Hardline Hipro Iso Whey Protein Tozu Mini İnceleme

Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,731
40
Selamlar herkese;

Uzun yıllardan beri gıda takviyesi kullanıyorum, buna sıklıkla protein destekleri de dahil oluyor. Önceden içeriğine çok fazla dikkat etmezdim, protein değerlerine bakıp alıyordum. Fakat artık yaş ilerledikçe, daha temiz ve doğala yakın olanı bulmaya çalışıyoruz. Başlıktaki Hipro Iso Whey de böyle bir ürün. İnternette zaten incelemesini bulabilirsiniz. Ben burada sadece kendi görüşümü, amatörce paylaşmaya çalışacağım.

Aroma olarak çikolatalı ve sade (aromasız-base) olmak üzere 2 seçenek mevcut. Boyut olarak da 36 servis sunan 900 gr'lık ambalaj ile 72 servise sahip 1.800 gr'lık ambalaj satılıyor.

Ben aromasız, küçük boy olanını tercih ettim. Sanırım şu ana kadar hayatımda kullandığım en temiz protein desteği bu ürün oldu. Daha önce buna benzer olarak Yeşil Marka'nın proteinini kullanmıştım fakat amino asit profili biraz düşüktü.

İçerik yalnızca Whey İzolatı ve B6 vitamininden oluşuyor. Sukraloz, Asesülfam K gibi tartışmalı yapay tatlandırıcıların hiçbiri mevcut değil. Hatta gördüğüm kadarıyla renk vermesi için gıda boyası bile kullanılmamış. Bu açıdan beğenimi kazandı. Böyle sade ürünler çok fazla üretilmiyor. Önceden Ultimate Nutrion satılırdı fakat sebebini bilmediğim bir şekilde Türkiye'de bulunmuyor artık.

Aromasız olan seçenekte protein oranı %91.6 yani 25 gr'lık bir serviste 22,9 gr protein bulunuyor. 1 ölçek 96 kcal enerjiye sahip. Sade olanında ise protein rekor düzeyde; %96 yani 25 gr'lık serviste 24 gr Whey protein var. 1 ölçek 100 kcal enerjiye sahip. 1 gr protein 4 kcal'ye eşit olduğundan çikolatalı ile arasında 4 kalorilik fark var. Onun dışında her 2 aromada da diğer tüm değerler aynı. (Çikolatalının yağ miktarı %0.01 daha fazla.)

Ürünü, ülkemizdeki en şişirilmiş markalardan biri olan Weider ile karşılaştırdım. Marka ve hammadde kalitesi gerçekten önemli fakat bazen öyle şeyler görüyorum ki, tamamen maltodekstrin kaynaklı kilo aldırıcıları sırf marka diye inanılmaz fiyatlara satıyorlar. Hatta maltodekstrinin tek başına satıldığını dahi gördüm, akıl alır gibi değil doğrusu.

Bazen salona 19-20'li yaşlarda çocuklar geliyor. Gainer almak istiyorlar ve almak istedikleri ürünü gösteriyorlar bana. Bir bakıyorum içinde maltodekstirn ve sukralozdan başka bir şey yok. Onu içeceğine git 1 bardak toz şekere su kat iç daha iyi 😃 Hatta toz şekerin glisemik indeksi daha düşük. Kurtarabildiğimizi kurtarıp, karbonhidrat kaynağı yulaf, kahverengi pirinç gibi sağlıklı ürünlere yönlendirmeye çalışıyoruz elbette ama bazıları marka kurbanı oluyor.

Lafı çok uzatmadan toparlayayım, karşılaştırmaya dair bir görsel hazırladım. Hardline, aromasız olan ürünün amino asit profilini paylaşmamış, ya da ben bulamadım. O nedenle, çikolata aromalı ürünün üzerinde küçük değişiklikler ile durumu düzelttim.

Hardline_vs_Weider.jpg


Karşılaştırdığım ürünler;
- Weider Premium Whey Isolate
- Hardline Hipro IsoWhey

Ana hatlarıyla bakacak olursak; protein değeri haricinde amino asit profili olarak Hardline daha önde görünüyor. Eşdeğer olmasına rağmen, hatta Hardline 1 tık daha iyi olmasına rağmen, Weider'in fiyatının 578 TL daha pahalı olması hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Markalara ait farklı fiyat politikaları deyip geçelim.

