde çalışacağı garantisini vermez size. Bu nedenle Konuya Bölge/Cephe/Kişi sayısı/Elektrik yükü/Isı yükü/Bölge katsayısı gibi durumların da dahil olacağı unutulmamalı. Bu nedenle bulunulan bölgeye uygun klima tercih edilmesi HAYATİ önem teşkil etmektedir.
KEŞİF HER ŞEYDİR
Evet sağlıklı bir keşif, olmazsa olmazımızdır. Klimalar günümüzün en teknolojik ve en ekonomik ısıtma aygıtlarıdır lakin sağlıklı çalışma ortamlarına ihtiyaç duydukları da bir gerçektir. Bu anlamda -30 dereceleri gören iklimlerde BAYMAK klima alıp keyfimize bakacağımızı düşünürsek, bunun büyük bir yanılgı olduğunu DONARAK anlarız ki bu da acı bir tecrübe olur maalesef. Günümüz teknolojik koşullarında ME gibi lider markaların -25 de dahi çalışan klimaları mevcut olması nedeniyle öncelikle BÖLGE/ÜRÜN dengesinin çok dikkatli kurulması gerektiğini unutmamak gerekir.
KLİMALAR NEDEN GEÇ ISITIR?
Sorulan soruların başında gelir bu, GEÇ ISITMA konusu aslında teknolojinin eski zamanlarından kalan bir alışkanlığın ve elektrik fatura korkusunun doğal bir sonucudur. Nedir bu alışkanlık? Klima kapatmak. Evet klimayı kapatmak yapılan hataların en başında gelir lakin yüksek elektrik faturaları nedeniyle kaçınılmaz bir durumdur. Ancak sizlere bu yazıyı yazmamın en önemli nedenlerinden birisi de son 3-4 yıldır yaşadığımız büyük teknolojik gelişim ve değişimdir.
KLİMAMI KAPATIRSAM NE OLUR? KAPATMAZSAM NE OLUR?
Normalde pek dile getirilmeyen ancak benim sıklıkla telaffuz etmeye çalıştığım KÜTLE ISISI denilen olgu aslında bu temel sorunun anahtar cümlesidir. Kütle ısısının ne olduğuna ve nelere sebep olduğuna dair aşağıya örneklemeli açıklamalar yazacağım, bu açıklamaların sonrasında ise ara başlığımızda yazan ‘’kapatırsam ne olur? Kapatmazsam ne olur?’’ Sorusunun cevabını otomatikman almış olacağız.
KÜTLE ISISI NEDİR?
Öncelikle MADDE NEDİR? Sorusunun cevabını hatırlayalım. MADDE uzayda yer kaplayan ve belli bir hacmi, ağırlığı olan nesneye denir. KÜTLE ise MADDE nin daha büyük kalıplardaki hailine denir ve dolayısı ile her maddenin olduğu gibi her kütlenin de bir ısısı vardır. Burada ise devreye Termodinamik yasası girer ve Termodinamiğin 2 numaralı yasası yani ENTROPİ termal işlemlerde yönü belirler, Suyun yukarıdan aşağı akması gibi ısı da her zaman sıcaktan soğuğa doğru akar. Daha derin açıklaması için arzu eden araştırabilir ancak sonrası daha derin açıklamalar olduğu için sıkıcı olmaması adına buraya yazmıyorum. Bizi İlgilendiren ana kısım ise ısının akış yönü, yani sıcaktan soğuğa olan otomatik akış. Kainatta ısı yok ise soğuk vardır, aynen ışık yok ise hep karanlık olduğu gibi. Bu durumda ısının olmadığı her ortamda KÜTLE de soğuğa doğru akış sergiler. İşte bizim üzerinde durmamız gereken KÜTLE ISISI burada devreye girer.
Gelin bu KÜTLE ismini evimizdeki X bir eşya ile değiştirelim, Mesela evimizin duvarı, Mesela Mobilyamız, Mesela Buzdolabımız.
Şimdi bu durumda gelin klima ile ısıtmaya çalışacağımız bir evde en başından bir senaryo oluşturalım ve akışın nasıl ilerlediğini görelim.
Aşağıdaki resimde görüleceği üzere ben evimin parkesinin kütle ısısını öğrenebilmek adına dereceyi parkeye yapıştırdım, bunun sebebi ise havanın değil parkenin derecesini öğrenmek istememdir. Parkenin hemen 3 santimetre üzerinden de ölçüm aldığımda elbette ki daha sıcak bir hava ile karşılaştım ki bununla ilgili görselleri de paylaşıyorum.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Şimdi senaryomuz gereği 30m2 evimize 12.000BTU klimamızı taktık, Evin ortalama ısısı 20 derece. Ortalama diyorum zira parke 18, yüzey alanı 18.5, 50cm yukarısı 19, 150 cm yukarısı 20, 240cm yukarısı 21 derece.
