Bir Anı (Savcı konusu ile ilgili)

Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Sene 1990
Yer İzmir Karşıyaka

Askere gidecek olan amcamın oğullarından birisi için, Asker olan rahmetli babamı ziyarete gelen küçük kardeşi yani Amcam ve diğer ile fertleri (amcalar halalar vs) bir araya gelmiş hasret giderirken, müstakbel askerimizi güzel İzmirin köşe bucağını gezdirmek gibi o zor olan görev de bana düşmüştü :)

İzmir kazan biz kepçe, gitmediğimiz hiç bir yerini bırakmayana kadar gezdik tozduk yedik içtik.

Yedik içtik derken izmire özgü boyoz gevrek tulum peyniri yengen kumru balık midye Allah ne verdiyse işte.

Akşama doğru baktık amcamın oğlunda bazı hafifi tat kaçmaları başladı.

La noliy? demeye kalmadan çocuk istifra etti vs.

Neyse ki final turuna yakındık yani Karşıyakadaydık.

Aldım çocuğu hastaneye götürdüm (Daha 17 yaşındayım) babamlara da haber verdim hastanenin ankesörlü telefonundan.

E tabi çocuğu aldılar serum bağladılar vs derken hooop babam amcam vs çıktı geldiler.

Gayet sakin, vakur, olgun iki adam. İNSAN gibi,, Vatandaş gibi acil doktorunun yanıanm gittiler, doktıor bey o an başka bir hasta ile ilgileniyordu ve ''Lütfen beklermisiniz ilgileneceğim sizinle'' dedi, O iki olgun adam elbette dedi ve kenara çekildi SIRALARINI BEKLEDİLER.

Doktor bey hastası ile işini bitirdi, İNSAN gibi geldi babam ve amcamın yanına ''Nasıl yardımcı olabilirim?'' dedi, Amcam ''hastamız vardı doktıor bey hazır asker, devletimizin emaneti, rahatsızlanmış onun için geldik'' dedi.

Doktor bey baktı, ''Haaa tamam sorun yok hafif bir gıda zehirlenmesi, serum bağladık, 2 saat müşahade sonrası çıkabilir sorun yok'' dedi.

Babam ve amcam doktor bey'e, Doktor bey babam ve amcama teşekkür etti. ben tabi süt dökmüş kedi yavrusu gibi korkudan kıyıda köşede tüm bu olanları zihnime kazıya kazıya izliyorum neden? Adam bana emanetti ondan, azına zıçtım çocuğun bir gündüzde yani gün bile değil düşünün :)


Dostlar bu hikayemin 3 öznesi var asıl olan.

1- Türkiye Cumhuriyetinin Hava Kuvvetleri mensubu babam
2- Türkiye Cumnhuriyetinin CUMHURİYET SAVCISI amcam
3- Türkiye Cumhuriyetinin güzide bir doktoru olan ismini bilmediğim beyefendi.

Bakınız ne babam geldi o hastanede ''Ben askerim'' diye yaygara koparttı, Ne amcam gelip ''Çekilin huleayn siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Ben CUMHURİYET SAVCISIYIM'' diye yaygara koparttı, ne de Güzide doktorumuz herhangi bir zorluk yaşadı veya çıkarttı.

Sene 1990 dostlar ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarından bir Roman değil gerçek hayattan bir kesit bu yazdıklarım.


Şimdi bakıyorum sene 2020 ler

Savcı diye ortada dolananların birisi arabasının silgeçine not bırakıldı diye adamı gözaltına aldırıyor, birisi halı sahada öğretmenleri sıra vermedi diye gözaltına aldırtıyor, birisi kendisine önce bakmadı diye doktoru gözaltına aldırtıyor?

Kimsiniz kardeşim siz?


