Eye Floaters - Gözde Uçuşan Cisimler - Vitreus Dekolmanı

Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,362
39
Selamlar,

Daha önce bir üyemiz gözündeki bu şikayetle ilgili konu açmış. O konu altına yapılan yorumlar için yanlış diyemem ama sorunun asıl kaynağı değil. Ben de 9 yıldır aynı rahatsızlık ile mücadele ediyorum. Hem kendi deneyimlerimi hem de son gelişmeleri paylaşmak istedim. Kendisini de bu konuya etiketlemek isterim; eyphnky eyphnky Yanlışımız olursa hekimimiz slowfood slowfood beni uyarsın, konuya katkı verirse de sevinirim.

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; bu şikayetle doktora gittiğinizde gözünüze tropamid damlatıp retinada bir sorun var mı diye kontrol edilir. Hekim, muayene sonrası gözün sağlam olduğu sonucuna varırsa, %90 ilaç dahi vermez çünkü bu rahatsızlığın ilaç ile tedavisi henüz mümkün değil, istisnalar haricinde bir zararı da yok. Gözde uçuşan cisimlere ışık çakması eşlik etmediği müddetçe korkmanıza gerek yok. Yapılan kontrolün ana amacı da retina yırtığı olup olmadığını kontrol etmek.

Bu hastalığın sebebi, yaşa, genetiğe, beslenmeye ve yaşam tarzına bağlı olarak gözün içindeki Vitreus denilen jelimsi sıvı dejenere olmaya başlıyor. Dejenere oldukça büzüşmeye başlıyor ve bu sıvı içindeki kolajen lifleri bazı yerlerde kümeleşmeye başlıyor.

İlaç ile tedavisi henüz mümkün değil ancak bu konuda bazı denemeler var, bir tanesini birazdan paylaşacağım.

Bir tanesi lazer ile olmak üzere 2 çeşit ameliyat seçeneği mevcut;

1) Normal ameliyatta dejenere olmuş sıvı gözden çekilip yerine tuzlu su veriliyor diye biliyorum. Veya tuzlu su yerine başka bir solüsyon da olabilir. Tedavinin başarı şansı yaklaşık %90. Ameliyatın da bazı ciddi riskleri var tabi; retina yırtılması veya katarakt gibi.

2) Diğer yöntem ise yag lazer ile kümeleşmiş bu tabakaları buharlaştırmak. Bu tedavinin de riski var maalesef; lazer ışını hedefi bulmaz da retina ya da lens tabakasına gelirse yine retina yırtığı, katarakt ve göz tansiyonu gibi riskleri mevcut.

Bende ki sorun, aynı gün 1.000 km araç kullandıktan sonra başlamıştı. İlk patlak verdiğinde hayatımı çok kötü etkiledi. Lutein'den Zeaksantin'e, Yaban Mersinin'den A vitaminine, ıspanak suyuna, Occuvite Complete, Macutein'den Solgar Eyebright'a kadar denemediğim takviye ve bitkisel yöntem kalmadı diyebilirim. Hiçbiri işe yaramıyor, işe yaramıyor derken mutlaka göz için faydaları var ancak bu sorunu çözmüyor. Ben bu süre içinde bu problem ile yaşamaya alıştım, azalmış da olabilir, çok farkında değilim.

Son yıllarda bu hastalık için özel bir takviye geliştirilmiş ve 61 kişi üzerinde klinik bir çalışma yapılmış. Bu takviyedeki içeriğin tamamı (L-Lizin hariç) benim ayrı ayrı kullandığım maddeler ama hepsi bir araya geldiğinde farklı bir etki yaratıyor olabilir.

