Kurutmalı çamaşır makinası? Çamaşır kurutma makinası ?
Bunlar genellikle sahile yakın kesimlerde evi nemli olan, çamaşır kurutmak için uygun yeri olmayan, pratiklik arayan ailelerin tercihi. Bir diğer neden ise yeni bebeği olan veya alerjik rahatsızlıkları yüksek olan kişilerin tercihi. Peki nedenini bulduk, ama iki tür var hangisini tercih edeceğiz?
Şu an için böyle bir beyaz eşya ihtiyacım olmasa dahi Adem beyin videolarını beğenerek izlediğim için arada denk geldi. Sevgili Adem beyin de bir videosunda açıkladığı üzere, hiç bir marka eskisi kadar kaliteli ürün üretmiyor. Özellikle BSH grubunun beyaz eşyaları.
Hangi markayı tercih etmeli, hangi tipi tercih etmeli?
Evet forumlarda çokça yazar, ayrı ayrı satın alın diye. Ama bunun tek nedeni nedir biliyor musunuz, makina yer kaplamasın filan değil. Tek nedeni daha ekonomik olması. Bundan 3 ay kadar önce satın alma arefesindeyken LG marka yeni nesil bir kurutmalı çamaşır makinası Teknosa mağazasında 9.999 liraya satılırken, tek başına bir kurutma makinası 7999 liradan başlıyordu. Bir de çamaşır makinası alacak olsanız o da en az bu fiyat, iki ayrı makinanın fiyatı 16.000 liraya gelirken, tek başına kurutmalı bir çamaşır makinası 10.000 liraya mal edilebiliyor.
Kurutmalı çamaşır makinaları yeni gelişen teknoloji ile birlikte kapasitesi arttı. LG diyorum özellikle bunun üzerinde çok durdum, geliştirdikleri inverter motor, buharlı sistem, artan kazan kapasitesi gibi özellikleriyle şu an için mantığa en uygun makinayı sunuyor. Satıcının söylemesine göre, geliştirdikleri motor şimdi aklıma gelmedi neydi o kelime, tescilli miydi, lisanslı mıydı neyse. Bu motoru güm üreticilere satıyorlar, yani tüm üreticiler LG'den alıyormuş motoru. Bilmiyorum ne kadar doğru. LG buraya kadardı.
Bundan 7-8 sene önce de aynı şekilde, son teknolojiye sahip, görenlerin ağzını açık bıraktıran marka ise Samsung'du. Öyle bir makina yaptı ki adamlar filmlerden çıkmış gelmiş ve bütün dertlerinizi bir anda bitirebilecek süper bir şeymiş gibi duruyordu. Gümüş parçacıkları barındıran bir makinaydı. İddiası ise, kurutma makinası gümüş iyonları kullanarak çamaşırlarınızı kurutuyor şeklindeydi. İçindeki gümüş biterse ne olacak diye sorduğumda bana yeniden ilave ettirirsiniz gibi bir cevap vermişti o zamanki satıcı. Yani gümüş bu, tam olarak ne işe yaradığını anlamadığım gibi bir de ucuz bir şey değil ki gidip yarım kilo alıp gelip makinaya koyayım. Bildiğin gümüş müdür nedir, ne karın ağrısıysa. Bilgisiz sadece gün dolduran prim almak için konuşan satıcıların saçma sapan yönlendirmelerine gebe kalıp inceleyip kullanamadığım, öğrenemediğim bir makina oldu. Samsung buraya kadardı.
2007-2008 Senelerinden birinde Bosch marka bir kurutma makinası aldık, Logixxx diye geçen bir model. Bu makinanın 3 farklı modeli vardı yanlış hatırlamıyorsam. Bize hitap eden ise 2 model vardı. Bir tanesi 8 kilo bir tanesi 10 kilo kurutma kapasiteli. 10 Kilo olan hakikaten kallavi bir şeydi, iri yarı, büyük geniş bir makinaydı. Onu tercih etmedik. 8 kilo olan model ise kelimenin tam anlamıyla 10 sene çalıştı. 10 Sene boyunca 1 kere bile arıza yapmadı. Aynı dönemlerde aldığımız çamaşır makinası da aynı şekilde 10 sene çalıştı. Taşınma esnasında amortisörleri zarar görmüştü, bir kere o değişti. Bitti. Hepsi bu. O zamanki bu makina 10 sene sorunsuz çalışabildi.