Her iki ürünün de kreatin içermiyor olması benim için bir artı. Çünkü içine kreatin katınca protein oranı yüksek çıkıyor diye biliyorum. Ayrıca diyet dönemindeki bir kişi ekstradan kreatin almak istemeyebilir zira vücutta su tuttuğu için yüz ve yanaklarda da şişkinlik yapabiliyor.

Hardline aromasız olduğundan doğal veya yapay hiçbir tatlandırıcı, aroma verici içermiyor. Weider marka üründe 3 farklı sentetik tatlandırıcının yanı sıra, topaklanma önleyici olarak silikon dioksit kullanılmış. Onun dışında her 2 üründe de soya lesitini bulunuyor.

Hipro_ISO_Whey_2.jpg

Hipro_ISO_Whey_1.jpg

Hipro_ISO_Whey_4.jpg


Hardline'ın ölçeği biraz fazla uzun, kutu yarıya gelmeden önce ölçeği içinden çıkarıp geri koymak çok zor oluyor.

Hipro_ISO_Whey_5.jpg

Hipro_ISO_Whey_6.jpg


Yıllar önce Hardline ile çok küçük bir ticari ilişkim olmuştu, inanılmaz derecede titiz bir firmaydı. Kurumsal logolarının basımında 1 mm dahi tolerans dışına çıkılmasını istemiyorlardı.

Ürünün tadından bahsetmeyi unuttum; aromasız olduğu için whey izolatının kendine has bir kokusu ve hafif ekşimsi bir tadı var, daha çok tahıla benziyor. Tek başına shake yapıp içmek için çok uygun değil. Yulafın içine katarsanız veya yoğurt ile güzel bir ikili oluşturuyor. Su ile karıştırıp içmek isteyenler için pek iyi bir tercih değil. Laktozsuz olduğu için, intoleransı olanlar güvenle tüketebilir.

Yeşil Marka haricinde Türkiye'de satılan aromalı bütün protein tozları tatlandırıcı olarak sukraloz ve türevlerini kullanıyor. Her ne kadar FDA tarafından onaylı olsa da uzun vadede bir takım sağlık sorunlarına yol açacağına dair görüşler var. Stevia gibi daha zararsız ve doğal bir tatlandırıcı varken firmaların sukraloz tercih etmelerini sadece maliyete bağlıyorum.

Etki konusunda bir şeyler yazmak mümkün değil. Kreatin, pre-workout hatta kafein alımı enerji, güç ve motivasyonu olumlu yönde etkileyebilir ancak protein içeceğinin kısa veya uzun vadede herhangi bir artı etkisi olduğuna katılmıyorum. Bu ancak steroidler için mümkün olabilir.

Şimdilik bu kadar 🙂
 
Sota Çevrimdışı

Sota 

Root
6 Mar 2016
19,791
Detaylı inceleme için teşekkürler.
Günümüz şartlarında yetersiz,kalitesiz beslenmenin sonucu olarak supplemenler hayatımızın içerisine dahil oldu.

Whey Protein özellikle Isolate formatı bence genç yaşlı demeden herkes tarafından kullanılmalı.
Yurtdışında alım gücünün yüksek olması nedeniyle çoğu ev hanımı yaptıkları kek, boça gibi yiyeceklerin içine besleyiciliğini arttırması için whey protein eklemekte.

Isolate Whey Protein Supplementler içerisinde ki en masum, Vücuda neredeyse zararı olmayacak besin takviyesidir.

Önceki sene belimde oluşan ağrılar nedeniyle
( omur ilik daralması )
8 sene bir fiil yapıp bıraktığım body building sporona tekrar başlamış oldum.

Bu spora 2002 yılında başladığımda bukadar supplement yoktu yada bizim erişimimiz sınırlıydı.

Tekrar spora başladıktan sonra supplement hakkında kaynaklar okumaya başladım.

Bir çok ürünüde kendi üzerimde test ettim.

BCAA, Glutamin, Arjinin, Citrulline, Whey, Caffein, Monster Pak, Kreatin, omega, vitamin ve mineraller

Günlük 270gr protein alım yapmama rağmen whey protein kullandığım zaman kaslarda ki doluluk hissi daha belirgin olmakta ve antrenman sonrası kas ağrılarım daha az olmaktaydı.

Gelelim inceleme yapılan ürüne Hardline HipPro, Agropur firmasının pantentli ürünüdür.

