The_SreT
TFC Team
- 18 Kas 2017
- 4,324
Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında öğrenciler tarafından hep bir ağızdan okunan "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti. Danıştay, madde madde "Andımız"ın neden kaldırılmaması gerektiğini anlattı ve "İddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir" diyerek son noktayı koydu.
Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay 8. Dairesi'nin oy çokluğuyla aldığı kararda, "Öğrenci Andı" başlıklı yönetmelik maddesinin, 8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesiyle kaldırıldığı hatırlatıldı.
EŞİTLİK İLKESİ
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre, Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi gereği idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda hukuka uygun olan uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerektiği belirtilen kararda, idarenin haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılmasının sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına geleceği bildirildi.
"1933 YILINDAN BU YANA OKUNUYOR"
Hukuk güvenliğinin; normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, idarenin de düzenleyici işlemlerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı ifade edilen kararda, öğrenci andının 1933'ten bu yana uygulandığı kaydedildi.
AİDİYET DUYGUSUNU GÜÇLENDİRİYOR"
Metinde yer alan kavram ve ilkelerin Anayasa'da anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu, milli eğitim sisteminin kanun ve yönetmelikle belirlenen, düzenlenen temel amaçlarını ortaya koyduğu belirtilen kararda, "İdari istikrar oluşturacak biçimde çok uzun zamandır bütün devlet okullarında ve hatta özel okullarda genç nesillerin anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini güçlendiren ve öğrencilerde değer oluşumuna katkı sunan ve her sabah ders başlamadan önce okutulması şeklinde uygulanan öğrenci andının kaldırılması, ancak bu değişikliği hukuka uygun kılacak bir bilimsel gerekçeğe dayanması halinde olanaklıdır. Aksi tutum, idarenin sahip olduğu düzenleme yetkisini ve takdir hakkını hukuka uygun kullanmadığı anlamına gelecektir" denildi.
PEDAGOJİK FORMASYON
Kararda, dava konusu düzenlemeyle öğrenci andının kaldırılmasını gerekli kılacak idarece yaptırılmış eğitim biliminin gerekleri ve pedagojik formasyon ilkeleri bakımından değerlendirmeler içeren dava dosyasına sunulmuş araştırma, inceleme ve tespit bulunmadığı da bildirildi.
Söz konusu öğrenci andının uygulanmaya başlamasından itibaren dayanağını teşkil eden anayasal ve yasal kurallarda bir değişiklik olmadığı gibi bu kuralları şekillendiren ve metinde de yer alan toplumsal değer yargılarının ve ilkelerin değişmesinin de mümkün olmadığı aktarılan kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin bulunmadığı, Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikteki öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki davalı idarenin savunma dilekçesinde dile getirdiği andın uygun olmayan hava koşulları ve fiziki koşullarda dahi söylenmesine ilişkin olarak ileri sürdüğü hususlar, öğrenci andının özüne ilişkin olmayıp icra ediliş şekline ilişkin olup, iddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir."
Habertürk
Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay 8. Dairesi'nin oy çokluğuyla aldığı kararda, "Öğrenci Andı" başlıklı yönetmelik maddesinin, 8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesiyle kaldırıldığı hatırlatıldı.
EŞİTLİK İLKESİ
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre, Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi gereği idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda hukuka uygun olan uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerektiği belirtilen kararda, idarenin haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılmasının sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına geleceği bildirildi.
"1933 YILINDAN BU YANA OKUNUYOR"
Hukuk güvenliğinin; normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, idarenin de düzenleyici işlemlerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı ifade edilen kararda, öğrenci andının 1933'ten bu yana uygulandığı kaydedildi.
AİDİYET DUYGUSUNU GÜÇLENDİRİYOR"
Metinde yer alan kavram ve ilkelerin Anayasa'da anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu, milli eğitim sisteminin kanun ve yönetmelikle belirlenen, düzenlenen temel amaçlarını ortaya koyduğu belirtilen kararda, "İdari istikrar oluşturacak biçimde çok uzun zamandır bütün devlet okullarında ve hatta özel okullarda genç nesillerin anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini güçlendiren ve öğrencilerde değer oluşumuna katkı sunan ve her sabah ders başlamadan önce okutulması şeklinde uygulanan öğrenci andının kaldırılması, ancak bu değişikliği hukuka uygun kılacak bir bilimsel gerekçeğe dayanması halinde olanaklıdır. Aksi tutum, idarenin sahip olduğu düzenleme yetkisini ve takdir hakkını hukuka uygun kullanmadığı anlamına gelecektir" denildi.
PEDAGOJİK FORMASYON
Kararda, dava konusu düzenlemeyle öğrenci andının kaldırılmasını gerekli kılacak idarece yaptırılmış eğitim biliminin gerekleri ve pedagojik formasyon ilkeleri bakımından değerlendirmeler içeren dava dosyasına sunulmuş araştırma, inceleme ve tespit bulunmadığı da bildirildi.
Söz konusu öğrenci andının uygulanmaya başlamasından itibaren dayanağını teşkil eden anayasal ve yasal kurallarda bir değişiklik olmadığı gibi bu kuralları şekillendiren ve metinde de yer alan toplumsal değer yargılarının ve ilkelerin değişmesinin de mümkün olmadığı aktarılan kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin bulunmadığı, Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikteki öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki davalı idarenin savunma dilekçesinde dile getirdiği andın uygun olmayan hava koşulları ve fiziki koşullarda dahi söylenmesine ilişkin olarak ileri sürdüğü hususlar, öğrenci andının özüne ilişkin olmayıp icra ediliş şekline ilişkin olup, iddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir."
Habertürk