Daha sonra bir gün makina çalışırken tık tık tık diye ses çıkarmaya ve titremeye başladı. Ben önce önemsemedim. Daha sonra bu tık tık sesleri tak tak oldu
Makinanın titremesi arttı. Bir ara bakarım dedim fazla üstüne düşmedim. Derken günün birinde bir baktım ki, makina (kurutma) her bir turu tamamladığında belli bir noktaya gelince TAKK diye vuruyor, o vurma ile de makina sallanıyor. Titremesi ve sesi o kadar artmıştı ki artık yerinden çıkıp düşecek diye korkmaya başladım. İndirdim, söktüm.
Bu makinanın kazanının uç kısmında ince bir çerçeve olduğunu ve bununla çerçeve ucunun sağlamlaştırıldığını düşünün. Çok ince yuvarlak bir kazan uç kısmından basit bir makara sistemiyle döndürülüyor. Bu temas noktası da zamanla deforme olmasın diye bir nebze olsun kalınlaştırılmış. Bu çok mantıklı. İşte o temas noktasından kırılmış. O kırık da biraz içeri doğru yürümüş, kazan çatlamış gibi duruyor. Kırık almış başını gidiyor. Biraz daha geç müdahale etsek bütün kazanı boydan boya kıracak. Her döndüğünde de makara ile temas ettiği kırık nokta takk diye ses çıkarıyor, üst üste binmiş bu kırık parça nedeniyle de makina kazanı her turda bir kere yukarı atıp düşürüyor. Bu da titremeye sebep oluyor.
Söktüm kazanı. Daha önce de çamaşır makinasını benzer bir nedenle sökmüş, kazan arkasına evdeki kullanmadığım bisiklet aynakolundan yaptığım bir çevirme düzeneği takıp yeni makina alıncaya kadar bir kaç gün elle çevirerek çamaşırları yıkamıştım. İtiraf etmeliyim içi su ve çamaşır dolu bir kazanı el ile çevirmek çok da kolay değil. Ben düzeneği bir kaç kere modifiye ederek bunu kolay hale getirmiştim. Ama yine de yorucuydu.
Söktüğüm kurutma makinasının kazanını sanayiye götürdüm, kaynak yaptırdım. Çok ince bir çelik malzeme olduğu için kaynakçı beceremedi, bildiğin sanayi işi yaptı. Normal kaynak tutmuyor sarı yapıcaz dedi, gitti iki tane uzun sarı çubuk aldı geldi kaynattı, traşladı bilmem ne derken bir baktım çirkin bir kazan elimde duruyor, bundan 3 ay önce de 150 lira para aldı benden. Sarı kaynak diye. Adamın işçiliğini beğenmediğim için eve gelince kendi taş motorumla tekrar traşladım, yerine taktım, çalıştırdım. Tak takk sesleri kesildi, ama kaynak yerinin ister istemez birazcık yüksek kalması nedeniyle titreme vardı. Bu şekilde ne kadar çalışır? Bilemiyorum. Aynı yerden bir kere daha kırılana kadar. Veya başka bir yerden. Velhasıl kelam, Bosch buraya kadardı.
Electrolüx araştırmaya başladım ki, İsveç markasıdır, kalitelidir, el değiştirmemiş, yılların firmasına bir şans verelim dedim. Ve bir ısı pompalı kurutma makinası aldık.
Eski tip kurutma makinaları, kazan arkasına, üst kısma denk gelen bir yerinde ısıtma telleri kullanır, adı aklıma gelmedi şimdi. Bu teller 2400 watt enerji çeker. Makina bir havalandırma yöntemiyle buradaki ısıyı kazana üfler. Kazanı yavaş yavaş ve sabit hızda çevirir, böylece çamaşırlar kurur. Bir kurutma programı en az 1 saat olduğu için, 2400 watt ısıtma yapan bir makina da haliyle ocağınıza incir ağacı diker. Hele son zamlardan sonra. İkinci el bu makinalardan almayın. Ben wattmetre ile ölçtüğümde, Aralık- Ocak ayı gib, elektriğin çok zamlanmadığı dönemde, bu kurutma makinasının her bir kurutmasının 5 lriaya tekabül ettiğin hesaplamıştım. Makinayı 1 kere açıyorsun, 5 lira yakıyor. Ortalama hesap buydu. Şimdi defterime baktım ve ekonomik bir program seçerek denediğimde, 3 saatte 4 kw harcadığını not almışım. Bugünkü maliyeti tutarı 6-7 lira arası, tek yıkama elektrik bedeli. Buna göre enerji sınıfı belki g belki daha düşük bir model olabilir.
