Merhaba arkadaşlar. Kanalıma tekrar hoş geldiniz. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu zor karantina günlerinde sizler için ikinci bir inceleme yazısı yazmaya karar verdim. İlk incelemem çok beğenilince (şaka şaka) ben de devamını getireyim dedim. Bu defa televizyon yerine farklı bir ürünle, işlemci soğutucusu incelemesi ile karşınızdayım. Site adı (her konuda) tavsiye forumu olmasına rağmen, sanki hep tv ve beyaz eşya üzerinde ağırlık varmış gibi görünüyor. Biraz bu algıyı da değiştirmek için böyle bir inceleme yapma ihtiyacı duydum. Hem de size evde okuyacak bir şeyler çıkmış olur. Umarım faydalı olur. Yine en baştan uyarımı yapayım: Bu yazı normal bir ürün inceleme yazısına göre fazla uzun gelebilir. Zaman ayırıp okuyan herkese şimdiden samimi teşekkürlerimi sunarım.
Öncelikle yine biraz ön bilgi vereyim, süreci daha anlaşılır kılmak adına. Geçen sene başında (Ocak-Şubat 2019) kendime son sistem, yeni bir bilgisayar toplamaya karar verdim. Bunun için Amazon.de ve Amazon.com üzerinden parçaları sipariş ettim. Ne var ki, işlemci soğutucusu kısmı biraz zahmetli oldu. Şöyle ki:
Parçaları Ocak, Şubat gibi teslim almama rağmen montaj işine yazın (ilk denemem Haziran ayında oldu) giriştim. Montaj esnasında ürünleri kutularından sırayla açıp içinde ne var, ne yok diye bakarken işlemci soğutucusunun içinde montaj aparatları çıkmadı. Soğutucu montajı yapanlar iyi bilir, bu tarz ürünlerin kutusunun içinde, soğutucunun anakarta montajı için gerekli olan aksesuarlar bulunur. Bende de bu montaj aparatlarının olduğu küçük kutu mevcut idi ama içi, maalesef, boştu. Tabi bu bende büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştu. Çünkü aylar sonra kasayı kurayım dediğimde, basit ama olmazsa olmaz bir parça yüzünden elim kolum bağlanmıştı.
Hemen aldığım yerle, Amazon Almanya ile irtibata geçip durumu anlattım. Tabi önce müşteri hizmetlerindeki kadın biraz yadırgadı durumu. Ürünü satın aldıktan 6 ay sonra ürün içeriği eksik çıktı diyorsunuz, diye. Ama ne yapayım fırsat olmadı, dedim. İade sürecini başlattıktan sonra boş durmadım çünkü aslında mecbur kalmadıkça ürünü iade etmek istemiyordum. Hem Thermalright işlemci soğutma konusunda çok kaliteli ürünleri olan, bilinen bir firmaydı, hem benim almış olduğum soğutucu Türkiye’deki ürünlerle kıyaslayınca hem daha performanslı hem de daha ucuzdu, hem de o zamanlar Türkiye’de Thermalright ürünleri satılmıyordu. Ben de ilk iş olarak Thermalright global sitesi üzerinden adamlara bana montaj parçalarını gönderip gönderemeyeceklerini sordum. Onlar da bana Paypal üzerinden 15 dolar kargo ücreti ödemem gerektiğini söylediler. Ben de Türkiye’de Paypal kullanılmadığı cevabını yazınca, şirket prosedürlerinin böyle olduğunu, yapacak birşeylerinin olmadığını yazdılar. Ama pes etmedim, şansımı bir de Thermalright (Avrupa bayi) Almanya’ya sorarak deneyeyim, dedim. Onlar, sağ olsunlar, daha ilgili davrandılar. Buradan, müşteri hizmetlerinden Patrick Lübcke’ye de iyi niyetinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Kendisi istediğim şeyi göndereceklerini ama takipsiz kargo ile göndereceklerini ifade etti.
Kendisine sorduğumda ise takipsiz kargonun 5 Euro, takipli kargonun ise 30 Euro (soğutucunun kendisi 32 Euro) tuttuğunu söyleyince ben de sizin için nasıl uygunsa, benim için de uygundur dedim. Temmuz 4’de Almanya’dan gönderilen ürün henüz bana ulaşmadı. Belki Türkiye’ye geldi ama takipsiz olduğu için izini süremedim. Postaneye falan da uğradım ama nafile. Mecburen ürünü iade için Amazon’a geri gönderdim.
Yerine ne alsam diye de baya düşündüm. Aklımda (alternatif olarak baktığım bir-iki orta seviye ürün dışında) tek seçenek vardı. Kimilerince şu an paranın satın alabileceği en iyi ve en sessiz hava soğutma çözümü: Thermalright Le Grand Macho RT. Onu da hem biraz fazla ağır (yaklaşık 1 kilo) olması ve 600 Lirayı bulan (hatta aşan) maliyeti nedeniyle eledim. Daha sonra biraz Scythe Mugen 5 ve Fuma 2 falan karıştırdım ama en sonunda da, inceleme yazımın konusu olmasına rağmen buraya kadar kendisinden henüz hiç bahsetmediğim Arctic Freezer 34 eSports Duo işlemci soğutucusu almaya karar verdim.
Bu ürün okuduğum onlarca incelemenin sadece bir tanesinde Noctua NH-D15 ile kıyaslanabilecek kadar iyi bir performans sergilemiş ve neredeyse diğer tüm incelemelerde orta veya orta-üst seviye bir performans ortaya koymuş. İnceleme yapan her sitenin test kriterleri farklı ama tüm bu incelemelerin hem fikir olduğu noktalar ise, yeterli (daha doğrusu iyi) soğutma performansı, çift fanlı olmasına rağmen sessiz kalabilmesi, başarılı malzeme kalitesi ve işçilik ve (hatta bir incelemede yazdığı şekliyle “dikkate alınmayacak kadar”) ucuz olması. Bu da ilgimi fazlasıyla çekmişti.
Söz konusu ürünü Hepsiburada üzerinden Set Grup (yani Bilişimport) isimli satıcından aldım ve yanlış hatırlamıyorsam 260 lira civarına bir maliyeti olmuştu bana ki, bu fiyat o zaman yurtdışı fiyatlarından bile daha uygundu.
Neyse, lafı yine gereğinden fazla uzattıktan sonra ürün görselleriyle incelemeye koyulalım.
Ürün kargodan bu şekilde geldi. Pat patlı naylon ile zarar görmemesi için iyice sarılmıştı.
Ürününü kırmızı ve siyah ağırlıklı kutusu ise şu şekilde:
Kutunun ön yüzünde ürünün kendi görseli, arka yüzünde ürünün öne çıkan özellikleri ve yan tarafında ise fanların soğutucuya nasıl takılacağını gösteren bir şema ve teknik özellikleri görülebilmekte.
Kutuyu açınca ise bizi şu manzara karşılıyor:
Kutuyu açar açmaz küçük bir bilgilendirme broşürü sizi karşılıyor. İçerisinde ise, hem beğenip/beğenmeme durumunda iletişim bilgileri, hem de kullanıcı kılavuzuna online ulaşabilmeniz için bir karekod linki mevcut. Evet, kutudan kurulum-kullanım kılavuzu çıkmıyor.
Kutuyu açmaya devam ettiğimde beni önce içinde montaj aparatlarının olduğu küçük bir kutu karşılıyor.
Onu da çıkardığımızda ise, incelememizin konusu olan soğutucumuzla baş başa kalıyoruz. Ürünümüz kutuda 2 fan da takılı halde geliyor.
Arctic Cooling, bilgisayar donanımlarıyla, özellikle de overclock ekipmanlarına merakı olanların bildiği bir isim. 2001 yılında İsviçre’de soğutma bileşenleri üretmeye başlayan firma, bugün pek çok ülkede fiyat/performans olarak oldukça fazla tavsiye edilen bir marka. İşlemci soğutucusu dersem belki çoğu kişinin aklına hemen Arctic Cooling gelmez ama termal macun denince akla ilk gelen ürünün içinde, markanın MX-2 veya MX-4 modeli yer alıyor olsa gerek. Ama bu durum markanın işlemci soğutucusu alanında kötü olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor. Sadece bu markanın ürünleri ülkemizde bence hak ettiği kadar bilinmiyor, bunun nedeni de markanın ülkemizde resmi bir distribütörünün, doğal olarak pek reklamının olmaması. Yoksa firmanın kulaklıkları bile var.
Şimdi soğutucumuzu inceleyelim biraz.
