Servislerin her bölgede verdiği bilgi farklıdır zira bölgeler farklıdır. Hatta bazı bölgeler aynı olmasına rağmen uygulamalar suyun şebeke kaynağı nedeniyle yine farklılık gösterir.
Yani
newrophat dostumuzun söylediği gibi siz Edirnemizin X bölgesinde Y kaynağınan su alıyorsunuzdur ve su yumuşaktır, Ancak başka birisi Y bölgesinde oturuyordur ama X kaynağından su alıyordur su sert olabilir. Bu durumda Edirne servisi size başka, ona başka bilgi vermek durumundadır.
Her şey suyun fransız sertlik derecesi / tuz oranına bağlıdır.
Sirke konusuna gelirsek, Teknik olarak EVET sirke metal ve cam aksamlar için parlatıcı özelliğe sahip olsa da, özellikle kauçuk içerikli yani yumuşak plastik olan ve geçen gün çektiğim videoda size gösterdiğim kazan çıkış contası, temiz su giriş contası, tahliye pompası sızdırmazlık contası gibi unsurların yapılarını orta ve uzun vadede değiştirip sertleşmesine neden olur, Sertleşen kauçuk çatlar, çatlayan kauçuk ise hem yıkama hem de özellikle sıkma aşamasında çok hareketli olan çamaşır makinelerimizde bu kauçuk içerikli contaların yoırtılmasına neden olur.
Tabi şöyle bir durum var ki bu durumun oıluşması bazı durumlarda 7 - 10 yıl sürebiliyor, beni de az çok tanırsınız zaten sizlere sürekli olarak UZUN ÖMÜRLÜ PAHALI ÜRÜN almak yerine, 7 - 10 yıl dayanacak olan ve hatta mümkünse +4 yıl belgesi ile toplamda 7 Yıl garantili ama ekonomik ürünler satın almayı/almanızı tercih ediyorum.
Bu koşullarda sirkenin makineye zarar vermesi gereken zaman diliminde makine zaten yasal kullanım ömrünü dahi tamamlamış olabiliyor. O zaman sirke kullanmaya tereddüt etmek gerekir mi gerekmez mi bunun kararını sizin vermenizi isterim.
Bunun yanısıra sizlere şunu da yazmak isterim. Eğer mühendisler bu sistemi sirke ile çalışacak olsaydı sirkeye uygun dizayn ederdi, parlatıcıya göre dizayn etmelerinin nedeni ise parlatıcı içerisinde bulunan bazı kimyevi birleşimleirn suyu itici gücü olmasıdır. Mühendisleri bu ilaçlara göre makine dizayn etmeye iten nedenler ise yine tüketicilerin beklentileridir.
Bakınız sizin beklentilerinizde dahi mesela KURU bulaşık var. ;)
Aklıma gelmişken yazayım, neredeyse BÜTÜN markaların bulaşık makinelerinde kısa programlarda kuırutma performansı alamazsınız arkadaşlar. Bu bir hata, eksiklik veya arıza değildir.
Ben zaten bazı özel durumlar dışında kısa program taraftareı hiç bir xzaman olmadım.
Kısa program istenmesinin en önemli nedeni enerji tasarrufu beklentisidir lakin bilinenin tam aksine uzun süreli prograların enerji tasarrufu daha üst seviyededir.
Daha önce de yazmıştım arkadaşlar, bir bulaşık ve çamaşır makinesinde yıkayıcı motor 50-70 watt enerji çekerken, ısıtıcı reszistans 2000-2200 watt enerji çeker. O zaman lütfen oturup hesaplayın, bir bulaşık makinesi 10 saat boyunca çalışsa dahi, 1 rezistansın 1 saatte çektiği enerjinin 4 de 1 i kadar enerji tüketic. Bu durumda bizim sorunumuz uzun süreli çalışması değil, yüksek ısı programlarıdır. Yeri gelmişken bu konuya da değinmek istedim.
Gelelim diğer sorularınıza
1)rejenerasyon nedir?
Kelime anlamında olduğu gibidir yani işlem tam bir yenilenmedir. Bu yenilenme şu anlamı içerir, Sudaki sertliğin giderilmesi için Bulaşık makinesi içerisindeki TUZ KUTUSU denen kutu içerisinde aslında bir de REÇİNE vardır. TUZ KUTUSU bütündür ancak tuz bölümü ile reçine bölümü ayrıdır. Sizin şebekeden gelen su kireçlidir ve bu su önce reçine içerisinden geçerek kireci burada bırakır. Artık kireçsiz olan su makine içine yollanır, Fakat bu işlem ne kadar yoğun olursa reçine de o derece kireç ile şişer ve eğer arındırılmazsa işini yapamaz. İşte burada devreye rejenerasyon kabı devreye girer, Programlama stiline göre değişken olmak üzere bu rejenerasyon işlemi sayesinde tuz devreye girer ve tuz kutusundaki tuz sayesinde tuzlu su reçine içerisinden geçirilerek bu sefer reçine temizlenir. Aslında kimyasal açıklamaları daha karmaşık o nedenle en anlaşılabilir şekilde böyle yazdım
2)Makinaya tuz kireçi kırmak yada önlemek için mi konuluyor?
Yukarıdaki açıklama bu sorunun cevabını da içermektedir
3)Parlatıcı son duruma suyuna karıştığından zararı yada kalıntısı var mı?
Her kimyasalın her kullanım alanına göre kalıntısı vardır, bu nedenle ben hem çamaşır hem de bulaşık makinelerinde ASLA kısa program tercih etmem (Özel durumlar hariç) aksine ek durulama tercih ederim zira sağlık içeren durumlarda bazı tasarrufların şekli sadece ticari dir.
4)Tuz ve parlatıcı kullanılmazsa makinaya vararı var m?
Bölgeye göre değişken cevaptır, çoklu tablet kullanılan evlerde ek tuz ve ek parlatıcı ihtiyaca paralel karar verilmesi gereken durumdur ve bunun tespiti için de mutlaka tespit çubuğu kullanılmalı, sus sertlik kiti ile kontrol edilmelidir.
5)Çok fonksiyonlu tabletler işlevi gerçek mi?Mantığı nedir?Kırmızı kısım parlatıcıymış en son eriyormuş falan?
Ben bunu ticari buluyorum zira çoklu tabletlerde sıralama yok, makine tuzu tuz zamanı, deterjanı deterjan zamanı, parlatıcıyı parlatıcı zamanı almaya programlıdır ancak makine üreticileri ile deterjan üreticileri arasındaki o hassas çizgiyi korumak adına üreticiler bu çoklu tabletlere daha sıcak bakıyor. Kişisel fikrim mümkünse kullanılmamasından yanadır. (Kendim de kullanıyorum o ayrı konu)
6)Bizim makina üst model bir sürü ek fonksiyonu var ancak ilave durulama ek fonksiyonu yok diyor eşim?
Bu biraz ilginç, tasarruf modu açık/kapalı özelliği olması lazım. Araştırırım mutlaka Benim makinemde yok, ben genelde programın bitiminde 30 dakikalık yeniden program verip boş yıkıyorum bulaşıkları