Bence Türkiye şartlarında alınabilecek en kaliteli ürün sayılabilir.
Aminoasit profili, %96 varan protein miktarı ayrıca uyguladıkları fiyat politikaları nedeniyle
Şuan da en alınası Isole Whey'dir.
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
İnceleme için teşekkürler. Ellerinize sağlık. Sadece konuya bambaşka bir bakış açısı getirmek adına paylaşıyorum. Bir zamanlar whey (Peynir altı suyu tozu) dediğimiz materyal doğrudan (İlk zamanlarda arıtmadan direkt atık olarak) kanalizasyona gidiyordu. Hatta peynir endüstrisinin baş ağrısıydı. :) Şimdi rakamları, tüketim yoğunluklarını gördükçe o günler aklıma geliyor.

Bir de naçizane bir not eklemek istiyorum, aminoasit profili olarak bahsettiğiniz aminoasitler esansiyel aminoasitler dediğimiz, vücutta yeterli seviyede sentezlenemeyen ya da hiç sentezlenmeyen aminoasitlerdir. Ancak bunlara olan ihtiyaç birçok rutin besinle zaten elde edilir. O yüzden yoğun bir egzersiz programınız yoksa, bağışıklık sisteminiz baskı altında değil ve hasta değilseniz bunları yoğun miktarda bu tür ürünlerden almak zorunda değilsiniz. Çünkü sentezlenemedikleri gibi fazla olan miktarları depolanamaz. Proteinüri v.b. yollarla atılırlar. O yüzden her zaman söylediğimiz gibi herşey kararında güzel. Eğer programın bir kaydını bulabilirsem "Doktorunuza güvenin" gibi bir başlığı olan BBC programında bunlarla ilgili bir bölüm vardı, onu paylaşabilirim.

Sizin özelinizde de inceleme için tekrar teşekkür ederim.
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,731
40
Detaylı inceleme için teşekkürler.
Günümüz şartlarında yetersiz,kalitesiz beslenmenin sonucu olarak supplemenler hayatımızın içerisine dahil oldu.

Whey Protein özellikle Isolate formatı bence genç yaşlı demeden herkes tarafından kullanılmalı.
Yurtdışında alım gücünün yüksek olması nedeniyle çoğu ev hanımı yaptıkları kek, boça gibi yiyeceklerin içine besleyiciliğini arttırması için whey protein eklemekte.

Isolate Whey Protein Supplementler içerisinde ki en masum, Vücuda neredeyse zararı olmayacak besin takviyesidir.

Önceki sene belimde oluşan ağrılar nedeniyle
( omur ilik daralması )
8 sene bir fiil yapıp bıraktığım body building sporona tekrar başlamış oldum.

Bu spora 2002 yılında başladığımda bukadar supplement yoktu yada bizim erişimimiz sınırlıydı.

Tekrar spora başladıktan sonra supplement hakkında kaynaklar okumaya başladım.

Bir çok ürünüde kendi üzerimde test ettim.

BCAA, Glutamin, Arjinin, Citrulline, Whey, Caffein, Monster Pak, Kreatin, omega, vitamin ve mineraller

Günlük 270gr protein alım yapmama rağmen whey protein kullandığım zaman kaslarda ki doluluk hissi daha belirgin olmakta ve antrenman sonrası kas ağrılarım daha az olmaktaydı.

Gelelim inceleme yapılan ürüne Hardline HipPro, Agropur firmasının pantentli ürünüdür.

Bence Türkiye şartlarında alınabilecek en kaliteli ürün sayılabilir.
Aminoasit profili, %96 varan protein miktarı ayrıca uyguladıkları fiyat politikaları nedeniyle
Şuan da en alınası Isole Whey'dir.
Katılıyorum, ihtiyaca yönelik olarak spor yapmayanlar dahi kullanabilir. En azından marketlerde satılan abur cubur ürünlere göre çok daha sağlıklıdır. Özellikle diyet yapmak isteyenler için de uygun bir ürün. Sabah yulaf ile alacağı bir ölçek protein uzun süre tok tutacaktır. Gerçi bu açıdan kazein de düşünülebilir fakat onunla ilgili bir takım olumsuz çalışmalar da mevcut.