Yukarıdaki resimlerde görülen Arctic Freezer 34 esports Duo isimli soğutucumuz, üretici verilerine göre, 157 mm yüksekliğinde, 124 mm genişliğinde ve 103 mm derinliğinde ve üzerindeki 2 adet 120 mm fanla beraber 764 gr ağırlığında. Hatta şöyle bir tablo ile teknik detayları da vermiş olayım:
Model: Arctic Freezer 34 eSports Duo
Uyumluluk: Intel: LGA 115X / 2066 / 2011
Amd: AM4
Boyutları: 124mm x 157mm x 103mm (GxYxD) (Fanlar takılı halde)
Ağırlık: 764 gr (Fanlar Dahil)
Malzeme: Alüminyum kanatçıklar ve tabanında bakır ısı boruları
Isı boruları: Doğrudan temas & 6mm x 4
Kanatçıklar: Termal kaplama & 0.4 mm x 54
TDP (Termal Güç Tasarımı): 210 watt
Fanlar: Bionix P120 x 2
Fan Hızı: 200 – 2100 RPM & PWM Kontrollü & PWM Paylaşımlı
Rulman: Sıvı Dinamik
Hava Akışı: 67.56 CFM / 114.79 m³ @ 2100 RPM (Her bir fan için)
Statik Basınç: 2.75 mm H2O @ 2100 RPM
Ses Seviyesi: 0.5 Sone (<26 DB) @ 2100 RPM
Güç Tüketimi: 0.13 A / 12 V / 1.56 W (Her bir fan için)
Termal Bileşen: MX-4 (0.8 gr)
Garanti: 10 Yıl
Öncelikle biraz soğutucu bloğumuzdan bahsedelim biraz. Soğutucumuz işlemciye doğrudan temas eden her biri 6mm kalınlığında 4 adet bakır ısı borusundan oluşan bir taban sahip. Bu ısı boruları işlemciden aldıkları ısıyı 54 adet (ki bu sayı, bu boyuttaki bir soğutucu için oldukça fazla) alüminyum kanatçıklar vasıtası ile işlemciden uzaklaştırıyor. Bunu da bloğun önüne ve arkasına konumlandırılmış, it-çek konfigürasyonunda çalışan 2 adet statik basınç için optimize edilmiş fan sayesinde başarıyor. İşlemci soğutucumuz dışarıdan bakıldığında, diğer herhangi bir 120mmlik soğutucular gibi görünebilir. Ama detaylara inince, bu soğutucunun kendine has bazı numaraları olduğunu söyleyebilirim.
Tabandaki bakır borular birbirleriyle tamamen bitişik olarak konumlandırılmışlar ve piyasadaki soğutuculara göre nispeten küçük görünüyor ve işlemci üzerindeki ısı yayıcı katmanı tamamen kaplamıyor. Ama bu üretici firmanın iddiasına göre herhangi bir dezavantaj oluşturmuyor, çünkü bu taban doğrudan (18 çekirdekli işlemciler dahil) işlemcinin ortasına ve içindeki işlemci zarının üzerine monte edildiği için ısıyı doğrudan emebiliyor.
(Kaynak: Arctic.ac)
Hatta tabanı kare şekline yakın olduğu için montaj yönü konusunda (kasanın önüne veya yukarıya bakacak şekilde) kullanıcıya doğru montaj konusunda kolaylık sağlıyor. Yani her türlü montajda işlemci yüzeyini ortalamakta zorlanmıyorsunuz. Unutmadan, tabanın makineden geçtiğini görmek zor değil. Diğer bazı heatsinklerin tabanları gibi pürüzsüz veya ayna gibi cilalı değil. Alttaki resimde Arctic Freezer 34 eSports Duo ile öncesinde kullandığım ve yine doğrudan temas eden tabana sahip emektar Sunbeam Core Contact Freezer işlemci soğutucularının tabanlarını yan yana görebilirsiniz. Biri diğerinin yarısı kadar nerdeyse.
Yine üretici sitesinde değinilen bir konu, soğutucu bloğun sahip olduğu termal kaplama. Firmanın iddiasına göre, ürünün yüzey alanındaki termal kaplama, hava akışı sırasında micro türbülanslara neden oluyor ve bu da bloğun kanatları içinden geçen havayı yavaşlatarak, havanın doğrudan dışarı çıkmak yerine, bu mesafeyi uzatarak, daha dolambaçlı bir yol izlemesine ve bu esnada da daha fazla ısıyı alıp götürmesini sağlıyor. Unutmadan, soğutucu bloğun kenarları kıvrılarak hava kaçmasın diye kapatılmış. Bu durum da, aynı şekilde, havanın bloğun bir ön tarafından girerek, kenarlardan kaçmak yerine bloğun içinde kalarak, sabit bir şekilde arka taraftan çıkmasına yardımcı oluyor. Tabi bu tasarım, sanıyorum ki, 2. fanın da işini daha iyi yapmasını sağlıyor.
Ürünün 4 adet bakır tabanlı işlemciye doğrudan temas eden ısı borusu var demiştik. Bu ısı boruları yukarı doğru simetrik olarak çıkmıyor. Burada offset denilen dengeli bir tasarım tercih edilmiş. Yani, 4 adet ısı borusunun 2 tanesi karşılıklı şekilde dışarı doğru genişleyerek yukarı çıkarken, diğer 2 tanesi ise yine karşılıklı şekilde ama içeri doğru daralarak yükseliyor. Bu tasarım muhtemelen ısınan borularında yükselen sıcak havanın alüminyum blok içerisinde birbirine yakın yerde toplanması yerine bloğun içine dağılmasına yardımcı oluyor. Yani ısının temas edeceği yüzey alanın daha büyük olmasını sağlıyor.
Soğutucu bloğun iki tarafı da testere dişi benzeri, V şeklindeki keskin kıvrımlardan oluşuyor. Bu ürüne daha agresif bir görünümü vermiş ama olay sadece estetik amaçlı olmasa gerek. Bu diş veya çıkıntılar düz yapıda kanatları olan bloklara göre, havayı bir nevi keserek sürtünmeyi ve hava direncini azaltıyor.
Bakır taban (35x30mm) haricinde ısı boruları ve soğutucu blok tamamen mat siyah bir kaplama ile daha şık ve pahalı bir görünüme kavuşmuş. Soğutucunun ön ve arka tarafı birebir aynı, genel tasarım olarak şık bir bütünlük ve simetri söz konusu. Göze çarpan herhangi bir kusuru bulunmuyor. Karşıdan bakıldığında kalite hissiyatı da oldukça yüksek diyebilirim. Fanları çıkarınca, geriye üst seviye bazı heatsinklerdeki gibi iri bir alüminyum blok değil, tersine gayet şık ve ince bir blok kalıyor. Kalıbına ve tabanına bakılırsa orta sıkletten daha ileri gitmez gibi görünüyor. Ama bu sorunun cevabını testler verecek.
Biraz da fanlarla ilgili konuşacak olursam, yukarıdaki tabloda yazan teknik özelliklerin yanı sıra, ürünün sitesinde Bionix P120 fanlarla ilgili öne çıkan özellikler şu şekilde:
Arctic firmasının iki fan serisi mevcut. Bunlar F ve P serisi. F serisi high airflow olarak geçen normal kasa fanı, P serisi ise statik basınç için optimize edilmiş, kasa içi soğutmadan ziyade heatsink ve radyatör soğutmasında kullanılmak için tasarlanmış fanlar. Bu fan serilerinin içinde de çeşitli boyutlarda silent, co, pwm, pwm pst vb. model isminde pek çok model yer alıyor. Bionix modeli de, bu yine P serisinden 120mm boyutunda ve gaming serisi olarak geçiyor. Bu fanlar Push-Pull, yani it-çek konfigürasyonunda çalışıyorlar. Statik basınç demişken, statik basınç fanlar diğer (airflow) fanların aksine, standart kasa içi havalandırma yerine, genellikle sıvı soğutma sistemlerinde radyatörü soğutmak veya kule tipi soğutucularda radyatörü soğutmak için kullanılıyorlar. Zaten bir performansını belirleyen 2 unsurdan biri fan statik basıncı, diğeri ise birim zamanda üflediği hava hacmi. Özellikle fanın önünde veya arkasında engel olduğu ve hava direncinin yüksek olduğu durumlarda statik basınç fanlar normal air flow fanlara göre özellikle de daha düşük devirlerde daha verimli çalıştığı söyleniyor.
Bu fanların kırmızı, yeşil, sarı, beyaz, gibi renkleri de mevcut. Soğutucuyu alırken hangi rengini seçerseniz, ürünün kutusu da o renkte geliyor.
Fanların tasarımına değinecek olursak, 120mm boyutunda ve çerçevesiz olduğunu görebiliyoruz. Üründe 5 adet siyah kanat var ve bu kanatlar şekil olarak içeri doğru eğimli. Statik basınç fanlarında kanat sayısı normal airflow fanlara göre daha az olur genelde.
Ön fanın arkasında, arka fanın ise önünde resimde de görebileceğiniz üzere, vida deliklerinin hemen altında 4’er adet silikon kauçuk ped bulunuyor. Bu pedler fanın, soğutucunun sert sırtına doğrudan temas etmesini engellemekle beraber, olası titreşim kaynaklı seslerin de önüne geçmiş oluyor. (Resim alıntıdır, ama nereden hatırlamıyorum)
Bu fanların öne çıkan en önemli özelliği PWM PST özelliği. PWM, yani pulse width modulation (sinyal/darbe genişlik modülasyonu), elektrik/elektronikte zaten bilinen ve pek çok alanda fazlaca kullanılan bir yöntem. Bilgisayar dilinde bu, fanın hızının işlemci sıcaklığına göre artıp azalması anlamına geliyor. Böylece fan hızı sistem tarafından otomatik olarak ayarlanırken, hem güç tasarrufu hem de sessizlik elde edebiliyorsunuz. Ayrıca standart bir 3 pinli fanın asla inemeyeceği kadar düşük devirlerde (hatta 0 rpm’de) fanı kullanma imkanınız oluyor. PST, pwm sharing technology, yani pwm paylaşım teknolojisi ise, bizlere tek bir pwm sinyali üzerinden tüm pwm özellikli fanlarımızı kontrol etme imkanı sunuyor. Resimde görüleceği üzere, fanın 4 pin kablo çıkışının yanında, PST özelliği için ekstra 3 dişli erkek bir fan girişi mevcut. Buraya yine 4 pinli bir pwm fan takarak, ilk fanın anakarttan aldığı pwm sinyalini buraya da aktarabiliyorsunuz. Böylece ikinci fanın hızı da birinci fanın hızına göre otomatik olarak ayarlanıyor. Bu sayede fan hızını 200 ile 2100 devir arasında kontrol edebiliyorsunuz. Tabi siz sıcaklıkları kontrol ettiğinizde haliyle sadece ilk fanın hızını okuyabiliyorsunuz. Bu arada fan kablolarının uzunluğu 195+80mm.