Takviyenin içeriği;
- 125 mg lizin (Bir çeşit esansiyel amino asit)
- 40 mg C vitamini (C vitaminin bir özelliği de zaten kombine edildiği ilacın etkisini arttırmak.)
- 26.3 mg Vitis vinifera extract (Siyah üzüm ekstraktı) (Bunun 25 mg'ı proantosiyanidin içeriyor)
- 5 mg çinko
- 100 mg Citrus aurantium (Benim en favori takviyem olan Hesperidin, 100 mg'ın 60 mg'ı Hesperidin içeriyor)


(Hesperidin müthiş bir takviye benim için, yurtdışında çıkma fırsatım olursa yüksek Hesperidin içeren takviyelerden biraz stok yapacağım çünkü burada Daflon'dan başka Hesperidin kaynağı yok gibi. Daflon'daki oran da çok düşük. Hesperidin cinsel isteği çok fazla arttırıyor bilginiz olsun 🙂)

Bu rahatsızlığa sahip 61 adet denek plasebo ve aktif olarak 2 gruba ayrılmış. Plasebo olan gruba ilaç veriyoruz diye Mikrokristalin Selüloz'ü kaktırmışlar 😀 Aktif olan gruba da 6 ay boyunca, günde 1 kapsül yukarıdaki takviyeyi vermişler.

Deneyin Tipi: Çift kör plasebo kontrollü.
Çalışmanın yürütüldüğü yer: NOW-Science Consultancy Limited - İrlanda
Deneyin Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 02.01.2017 / 31.12.2018

Deneye katılan deneklerin seçilme kriterleri;
1) Göz doktorlarına, gözünde uçuşan cisimler şikayeti ile giden hastalar.
2) 18 yaş ve üzeri olmak.

Cinsiyet: Kadın ve erkek
Katılımcı Sayısı: 61

* Bu deneye katılmak için 343 kişi başvuruda bulunmuş ancak 282 tanesinde başka göz kusurları tespit edildiği için deneye dahil edilmemiş. Kalan 61 kişi, 50:50 maskeli şekilde 2 gruba rastgele seçilmiş. Bu işlem, NOW-Science Consultancy Limited tarafından geliştirilen özel bir yazılım ile yapılmış.

Katılımı Hariç Tutulan Hasta Özellikleri
1. Floaters'a yol açacak ikincil bir göz rahatsızlığının olmaması (örneğin göz damarlarında kanama),
2. Herhangi bir doktor tarafından retina patolojisi teşhisi konulması (örneğin glokom, yaşa bağlı makula dejenerasyonu, makula ödemi, retina dekolmanı veya yara izleri),
3. Çalışma süresince uygulanan veya planlanan lazer göz ameliyatı veya vitrektomi,
4. Hamilelik,
5. Alkol veya uyuşturucu kullanımı,
6. Hukuki yetersizlik veya sınırlı hukuki ehliyet,
7. Bu deneme süresi içinde planlanan katarakt ameliyatı,
8. -3D'den büyük ışık kırma kusurları,
9. 25 mm'den daha büyük eksen uzunluğu.

Katılımcıların yaşadığı yer: İrlanda
Sponsor: NOW İlaç
Protokol/Seri Numarası: FLIES Version 1

Çalışmanın Amacı: Hedeflenmiş mikrobesin formülasyonu içeren takviye kullanımının, vitreus dejenerasyonu üzerindeki etkisini araştırmak.
Çalışmanın Metodu: Öncelikle metot, hastalara yapılan anket ile görüş kaliteleri üzerinde gelişim olup olmadığını gözlemlemek. İkinci sonuç ölçüm metodu ise, en iyi düzeltilmiş görüş keskinliği, harf kontrast duyarlılığı, pozitif ve negatif kontrast kutuplu fotopik işlevsel kontrast duyarlılığı, kantitatif (miktarsal) vitresus opaklık bölgelerinin ölçülmesi.