Şimdi ben bu savcıya mı isyan edeyim yoksa bu yaptıklarına rağmen savcıya sahip çıkan SAVCILIĞA mı isyan edeyim bilemedim.

kardeşim not bırakan adamın konusu ifşa olunca ''Not bıraktı diye değil, silgeçlere zarar verdi diye gözaltına aldık'' diyen savcılık ile, Hastaya bakmadı diye değil, hakaret etti diye gözaltına aldık diyen savcılık arasında nasıl bir fark var?

Siz neyin mahsulüsünüz kardeşim?


Savcı Bülbül İstifa diye tag açmışlar kardeşim ne istifası yahu DEVLETİN gerçek yargı organları devreye girmeli ve bu ŞAHIS görevden alınmalı, hayatı boyunca manavlık dışında iş de yapmamalı açık ve net..

 
Puzik Çevrimdışı

Puzik 

Süper Üye
9 Ara 2020
1,305
Adem Helvacı Adem Helvacı hocam birçok konuda mühim olanın Savcı,Doktor,Mühendis,Asker,Müslüman,Gayrimüslim olmadığını dile getirdik. Yine benzer konu. Mesele doğru insan olabilmek, olay doktorun anlattığı gibiyse cidden felaket ve sizi kınıyorum. Bu yaklaşımdaki birinden ben meyve sebze asla almam alamam aldırtmam ?

Doktor egosunun (çok karşılaştım ama yinede genellemek istemem) ne olduğunuda biliyoruz ama dedimya olay doktorun anlattığı gibiyse biz adalete de mi güvenmeyelim bilemedim?

Toplumda iki meslek grubu Doktor ve Savcı gözünüz kapalı güvenebilmeniz gereken. Gitgide insanın güveni zedeleniyor.
 
Domestos Çevrimdışı

Domestos 

Süper Üye
3 Tem 2018
4,206
51
Her devirde, insan olmayı başaramamış artıklar var hocam. Allah, iyileri kötülerin şerrinden korusun.

* * *

Bir dönem, tek parti vesayeti, bir dönem askeri vesayet şimdi de yargı vesayeti var maalesef. Yani, eskiden de aynı veya benzeri şeyler oluyordu ama sadece başına gelen biliyordu, bir avuç dostları ile... Fark bu.
 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
O halde şunu da paylaşalım, Bana hatırlatan dostuma sevgilerimle.

Yazı alıntıdır ve en altta yazının kaynak linki mevcuttur.

Neden savcılar için “cumhuriyet savcısı” resmi sıfattır?
“Cumhuriyet başbakanı, cumhuriyet bakanı, cumhuriyet milletvekili, cumhuriyet müsteşarı, cumhuriyet valisi/kaymakamı, cumhuriyet emniyet müdürü” denmiyor da, neden savcılar “cumhuriyet savcısı”dır?
Bu sorunun cevabı “hukuk devletinin varoluş güvencesidir.”
Kökü, Atatürk’lü yıllarda “hukuk inkılabı (devrimi)“ sürecine uzanır.
Şöyle ki:

Hukuk devrimi sürecinde yeni yasalar çıkarılırken bu çalışmanın başında dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt vardı.
Taslaklarda “savcılar” için “cumhuriyet savcısı” ifadesinin yer alması dikkat çekti.
Tepki de gösterildi.
“Neden büyükelçi, müsteşar, vali, emniyet müdürü, yargıç için -cumhuriyet- sıfatı yok da sadece savcılar için olacak?”
Bu tartışmalar Atatürk’ün huzuruna da taşınır.
Atatürk, Adalet Bakanı Bozkurt’tan “izah etmesini” ister.
Bozkurt bütün zamanlara ışık olacak açıklamasını yapar:
“Devletin her kademesinde olanlar yanlış yapabilirler. Hukuk dışına çıkabilirler. Onlara millet, devlet ve ikisini de kucaklayan cumhuriyet adına hesap soracak olan savcılardır. Onun içindir ki sadece savcılar için -cumhuriyet savcısı- denilmelidir.”
Atatürk bu izahtan memnun kalır.
Onayını 3 kelimeyle ifade eder:
“Devam et Bozkurt...”