Bionix-P120 fanlar, firma verilerine göre, yeni geliştirilen Arctic motor sayesinde hem çok daha az titreşim yaydığı için daha sessiz, hem hem daha az ısınıyor hem de çok daha az enerji tüketiyor (1.56 watt @ 2100 RPM). Aynı zamanda rulman tipi olarak da FDB, yani Fluid Dynamic Bearing (Sıvı Dinamik Rulman) kullanıyor. Bu rulman tipi genellikle high-end olarak adlandırılan iyi ve görece daha pahalı fanlarda kullanılan ve fan döndükçe içindeki milin kapalı haznedeki yağ ile kendini yağlaması, böylece sürekli yağlı kalması ve hiçbir metal parçanın doğrudan birbirine temas etmemesi prensibine dayanan bir teknoloji. “Fluid Dynamic Bearing” ismi Matsushita, yani Panasonic’e ait tescilli bir tasarım, bu yüzden de firmalar bazen bu ismi doğrudan kullanırken, bazen de tasarımda küçük değişiklik ve geliştirmeler yaparak başka isimlerle (hydrodynamic gibi) piyasaya sürebiliyorlar. Mesela Noctua’nın kullandığı SSO Bearing (sonra SSO2 çıktı) tasarımı, temelde fluid dynamic bearing olmasına rağmen, Noctua içine bir de stabilizasyon amaçlı mıknatıs eklemiştir. FDB fanların diğer rulmanlı fanlara göre avantajları ise, düşük sürtünme ve ısınma sayesinde çok daha uzun ömürlü olmaları (300.000 saate kadar kullanım ömrü), (sleeve bearing fanlara göre) aynı devirde daha sessiz çalışmaları; dezavantajı ise daha pahalı olması.
(Kaynak: Artic.ac)
Şimdi de kutudan çıkan montaj elemanlarına hızlıca göz atalım.
İşlemci soğutucumuzun Amd tarafında sadece AM4, Intel kanadında ise 115x, 2066 vs 2011 soket tipini desteklediğini, LGA775 ve 1366 gibi daha eski soket tiplerini desteklemediğini ve desteklenen maksimum TDP değerinin 210 Watt olduğunu belirtmiştik. Firma, bazı AMD AM4 anakartlarda arka plaka vida somun uzunluğunun değişebildiğini, böyle bir durumda uyumlu bir ücretsiz anakart arka plakası almak için kendileriyle iletişim kurulması gerektiğini söylüyor.
Montaj parçalarını kısaca isimlendirecek olursak,
1 adet anakart arka plaka
2 adet küçük vida
4 adet kelebek somun
2 adet montaj klipsi
4 adet yapışkan spacer
4’er adet (en üstte ortada, soldan sağa sırasıyla) AM4 aralayıcı (standoff), Socket 2011 ve Soket 115x aralayıcı
1 adet Arctic MX-4 (0.8 gr)
Montaj aşaması ise şu şekilde gerçekleşti:
Önce anakartın arkasına arka plakayı takıyoruz.
Devamında, yapışkan spacerları ve socket 115x standoffları anakartın ön tarafından arka plakaya sabitliyoruz.
Sonrasında, montaj klipslerini 1 tornavida yardımıyla tabanın her iki tarafındaki alüminyum deliklere sabitliyoruz.
Daha sonra, soğutucu bloğu standoffların üzerine, kliplerin üzerindeki doğru soket deliklerine gelecek şekilde oturtup, kelebek somunlarla anakarta sabitliyoruz.
Devamında fanlarımızı klipsler yardımıyla bloğa takıp kurulumu tamamlıyoruz.
Fanların PWM PST özelliğinden bahsetmiştik yukarıda. Gördüğünüz gibi fanlarımızın biri erkek, biri dişi olmak üzere iki adet pin çıkışı var.
Öndeki fanın dişi olan 4 pinli başlığını anakart üzerindeki işlemci fan soketine takarken, arka fanın 4 pinli dişi başlığını ise ön fanın 3 pinli erkek fan başlığına takıyoruz. Böylece arka fan hem elektriğini, hem de pwm kontrolünü öndeki fan aracılığı ile sağlamış oluyor. Montajın bitmiş hali şu şekilde oluyor:
Kullanım deneyimlerine gelmeden önce şunu söylemeliyim: resimlerde gördüğünüz şekliyle soğutucumuz hem fiyat, hem de görünüm olarak (120mm ve tek blok) high-end yani üst seviye bir ürün olduğunu iddia etmiyor. Yani beklentimizi buna göre şekillendirmekte fayda var. Ben, şahsen, mesela bir Noctua D15 ayarında bir performans beklemiyorum.
Gelelim en zor kısma, yani performans testlerine. En zor diyorum çünkü, soğutucumuzu test etmek için kullanacağım ortamı ayarlamak çok zamanımı aldı. Test için kullandığım masaüstü işlemcim, yani i5 9600k, çarpan kilidi açık, yani overclock yapmaya müsait bir işlemci. Ama overlock işlemi süresince işlemcinin stabil çalıştığı maksimum frekansı ve sıcaklık açısından tehlikeli bir ortam yaratmayacak maksimum voltajı bulmam çok zahmetli oldu. Hala da tam olarak bulmuş sayılmam. Aynı frekans ve voltaj değerlerinde bir testi sorunsuz tamamlarken, başka bir testte donma ve mavi ekran hataları ile çok fazla karşılaştım. Ya da aynı testi aynı değerlerle bir gün sorunsuz tamamlarken, başka bir gün hata verebiliyordu. Bu nedenle sistemin kararlı çalıştığından emin olmak için işletim sistemini 2 defa daha kurmak ve belleklerin sağlıklı çalıştığını görmek için de bellek testleri yapmak durumunda kaldım.
Test sistemimiz şöyle:
İşlemci: Intel i5 9600k (6 çekirdek; 3.7 Ghz Temel Frekans; 4.6 Ghz Maksimum Turbo Frekans; 95 Watt TDP (Isıl Güç Tasarımı)
Anakart: Asrock Z390 Phantom Gaming 6
Ram: G.Skill SniperX DDR4 2x16Gb 3600 Mhz ; 19-20-20-40 @ 1,35V
SSD: Samsung 970 Evo 500Gb
Psu: Evga 750 G3
Kasa: Thermaltake Suppressor F51 Mid-Tower
Kullandığım test yazılımları ise şöyle:
Aida64, HWInfo64, Wprime, Prime95, OCCT, Asus Realbench ve Intel Burn Test
Önce stok değerler ile testimize başlayalım.
İlk testimizi Aida64’ün kendi içindeki sistem kararlılık testi ile yapıyoruz. Burada da sadece FPU (Floating-Point Unit – Kayar Nokta Ünitesi) testini işaretliyorum. Fpu testi, AVX, AVX2 ve FMA komut setlerini kullandığı için işlemciyi hem yük, hem de sıcaklık anlamında diğer testlerden çok daha fazla stress altına sokuyor. Bios ayarlarında ise voltajı elle ayarlamayı tercih ettim çünkü oto-voltaj durumunda sistem voltajı dinamik olarak ayarladığı için işlemciye ihtiyacından daha fazla voltaj verebiliyor. Load-line calibration auto durumda ve avx offset için herhangi bir değer girmediğim için işlemci çarpanıyla aynı. Sonuçlar için de CPU Package kısmını referans alıyoruz. Stock değerler ve 1,15 Volt.
Yarım saatlik bir testin ardından maksimum sıcaklık olarak 58 dereceyi görüyoruz. Tabi diğer verilere bakınca bu testin işlemciyi yeterince zorlamadığını söyleyebilirim. Çünkü İşlemci maksimum 4400 Mhz’yi görmüş ve fan hızı ise 1500 d/d bile değil. Fanlar 70 dereceleri görmeyene kadar tam hıza asla çıkmıyor. Yani fan devrini manuel olarak sona alırsak 55 dereceleri de görmemiz olası.
Bu sefer işleri çok daha zorlaştırmak için, işlemci katili programımız olan Prime95 ile yapıyoruz. Prime95, aynı şekilde AVX komut setleri ile işlemci kayar-nokta birimini sürekli yük altında tutarak maksimum ısıya neden oluyor ve Aida64 ile karşılaştırdığımızda çok çok daha stresli bir test. Hatta Noctua da sitesinde (Link) işlemciyi gerçekçi senaryolarda sıcaklık ve stabilite konusunda test etmek için Prime95 yerine Realbench gibi başka programlar kullanılmasını öneriyor. Program başlangıcındaki ayarlarda, işlemci ve soğutucuyu mümkün olduğunca çok zorlamak için Small FFTs kısmını işaretleyip testi başlatıyoruz.