Sonuçlar: Umut vaat ediyor ama ameliyat veya lazerdeki gibi etkin bir sonuç beklenmemeli. Takviye kullanan grupta;
- Takviye alan deneklerdeki uçuşan cisimlerde azalma (P < 0.001) gözlenirken, plasebo grubunda pek bir değişiklik olmamış (P = 0.416)
- Takviye alanlarda, vitreus tabakasındaki opaklık seviyesinde belirgin bir azalma yaşanırken (P < 0.001), almayan grupta tam tersine çoğalma olmuş yani daha kötüye gitmiş (P = 0.081)
- Ayrıca takviye kullanan deneklerde, fotopik işlevsel kontrast duyarlılığında gelişim gözlemlenmiş (P = 0.047)


Takviye alan grupta, takviye kullanımına başlamadan önce 30 kişiden;
- 1 tanesi stabil durum bildirmiş (3.3%)
- 20 tanesi orta derecede rahatsızlık yaşadığını bildirmiş (66.7%)
- 9 tanesi de sürekli rahatsız olduğunu bildirmiş (30.0%)


6 ay sonra takviye alan kişilerin;
- Durumunun stabil olduğunu bildiren kişi sayısı 1'den 11'e yükselmiş yani 36.7% artış olmuş.
- Oorta derecede rahatsızlık yaşadığını bildiren kişi sayısı 20'den 17'ye düşmüş, 57.6%.
- Sürekli rahatsız olduğunu bildiren kişi sayısı ise 9'dan 2'ye gerilemiş, 6.67%.

Yani, takviye kullanan grupta durumu stabil olan hasta sayısı 33.3% artarken, orta düzeyde şikayeti olan hastaların oranı 10% azalmış. Sürekli hasta hissedenlerin sayısı da 23.3% gerilemiş. Yani, girişim sonrası aktif gruptaki hastaların %66,6'sında istenilen terapötik etki sağlanmış.


Gelelim plasebo grubuna, ilaç veriyoruz diyerek kandırdıkları insanlara 🙂
Deneyden önce;
- 1 tanesi stabil durum bildirmiş (3.3%)
- 19 hasta orta derecede rahatsızlık yaşadığını bildirmiş (73.1%)
- 6 tanesi de sürekli rahatsız olduğunu bildirmiş (23.1%)

Deneyden sonra yani takviye aldıklarını zannedip aslında hiçbir şey almadıktan 6 ay sonra;

- 4 tanesi stabil durum bildirmiş (15.4%)
- 15 hasta orta derecede rahatsızlık yaşadığını bildirmiş (57.7%)
- 7 tanesi de sürekli rahatsız olduğunu bildirmiş (26.9%)

Plasebo grubunda stabil durum bildirimi %11,53 artarken, orta düzeyde rahatsızlık %15,38 azalmış ve kalıcı rahatsızlık %3,85 artmış. Başka bir deyişle, plasebo grubundaki hastaların %26,9'u pozitif bir plasebo etkisi bildirmiş.

Aşağıdaki kaynaklardan daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz;

Figure_3.png

Figure_4.png


active.jpg

plasebo.jpg


* Takviye kullanmaya başlamadan önce orta derecede rahatsızlık yaşayan bir hastaya ait röntgen görüntüsü. Vitreus tabakası üzerindeki opaklık seviyesi, takviye kullanmaya başlamadan önce 368.31 cm² iken, 6 aylık takviye kullanımı sonrası 109.43 cm²'ye düşmüş;
figure_5.png


* Benzer şekilde, plasebo grubunda olup sürekli şiddetli rahatsızlık yaşadığını belirten bir hastaya ait röntgen görüntüsü. 6 ay öncesinde Vitreus tabakası üzerindeki opaklık seviyesi 394.12 cm² ölçülmüşken, 6 ay sonra durum daha da kötüleşmiş ve 599.09 cm²'ye yükselmiş;
figure_6.png