20-30 yıl öncesinde hem bu kadar çeşit yoktu hem de internet satışı yaygın değildi ya da hiç yoktu. Sanırım 1999 veya 2.000 yıllarında Lise'ye giderken salona başlamıştım. Salonda Universal Nutrition ve Multipower kutularının bulunduğunu hatırlar gibiyim. Tabi o zaman böyle estetik modası pek yoktu, vücutlar iriydi. Şimdi salona 3 gün gelen 4. gün aynada poz vermeye 14. gün de definisyon yapmaya çalışıyor 🙂

270 gr oldukça iyi bir miktar, bravo 🙂

Monstar Pak dışında bahsettiğin takviyelerin hepsini kullandım; elimde şu an bir çoğu halen mevcut. Omega 3'ü devamlı alıyorum zaten. Gün içinde çok fazla çay ve kahve içtiğim için kafeine gerek duymuyorum. Şimdi işin daha çok sağlıklı yaşam boyutundayız.
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,731
40
İnceleme için teşekkürler. Ellerinize sağlık. Sadece konuya bambaşka bir bakış açısı getirmek adına paylaşıyorum. Bir zamanlar whey (Peynir altı suyu tozu) dediğimiz materyal doğrudan (İlk zamanlarda arıtmadan direkt atık olarak) kanalizasyona gidiyordu. Hatta peynir endüstrisinin baş ağrısıydı. :) Şimdi rakamları, tüketim yoğunluklarını gördükçe o günler aklıma geliyor.

Bir de naçizane bir not eklemek istiyorum, aminoasit profili olarak bahsettiğiniz aminoasitler esansiyel aminoasitler dediğimiz, vücutta yeterli seviyede sentezlenemeyen ya da hiç sentezlenmeyen aminoasitlerdir. Ancak bunlara olan ihtiyaç birçok rutin besinle zaten elde edilir. O yüzden yoğun bir egzersiz programınız yoksa, bağışıklık sisteminiz baskı altında değil ve hasta değilseniz bunları yoğun miktarda bu tür ürünlerden almak zorunda değilsiniz. Çünkü sentezlenemedikleri gibi fazla olan miktarları depolanamaz. Proteinüri v.b. yollarla atılırlar. O yüzden her zaman söylediğimiz gibi herşey kararında güzel. Eğer programın bir kaydını bulabilirsem "Doktorunuza güvenin" gibi bir başlığı olan BBC programında bunlarla ilgili bir bölüm vardı, onu paylaşabilirim.

Sizin özelinizde de inceleme için tekrar teşekkür ederim.
Rica ederim. Peynir sularının boşa gitmemesi güzel bir şey 🙂 Keşke atık yağlar da biriktirilip sabun yapılsa.

Evet, dediğiniz gibi ihtiyacımız olan her türlü besini doğal yollardan karşılayabiliriz. Takviyeler burada işimizi kolaylaştırıyor, pratiklik sağlıyor. Olayın derinine inersek çok fazla detay ve değişken var. Alınacak takviyenin moleküler ağırlığından kişinin genel sağlık durumuna kadar uzar gider. Bir zamanlar Nutrade firması 500 Dalton sloganıyla Whey satıyordu. Ne kadar düşük molekül ağırlığı = o kadar iyi emilim.

Bir de görüşler hekimden hekime değişiklik gösteriyor. Mesela 3.000 daltonun üzerinde molekül ağırlığına sahip olan kolajen takviyelerinin vücut tarafından emilemeyeceği ve olduğu gibi tuvalete gideceği söylenir. Kolajen takviyelerine konulan hyaluronik asit'in oral yollardan kullanımının zararlı olduğunu savunan hekimler var. Biliyorsunuz, nemlendirme ve su tutma özelliği nedeniyle cilt ürünlerinin içine hyaluronik asit ekleniyor. Oral yollardan alındığında, suyu bağladığı için, kalpte su tutulumuna ve perikardite yol açtığı söyleniyor.

Whey protein takviyeleri için de, şeker alkolleri içeren bazı protein takviyelerinin, sindirim sistemi tarafından yeterince emilemeyip bağırsaklarda fermente olacağı ve sonucunda da şişkinlik, gaz ve mide sorunlarına yol açacağı yazılıyor.

Diğer taraftan, kazein'in belki onlarca faydasından bahsedilir ancak tamamen karşı olanlar da var. İçerisindeki kazomorfin bağımlılık yapıyor. Ben en güzel verimi kazein kullanırken almıştım ancak sindirim sistemimi kötü etkiledi. Çok yavaş sindirildiği için, sindirim sistemi üzerinde baskı yaratıyor. Ayrıca gerçekten de bağımlılık yapıyor, hatta bir çok insan farkında olmadan peynir bağımlısı 😃

Konuya katkılarınız için ben teşekkür ederim.
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
Rica ederim. Peynir sularının boşa gitmemesi güzel bir şey 🙂 Keşke atık yağlar da biriktirilip sabun yapılsa.

