Cvp: VESTEL BEYAZ EŞYA DANIŞMA HATTI
thror' Alıntı:
eh ülkemizde yeni teknolojiye her daim şüpheyle bakıldığı için geçiş sürecinin bu denli uzun sürmesi de normal olacktır. sıkılmadan verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederim, umarım cevap arayan insanlar için de yardımcı olur bu konu başlığı
: peki hocam bu çamaşır makinelerinin kg-lt hesabı hakkında bir çok yerde eski makinelerin tambur hacmi ile yeni makinelerin tambur hacmi arasında ciddi farklar olduğunu okumuştum. siin bu konudaki fikirleriniz nelerdir? 8kg bir makine için 55 lt hacim yeterli midir?
Benim bakış açılarım genelde biraz farklıdır, bazen herkese normal gelen bana anormal, bazen de herkese anormal gelen bana normal gelebiliyor ve bunu da elimden geldiğince mantıklı ve mümkünse bir kaynağa dayandırarak izah etmeye çalışırım.
Sorduğunuz sorudan hareketle de şu cevabı verebilirim.
Biz bir makineden ne bekleriz?
1- Temiz yıkasın
2- Az deterjan kullansın
3- Az enerji ve su harcasın
4- Sessiz yıkama yapsın
5- Mümkün olduğunca arıza yapmasın
6- Arıza yaparsa firma beni üzmesin
Belki sizin bunlara ilave girebileceğiniz maddeler vardır, benim aslında bu kadar dahi beklentim yok, Bana kısa program ile temiz yıkasın yeter.
Peki bu aşamada ben neleri araştırmalıyım?
1- Üretimde kullanılan klorfineramin oranı nedir?
2- Sülfür oksit seviyesi yükseltilerek sac üzerinde koroksit oluşumunu engelleyici aspest kullanılmışmı
3- Elektrik motoru üretilirken spir sargıları sağdan sola mı yoksa soldan sağa mı yapılmış
4- Yıkama pompası makinenin soluna mı yerleştirilmiş yoksa sağına mı?
5- Elektronik kart üzerinde kullanılan transistörler silisyum madeninden mi yapılmış yoksa germanyum mu
6- Makinenin kasası boyanırken pigment/tutkal/solvent oranında hangi kıstas planlanmış
7- Makinenin üretiminde çalışan personelin annesinin kızlık soyadı neymiş
Tabii ki şaka yapıyorum azizim
Burada aslında bilerek bir gönderme yaptım biraz zira, bazen bazı konuların suyunu çıkartmayı fazla seviyoruz milletçe. İşte bu ''kazan kaç litre, boyayı kim yapmış, yaparkenki ruh hali bozukmuymuş, eğer bozuksa makine erken çürür'' vs vs gibi kavramlar birileri tarafından sebebi bilinen bir şekilde piyasaya pompalanıp duruyor.
Gerçekte yaptığı işi deklere etmeyen ancak bir markaya ait beyaz eşya gurubunda görevli olan, adına kartvizitleri dahi ortaya çıkan ancak bunları kabul edip insanlardan özür dileyip ''affedin arkadaşlar yıllarca tarafsızmış gibi görünen ama bu işin ticaretini yapan ve yönlendirdiğim bu markalardan para kazanıyorum'' demesi gerekirken halen belli markaların üzerine basıp kendi gurubundaki ürünleri pazarlamak adına ''eskiler şuydu ama yeniler bu, onlar tüü kaka ama ban bunlar süper'' diyerek kendi gurubunun güzellemesini yapan arkadaşlar var elbette forum ortamlarında.
Aslında bu yazı benim tarzım değil lakin, Fatih Portakalı çok severim ve yine çok sevdiğim bir lafı vardır ''aklımızla dalga geçmesinler'' der sürekli, ben de aynı şeyi söylemek istiyorum, Kimse bizim aklımızla dalga geçmesin.
Yukarıda sıraladığım maddelerde NE BEKLERİZ kısmı doğruydu azizim, burada önemli olan sizin beklentiniz. Bunun dışındaki litre, hacim, çap, evat vs tamamen üretici firmanın sorumluluğunda ve onları ilgilendiren durumdur. Neden biliyormusunuz?
6502 sayılı tüketiciyi koruma kanunu artık o kadar yüksek oranda tüketicinin yanında ki, Kardeşim üretici tambur hacmini düşük tutup da güzel yıkamamasına mı sebep olmuş? O zaman verirsin THH ye, Gelir hakem heyeti, İspat eder kararı alır suratlarına çarparsın ve o makineyi temiz yıkamayacak bir KAZAN/TAMBUR çağı ile üretmenin cezasını üretici çeker.
Peki bu yıkamanın esası nedir?
Herkes bilir ki çamaşır yıkamanın esası, aslında narin bir şekilde çamaşırı dövmektir. Aynen ananelerimizin dere kenarında tokuç ile çamaşırları dövdüğü gibi. Elbette ki günümüz teknolojisinde günümüz tekstil ürünlerine bu muameleyi uygulayamayacağımızın farkındayız bu nedenle makine içerisindeki ÇIRPICILAR dahi mühendislik olarak buna göre tasarlanmıştır.
Tambur, zemindeki çamağırı alır, biraz yükseltir ve hoop tekrar zemine çarpar, işte bu narin dövme hareketi aslında gerçek leke çıkartma yöntemidir, bu anlamda tambur hacmi elbette geniş olsun istenir buna asla itirazım yok.
Benim itirazım ise, Her markadaki mühendisin, hep aynı şeyi düşünerek aynı yapıyı ortaya çıkartması beklentisidir.
X markanın mühendisi makinesine güvenememiş, tambur hacmini geniş tutmak istemiştir. Y markanın mühendisi kendi tasarımına güvenmiştir ve ''Bu tasarıma 55 litre hacim yeter'' demiştir.
İyi yıkamazsa sorumluluk kimin?
Peki bir makinenin tambur hacmi düşük ise, ilk yıllarda iyi yıkayıp da, garantisi bitince kötü yıkama gibi bir duruma girermi sizce? Tabii ki girmez.
O halde bu ne anlama gelir?
Makineyi alır kullanırsınız ve 2-3 yıkama sonrası o malın ne mal olduğunu anlar, beğenmediyseniz gerekirse 14 gün içinde iade, gerekirse memnuniyetsizliğe bağlı sözleşmeden dönme veya gerekirse halem heyeti yolu ile iade sürecine girersiniz.
Diyeceğim o ki, pazarlama taktiği olarak tüketicilere ''55 değil 65 litre hacimli makine yaptım bu daha güzel'' diyerek, 10 litre hacimin üretimdeki 30TL lik farkını tüketiciye 230TL olarak yansıtmalarına lütfen müsaade etmeyiniz.
Tabii ki szie ''Gidin en küçük hacimli makineyi alın içine yorgan atın onu bile yıkar'' demiyorum cümlelerim yanlış anlaşılmasın. Sadece pazarlama taktiklerine dikkat etmenizi tavsiye ediyorum.
Elbette tambur hacminin geniş olması iyidir, ancak 5 litre yüksek hacim için size kurulan tuzaklara düşmeyin diye uyarıyorum.
RAKAMLARA DİKKAT
: