Yangınla mücadele konusu tüm dünya da değişen sürekli gelişen bir konudur. Tüm tecrübelerinize ve öngörülerinize göre önlemler alırsınız. Ancak beklemediğiniz olaylar zinciri gelişir, tahmin etmediğiniz yeni bir durumla karşılaşırsınız yangın acısını yaşarsınız. Aldığımız eğitimlerde yangıncıların bize sorduğu en can alıcı soru yangını ilk kimin söndüreceğidir. Cevap ilk görenin söndürme imkanı varsa ilk onun söndürebileceği gerçeğidir, ilk onun müdahale etmesi gerekir. Geri kalan durum da yangın alacağını almadan teslim olmaz, velev ki size kontrolü vermiş olmasın. Yangın başladığı an da küçükken üstünlük müdahale edebilen de, üstünlük kaptırılınca anca üstünlüğün alınabileceği anı beklemeye kalıyor iş. Sabotaj ise ayrı bir konu, suç işlenmeden müdahale edebilmek, engelleyebilmek en zor ama en az masraflı olanı olabiliyor çoğu durumlar da. Tepemize dizilen starlink uyduların da lazer transponderlerinin olduğu bir gerçek bunların temmuz sonu testlerinin yapılacağı ve ağustos başı aktifleştirileceği duyurulmuştu. Yani tepemiz açık ve tam kontrolü biz de değil. Üstelik bilmediğimiz ne projeler tepemizde dolaşıyor. Aşağıyı kontrol etseniz yukarıyı ne yapacaksınız. Neden temmuz sonu her ülke de bu yangınlar türedi. Neden oksijen azaltılı yorken havadaki karbon miktarı hızla arttırılmaya çalışılıyor, iklim değişikliğine dünyamız zorlanıyor. Daha pandemi de kapandığımız da konuşmuyormuyduk, doğa kendisini yeniliyor insanın müdahalesi azalınca doğal seleksiyon hız kazandı, kaybolmaya yüz tutmuş hayvan ve bitkiler tekrar çoğalıyorlar doğa kendini onarıyor diye. Kimdir bundan rahatsız olup tesine çevirmeye çalışanlar....
Her görüşe değer verip dinlemek akletmek elbette hakikate ulaşma da çok yardımcı olur. Çok beğendiğim bir söz var;
Düşündüğün kadar varsın. Düşün ne kadarsın?
Çevrimdışı