Çok uzun olduysa kusura bakmayın 🙂

Göz sağlığını korumak isteyenlere de naçizane önerilerim;
- Kullandığınız monitör mutlaka göz hizanızdan biraz daha aşağıda olsun,
- F.lux programını kurmanızı öneririm, ekranın renkleri gece daha sıcak olmalı, parlaklık oda seviyesine göre ayarlanmalı ve çok yüksek olmamalı,
- Kullandığınız diğer mobil cihazlarda da mutlaka gece ışığı ayarlanmış olmalı ve parlaklık çok yüksek olmamalı,
- Monitör karşısında kalmak sadece mavi ışın açısından zararlı değil aynı zamanda gözyaşı tabakasında buharlaşmaya neden olarak göz kuruluğu yapıyor. Ben buzdolabında her zaman Refresh gözyaşı damlası bulunduruyorum. Aynı zamanda nem oranı çok düşük ortamlar da zarar veriyor.
- Ekran karşısında göz kırpmayı unutursanız bu da gözlere zarar veriyor. Dakikada en az 12 kez göz kırpılmalı, bu sayede göz kendini nemlendiriyor.
- Uykusuzluk çok fazla etkiliyor.
- C vitamini, omega 3 ve antioksidan mutlaka alınmalı.

Esen kalın 🙂
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
Hepsinden önce Estağfurullah. Bizimkisi yanlış düzeltmekten çok bilimsel olarak tatlı bir şekilde konuya açıklık getirmek. 😊

Öncelikle oldukça doyurucu ve bilimsel kanıtlarıyla sunulan bir çalışma paylaşıldığı için çok teşekkür ederim. Uzun olması kısaltılabilecek ya da kesilebilecek herhangi bir metnin konu bütünlüğünü bozması riskini almamak içindir ve bence gayet uygun.

Çalışma içeriğinde de özellikle plasebo tanımıyla ilgili sakıncası olmazsa bir fikir paylaşmak isterim. "Kaktırılan" ya da "Kandırılan" 😊 tanımları yerine doğru örneklem için seçilen grup tanımı kullanabilirsek daha ılımlı olur düşüncesindeyim. Çünkü konuya bir de şu açıdan bakmak gerekir. Her bilimsel çalışmada olumlu sonuçlar gelişecek diye bir tablo söz konusu değildir ve sizlerin de bildiği gibi zaten çalışmanın ana amacı budur. Dolayısıyla çalışma sonucunda ana örneklem grubunda olumsuz etki görülmesi halinde "Kaktırılan" ya da "Kandırılan" grup bu kez onlar olacaklardı. 😉

Tanımları da hızlıca geçtiğimize göre gelelim etken maddelere;

Lizin: Özellikle birçok aminoasit zincirinin prekürsörü (Başlangıç bağı) olarak görev alan lizin aynı zamanda vücuda dışarıdan alınması zorunlu olan Esansiyel aminoasitlerden biridir. Hormon, antikor ve ENZİMLERİN sentezinde önemli rol oynar. İşin biyokimyasına girmeden söyleyebileceğim en kısa tanım Vitreus dekolmanı ve perforasyon (Yırtılma) harici kümeleşmelerin yıkımı ve normale döndürülmesi için ihtiyaç duyulan enzimler de buna dahildir.

C vitamini (Askorbik Asit): Özellikle bahsedeceğim etkileri vücutta savunma sistemi hücreleri (antikorlar) aktivasyonu ve hücre yenilenme proseslerinde aktif rol oynar. Bir diğer önemli kısmı DEPOLANMAZ. Yani günlük ihtiyacınızı her gün almanız gerekir. Ancak günlük tükettiğiniz yeterli miktarda yoğun yeşil içeren sebze rahatlıkla günlük ihtiyacınızı karşılar. (Limondan daha etkin.) Ayrıca C vitamini güneş ışığıyla temas halinde çok çabuk denatüre olur (bozulur).

Proantosiyanidin: Kuru üzüm ekstraktından ziyade üzüm çekirdeği ekstraktı olarak geçen bu etken madde az önce bahsettiğimiz protein bazlı defektlerin vücutta düzenlemesi ve sindirilmesini, eklem synoviyal sıvısı gibi bölgelerdeki azalma ve eklem kapsulasındaki deformasyonların düzenlenmesinde etkilidir. Dolayısıyla Vitreus defektlerinin düzelmesinde rol oynar. Direkt üzüm çekirdeğinden alınabilir. (Kuru üzüm içeriğindeki yoğun fruktoza maruz kalmadan.)