Evet, dediğiniz gibi ihtiyacımız olan her türlü besini doğal yollardan karşılayabiliriz. Takviyeler burada işimizi kolaylaştırıyor, pratiklik sağlıyor. Olayın derinine inersek çok fazla detay ve değişken var. Alınacak takviyenin moleküler ağırlığından kişinin genel sağlık durumuna kadar uzar gider. Bir zamanlar Nutrade firması 500 Dalton sloganıyla Whey satıyordu. Ne kadar düşük molekül ağırlığı = o kadar iyi emilim.

Bir de görüşler hekimden hekime değişiklik gösteriyor. Mesela 3.000 daltonun üzerinde molekül ağırlığına sahip olan kolajen takviyelerinin vücut tarafından emilemeyeceği ve olduğu gibi tuvalete gideceği söylenir. Kolajen takviyelerine konulan hyaluronik asit'in oral yollardan kullanımının zararlı olduğunu savunan hekimler var. Biliyorsunuz, nemlendirme ve su tutma özelliği nedeniyle cilt ürünlerinin içine hyaluronik asit ekleniyor. Oral yollardan alındığında, suyu bağladığı için, kalpte su tutulumuna ve perikardite yol açtığı söyleniyor.

Whey protein takviyeleri için de, şeker alkolleri içeren bazı protein takviyelerinin, sindirim sistemi tarafından yeterince emilemeyip bağırsaklarda fermente olacağı ve sonucunda da şişkinlik, gaz ve mide sorunlarına yol açacağı yazılıyor.

Diğer taraftan, kazein'in belki onlarca faydasından bahsedilir ancak tamamen karşı olanlar da var. İçerisindeki kazomorfin bağımlılık yapıyor. Ben en güzel verimi kazein kullanırken almıştım ancak sindirim sistemimi kötü etkiledi. Çok yavaş sindirildiği için, sindirim sistemi üzerinde baskı yaratıyor. Ayrıca gerçekten de bağımlılık yapıyor, hatta bir çok insan farkında olmadan peynir bağımlısı 😃

Konuya katkılarınız için ben teşekkür ederim.
İlginiz ve yanıtlarınız için ben teşekkür ederim. Anlattığınız konu ve örneklerde katıldığım birçok yön var. Ancak genel düsturum doğala mümkün olduğunca yönelmek. Tabii günümüzde en basit kuruyemişlerin bile gerek aflatoksin gerekse organik fosforlu insektisitler ile istilası, kahvaltının günün en önemli öğünü! olmasının ardındaki gerçekler göz önüne alınırsa doğal bile ne kadar doğal başlı başına tartışma konusu. Bununla paralel söyleyebileceğim son şey mümkün olduğunca, ulaşılabildiği sürece (Bu faktörde çok önemli, herkes süt içmek için inek besleseydi. :) ) doğal gıdalardan alınan içerikleri tüketmek. Bir de son birşey söylemek istiyorum, keton diyeti diye birşey yok, ketozisi biz kendi hastalarımızda tedavi etmeye uğraşıyoruz, hastalık o. (Bu kısım biraz gülmek içindi.) :) Saygılar.
 