Klimamızı açtık, klimamız doğal olarak hava emiş yapar, ısıtır (Emiş yapılan hava üzerindeki soğuğu dışarı atmak üzere alır) ve başlar odamıza 45 derece ortalamalı sıcak hava üflemeye. 20 girip 45 çıkmaya sürekli devam eden hava sirkülasyonu bir süre sonra ortam hava derecesini yukarı taşımaya başlar, yani ortalama 20 olan ortam ısısı 22-25-28 şeklinde ilerler (Zaman/Performans eğrisine göre hareket eder)
Bakınız işte Termodinamik 2 inci yasadaki entropi ve kütle ısısının önemi burada devreye girer. Ne demiştik? Akış her zaman sıcaktan soğuğa şeklindedir. Bu durumda bizim az önce ENERJİ harcayarak ısıttığımız hava ne oldu? Evimizin duvarı ile karşılaştı, hava 28, Duvar ise 18 derece, o zaman kaçınılmaz sonuç olur ve ısıtılmış hava, ısısını soğuk duvara bırakır etkisini kaybeder, taa ki klimamız soğuyan bu havayı yeniden vakumlayıp yeniden ısıtıp yeniden aynı ortama salana kadar.
Bu senaryo sürekli olarak tekrar ettiğinde, nasıl ki önce 20 lerde olan ortam hava değerini 23-25-28 vs yapıyorsak, aynı döngü içerisinde bir süre sonra duvar yani KÜTLE ısı değerini de 18 den 20-21 gibi değerlere yükseltiriz ki işte bunun için büyük bir enerji harcarız. Aynı konuyu Buzdolabımız, Koltuk takımımız, Mobilyamız için de kabul etmemiz gerekir.
İşte bu döngüde çok ZOR koşullar ile ve büyük ENERJİ harcayarak elde ettiğimiz KÜTLE ISI değerini, Eğer klimamızı kapatırsak kaybederiz, Kaybedersek geriye kazanmak için bütün o enerjiyi en baştan yeniden harcamak zorunda kalırız.
Bunu açıklamak için Şöyle bir örnek vermeme izin verin. Arabayı 1 inci vitesten başlayarak 5 e kadar geldik, saatte 130km hıza ulaştık ama bu hıza ulaşabilmek adına 1-2-3-4-5 derken oldukça fazla yakıt harcadık , 130 a ulaştık, ulaştığımız görünce frene bastık ve durduk, sonra aynı şekilde en baştan başladık, her 20 km de bir durup en baştan başladık. Şimdi düşünelim bakalım, 300km lik otobanı bitirmek için hiç durmadan 5inci viteste gidersek ne kadar yakıt harcarız? Sürekli durup kalkarak ne kadar yakıt harcarız?
Birebir eşdeğer bir örnek olmasa da, anlaşılabilmesi adına gayet yerinde bir örnektir.
Klimamızı açık bırakırsak, KÜTLE ISISI nı muhafaza ederiz, ısı değerimizi kaybetmeyiz. Klima kapattığımızda asıl korkmamız gereken şey havanın soğuması değil, kütlenin soğumasıdır, Klimamızı kapatırsak kazanılmışı kaybederiz ve zarar ederiz.
İşte bu nedenle ben yeni klima taktıranlara genelde ilk 2 gün eğer imkan var ise klimasını kapatmamasın öneririm.
Bunu örneklemek için 24 saatlik farka göz atalım isterseniz, Dün hemen hemen bu saatlerde zemine yerleştirdiğim dereceye, klimayı 22 dereceye setledikten 24 saat sonra baktığımızda (ki aslında günü kısa bir kısmında elektrik yoktu). Yaklaşık 4 derecelik bir fark görüyoruz.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Rakamsal anlamda küçük bir değer olan 4 rakamı, konu ısı olduğunda insan faktörü için çok çok büyük bir değerdir. Bu doğrultudan hareketle, edinilmiş bu 4-5 derecelik kütle ısısının kaybedilmemesi adına klimanın kapatılmaması, kapatma yerine 18-19-20 gibi değerlere setlenmesi çok daha makul bir yaklaşım olacaktır. (Bu değer kişi ısı alışkanlıkları ve Kış koşullarına göre değişkenlik gösterir)
Dikkat ederseniz, Normalde 45-50-55 derece üfleme kabiliyetine sahip klimamız ortam ısısının ve geri dönüş havasının setlenen değerler doğrultusunda seyretmesine bağlı olarak en alt frekansa inmiş, 25-30 lu değerlerde üfleme yapıyor, emiş ısısı aynı paralelde seyrediyor. Üflemenin karşısında duran derece 24 lü değerleri gösteriyor zira klimanın çıkış ısı değerine yaklaşık 3 metre mesafede duruyor. Zeminden belli aralıklarla alınan ısı değerlerinin de setlenen ve beklenen değerlere senkronize ilerlediğini görüyoruz.