Yeni tip ısı pompalı makinalar ise a+++ enerji sınıfına dahil olup, ısıyı adından da anlaşılacağı üzere bir inverter motor ile pompalayarak içeride dolaştırıyor. Bu da büyük ölçüde ekonomi sağlıyor. Bir üstteki klasik kurutma makinasını banyoya koyup da 1 program boyunca çalıştırdığınızda, sizin banyo oluyor Sivas hamamı. İçerde duramazsın öyle bir sıcak. Bütün banyoyu ısıtıyor. Yeni tip ısı pompalı makinalarda ise bu neredeyse hiç yok. Makina hafif bir ısınıyor o kadar.
Arada böyle bir fark da var tabii.
Deneyimlerimden elde ettiğim bilgilerle şunu söyleyebilirim, Enerji sınıfı a+++ olan yeni tip bir ısı pompalı makina tercih edin.
Yer sorununuz varsa kurutmalı çamaşır makinası alabilirsiniz, ben hiç yer sorunum olmadığı için bunu almadım. Yer sorunum yok derken de 100 odalı sarayda yaşamıyorum elbette, iki makinayı zaten üst üste koyuyorsunuz. Bitti. Aradaki en büyük fark ise şu, kurutmalı çamaşır makinasının kazanı bir nebze daha küçük oluyordu, şimdi onu da kısmen aştılar. Kurutma kapasitesi maksimum 7 kiloya kadar çıkabildi. Ama tek başına bir kurutma makinası ise 10 kiloya kadar çıkabiliyor.
Electrolüx bitmedi, devam. Makina geldi, servis geldi, kurulumu yaptı. Çalıştırdı, anlattı gitti. Bir sorun yok. İki makina arasına da aparat takıldı, takılan bu aparat daha önce Bosch firmasından aldığımdam kat be kat daha kaliteli ve çok çok daha işlevsel. Önceki düdük gibiydi, incecik bildiğiniz bi rparmak kalınlığında bir çerçeveydi. Yeni gelen electrolüx'ünkü ise kallavi sapasağlam duran, çekip açılabilir, üstüne çamaşır konulabilir oldukça pratik, 6-7 cm kalınlığında okkalı sağlam bir aparat. Fiyatı da okkalı tabi 650 lira. Yapacak bir şey yok dedik, devam..
Makinayı kullanmaya başladıktan bir kaç hafta sonra fark ettik ki soldan alt taraftan su akıtıyor, akan bu su çamaşır makinamızın üstüne sızıyor, oradan da yere kadar ulaşıyor. Suyun geçtiği yol boyunca çamaşır makinamız üzerinde uzun ince bir sarı çizgi oluyor. Aktığı biriktiği yer de aynı şekilde. Yani bir sorun var su akıyor, akan su da sarı akıyor. Su sarı değildir ki, sarı mıdır su? Çağırdık servisi. geldi, ayak ayarı yaptı. Bu makinalar buhar hazneli olduğu için, hazne içine koyulan su, birazcık eğim olduğunda taşıp makinadan akıyor. Ayak ayarı yaptı, sıfır derece eğimle ayarladı, gitti. Sadece 1 gün su akmadı. Makina ertesi gün tekrar su akıtmaya başladı, ayak ayarı yapıldığı için daha önce yerden 1 cm kadar daha öteye kaymış olan bir yerden.
Su nasıl akıyor, onu da söyleyeyim, durduğu yerde akmıyor. Programı çalıştırıyorsunuz, aradan bir saat kadar bri süre geçiyor, ondan sonra su alt köşede birikiyor. Biriktikçe de akıyor. Saatler süren çok yavaş bir süreç ve izlenerek takip edilecek gibi değil.
Ben bir video çektim servise gönderdim. Geldiniz yaptınız ama gene akıyor bak şeklinde. Bir daha geldiler. Makinayı alıp götürdüler. 3-5 gün neyse serviste kaldı. Tekrar geldi. Bu gelen makina sol taraftan vuruk ve boyası ezik bir şekilde geldi. Şikayetimizi yaptık tabi, neyse. Bir kaç gün geçti makina bu sefer sarı su akıtmıyordu harika. Fakat bu sefer şeffaf su akıtıyor. Evet, sarı su sorunu gitti, şeffaf su sorunu geldi. Aynı yerden aynı şekilde akıtıyor ama bu sefe3r sarı değil tek farkı bu. Üstelik vuruk da geldi. Bir daha videolar çektim, servisle, müşteri hizmetleriyle konuştum, yazıştım, paylaştım, görüştük. Neyse tekrar gönderdik. Bir hafta kadar kaldı, tekrar geldi. Makinanın vuruk parçası başka bir parça ile değişmiş, haliyle seri no da değişmiş. Sorun çözüldü. Sorun neymiş? Bana demelerine göre su haznesinde bir temizlik yapıldı. Bilmiyorum ne kadar doğru. Bir şey olunca bir yeri tıkıyormuş da ondan sonra damlıyormuş.. Bilmiyorum. neyse ne. yeni nesil makina. İçini haznesini, haznenin içini ben görmedim. Bana da bu kadarını söylediler.