Bu arada, soğutucumuzun çift fanlı olması gerçekten fark yaratıyor mu, ona da bakacağız. Bunu için testi sadece ön fan çalışır halde başlatıyoruz ve 20 dakika sonra diğer fanı da aktif hale getiriyoruz. İkinci fanı bu test için ön fanın pwm başlığında değil de, anakart üzerindeki diğer işlemci fan başlığına taktım.
20 dakikalık test sonucunda, tek fanlı modda işlemci 77 dereceleri görürken, arka fanı da aktif edince sıcaklık 72 derecelere düşüyor. Bu aslında prime95 gibi gerçek olamayacak kadar ağır bir test için iyi bir fark.
Diğer testimiz Intel Burn Test. Bu test, yapımcının iddiasına göre, Intel’in kendi kullandığı stress-test yöntemiyle aynı motoru (LINPACK) kullanıyor ve Prime95 programından daha güvenilir. Prime95 ile 40 saatlik bir testin, sistemin stabil olup olmadığını anlamak için bu programla yapılan 8 dakikalık bir teste eşdeğer olduğunu iddia ediyorlar. Bu test de öncekiler gibi işlemcinin FPU ünitesinin hedef alıyorlar. Ama günlük hayatta işlemciye bu kadar yük bindiren program sayısı çok az. Standart modda 10 defa tekrar eden testi, ben 50 defa yaptım ve sonuç şu şekilde oldu.
Yine bir diğer popüler testimiz OCCT. İçinde hem kendi testleri var hem de Intel’in Linpack testi. 40 dakikalık bir test sonucunda ortaya çıkan değerler şu şekilde:
Sonraki testimiz Asus Realbench. Programı stress modunda 30 dakikalık bir teste tabi tuttum. İşlemci yine stok hızlarda ve manuel olarak 1,18v verdim.
Son testimiz ise Wprime. Bu test, kısaca, fonksiyonları hesaplamak için Newton Methodu kullanarak bir dizi sayının kare kökünü bulmaya yarayan bir işlemci stabilite ve performans değerlendirme programı (Evet, ben de dediğimden bir şey anlamadım.) diyebiliriz. İşlemci voltajı 1,2v. Voltajı biraz daha düşürünce de test tamamlanıyor ama sıcaklık farkı pek olmuyor. Bu programı art arda 2 defa çalıştırdım.
Burada da gördüğünüz gibi sıcaklık 58 dereceyi geçmiyor.
Stok testlere dayanarak şunu söyleyebilirim. Soğutucumuz en zor testlerde bile işlemci sıcaklığının 72 dereceyi geçmemesini sağlayarak, ki bu değeri manuel voltaj ayarları ile az da olsa düşürmek mümkün, işlemcinin (resmi verilere göre) 100 derece olan maksimum zar içi sıcaklığının çok daha altında çalışmasını sağlıyor.
Buraya kadar her şey güzel. Şimdi gelelim overclock testlerimize. Bu testlere ilk başladığımda, işlemciyi 4.7, 4.8 ve 4.9 Ghz hızlarda yukarıdaki testlere tekrar soktum. Bazı testleri sorunsuz tamamlarken, bazıları ise mavi veya donmuş bir ekranla sonuçlandı. Ama en stabil değerleri, kullanılan stress testine göre de değişmekle birlikte, 1.3 ve 1.35 volt aralığında yakaladım. Yine LLC auto modda ve AVX için offset yok. Genelde, ekstrem (AVX komut setinin çok yoğun olarak kullanıldığı) durumlar için AVX offset için 2 veya 3 (yani maksimum işlemci çarpanı-3) girilmesi tavsiye edilir, işlemcinin aşırı ısınmasını önlemek için ama ben yine de olduğu gibi bırakıyorum. Öyle bir durumda sıcaklıkların biraz daha düşük olacağını tahmin etmek zor değil. Şimdi aynı testleri bir de daha yüksek işlemci frekans ve voltajı ile tekrar edelim.
Yine Aida64 Fpu testi ile açılışı yapalım. Aida64 Fpu testi Prime95 veya Linpack testine göre daha hafif siklet bir test. Kimisi bu testi gündelik senaryolara göre daha gerçekçi bulurken, kimisi de basit kaldığını söylüyor.
Sonuçlara bakacak olursak, 4800 mhz ve 1.3 voltaj ile maksimum işlemci sıcaklığı 76 derece.
Şimdi de OCCT testimize bakalım. Yine hem uzun data hem de Linpack testine sokuyoruz işlemcimizi. Bu sefer voltajı 1.34v yapıyoruz.
1.34 voltaj ile 1saatlik uzun data testi yüzlerce hataya neden olurken, işlemci sıcaklığı maksimum 79 derece oluyor. Testi sorunsuz yürütmemizi sağlayan voltaj 1.35v olurken, işlemci CPU Package değerimiz de 83 oluyor.
Linpack testi de 1.34 voltaj ile hatalı şekilde devam ederken, işlemcimiz 95 dereceleri görüyor. Ama henüz herhangi bir termal darboğaz söz konusu değil.
1 saatlik Realbench testimiz ise 1.34v ile herhangi bir sorun olmadan ve maksimum 76 derece sıcaklığa ulaşarak tamamlandı.
Son olarak Wprime testimiz var. 4,8 Ghz işlemci hızı ve 1.3v ile 2 defa yaptım testi.
Burada da sıcaklık 71 derece gibi oldukça makul bir düzeyde.
Yukarıdaki kontrollü testler dışında yine işlemcimizi ve soğutucumuzu olabildiğince zorlamak (çok doğru bir şey değil, biliyorum) adına yaptığım birkaç testi daha sunuyorum.
Aida64 Fpu testi, 4900 MHz @ 1,38V
Intel Burn Test, 4900 Mhz @ 1,4V
Son olarak 40 dakikalık Prime95, 4700 Mhz @ 1,3V
Bu testlerde, Aida64 dışında sıcaklıklar 90 derecelerin, yani tehlikeli sınırın üzerindeydi. Ama yine de herhangi bir darboğazla karşılaşmadım. Ne donma, ne frekans düşmesi ne de kullanımda takılmalar olmadı. Ama bu 90 küsur dereceleri gördükten sonra, işlemcime acıdım resmen. Zaten ondan sonra da sanki toparlayamadı zavallı. Tekrar söyleyeyim, bu sıcaklıklar gerçek kullanım senaryolarında muhtemelen göremeyeceğiniz rakamlardır. Ben sadece limitleri mümkün olduğunca zorlamak için bunu yaptım.
Ses olayına da kısaca değinecek olursam, benim kasanın içinde kendinden yalıtım süngerleri mevcut. Tabi bu esas duymam gereken sese ne kadar etki ediyor bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki, 1600 devirlere kadar kasadan normal kasa içi fan ve hdd sesleri dışında ses duymadım. Ne zaman ki işlemci 70 dereceleri görüp geçiyor, siz de o zaman fan sesi duymaya başlıyorsunuz. Ama bunu kendi adıma söyleyeyim, herkesin sessizlik referansı farklı olmakla birlikte, çok fazla rahatsız edici bir ses değil. Özellikle Intel'in stok fanına aşina iseniz ve benim gibi her gün işlemciye stres testi yapmayacaksanız maksimum fan devrini görüp, sesini duymanız imkansız gibi bir şey.
Yazımı yavaşça bitirirken arkadaşlar, Arctic Freezer 34 eSports Duo işlemci soğutucusunun, böyle bir ürün alırken göz önünde bulundurmamız gerek 3 kriteri de başarıyla yerine getirdiğini söyleyebilirim. Yani hem sessiz, hem yeterince performanslı, hem de bunu makul bir fiyata (aldığım fiyata göre söylüyorum) sunuyor. Şu aralar 450 lira gibi rakamlara satılıyor ki, her şeyin fiyatının yükseldiği şu dönemde ben yine de yüksek olduğunu düşünüyorum.
Evet arkadaşlar, incelememiz bu şekilde oldu. Ben incelediğim bu ürüne doğrudan iyi veya kötü demek istemiyorum çünkü bu konuyu açma amacım ürünü kasıtlı olarak övmek veya yermek değil. Yukarıda verdiğim, soğutucu bloğun fansız, çıplak resimlerine bakarsanız, bu ürünün o cüsseyle bu işin en iyisi benim gibi bir iddiası olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Ama kendi sınıfında, en iyi 120mmlik işlemci soğutucularından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ben kendi zorlu test deneyimlerime dayanarak; kaliteli işçiliği, şık görünüşü, nispeten küçük boyutları, 2 adet kaliteli ve oldukça sessiz statik basınç fanı, yeterli performansı ve 10 yıllık garantisi ile ürünü beğendiğimi ve tavsiye edebileceğimi söylemek istiyorum. Ama şunu da unutmayalım, kullanacağınız işlemci, kasa içi soğutma, overclock, doğru montaj, vs. gibi performansı etkileyen pek çok unsur var. Beklentilerinize uyup uymadığını test sonuçlarına bakarak kendiniz belirleyebilirsiniz. Benim elde ettiğim değerlerin de sizdeki değerlerden iyi veya kötü farklılık gösterebileceğini de aklınızdan çıkarmayın.
Ürünün beğenmediğin yanı yok mu? diye soracak olursanız; Bana göre tek dezavantajı çok küçük olması. Şahsen aynı ürünün 140mmlik olanını çok isterdim. Ben en başta kasamın da genişliğine güvenerek en irisinden bir soğutucu almayı düşünürken, yarı ağırlığında ve boyunda bir soğutucu almak nasip oldu.
İncelememiz burada sona ermiştir, başka bir incelemede görüşmek dileğiyle esen kalın…
Yazıyı zaman buldukça yazdım, bu yüzden aksaklıklar olmuş olabilir. Yazıda değinmediğim, merak ettiğiniz bir konu varsa çekinmeden sorunuz.
Öncelikle yine biraz ön bilgi vereyim, süreci daha anlaşılır kılmak adına. Geçen sene başında (Ocak-Şubat 2019) kendime son sistem, yeni bir bilgisayar toplamaya karar verdim. Bunun için Amazon.de ve Amazon.com üzerinden parçaları sipariş ettim. Ne var ki, işlemci soğutucusu kısmı biraz zahmetli oldu. Şöyle ki:
Parçaları Ocak, Şubat gibi teslim almama rağmen montaj işine yazın (ilk denemem Haziran ayında oldu) giriştim. Montaj esnasında ürünleri kutularından sırayla açıp içinde ne var, ne yok diye bakarken işlemci soğutucusunun içinde montaj aparatları çıkmadı. Soğutucu montajı yapanlar iyi bilir, bu tarz ürünlerin kutusunun içinde, soğutucunun anakarta montajı için gerekli olan aksesuarlar bulunur. Bende de bu montaj aparatlarının olduğu küçük kutu mevcut idi ama içi, maalesef, boştu. Tabi bu bende büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştu. Çünkü aylar sonra kasayı kurayım dediğimde, basit ama olmazsa olmaz bir parça yüzünden elim kolum bağlanmıştı.
Hemen aldığım yerle, Amazon Almanya ile irtibata geçip durumu anlattım. Tabi önce müşteri hizmetlerindeki kadın biraz yadırgadı durumu. Ürünü satın aldıktan 6 ay sonra ürün içeriği eksik çıktı diyorsunuz, diye. Ama ne yapayım fırsat olmadı, dedim. İade sürecini başlattıktan sonra boş durmadım çünkü aslında mecbur kalmadıkça ürünü iade etmek istemiyordum. Hem Thermalright işlemci soğutma konusunda çok kaliteli ürünleri olan, bilinen bir firmaydı, hem benim almış olduğum soğutucu Türkiye’deki ürünlerle kıyaslayınca hem daha performanslı hem de daha ucuzdu, hem de o zamanlar Türkiye’de Thermalright ürünleri satılmıyordu. Ben de ilk iş olarak Thermalright global sitesi üzerinden adamlara bana montaj parçalarını gönderip gönderemeyeceklerini sordum. Onlar da bana Paypal üzerinden 15 dolar kargo ücreti ödemem gerektiğini söylediler. Ben de Türkiye’de Paypal kullanılmadığı cevabını yazınca, şirket prosedürlerinin böyle olduğunu, yapacak birşeylerinin olmadığını yazdılar. Ama pes etmedim, şansımı bir de Thermalright (Avrupa bayi) Almanya’ya sorarak deneyeyim, dedim. Onlar, sağ olsunlar, daha ilgili davrandılar. Buradan, müşteri hizmetlerinden Patrick Lübcke’ye de iyi niyetinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Kendisi istediğim şeyi göndereceklerini ama takipsiz kargo ile göndereceklerini ifade etti.
Kendisine sorduğumda ise takipsiz kargonun 5 Euro, takipli kargonun ise 30 Euro (soğutucunun kendisi 32 Euro) tuttuğunu söyleyince ben de sizin için nasıl uygunsa, benim için de uygundur dedim. Temmuz 4’de Almanya’dan gönderilen ürün henüz bana ulaşmadı. Belki Türkiye’ye geldi ama takipsiz olduğu için izini süremedim. Postaneye falan da uğradım ama nafile. Mecburen ürünü iade için Amazon’a geri gönderdim.
Yerine ne alsam diye de baya düşündüm. Aklımda (alternatif olarak baktığım bir-iki orta seviye ürün dışında) tek seçenek vardı. Kimilerince şu an paranın satın alabileceği en iyi ve en sessiz hava soğutma çözümü: Thermalright Le Grand Macho RT. Onu da hem biraz fazla ağır (yaklaşık 1 kilo) olması ve 600 Lirayı bulan (hatta aşan) maliyeti nedeniyle eledim. Daha sonra biraz Scythe Mugen 5 ve Fuma 2 falan karıştırdım ama en sonunda da, inceleme yazımın konusu olmasına rağmen buraya kadar kendisinden henüz hiç bahsetmediğim Arctic Freezer 34 eSports Duo işlemci soğutucusu almaya karar verdim.
Bu ürün okuduğum onlarca incelemenin sadece bir tanesinde Noctua NH-D15 ile kıyaslanabilecek kadar iyi bir performans sergilemiş ve neredeyse diğer tüm incelemelerde orta veya orta-üst seviye bir performans ortaya koymuş. İnceleme yapan her sitenin test kriterleri farklı ama tüm bu incelemelerin hem fikir olduğu noktalar ise, yeterli (daha doğrusu iyi) soğutma performansı, çift fanlı olmasına rağmen sessiz kalabilmesi, başarılı malzeme kalitesi ve işçilik ve (hatta bir incelemede yazdığı şekliyle “dikkate alınmayacak kadar”) ucuz olması. Bu da ilgimi fazlasıyla çekmişti.
Söz konusu ürünü Hepsiburada üzerinden Set Grup (yani Bilişimport) isimli satıcından aldım ve yanlış hatırlamıyorsam 260 lira civarına bir maliyeti olmuştu bana ki, bu fiyat o zaman yurtdışı fiyatlarından bile daha uygundu.
Neyse, lafı yine gereğinden fazla uzattıktan sonra ürün görselleriyle incelemeye koyulalım.
Ürün kargodan bu şekilde geldi. Pat patlı naylon ile zarar görmemesi için iyice sarılmıştı.
Ürününü kırmızı ve siyah ağırlıklı kutusu ise şu şekilde:
Kutunun ön yüzünde ürünün kendi görseli, arka yüzünde ürünün öne çıkan özellikleri ve yan tarafında ise fanların soğutucuya nasıl takılacağını gösteren bir şema ve teknik özellikleri görülebilmekte.
Kutuyu açınca ise bizi şu manzara karşılıyor:
Kutuyu açar açmaz küçük bir bilgilendirme broşürü sizi karşılıyor. İçerisinde ise, hem beğenip/beğenmeme durumunda iletişim bilgileri, hem de kullanıcı kılavuzuna online ulaşabilmeniz için bir karekod linki mevcut. Evet, kutudan kurulum-kullanım kılavuzu çıkmıyor.
Kutuyu açmaya devam ettiğimde beni önce içinde montaj aparatlarının olduğu küçük bir kutu karşılıyor.
Onu da çıkardığımızda ise, incelememizin konusu olan soğutucumuzla baş başa kalıyoruz. Ürünümüz kutuda 2 fan da takılı halde geliyor.
Arctic Cooling, bilgisayar donanımlarıyla, özellikle de overclock ekipmanlarına merakı olanların bildiği bir isim. 2001 yılında İsviçre’de soğutma bileşenleri üretmeye başlayan firma, bugün pek çok ülkede fiyat/performans olarak oldukça fazla tavsiye edilen bir marka. İşlemci soğutucusu dersem belki çoğu kişinin aklına hemen Arctic Cooling gelmez ama termal macun denince akla ilk gelen ürünün içinde, markanın MX-2 veya MX-4 modeli yer alıyor olsa gerek. Ama bu durum markanın işlemci soğutucusu alanında kötü olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor. Sadece bu markanın ürünleri ülkemizde bence hak ettiği kadar bilinmiyor, bunun nedeni de markanın ülkemizde resmi bir distribütörünün, doğal olarak pek reklamının olmaması. Yoksa firmanın kulaklıkları bile var.
Şimdi soğutucumuzu inceleyelim biraz.
Yukarıdaki resimlerde görülen Arctic Freezer 34 esports Duo isimli soğutucumuz, üretici verilerine göre, 157 mm yüksekliğinde, 124 mm genişliğinde ve 103 mm derinliğinde ve üzerindeki 2 adet 120 mm fanla beraber 764 gr ağırlığında. Hatta şöyle bir tablo ile teknik detayları da vermiş olayım:
Model: Arctic Freezer 34 eSports Duo
Uyumluluk: Intel: LGA 115X / 2066 / 2011
Amd: AM4
Boyutları: 124mm x 157mm x 103mm (GxYxD) (Fanlar takılı halde)
Ağırlık: 764 gr (Fanlar Dahil)
Malzeme: Alüminyum kanatçıklar ve tabanında bakır ısı boruları
Isı boruları: Doğrudan temas & 6mm x 4
Kanatçıklar: Termal kaplama & 0.4 mm x 54
TDP (Termal Güç Tasarımı): 210 watt
Fanlar: Bionix P120 x 2
Fan Hızı: 200 – 2100 RPM & PWM Kontrollü & PWM Paylaşımlı
Rulman: Sıvı Dinamik
Hava Akışı: 67.56 CFM / 114.79 m³ @ 2100 RPM (Her bir fan için)
Statik Basınç: 2.75 mm H2O @ 2100 RPM
Ses Seviyesi: 0.5 Sone (<26 DB) @ 2100 RPM
Güç Tüketimi: 0.13 A / 12 V / 1.56 W (Her bir fan için)
Termal Bileşen: MX-4 (0.8 gr)
Garanti: 10 Yıl
Öncelikle biraz soğutucu bloğumuzdan bahsedelim biraz. Soğutucumuz işlemciye doğrudan temas eden her biri 6mm kalınlığında 4 adet bakır ısı borusundan oluşan bir taban sahip. Bu ısı boruları işlemciden aldıkları ısıyı 54 adet (ki bu sayı, bu boyuttaki bir soğutucu için oldukça fazla) alüminyum kanatçıklar vasıtası ile işlemciden uzaklaştırıyor. Bunu da bloğun önüne ve arkasına konumlandırılmış, it-çek konfigürasyonunda çalışan 2 adet statik basınç için optimize edilmiş fan sayesinde başarıyor. İşlemci soğutucumuz dışarıdan bakıldığında, diğer herhangi bir 120mmlik soğutucular gibi görünebilir. Ama detaylara inince, bu soğutucunun kendine has bazı numaraları olduğunu söyleyebilirim.