Peki bu bize ne kazandıracak?
İşte gerçek enerji tasarrufu tam bu noktada elde edilir, Konfor koşullarının sınırına girilmiş mi? Evet girilmiş, setlenen değer 22 mi? Evet 22, peki klima bu noktada kapatılırsa avantaj sağlarmıyız? HAYIR işte o an bittiğimiz andır zira Zemin kütle ısısını 24 saatte 18 lerden 23 lere geirmek için harcadığımız tüm enerji, Entropi nedeniyle kaybedilir ve 24 saatlik harcanan İLK ve BÜYÜK enerji kaybedilir.
Zemini ve duvarları 18 derece olan bir alanı ısıtmak için harcanan ilk enerji ve zmana ile, Zemini ve duvarları 22 derece olan bir alanı ısıtmak için gereken enerji ve zaman arasında büyük fark vardır. :
Değerli Okuyucular;
KONFOR KOŞULLARI biz insanoğlu için ideal yaşam koşullarıdır, bu anlamda evlerimizde Dünya sağlık örgütünün önerdiği 21 dereceyi muhafaza etmeye yönelik hareket etmek durumundayız (Zorundayız demiyorum elbette) Elbette bizler de TÜRK tipi ısınmaya alışmışız lakin
1- Uygun alana uygun klima tercihi
2- Enerji verimliliği yüksek ürün tercihi
3- Uygun marka tercihi ile düşük tutulabilecek satın alım maliyeti
4- Zorlu koşullar için lider markalardan yana tercihte bulunmak
5- Tartışmasız Keşif, Tartışmasız Vakum yaptırmak
6- İZOLASYON-İZOLAYSON-İZOLASYON
NEDİR BU İZOLASYON?
İzolasyon demek illa ki evlerimizin mantolama sistemine, parkeye, asmolene vs sahip olması demek değildir, Kısmi anlamda bazı küçük hareketler ile büyük farklar yaratacak bir izolasyon da sağlayabiliriz evlerimizde.
Bu minik hareketin başında Perdelerimiz var. Evlerimizde ısının baş düşmanı Duvarlarımız ve Cam alanlarımızdır zira dış dünya ile direkt bağlantılı olan noktalardır buralar. Bu nedenle cam olan alanlarımızda klimamızdan çıkan sıcak hava ile cam alanın direkt temasını mutlaka kesmeliyiz. Bunu kesmediğimiz takdirde yukarıda özellikle üzerinde durduğumuz entropi nedeniyle klimamız havayı ısıtamadan hemen etkisini kaybedecek ve ortamın ısınma süreci uzayacaktır bu da ikinci öncelikle ISINAMIYORUM – GEÇ ISINIYORUM – DİZLERİMİN ALTI ÜŞÜYOR şikayetlerini ön plana çıkartacaktır.
Ben evimde Cam alanın en dış noktasında Stor perde, Önün önünde yani kornişin orta noktasında kalın perde, En iç noktada ise normal tül perde kullanıyorum, böylece her ne kadar PVC ve ısıcam olsa da, yine de soğuk olan bu unsur ile iç ortam arasına bir set çekmiş oldum.
Zeminde parke olması avantajdır lakin parke olsun olmasın mümkün olduğunca tüm zemini kaplayacak halı, Hiç hesap edilmediği kadar büyük bir avantaj sağlar. En son ve ciddi büyük kayıp ise duvarlarımızda yaşanır, Duvarlarımızdaki asılı olan tablolar dahi bizlere sanıldığından çok daha fazla avantaj sağlar.
NEDEN DİZLERİMİN ALTI ÜŞÜYOR?
Bu sorunun cevabı basit. Yukarıda aktardığım tüm bilgilerin ışığında sizlerin de tahmin edeceği üzere M3 anlamında alanı ısı ile DOLDURMAYA yetemeyen klima nedeniyle bu olumsuzluk yaşanmaktadır. Sıcak havanın fizik kuralları gereği hafifliğinden dolayı yükselmesi, Soğuk havanın ağır olmasına bağlı zemine çökmesi, yukarıdaki örneklerde belirtilen negatif unsurların yoğunluğu ile M3 anlamında alanın ısı ile doldurulamaması nedeniyle zemin daha soğuk kalır ve oturduğunuz yerde dizleriniz ve aşağısı üşür.
SONUÇ OLARAK;
Tüm bu bilgiler, sağlıklı bir klimanın bulunduğu ve uygun seçilmiş, uygun alanlara, olması gerektiği gibi takılmış klimalar ile elde edilebilecek sonuçlardır. Arıza nedeniyle çalışmayan klimalar ile ilgili farklı bir durum söz konusudur ki bu başka bir konu başlığında ele alınmalıdır.
Arıza durumlarında bölgenizde bulunan ve markanız aait YETKİLİ SERVİS arkadaşlarımızdan hizmet almanızı öneririm. :