Makina 1 kere arızalandı, 3 kere servis gördü. 2 kere de atölyeye gitti. Servistekiler artık çağrı merkezi üzerinden iş yaptığım için mi ilgilendi yoksa her zamanki tutumları mı ilgili görünmekti bilmiyorum. Sonuçta ilgilendiler, ilgilenmeyi denediler, ama oldu ama olmadı o da ayrı bir mesele. Kesinlikle servis ilgilenmedi, gelmedi gitmedi denilemez. Hak yenilmesin burada.
Makina şimdi 2 aydır sorunsuz çalışıyor.
Buharlı kurutma makinası programlarını tek tek denedim, çamaşırları hafif nemli bırakarak kırışmayı önlüyor. Çok da elzem değil benim için.
Isı pompalı olması nedeniyle ciddi anlamda elektrik tasarrufu sağlıyor.
Bu arızayı yapmasaydı ve servisle böyle uğraşmasaydık, electrolüxün çamaşır makinasını da alacaktım, öyle kaldı.
Konu Tüketici hakem heyeti nezdinde incelemesi sürüyor, sonuç bekliyor.
Electrolüx buraya kadardı.
Araştırma esnasında Miele markasına da baktım. her alan memnun, en iyisidir şeklinde bariz bir önyargı var biliyorsunuz. Fakat tek makina fiyatı 24.000 lira olunca pek de yakınlaşamadık kendisiyle. Bu esnada öğrendiğim bir şey oldu. Mile de artık eskisi kadar kaliteli ürünler üretmiyormuş. Üst seviye makinaları ne kadar iyiyse, giriş seviyesi tabir edeceğimiz makinalar da bir o kadar sorunlu çıkabilir. Memnuniyetsizlik oluşturabilir. Almışken en iyisini alın, eski kalite yok şeklinde bir takım yorumları okudum, satıcılardan dinledim. Peki 24.000 lira? Miele burada bitti.
Vestel, arçelik, indesit, altus, beko ve bir kaç markaya daha baktım elbette. Yani bakmadığım, incelemediğim, araştırmadığım, kullanıcı yorumlarını okumadığım, satıcılarıyla görüşmediğim marka kalmadı. Hepsini kurcaladım bızıkladım, nedense bu markaların hiç biri güven vermedi.
Bununla birlikte ama doğru ama yanlış bir şey öğrendim. Takdir sizindir. Makina ne olursa olsun, kazan yapısı çok önemli. Çamaşıra ne kadar az temas ediyorsa o kadar az kırışıklık. Kazan yapısındaki delikler, çıkıntılar, arada duran üç adet plastik çıta gibi ayraç, bunlar çamaşıra değdikçe kırışıklık da o oranda artıyor. Hemen hemen bütün makinalarda bu kazan içindeki ayraç plastik, tek bir markada metaldi. Hatırlamıyorum LG veya Miele olabilir. Kazanın içindeki yağmur damlası şeklinde olan bütünsel yapı, Miele markasında neredeyse dümdüz. Hemen hemen tüm markalarda parlak çelik kullanılırken, Miele markasında titanyum alaşımlı mıydı farklı bir alaşım kullanılmış, mat gri metal.
Bunca yıllık bilgi birikimimden şu sonucu çıkardım, 15 yıl önce aldığım çok enerji harcayan Bosch Logixxx serisi çamaşır makinası ve kurutma makinası, şu ana kadar kullandığım en çok enerji harcayan ve en az kırışıklık yapan makinalardı. Şu an olsa ve az enerji harcasa gözüm kapalı alırım, aldırırım. Bu makina artık üretilmiyor. Yeni serisi üretiliyor. Bunu da aldık, ve kırıştırması nedeniyle çamaşır makinasından memnun değiliz. Ama elektrik ve bilhassa deterjan harcaması minimuma indi, bu güzel bir artı oldu.
Hepsi bu kadar.
sanırım...