teraspy Çevrimdışı

teraspy 

TFC Team
26 Kas 2018
22,683
65
Süper detaylı inceleme yapmışsın , ellerine sağlık :ok
İlginiz ve yanıtlarınız için ben teşekkür ederim. Anlattığınız konu ve örneklerde katıldığım birçok yön var. Ancak genel düsturum doğala mümkün olduğunca yönelmek. Tabii günümüzde en basit kuruyemişlerin bile gerek aflatoksin gerekse organik fosforlu insektisitler ile istilası, kahvaltının günün en önemli öğünü! olmasının ardındaki gerçekler göz önüne alınırsa doğal bile ne kadar doğal başlı başına tartışma konusu. Bununla paralel söyleyebileceğim son şey mümkün olduğunca, ulaşılabildiği sürece (Bu faktörde çok önemli, herkes süt içmek için inek besleseydi. :) ) doğal gıdalardan alınan içerikleri tüketmek. Bir de son birşey söylemek istiyorum, keton diyeti diye birşey yok, ketozisi biz kendi hastalarımızda tedavi etmeye uğraşıyoruz, hastalık o. (Bu kısım biraz gülmek içindi.) :) Saygılar.
Biz bir ara köyde mısır ekmiştik ,sözde "yerli mısır" dı ,o günden beri mısır yemiyoruz artık :)
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,731
40
İlginiz ve yanıtlarınız için ben teşekkür ederim. Anlattığınız konu ve örneklerde katıldığım birçok yön var. Ancak genel düsturum doğala mümkün olduğunca yönelmek. Tabii günümüzde en basit kuruyemişlerin bile gerek aflatoksin gerekse organik fosforlu insektisitler ile istilası, kahvaltının günün en önemli öğünü! olmasının ardındaki gerçekler göz önüne alınırsa doğal bile ne kadar doğal başlı başına tartışma konusu. Bununla paralel söyleyebileceğim son şey mümkün olduğunca, ulaşılabildiği sürece (Bu faktörde çok önemli, herkes süt içmek için inek besleseydi. :) ) doğal gıdalardan alınan içerikleri tüketmek. Bir de son birşey söylemek istiyorum, keton diyeti diye birşey yok, ketozisi biz kendi hastalarımızda tedavi etmeye uğraşıyoruz, hastalık o. (Bu kısım biraz gülmek içindi.) :) Saygılar.
Hocam hekimsiniz sanırım. Esasında kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu da çok tartışmalı 🙂

Elimizde 2 tane seçenek var; ya hiç yememek ya da kötünün iyisine razı olmak. Hayatta kalabilmek için maalesef yemek zorunda kalıyoruz. Yoksa yenebilecek çok az sayıda şey kaldı. Tavukların hali malumunuz, büyükbaş hayvanlara hormon basılıyor, hazır yemle besleniyor. Geriye sadece küçükbaş eti kalıyor. Kalıyor ama toprağın hali de ortada; pestisitler, zirai ilaçlar, genetiği ile oynanmış tohumlar, çevre kirliliği diye liste uzar gider. Bu nedenle sebzeleri önce sirke sonra karbonatlı suda bekletiyoruz ama ne kadar kurtarırsa artık.

Kuruyemiş demişken, ailem o işle uğraşıyor. Aflatoksin'in haricinde başka konular da var. Çok ucuz ürünü almamak gerekir ve mümkün olduğunca kavrulmamış şekilde tüketmek.

Bir de bu gıdalar gerçekten etiket üzerindeki değerleri barındırıyor mu bünyesinde acaba ? Örneğin 2 farklı yerde yetişen Brezilya Cevizi aynı miktarda mı selenyum içeriyor tartışmalı.
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
Hocam hekimsiniz sanırım. Esasında kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu da çok tartışmalı 🙂

Elimizde 2 tane seçenek var; ya hiç yememek ya da kötünün iyisine razı olmak. Hayatta kalabilmek için maalesef yemek zorunda kalıyoruz. Yoksa yenebilecek çok az sayıda şey kaldı. Tavukların hali malumunuz, büyükbaş hayvanlara hormon basılıyor, hazır yemle besleniyor. Geriye sadece küçükbaş eti kalıyor. Kalıyor ama toprağın hali de ortada; pestisitler, zirai ilaçlar, genetiği ile oynanmış tohumlar, çevre kirliliği diye liste uzar gider. Bu nedenle sebzeleri önce sirke sonra karbonatlı suda bekletiyoruz ama ne kadar kurtarırsa artık.

Kuruyemiş demişken, ailem o işle uğraşıyor. Aflatoksin'in haricinde başka konular da var. Çok ucuz ürünü almamak gerekir ve mümkün olduğunca kavrulmamış şekilde tüketmek.

Bir de bu gıdalar gerçekten etiket üzerindeki değerleri barındırıyor mu bünyesinde acaba ? Örneğin 2 farklı yerde yetişen Brezilya Cevizi aynı miktarda mı selenyum içeriyor tartışmalı.
Evet hekimim. Özellikle kahvaltı cümlesinin sonundaki ünlemi hatırlatmak isterim. Bende o konuda ironi yapmıştım. :) Bunun dışında bahsettiğiniz konularda hemfikiriz. Saygılar.
 
Geri
Üst Alt