...................
Savcılara “cumhuriyet savcısı” unvanının verilmesi ve bu unvanın içinin de “yetkiyle” doldurulması işte böyle başlamıştır.
Günümüzde de hatırlanmasında -merhum İsmet İnönü’nün söylemiyle- sayılamayacak kadar çok yarar var.
.........................
Bir süredir “cumhuriyet savcısı” ifadesinin gerektirdiği sorumluluk ve özen çizgisinde kırılmalar yapan savcılarımız olmadı mı?
Bu soruya -ne yazık ki- gönül rahatlığıyla “evet” cevabını veremeyiz.
Hepimizin bildiklerini tekrarlamıyorum.
İktidarın sesi bile kimlerin ve hangi kurumların “kumpasa geldiğini” daha yeni itiraf etti.
Ancak...
“Suimisal, misal olamaz. (Kötü örnek, örnek olamaz.)”
Savcıların, “cumhuriyet savcısı” görevlerini içi dolu, tam yetki ve sorumlulukla yapabilmeleri için yolları açık olmalıdır.
Hukuk devletinin güvencesi budur.
“Savcı, avukat (savunma hakkı kutsaldır), yargıç” Anayasa’daki “bağımsız yargıyı” birlikte oluştururlar.
.........................
Ortalık toz duman olduğu için “somut olayları” değil “olması gerekeni” yazdım.
İsimlerle, aidiyetle, taraflarla işaretlenmiş yol haritaları bir yere götürmez.
Hukukun temel ilkelerinin aydınlattığı yol güvenlidir.


 
Adem Helvacı Çevrimdışı

Adem Helvacı 

Süper Üye
17 Şub 2017
24,294
51
Adem Helvacı Adem Helvacı hocam birçok konuda mühim olanın Savcı,Doktor,Mühendis,Asker,Müslüman,Gayrimüslim olmadığını dile getirdik. Yine benzer konu. Mesele doğru insan olabilmek, olay doktorun anlattığı gibiyse cidden felaket ve sizi kınıyorum. Bu yaklaşımdaki birinden ben meyve sebze asla almam alamam aldırtmam ?

Doktor egosunun (çok karşılaştım ama yinede genellemek istemem) ne olduğunuda biliyoruz ama dedimya olay doktorun anlattığı gibiyse biz adalete de mi güvenmeyelim bilemedim?

Toplumda iki meslek grubu Doktor ve Savcı gözünüz kapalı güvenebilmeniz gereken. Gitgide insanın güveni zedeleniyor.
Abi az önce bir meslektaşım yanımdaydı, Ego desen buradan Ay'a o henüz yapılmamış ancak yapılacak olan duble yol olur öyle söyleyeyim.

Ancak adam gelip iş yerimin cam çerçevesini indirmiyor, beni iş yerimden dışarı atmıyor kovmuyor çekmiyor.

Farkındayım abuk bir örnek gibi dursa da değil.

Doktorun egosu da olsun, Savcının egosu da olsun, ikisi de ''Hangimizinki daha büyük?'' yarışına girsin onda da sorun yok.

Yahu görevi başındaki NÖBETÇİ doktoru ters kelepçe ile gözaltına aldırmak nedir? Oldu o zaman savcı görünce burun kıvırdım diye beni de içeri alsınlar.

Ne oldu?
Burun kıvırdı
Yani?
E Cumhuriyetin savcısına aleni hakaret.

?

Bu ego değildir azizim bu CEHALET dir. Okumuşların cehaletidir bu.

Daha önce sohbetini yaptığımız konularda olduğu gibi okumak cehaleti de alamamış bundan, komple baki kalmış yani.

''Hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce'' şarkısını ben de mırıldanmaya başlayayım aslında.