Citrus Aurantium (Hesperidin): Normal koşullarda tüketmeyeceğimiz, yüksek miktarda tüketilmesi içeriğindeki alkol nedeniyle de çok mümkün olmayan narenciye kabuklarının efsane etken maddesidir. Ancak çok küçük bir ipucu vereceğim, kabuğuyla tüketebileceğiniz bir doğal ürün olan Kumkuat (Hatta meyvesi ekşi, kabuğu tatlıdır.) ciddi miktarda Hesperidin içerir. Geri kalan bilgiler konu içerisinde zaten mevcut.

Özetle muhtemelen söz konusu ürünle ilgili 2. 3. faz denemeleri de söz konusu olacaktır. Çünkü hedef kitleye oranla Örneklem sayısı bence biraz düşük kalmış. Ancak az önce paylaştığımız verilere göre bu etken maddelere sizler de ulaşabilir, tüketiminize dahil edebilirsiniz. Tek kural dahilinde; Herşeyin fazlası zararlıdır. Zehiri ilaç yapan dozudur.

Ellerinize sağlık sayın Samurai Unforgotten . Çok teşekkür eder, en kısa zamanda sağlığınıza kavuşmanızı dilerim.
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
Küçük bir not daha eklemek isterim, bazı bireylerde bu etki yaklaşık 30 dk gibi bir sürede geçici olarak gözlenir. Söz konusu durum ardından bir baş ağrısını tetikliyorsa olası bir hipotansiyon (Tansiyon düşüklüğü) tablosu vardır.
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,362
39
Ellerinize sağlık, Çok teşekkür eder, en kısa zamanda sağlığınıza kavuşmanızı dilerim.
Sağ olun hocam, herkese acil şifalar dilerim. Katkılarınız için de ayrıca teşekkür ederim.
"Kaktırılan" ya da "Kandırılan" 😊 tanımları yerine doğru örneklem için seçilen grup tanımı kullanabilirsek daha ılımlı olur düşüncesindeyim.
Amacım biraz mizah katmaktı 🙂

Citrus Aurantium (Hesperidin): Normal koşullarda tüketmeyeceğimiz, yüksek miktarda tüketilmesi içeriğindeki alkol nedeniyle de çok mümkün olmayan narenciye kabuklarının efsane etken maddesidir. Ancak çok küçük bir ipucu vereceğim, kabuğuyla tüketebileceğiniz bir doğal ürün olan Kumkuat (Hatta meyvesi ekşi, kabuğu tatlıdır.) ciddi miktarda Hesperidin içerir. Geri kalan bilgiler konu içerisinde zaten mevcut.
Aynen hocam, limonun beyaz kısımlarında da vardı sanki diye hatırlıyorum. Hatta biz direkt narenciye kabuğunun tozunu alalım dedik ama doğallığından emin olamadığınız için ve 100% güvenemediğimiz için elimiz almaya gitmedi. Biliyorsunuz bu narenciyelere parafin falan sürülüyor.
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
Sağ olun hocam, herkese acil şifalar dilerim. Katkılarınız için de ayrıca teşekkür ederim.