Tabandaki bakır borular birbirleriyle tamamen bitişik olarak konumlandırılmışlar ve piyasadaki soğutuculara göre nispeten küçük görünüyor ve işlemci üzerindeki ısı yayıcı katmanı tamamen kaplamıyor. Ama bu üretici firmanın iddiasına göre herhangi bir dezavantaj oluşturmuyor, çünkü bu taban doğrudan (18 çekirdekli işlemciler dahil) işlemcinin ortasına ve içindeki işlemci zarının üzerine monte edildiği için ısıyı doğrudan emebiliyor.
Hatta tabanı kare şekline yakın olduğu için montaj yönü konusunda (kasanın önüne veya yukarıya bakacak şekilde) kullanıcıya doğru montaj konusunda kolaylık sağlıyor. Yani her türlü montajda işlemci yüzeyini ortalamakta zorlanmıyorsunuz. Unutmadan, tabanın makineden geçtiğini görmek zor değil. Diğer bazı heatsinklerin tabanları gibi pürüzsüz veya ayna gibi cilalı değil. Alttaki resimde Arctic Freezer 34 eSports Duo ile öncesinde kullandığım ve yine doğrudan temas eden tabana sahip emektar Sunbeam Core Contact Freezer işlemci soğutucularının tabanlarını yan yana görebilirsiniz. Biri diğerinin yarısı kadar nerdeyse.
Yine üretici sitesinde değinilen bir konu, soğutucu bloğun sahip olduğu termal kaplama. Firmanın iddiasına göre, ürünün yüzey alanındaki termal kaplama, hava akışı sırasında micro türbülanslara neden oluyor ve bu da bloğun kanatları içinden geçen havayı yavaşlatarak, havanın doğrudan dışarı çıkmak yerine, bu mesafeyi uzatarak, daha dolambaçlı bir yol izlemesine ve bu esnada da daha fazla ısıyı alıp götürmesini sağlıyor. Unutmadan, soğutucu bloğun kenarları kıvrılarak hava kaçmasın diye kapatılmış. Bu durum da, aynı şekilde, havanın bloğun bir ön tarafından girerek, kenarlardan kaçmak yerine bloğun içinde kalarak, sabit bir şekilde arka taraftan çıkmasına yardımcı oluyor. Tabi bu tasarım, sanıyorum ki, 2. fanın da işini daha iyi yapmasını sağlıyor.
Ürünün 4 adet bakır tabanlı işlemciye doğrudan temas eden ısı borusu var demiştik. Bu ısı boruları yukarı doğru simetrik olarak çıkmıyor. Burada offset denilen dengeli bir tasarım tercih edilmiş. Yani, 4 adet ısı borusunun 2 tanesi karşılıklı şekilde dışarı doğru genişleyerek yukarı çıkarken, diğer 2 tanesi ise yine karşılıklı şekilde ama içeri doğru daralarak yükseliyor. Bu tasarım muhtemelen ısınan borularında yükselen sıcak havanın alüminyum blok içerisinde birbirine yakın yerde toplanması yerine bloğun içine dağılmasına yardımcı oluyor. Yani ısının temas edeceği yüzey alanın daha büyük olmasını sağlıyor.
Soğutucu bloğun iki tarafı da testere dişi benzeri, V şeklindeki keskin kıvrımlardan oluşuyor. Bu ürüne daha agresif bir görünümü vermiş ama olay sadece estetik amaçlı olmasa gerek. Bu diş veya çıkıntılar düz yapıda kanatları olan bloklara göre, havayı bir nevi keserek sürtünmeyi ve hava direncini azaltıyor.
Bakır taban (35x30mm) haricinde ısı boruları ve soğutucu blok tamamen mat siyah bir kaplama ile daha şık ve pahalı bir görünüme kavuşmuş. Soğutucunun ön ve arka tarafı birebir aynı, genel tasarım olarak şık bir bütünlük ve simetri söz konusu. Göze çarpan herhangi bir kusuru bulunmuyor. Karşıdan bakıldığında kalite hissiyatı da oldukça yüksek diyebilirim. Fanları çıkarınca, geriye üst seviye bazı heatsinklerdeki gibi iri bir alüminyum blok değil, tersine gayet şık ve ince bir blok kalıyor. Kalıbına ve tabanına bakılırsa orta sıkletten daha ileri gitmez gibi görünüyor. Ama bu sorunun cevabını testler verecek.
Biraz da fanlarla ilgili konuşacak olursam, yukarıdaki tabloda yazan teknik özelliklerin yanı sıra, ürünün sitesinde Bionix P120 fanlarla ilgili öne çıkan özellikler şu şekilde:
- Arttırılmış soğutma performansı için yüksek statik basınç
- Arttırılmış RPM aralığı
- Daha düşük güç tüketimi (F serisine kıyasla)
- Daha az titreşim
- Daha uzun fan ömrü
- Yüksek kaliteli rulman
- Senkronize fan kontrolü için PWM PST (PWM Sharing Technology)
Arctic firmasının iki fan serisi mevcut. Bunlar F ve P serisi. F serisi high airflow olarak geçen normal kasa fanı, P serisi ise statik basınç için optimize edilmiş, kasa içi soğutmadan ziyade heatsink ve radyatör soğutmasında kullanılmak için tasarlanmış fanlar. Bu fan serilerinin içinde de çeşitli boyutlarda silent, co, pwm, pwm pst vb. model isminde pek çok model yer alıyor. Bionix modeli de, bu yine P serisinden 120mm boyutunda ve gaming serisi olarak geçiyor. Bu fanlar Push-Pull, yani it-çek konfigürasyonunda çalışıyorlar. Statik basınç demişken, statik basınç fanlar diğer (airflow) fanların aksine, standart kasa içi havalandırma yerine, genellikle sıvı soğutma sistemlerinde radyatörü soğutmak veya kule tipi soğutucularda radyatörü soğutmak için kullanılıyorlar. Zaten bir performansını belirleyen 2 unsurdan biri fan statik basıncı, diğeri ise birim zamanda üflediği hava hacmi. Özellikle fanın önünde veya arkasında engel olduğu ve hava direncinin yüksek olduğu durumlarda statik basınç fanlar normal air flow fanlara göre özellikle de daha düşük devirlerde daha verimli çalıştığı söyleniyor.
Bu fanların kırmızı, yeşil, sarı, beyaz, gibi renkleri de mevcut. Soğutucuyu alırken hangi rengini seçerseniz, ürünün kutusu da o renkte geliyor.
Fanların tasarımına değinecek olursak, 120mm boyutunda ve çerçevesiz olduğunu görebiliyoruz. Üründe 5 adet siyah kanat var ve bu kanatlar şekil olarak içeri doğru eğimli. Statik basınç fanlarında kanat sayısı normal airflow fanlara göre daha az olur genelde.
Ön fanın arkasında, arka fanın ise önünde resimde de görebileceğiniz üzere, vida deliklerinin hemen altında 4’er adet silikon kauçuk ped bulunuyor. Bu pedler fanın, soğutucunun sert sırtına doğrudan temas etmesini engellemekle beraber, olası titreşim kaynaklı seslerin de önüne geçmiş oluyor. (Resim alıntıdır, ama nereden hatırlamıyorum)
Bu fanların öne çıkan en önemli özelliği PWM PST özelliği. PWM, yani pulse width modulation (sinyal/darbe genişlik modülasyonu), elektrik/elektronikte zaten bilinen ve pek çok alanda fazlaca kullanılan bir yöntem. Bilgisayar dilinde bu, fanın hızının işlemci sıcaklığına göre artıp azalması anlamına geliyor. Böylece fan hızı sistem tarafından otomatik olarak ayarlanırken, hem güç tasarrufu hem de sessizlik elde edebiliyorsunuz. Ayrıca standart bir 3 pinli fanın asla inemeyeceği kadar düşük devirlerde (hatta 0 rpm’de) fanı kullanma imkanınız oluyor. PST, pwm sharing technology, yani pwm paylaşım teknolojisi ise, bizlere tek bir pwm sinyali üzerinden tüm pwm özellikli fanlarımızı kontrol etme imkanı sunuyor. Resimde görüleceği üzere, fanın 4 pin kablo çıkışının yanında, PST özelliği için ekstra 3 dişli erkek bir fan girişi mevcut. Buraya yine 4 pinli bir pwm fan takarak, ilk fanın anakarttan aldığı pwm sinyalini buraya da aktarabiliyorsunuz. Böylece ikinci fanın hızı da birinci fanın hızına göre otomatik olarak ayarlanıyor. Bu sayede fan hızını 200 ile 2100 devir arasında kontrol edebiliyorsunuz. Tabi siz sıcaklıkları kontrol ettiğinizde haliyle sadece ilk fanın hızını okuyabiliyorsunuz. Bu arada fan kablolarının uzunluğu 195+80mm.