Belki de Fethiye savcısı bu malumun sınıf arkadaşıdır o da bana denk gelir ne diyeyim artık :)
 
Domestos Çevrimdışı

Domestos 

Süper Üye
3 Tem 2018
4,206
51
O halde şunu da paylaşalım, Bana hatırlatan dostuma sevgilerimle.

Yazı alıntıdır ve en altta yazının kaynak linki mevcuttur.

Neden savcılar için “cumhuriyet savcısı” resmi sıfattır?
“Cumhuriyet başbakanı, cumhuriyet bakanı, cumhuriyet milletvekili, cumhuriyet müsteşarı, cumhuriyet valisi/kaymakamı, cumhuriyet emniyet müdürü” denmiyor da, neden savcılar “cumhuriyet savcısı”dır?
Bu sorunun cevabı “hukuk devletinin varoluş güvencesidir.”
Kökü, Atatürk’lü yıllarda “hukuk inkılabı (devrimi)“ sürecine uzanır.
Şöyle ki:

Hukuk devrimi sürecinde yeni yasalar çıkarılırken bu çalışmanın başında dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt vardı.
Taslaklarda “savcılar” için “cumhuriyet savcısı” ifadesinin yer alması dikkat çekti.
Tepki de gösterildi.
“Neden büyükelçi, müsteşar, vali, emniyet müdürü, yargıç için -cumhuriyet- sıfatı yok da sadece savcılar için olacak?”
Bu tartışmalar Atatürk’ün huzuruna da taşınır.
Atatürk, Adalet Bakanı Bozkurt’tan “izah etmesini” ister.
Bozkurt bütün zamanlara ışık olacak açıklamasını yapar:
“Devletin her kademesinde olanlar yanlış yapabilirler. Hukuk dışına çıkabilirler. Onlara millet, devlet ve ikisini de kucaklayan cumhuriyet adına hesap soracak olan savcılardır. Onun içindir ki sadece savcılar için -cumhuriyet savcısı- denilmelidir.”
Atatürk bu izahtan memnun kalır.
Onayını 3 kelimeyle ifade eder:
“Devam et Bozkurt...”

...................
Savcılara “cumhuriyet savcısı” unvanının verilmesi ve bu unvanın içinin de “yetkiyle” doldurulması işte böyle başlamıştır.
Günümüzde de hatırlanmasında -merhum İsmet İnönü’nün söylemiyle- sayılamayacak kadar çok yarar var.
.........................
Bir süredir “cumhuriyet savcısı” ifadesinin gerektirdiği sorumluluk ve özen çizgisinde kırılmalar yapan savcılarımız olmadı mı?
Bu soruya -ne yazık ki- gönül rahatlığıyla “evet” cevabını veremeyiz.
Hepimizin bildiklerini tekrarlamıyorum.
İktidarın sesi bile kimlerin ve hangi kurumların “kumpasa geldiğini” daha yeni itiraf etti.
Ancak...
“Suimisal, misal olamaz. (Kötü örnek, örnek olamaz.)”
Savcıların, “cumhuriyet savcısı” görevlerini içi dolu, tam yetki ve sorumlulukla yapabilmeleri için yolları açık olmalıdır.
Hukuk devletinin güvencesi budur.
“Savcı, avukat (savunma hakkı kutsaldır), yargıç” Anayasa’daki “bağımsız yargıyı” birlikte oluştururlar.
.........................
Ortalık toz duman olduğu için “somut olayları” değil “olması gerekeni” yazdım.
İsimlerle, aidiyetle, taraflarla işaretlenmiş yol haritaları bir yere götürmez.
Hukukun temel ilkelerinin aydınlattığı yol güvenlidir.


Daha önce bir yerde yazmıştım.
Yanlış eksene oturtulan bir sistemden doğru şeyler çıkmaz hocam.

Ünvanların içi boşsa; İstersek cumhuriyet savcısı diyelim istersek milletin vekili... Doğru şey olmaz.

