Benzer bir ödül hikayesi de bende var...
73/4 tertip olarak 94 yılının Mart ayında Iğdır'da geçici görevli olarak bulunan İstanbul Jandarma Komando Taburu'nun 2.Bölüğe katılırken, 22 asker içerisinden 2 lise mezunundan biri ben ve özellikle de ticaret lisesi mezunu olunca (10 parmak klavye mevzusu) doğrudan bölük yazıcısı yaptılar, "dedem" tezkereci olduğu için pek işlerle ilgilenmiyordu o sebeple beni "çırak" olarak almıştı yazıhaneye, zaten 3 ay sonrasında da tezkere aldı.
Bölük komutanı beni çağırdı gelen yazıyı verdi ve "yeni gelen tertipten 5 isim belirle ve bu yazıya cevaben tabura yaz isimleri bildir, kendini de bu 5 kişinin içine yaz, muhtemelen ödül verecekler ama ne zaman olur bilinmez, süreç uzun olabilir, sen yeni gelen askerlerden isim bildir" dedi. Bende 22 kişi içerisinden kendime yakın bulduklarımdan, kısa sürede anlaşıp kaynaştıklarımdan 4 kişi daha belirleyerek gelen yazıya cevap verdim ve bu muhabbeti unuttum... Bölük komutanı hayli hayli unutmuş...
95 yılı Ocak veya Şubat ayıydı sanırım, belirlediğimiz 5 isime 3 milyon lira (o dönemde üsteğmenin çıplak maaşı 15 milyondu) para ödülü göndermişler, yukarıda Adem hocamın paylaşmış olduğu gibi resmi ve cafcaflı bir belge ile takdim ettiler ama ne teslim töreni oldu...
Ben ve bölük komutanımız olayı unuttuğu için önce şaşırdık, sonra verilen isimleri görünce bölük komutanı çıldırdı, ben ise gülmeye başladım.
İsimler belirlendiğinde ben zaten yazıcıydım tamam ama diğer dört arkadaş timde görevliydi fakat, ihtiyaç hasıl oldukça birisi yemekhane çavuşu, diğeri gazi olduğu için bölük karargahına çekildi, birisi bölük komutanının habercisi (postası) oldu, en sonuncusu da koğuşçu olmuş... Yani, hepimiz de geri hizmette görev yapıyoruz...
Bölük komutanı ile birlikte taburun önünde 5'imiz dizildik, komutanın çıldırma sebebi, Komando olarak gelen, dağda cengaver olan askerlerin zamanla bölük karargahına (geri hizmete) çekilmiş olmasıydı... "Bu isimleri kim verdi" dedi, ben gülmeyi bıraktım ve olayın geçen yıl cereyan ettiğini hatırlayarak, komutana da anlattım. O da gülmeye başladı... Sonrasında da; tabur komutanına kendince hava atarak; "bak komutanım, diğer bölüklerin ödül alan askeri yok, benim bölüğümden 5 asker bu ödüle layık görüldü"
Haliyle; tabur komutanının bizim ne iş yaptığımızdan haberi yok, ve diğer iki bölük komutanı isimleri belirlerken, bir yıl sonrasında tezkere almamış asker mevzusunu hesaba katmadığı için yani yazdığı isimler ödül gelene kadar tezkere aldığı için o bölüklerden kimse yoktu orada...
Bölük komutanımız sonrasında bana dedi ki; "olum, hadi sen yazıcıydın, kalan dördünü nasıl buldun seçtin de timdeki askerler bir yıl içinde nasıl bölük karargahına düştüler, biri de benim habercim olmuş" dedi ve bu sefer bastı kahkahayı...