Bionix-P120 fanlar, firma verilerine göre, yeni geliştirilen Arctic motor sayesinde hem çok daha az titreşim yaydığı için daha sessiz, hem hem daha az ısınıyor hem de çok daha az enerji tüketiyor (1.56 watt @ 2100 RPM). Aynı zamanda rulman tipi olarak da FDB, yani Fluid Dynamic Bearing (Sıvı Dinamik Rulman) kullanıyor. Bu rulman tipi genellikle high-end olarak adlandırılan iyi ve görece daha pahalı fanlarda kullanılan ve fan döndükçe içindeki milin kapalı haznedeki yağ ile kendini yağlaması, böylece sürekli yağlı kalması ve hiçbir metal parçanın doğrudan birbirine temas etmemesi prensibine dayanan bir teknoloji. “Fluid Dynamic Bearing” ismi Matsushita, yani Panasonic’e ait tescilli bir tasarım, bu yüzden de firmalar bazen bu ismi doğrudan kullanırken, bazen de tasarımda küçük değişiklik ve geliştirmeler yaparak başka isimlerle (hydrodynamic gibi) piyasaya sürebiliyorlar. Mesela Noctua’nın kullandığı SSO Bearing (sonra SSO2 çıktı) tasarımı, temelde fluid dynamic bearing olmasına rağmen, Noctua içine bir de stabilizasyon amaçlı mıknatıs eklemiştir. FDB fanların diğer rulmanlı fanlara göre avantajları ise, düşük sürtünme ve ısınma sayesinde çok daha uzun ömürlü olmaları (300.000 saate kadar kullanım ömrü), (sleeve bearing fanlara göre) aynı devirde daha sessiz çalışmaları; dezavantajı ise daha pahalı olması.
Şimdi de kutudan çıkan montaj elemanlarına hızlıca göz atalım.
İşlemci soğutucumuzun Amd tarafında sadece AM4, Intel kanadında ise 115x, 2066 vs 2011 soket tipini desteklediğini, LGA775 ve 1366 gibi daha eski soket tiplerini desteklemediğini ve desteklenen maksimum TDP değerinin 210 Watt olduğunu belirtmiştik. Firma, bazı AMD AM4 anakartlarda arka plaka vida somun uzunluğunun değişebildiğini, böyle bir durumda uyumlu bir ücretsiz anakart arka plakası almak için kendileriyle iletişim kurulması gerektiğini söylüyor.
Montaj parçalarını kısaca isimlendirecek olursak,
1 adet anakart arka plaka
2 adet küçük vida
4 adet kelebek somun
2 adet montaj klipsi
4 adet yapışkan spacer
4’er adet (en üstte ortada, soldan sağa sırasıyla) AM4 aralayıcı (standoff), Socket 2011 ve Soket 115x aralayıcı
1 adet Arctic MX-4 (0.8 gr)
Montaj aşaması ise şu şekilde gerçekleşti:
Önce anakartın arkasına arka plakayı takıyoruz.
Devamında, yapışkan spacerları ve socket 115x standoffları anakartın ön tarafından arka plakaya sabitliyoruz.
Sonrasında, montaj klipslerini 1 tornavida yardımıyla tabanın her iki tarafındaki alüminyum deliklere sabitliyoruz.
Daha sonra, soğutucu bloğu standoffların üzerine, kliplerin üzerindeki doğru soket deliklerine gelecek şekilde oturtup, kelebek somunlarla anakarta sabitliyoruz.
Devamında fanlarımızı klipsler yardımıyla bloğa takıp kurulumu tamamlıyoruz.
Fanların PWM PST özelliğinden bahsetmiştik yukarıda. Gördüğünüz gibi fanlarımızın biri erkek, biri dişi olmak üzere iki adet pin çıkışı var.
Öndeki fanın dişi olan 4 pinli başlığını anakart üzerindeki işlemci fan soketine takarken, arka fanın 4 pinli dişi başlığını ise ön fanın 3 pinli erkek fan başlığına takıyoruz. Böylece arka fan hem elektriğini, hem de pwm kontrolünü öndeki fan aracılığı ile sağlamış oluyor. Montajın bitmiş hali şu şekilde oluyor:
Kullanım deneyimlerine gelmeden önce şunu söylemeliyim: resimlerde gördüğünüz şekliyle soğutucumuz hem fiyat, hem de görünüm olarak (120mm ve tek blok) high-end yani üst seviye bir ürün olduğunu iddia etmiyor. Yani beklentimizi buna göre şekillendirmekte fayda var. Ben, şahsen, mesela bir Noctua D15 ayarında bir performans beklemiyorum.
Gelelim en zor kısma, yani performans testlerine. En zor diyorum çünkü, soğutucumuzu test etmek için kullanacağım ortamı ayarlamak çok zamanımı aldı. Test için kullandığım masaüstü işlemcim, yani i5 9600k, çarpan kilidi açık, yani overclock yapmaya müsait bir işlemci. Ama overlock işlemi süresince işlemcinin stabil çalıştığı maksimum frekansı ve sıcaklık açısından tehlikeli bir ortam yaratmayacak maksimum voltajı bulmam çok zahmetli oldu. Hala da tam olarak bulmuş sayılmam. Aynı frekans ve voltaj değerlerinde bir testi sorunsuz tamamlarken, başka bir testte donma ve mavi ekran hataları ile çok fazla karşılaştım. Ya da aynı testi aynı değerlerle bir gün sorunsuz tamamlarken, başka bir gün hata verebiliyordu. Bu nedenle sistemin kararlı çalıştığından emin olmak için işletim sistemini 2 defa daha kurmak ve belleklerin sağlıklı çalıştığını görmek için de bellek testleri yapmak durumunda kaldım.
Test sistemimiz şöyle:
İşlemci: Intel i5 9600k (6 çekirdek; 3.7 Ghz Temel Frekans; 4.6 Ghz Maksimum Turbo Frekans; 95 Watt TDP (Isıl Güç Tasarımı)
Anakart: Asrock Z390 Phantom Gaming 6
Ram: G.Skill SniperX DDR4 2x16Gb 3600 Mhz ; 19-20-20-40 @ 1,35V
SSD: Samsung 970 Evo 500Gb
Psu: Evga 750 G3
Kasa: Thermaltake Suppressor F51 Mid-Tower
Kullandığım test yazılımları ise şöyle:
Aida64, HWInfo64, Wprime, Prime95, OCCT, Asus Realbench ve Intel Burn Test
Önce stok değerler ile testimize başlayalım.
İlk testimizi Aida64’ün kendi içindeki sistem kararlılık testi ile yapıyoruz. Burada da sadece FPU (Floating-Point Unit – Kayar Nokta Ünitesi) testini işaretliyorum. Fpu testi, AVX, AVX2 ve FMA komut setlerini kullandığı için işlemciyi hem yük, hem de sıcaklık anlamında diğer testlerden çok daha fazla stress altına sokuyor. Bios ayarlarında ise voltajı elle ayarlamayı tercih ettim çünkü oto-voltaj durumunda sistem voltajı dinamik olarak ayarladığı için işlemciye ihtiyacından daha fazla voltaj verebiliyor. Load-line calibration auto durumda ve avx offset için herhangi bir değer girmediğim için işlemci çarpanıyla aynı. Sonuçlar için de CPU Package kısmını referans alıyoruz. Stock değerler ve 1,15 Volt.
Yarım saatlik bir testin ardından maksimum sıcaklık olarak 58 dereceyi görüyoruz. Tabi diğer verilere bakınca bu testin işlemciyi yeterince zorlamadığını söyleyebilirim. Çünkü İşlemci maksimum 4400 Mhz’yi görmüş ve fan hızı ise 1500 d/d bile değil. Fanlar 70 dereceleri görmeyene kadar tam hıza asla çıkmıyor. Yani fan devrini manuel olarak sona alırsak 55 dereceleri de görmemiz olası.
Bu sefer işleri çok daha zorlaştırmak için, işlemci katili programımız olan Prime95 ile yapıyoruz. Prime95, aynı şekilde AVX komut setleri ile işlemci kayar-nokta birimini sürekli yük altında tutarak maksimum ısıya neden oluyor ve Aida64 ile karşılaştırdığımızda çok çok daha stresli bir test. Hatta Noctua da sitesinde (Link) işlemciyi gerçekçi senaryolarda sıcaklık ve stabilite konusunda test etmek için Prime95 yerine Realbench gibi başka programlar kullanılmasını öneriyor. Program başlangıcındaki ayarlarda, işlemci ve soğutucuyu mümkün olduğunca çok zorlamak için Small FFTs kısmını işaretleyip testi başlatıyoruz.
Bu arada, soğutucumuzun çift fanlı olması gerçekten fark yaratıyor mu, ona da bakacağız. Bunu için testi sadece ön fan çalışır halde başlatıyoruz ve 20 dakika sonra diğer fanı da aktif hale getiriyoruz. İkinci fanı bu test için ön fanın pwm başlığında değil de, anakart üzerindeki diğer işlemci fan başlığına taktım.