Misalen; Türkiye'deki mahkemelerin tümü "Türk milleti" adına karar verir... Ama milletin verilen ucube kararlardan haberi olup, "hooop bu kararı benim adımı kullanarak veremezsiniz" diyebilen var mı?

İnsanlığın ekseninde değil de, haramın, yanlışın, çalıp çırpmanın, ahlaksızlığın odağında bir sistem var ve eline fırsatı geçiren üzerine düşeni (ç)almaya çok hevesli.
 
Puzik Çevrimdışı

Puzik 

Süper Üye
9 Ara 2020
1,305
Abi az önce bir meslektaşım yanımdaydı, Ego desen buradan Ay'a o henüz yapılmamış ancak yapılacak olan duble yol olur öyle söyleyeyim.

Ancak adam gelip iş yerimin cam çerçevesini indirmiyor, beni iş yerimden dışarı atmıyor kovmuyor çekmiyor.

Farkındayım abuk bir örnek gibi dursa da değil.

Doktorun egosu da olsun, Savcının egosu da olsun, ikisi de ''Hangimizinki daha büyük?'' yarışına girsin onda da sorun yok.

Yahu görevi başındaki NÖBETÇİ doktoru ters kelepçe ile gözaltına aldırmak nedir? Oldu o zaman savcı görünce burun kıvırdım diye beni de içeri alsınlar.

Ne oldu?
Burun kıvırdı
Yani?
E Cumhuriyetin savcısına aleni hakaret.

?

Bu ego değildir azizim bu CEHALET dir. Okumuşların cehaletidir bu.

Daha önce sohbetini yaptığımız konularda olduğu gibi okumak cehaleti de alamamış bundan, komple baki kalmış yani.

''Hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce'' şarkısını ben de mırıldanmaya başlayayım aslında.

Belki de Fethiye savcısı bu malumun sınıf arkadaşıdır o da bana denk gelir ne diyeyim artık :)
Abi zaten egodan kastım her canlıda olan duygu değil, o cahillik dediğimiz durumu ortaya çıkaran ego, süper ego diyelim yada başka bir tanımı vardır bilemiyorum ama o gözü karartan egodan bahsettim :) Düşünüyorum bir doktor(iddiaları doğruysa) kelepçe takılacak ne yapmış olabilir? Sağlık Bakanı böylesine zor dönemden geçen personelinin hakkını sonuna kadar savunup Adalet bakanına kamera kayıtlarını vermeli. Ben bir cumhuriyet bakanı olsam böyle yapardım.
 
Pitbull Çevrimdışı

Pitbull 

Süper Üye
6 Tem 2020
1,123
43
Ne insanlar gördüm üstünde elbise yok,
ne elbiseler gördüm içinde insan yok!

Anlamı:

Kısaca, kıyafet ile içindeki kişilik arasında bir ilişki yoktur. İyi bir kıyafet içinde saygın bir kişilik olabileceği gibi zayıf ahlaklı bir kişi de olabilir. Aynı şekilde kılıksız, kötü giyimli biri de göründüğünün tersine çok saygı değer birisi olabilir.
 
sanko86 Çevrimdışı

sanko86 

Süper Üye
28 Ocak 2020
1,377
37

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası​

2. Madde​

Cumhuriyetin Nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
 
Domestos Çevrimdışı

Domestos 

Süper Üye
3 Tem 2018
4,206
51

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası​

2. Madde​

Cumhuriyetin Nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Kağıt üzerinde mükemmel hatta olağanüstü bir ülkeyiz... Bir de, vatandaşı olup yaşamasak on numara sistemi var... :alsana
 
Puzik Çevrimdışı

Puzik 

Süper Üye
9 Ara 2020
1,305

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası​

2. Madde​

Cumhuriyetin Nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Kaldır bunu hocam hatırlatma değiştirirler hemen :)
 
Geri
Üst Alt