Amacım biraz mizah katmaktı 🙂


Aynen hocam, limonun beyaz kısımlarında da vardı sanki diye hatırlıyorum. Hatta biz direkt narenciye kabuğunuz tozunu alalım dedik ama doğallığından emin olamadığınız için ve 100% güvenemediğimiz için elimiz almaya gitmedi. Biliyorsunuz bu narenciyelere parafin falan sürülüyor.
Narenciye kabuğu tozu çok sağlıklı olmayabilir, parafinin dışında özellikle limonlarda olgunlaştırma için karpit kullanılır. Yüzeye sürülmez ama mutlaka kalıntı bırakır. Mümkünse mevsiminde ve taze tüketmek gerekir. Aslında Kumkuat çok kolay yetişen ve bodur tabir ettiğimiz bir bitkidir. Yani yetiştirip kendi yetiştirdiklerinizi bile tüketmeniz olasıdır.
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,362
39
Narenciye kabuğu tozu çok sağlıklı olmayabilir, parafinin dışında özellikle limonlarda olgunlaştırma için karpit kullanılır. Yüzeye sürülmez ama mutlaka kalıntı bırakır. Mümkünse mevsiminde ve taze tüketmek gerekir. Aslında Kumkuat çok kolay yetişen ve bodur tabir ettiğimiz bir bitkidir. Yani yetiştirip kendi yetiştirdiklerinizi bile tüketmeniz olasıdır.
Şu Kumkuat'ı bir araştırayım, sağolun 🙂
 
Samurai Çevrimdışı

Samurai 

Moderatör
3 Ağu 2021
2,362
39
Ananas ile ilgili de bir ekleme yapmak istedim, henüz denemedim ama denemeyi düşünüyorum;

Yaşları ortalama 42 olan, vitreus dekolmanı hastası yaklaşık 388 adet gönüllü üzerinde ananas deneyi yapılmış. Yaklaşık 3 ayrı gruba bölmüşler ve 3 ay boyunca bir grup günde 100 gr, diğer grup günde 200 gr ve 3. grup da günde 300 gr ananas tüketmiş.

Genellikle yüksek dozaj tüketenlerde daha başarılı sonuçlar alınmış. Düşük dozajda (günlük 100 gr) 54.5%, orta dozajda (günlük 200 gr) 62.2%, yüksek dozajda ise (günlük 300 gr) 69.8% başarı sağlandığı görülmüş ve bu kişilerde uçuşan cisimler kaybolmuş.

Kendi üzerimde deneyeceğim inşallah.
 
slowfood Çevrimdışı

slowfood 

Moderatör
23 May 2022
7,881
Ananas ile ilgili de bir ekleme yapmak istedim, henüz denemedim ama denemeyi düşünüyorum;

Yaşları ortalama 42 olan, vitreus dekolmanı hastası yaklaşık 388 adet gönüllü üzerinde ananas deneyi yapılmış. Yaklaşık 3 ayrı gruba bölmüşler ve 3 ay boyunca bir grup günde 100 gr, diğer grup günde 200 gr ve 3. grup da günde 300 gr ananas tüketmiş.

Genellikle yüksek dozaj tüketenlerde daha başarılı sonuçlar alınmış. Düşük dozajda (günlük 100 gr) 54.5%, orta dozajda (günlük 200 gr) 62.2%, yüksek dozajda ise (günlük 300 gr) 69.8% başarı sağlandığı görülmüş ve bu kişilerde uçuşan cisimler kaybolmuş.

Kendi üzerimde deneyeceğim inşallah.
Doğal ürün tüketimi konusunda her zaman varım. 😍

Not: İçerdiği bromelain nedeniyle 400-500 gr ve üzerinde sürekli günlük tüketim bulantı, kusma gibi toksik etkilere sebep olabilir. Ayrıca başlangıçta diğer rutin besin düzeninize farklı bir ürün eklemeden başlarsanız, Ananas' a ilişkin vücudunuzda alerjik reaksiyon oluşursa farkında olmanızı sağlar. Aşırı duyarlılık reaksiyonu (Alerji) sonrası mukozalarda şişlik (Ağız, Burun, Dudak çevresi) Farenks bölgesinde şişlik, ağrı ve buna bağlı nefes darlığı görülebilir. Acil görülen durumlarda antihistaminik kullanımı (Mümkün olan en düşük dozda) ve acilen en yakın sağlık kuruluşundan yardım gerekebilir.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst Alt