Tv'de izlediğim şeyler;
-spor programları (onları da bırakmak üzereyim, necip Türk Basını iyice çuvalladı)
-İngiltere-İtalya ligi maçları
-Belgesel kanalları (serengeti ve masai mara düzlüklerini ezberledim, penguenlerin hayatını özümsedim, vahşi yaşamdaki hayatın, çoğu insanın yaşadığı hayattan daha adaletli olduğunu gördüm)
-yabancı ülkelerin yemek programları, kültürleri (mastır şef, benim gelinim mutfakta, uçarım kaçarım yemek yaparım tarzı programlar değil, yanlış anlaşılmasın)
* * *
Kadrosu sebebiyle bu diziyi tekrarında izledim, verdiği mesajlar yönünden ilgimi çekti ancak, ülke genelinde yaygara yapılan "khk" mevzusu ortaya atıldığında diziden soğudum... Çünkü; dizideki karakter ile ülkemizdeki khk olayları bire bir örtüşmüyor, hal böyleyken doğrudan khk'lıla atfedilmesi hoşuma gitmedi.
Ayrıca; "kimin eli kimin cebinde" tarzında dizileri toplumun ahlaki yapısını hedef almasından dolayı sevmiyorum, tasvip etmiyorum, ilk bölümünden itibaren çocuk karakterin başkasından olması, nikah masasından dönen çiftin kadın karakteri başkasının metresi olması ve bunu erkeğin içine sindirebilmesi, metresin sahibi olan para babası, kültürsüz karakterin de karaktersizlik sergilemesi vs. gibi bizim toplumun hoşuna giden ve izlenilmesini sağlayan kriterlerden dolayı takip etmek ile etmemek arasında kaldım.
Zaten; bu kriterleri diziden çıkardığınızda da, geriye "bu toplumun" ilgisini çekecek bir şey kalmıyor maalesef.
* * *
Metres denilince de, aklıma gelen bi fıkra ile satırlarıma son vereyim...
Büyük bir holding sahibi, eşi ile lüks restoranda yemek yerken, yanlarından alımlı sarışın hatun geçer ve adama "iyi akşamlar" der... Patronun eşi huylanır ve doğal olarak "kim bu" diye sorma gafletinde bulunur...
-Hayatım, yıllardır söylemek istiyordum kısmet bu güneymiş, bu hatun benim metresim, 8 yıldır birlikteyiz...
+Bunu bana nasıl yaparsın, derhal boşanıyoruz.
-Hımmm, demek Bebek'teki apartmanın kira gelirinden, Bodrum'daki yazlığın rahatlığından, Marina'daki yatın sefasını sürmekten, bol sıfırlı kredi kartından vazgeçiyorsun yani?
Masada derin sessizlik olur ve yemekler yenmeye devam ederken, bu sefer esmer bir hatun geçerken, patrona "iyi akşamlar" diye selam verir. Kadın bir kez daha sinirlenecek gibi olur ama belli etmeden tekrar sorar;
+Peki bu kim?
-Bu hatun da, bizim genel müdür Rıfkı'nın metresi, onlar da 7 yıldır beraberler...
Kadın, arkasını dönerek aynı masada oturan, sarışın ve esmer hatunların olduğu yöne bakar ve kocasına gülümseyerek yılışır...
+Bizimki daha güzelmiş !!