20 dakikalık test sonucunda, tek fanlı modda işlemci 77 dereceleri görürken, arka fanı da aktif edince sıcaklık 72 derecelere düşüyor. Bu aslında prime95 gibi gerçek olamayacak kadar ağır bir test için iyi bir fark.
Diğer testimiz Intel Burn Test. Bu test, yapımcının iddiasına göre, Intel’in kendi kullandığı stress-test yöntemiyle aynı motoru (LINPACK) kullanıyor ve Prime95 programından daha güvenilir. Prime95 ile 40 saatlik bir testin, sistemin stabil olup olmadığını anlamak için bu programla yapılan 8 dakikalık bir teste eşdeğer olduğunu iddia ediyorlar. Bu test de öncekiler gibi işlemcinin FPU ünitesinin hedef alıyorlar. Ama günlük hayatta işlemciye bu kadar yük bindiren program sayısı çok az. Standart modda 10 defa tekrar eden testi, ben 50 defa yaptım ve sonuç şu şekilde oldu.
Yine bir diğer popüler testimiz OCCT. İçinde hem kendi testleri var hem de Intel’in Linpack testi. 40 dakikalık bir test sonucunda ortaya çıkan değerler şu şekilde:
Sonraki testimiz Asus Realbench. Programı stress modunda 30 dakikalık bir teste tabi tuttum. İşlemci yine stok hızlarda ve manuel olarak 1,18v verdim.
Son testimiz ise Wprime. Bu test, kısaca, fonksiyonları hesaplamak için Newton Methodu kullanarak bir dizi sayının kare kökünü bulmaya yarayan bir işlemci stabilite ve performans değerlendirme programı (Evet, ben de dediğimden bir şey anlamadım.) diyebiliriz. İşlemci voltajı 1,2v. Voltajı biraz daha düşürünce de test tamamlanıyor ama sıcaklık farkı pek olmuyor. Bu programı art arda 2 defa çalıştırdım.
Burada da gördüğünüz gibi sıcaklık 58 dereceyi geçmiyor.
Stok testlere dayanarak şunu söyleyebilirim. Soğutucumuz en zor testlerde bile işlemci sıcaklığının 72 dereceyi geçmemesini sağlayarak, ki bu değeri manuel voltaj ayarları ile az da olsa düşürmek mümkün, işlemcinin (resmi verilere göre) 100 derece olan maksimum zar içi sıcaklığının çok daha altında çalışmasını sağlıyor.
Buraya kadar her şey güzel. Şimdi gelelim overclock testlerimize. Bu testlere ilk başladığımda, işlemciyi 4.7, 4.8 ve 4.9 Ghz hızlarda yukarıdaki testlere tekrar soktum. Bazı testleri sorunsuz tamamlarken, bazıları ise mavi veya donmuş bir ekranla sonuçlandı. Ama en stabil değerleri, kullanılan stress testine göre de değişmekle birlikte, 1.3 ve 1.35 volt aralığında yakaladım. Yine LLC auto modda ve AVX için offset yok. Genelde, ekstrem (AVX komut setinin çok yoğun olarak kullanıldığı) durumlar için AVX offset için 2 veya 3 (yani maksimum işlemci çarpanı-3) girilmesi tavsiye edilir, işlemcinin aşırı ısınmasını önlemek için ama ben yine de olduğu gibi bırakıyorum. Öyle bir durumda sıcaklıkların biraz daha düşük olacağını tahmin etmek zor değil. Şimdi aynı testleri bir de daha yüksek işlemci frekans ve voltajı ile tekrar edelim.
Yine Aida64 Fpu testi ile açılışı yapalım. Aida64 Fpu testi Prime95 veya Linpack testine göre daha hafif siklet bir test. Kimisi bu testi gündelik senaryolara göre daha gerçekçi bulurken, kimisi de basit kaldığını söylüyor.
Sonuçlara bakacak olursak, 4800 mhz ve 1.3 voltaj ile maksimum işlemci sıcaklığı 76 derece.
Şimdi de OCCT testimize bakalım. Yine hem uzun data hem de Linpack testine sokuyoruz işlemcimizi. Bu sefer voltajı 1.34v yapıyoruz.
1.34 voltaj ile 1saatlik uzun data testi yüzlerce hataya neden olurken, işlemci sıcaklığı maksimum 79 derece oluyor. Testi sorunsuz yürütmemizi sağlayan voltaj 1.35v olurken, işlemci CPU Package değerimiz de 83 oluyor.
Linpack testi de 1.34 voltaj ile hatalı şekilde devam ederken, işlemcimiz 95 dereceleri görüyor. Ama henüz herhangi bir termal darboğaz söz konusu değil.
1 saatlik Realbench testimiz ise 1.34v ile herhangi bir sorun olmadan ve maksimum 76 derece sıcaklığa ulaşarak tamamlandı.
Son olarak Wprime testimiz var. 4,8 Ghz işlemci hızı ve 1.3v ile 2 defa yaptım testi.
Burada da sıcaklık 71 derece gibi oldukça makul bir düzeyde.
Yukarıdaki kontrollü testler dışında yine işlemcimizi ve soğutucumuzu olabildiğince zorlamak (çok doğru bir şey değil, biliyorum) adına yaptığım birkaç testi daha sunuyorum.
Aida64 Fpu testi, 4900 MHz @ 1,38V
Intel Burn Test, 4900 Mhz @ 1,4V
Son olarak 40 dakikalık Prime95, 4700 Mhz @ 1,3V
Bu testlerde, Aida64 dışında sıcaklıklar 90 derecelerin, yani tehlikeli sınırın üzerindeydi. Ama yine de herhangi bir darboğazla karşılaşmadım. Ne donma, ne frekans düşmesi ne de kullanımda takılmalar olmadı. Ama bu 90 küsur dereceleri gördükten sonra, işlemcime acıdım resmen. Zaten ondan sonra da sanki toparlayamadı zavallı. Tekrar söyleyeyim, bu sıcaklıklar gerçek kullanım senaryolarında muhtemelen göremeyeceğiniz rakamlardır. Ben sadece limitleri mümkün olduğunca zorlamak için bunu yaptım.
Ses olayına da kısaca değinecek olursam, benim kasanın içinde kendinden yalıtım süngerleri mevcut. Tabi bu esas duymam gereken sese ne kadar etki ediyor bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki, 1600 devirlere kadar kasadan normal kasa içi fan ve hdd sesleri dışında ses duymadım. Ne zaman ki işlemci 70 dereceleri görüp geçiyor, siz de o zaman fan sesi duymaya başlıyorsunuz. Ama bunu kendi adıma söyleyeyim, herkesin sessizlik referansı farklı olmakla birlikte, çok fazla rahatsız edici bir ses değil. Özellikle Intel'in stok fanına aşina iseniz ve benim gibi her gün işlemciye stres testi yapmayacaksanız maksimum fan devrini görüp, sesini duymanız imkansız gibi bir şey.
Yazımı yavaşça bitirirken arkadaşlar, Arctic Freezer 34 eSports Duo işlemci soğutucusunun, böyle bir ürün alırken göz önünde bulundurmamız gerek 3 kriteri de başarıyla yerine getirdiğini söyleyebilirim. Yani hem sessiz, hem yeterince performanslı, hem de bunu makul bir fiyata (aldığım fiyata göre söylüyorum) sunuyor. Şu aralar 450 lira gibi rakamlara satılıyor ki, her şeyin fiyatının yükseldiği şu dönemde ben yine de yüksek olduğunu düşünüyorum.
Evet arkadaşlar, incelememiz bu şekilde oldu. Ben incelediğim bu ürüne doğrudan iyi veya kötü demek istemiyorum çünkü bu konuyu açma amacım ürünü kasıtlı olarak övmek veya yermek değil. Yukarıda verdiğim, soğutucu bloğun fansız, çıplak resimlerine bakarsanız, bu ürünün o cüsseyle bu işin en iyisi benim gibi bir iddiası olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Ama kendi sınıfında, en iyi 120mmlik işlemci soğutucularından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ben kendi zorlu test deneyimlerime dayanarak; kaliteli işçiliği, şık görünüşü, nispeten küçük boyutları, 2 adet kaliteli ve oldukça sessiz statik basınç fanı, yeterli performansı ve 10 yıllık garantisi ile ürünü beğendiğimi ve tavsiye edebileceğimi söylemek istiyorum. Ama şunu da unutmayalım, kullanacağınız işlemci, kasa içi soğutma, overclock, doğru montaj, vs. gibi performansı etkileyen pek çok unsur var. Beklentilerinize uyup uymadığını test sonuçlarına bakarak kendiniz belirleyebilirsiniz. Benim elde ettiğim değerlerin de sizdeki değerlerden iyi veya kötü farklılık gösterebileceğini de aklınızdan çıkarmayın.
Ürünün beğenmediğin yanı yok mu? diye soracak olursanız; Bana göre tek dezavantajı çok küçük olması. Şahsen aynı ürünün 140mmlik olanını çok isterdim. Ben en başta kasamın da genişliğine güvenerek en irisinden bir soğutucu almayı düşünürken, yarı ağırlığında ve boyunda bir soğutucu almak nasip oldu.
İncelememiz burada sona ermiştir, başka bir incelemede görüşmek dileğiyle esen kalın…
Yazıyı zaman buldukça yazdım, bu yüzden aksaklıklar olmuş olabilir. Yazıda değinmediğim, merak ettiğiniz bir konu varsa çekinmeden sorunuz.
Moderatör tarafında düzenlendi: