2004 Land Rover Freelander 2.0 TD4 SE Kullanıcı Yorumları

C Çevrimdışı

CanMurat 

Aktif Üye
26 Eki 2018
255
Merhaba Arkadaşlar,
2016-2021 yılları arasında benimle beraber olan aracın detaylı izlenimlerimi, yer yer günlük notlar tarzında anlatarak paylaşıyorum. Bu araç ile ilgili Türkiye'deki forum sitelerinden yeterli bilgiye ulaşmak güç; paylaşımlar çok eski. Yabancı forum sitelerine yönelmek gerekiyor. Bu paylaşımım, bu aracı merak edenlere veya almayı düşünenlere yeterli gelecektir diye düşünüyorum. Araştırırken böyle detaylara inen forumdaşların yazıları benim çok hoşuma gider. Umarım ben de benim gibi düşünen birilerinin aklındaki soruların bir kısmının cevaplanmasına yardımcı olmuşumdur. Yazı uzun; kolay gelsin :)

GİRİŞ
2016 ilk baharında 100000 km.de ilk sahibinden aldım. İlk kez L.Rover tercihinde bulunduğum için alma sürecinde çok araştırmıştım. Türkiye’deki çoğu forumcularda manasız bir marka fanatizmi olduğu için ağırlığı içeriye değil dışarıdaki forum sitelerine vermiştim. Türkiye'deki paylaşımlar eski ve zamanla konu başlığından uzaklaşmış.
Şuan (2016) 105000km.de. 5000km kullanım sonucunda araçla ilgili yorumlarımı yapayım da ilk kez L.Rover’a bulaşacaklar için olumlu-olumsuz fikir verelim:

KONFOR-YOL TUTUŞ
-Yüksek olan araca bayanların binebilmesi için biraz tırmanması lazım. Yükseklikten dolayı süspansiyonlar sert tutulmuş mecburen; virajlarda savrulmasın. Bu sertlik şehir içi kullanımlarda bazen can sıkıcı olabiliyor; kendinizi fiorino kullanıyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Hem yerden yüksek olsun, hem konforlu olsun, hem de savrulmasın diyeceğiniz süspansiyon teknolojisi mevcut. Fakat bunun için Range Rover’a terfi etmeniz gerekmekte.
-Aracın yüksekliğini düşünürsek, 4x4’ün desteğiyle yol tutuşu yeterli düzeyde. Tabi kendi segmentine göre kıyaslarsak yeterli düzeyde. Şansınızı fazla zorlamayın derim. ABS haricinde herhangi bir elektronik güvenlik sistemi yok(SE paket).
-Direksiyon mekanizması sert: Sadece hidrolik sistem mevcut. Bu da aracın ağırlığı ve tekerlerin büyüklüğü altında eziliyor. Şehir içi manevralarda ve düşük hızdaki dönüşlerde kol kası gerekiyor. Bayan sürücülerin sevmeyeceği bir durum. Elektro hidrolik sistem ne yazık ki mevcut değil.

DİZAYN-KALİTE
Aracın dış tasarımı bana göre en etkileyici yanı: Çok sert ve yapabileceklerinden daha fazlasını vaat eden bir duruş. Ve bunu büyük olmayan ölçüleriyle başarıyor. Ön ve arka tampon, vaat edeceklerini karşılarcasına sağlam üretilmiş.
Aracın iç tasarımı vasat: Neredeyse komple sert plastik malzeme kullanılmış ön konsol ve kapılar. Tasarım demode. Deri kaplı direksiyon, kalitesi ve ölçüleriyle başarılı. Koltukların konfor kalitesi standartları anca karşılıyor. Yarı parçalı gerçek deri bej renkli koltuklar son anda içerideki görüntüyü kurtarıyor.(SE paket)
Cam mekanizmaları kalitesiz. Ayrıca kapıların fitilleri yerinden çıkmaya başlamış.

MOTOR
112bg güç 260nm tork verileriyle 2L hacimli BMW imzalı motor 1550 kg civarı araç için zaten kağıt üzerinde düşündürürken bir de bunlara 4x4 sisteminin yükü ve tork konvertörlü tiptronik şanzımanın tembelliği eklenince kendinizi küçük hacimli turbo dizel 70-75bg’lik B segmentindeki araçlardaki gibi hissediyorsunuz. Şehir içi kullanımda beklentilerinizi karşılarken otoban kullanımında; özellikle sollamalarda ve rampalarda bu acı gerçeklerle karşılaşıyorsunuz:120 km/h hızla rampa çıkarken yanınızdaki 1.5 dci 110bg’lik tamamen ekonomik sürüşe göre ayarlanmış Qashqai’nin ivmelenmesine bile cevap veremediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Üretim yılındaki teknolojiye de baksak, gene de yetersiz: O yıllarda aynı hacimde 135-140bg üreten turbo dizel motorlar mevcut.

ŞANZIMAN
Eğer daha önceden klasik otomatik şanzımanlı araç kullandıysanız beğeneceksiniz: Konforlu, sarsıntısız çalışıyor. Uzun ömürlü olduğu söyleniyor.
Eğer daha önce manuel veya çift kavramalı otomatik şanzıman kullandıysanız o zaman alışmakta sıkıntı yaşayabilirsiniz. Özellikle 2008 Passat 1.4tsi dsg’den inip buna binince o sıkıntı daha da dikkat çekiyor. Şanzımandaki kayıpları, gaz tepkilerinize verdiği gecikmeli cevaplardan hissediyorsunuz.
Şanzımanı yarı otomatik olarak da kullanabiliyorsunuz. Tabi vites değişikliği talebinize ortalama 2sn gecikmeli cevap vermesini kabul ederseniz.
D modunda ortalama şartlarda 3000d/d de vites değişikliği yapıyor. Fakat ortalamayı bozan her türlü şartlarda (arazi,rampa iniş-çıkış, sıkışık trafik…vs) şanzıman,vites seçimini ihtiyaca göre ayarlıyor: Güzel bir özellik.
Şanzımanda sport modu var. Ama bana göre kayda değer bir fark yok. Ayrıca D modunda tam gaz yaptığınızda(kick-down) sport moda geçiyor. Tam gazı kestiğinizde normal modda devam ediyor.

TÜKETİM
İstanbul şartlarında 100km.de ortalama 10 L tüketimim var. Yoğun şehir içi yakıt tüketimim; 12 L. Uzun yol kullanımlarında 9 L/100km civarı. Az yaksın diye kasanlardan değilim; basmam gerekiyorsa basıyorum: Ona göre değerlendirin.

ARAZİ PERFORMANSI
Benim aracımda Land Rover amblemi var deyip gaza gelmezseniz; ağır şartlara zorlamazsanız taleplerinizi karşılayacaktır.
Sürekli 4x4 modundadır.4x2'ye geçiş opsiyonu yoktur.
Araçta ayrıca eğim iniş sistemi vardır: Siz sadece direksiyonu tutuyorsunuz; çok düşük hızda kendi başına dik eğimlerden iniyor. Bu sistem buzlu yollarda da çok işlevsel.
Aracın en skandal durumlarından birisi; egzoz son susturucunun konumu: Ortalıkta, alçak konumlandırılmış. Resmen son susturucuya yer bulamamışlar. Öyle kafanıza göre arazide her yere girip çıkamazsınız. Yoksa son susturucuyu kucağınıza alırsınız.

DONANIM
Standart olarak; ABS, çift hava yastığı, klima, sunroof, otomatik açılır bagaj kapağı camı
SE pakette standart pakete ek olarak; 4 cam otomatik, arka park sensörü, gerçek parçalı deri koltuklar, deri direksiyon ve vites topuzu, elektrikli katlanır yan aynalar
HSE pakette ise SE’ye ek olarak; ESP, gerçek tam deri koltuk, hız sabitleme, sürücü koltuk ısıtma, harman kardon ses sistemi

SONUÇ
Olabildiğince dikkatimi çeken eksikliklerden bahsetmeye çalıştım. Bu eksiklikler birçok araçta karşılaşılan durumlar. Mükemmel araç diye bir şey yok. Ne kadar az eksikliğiniz varsa o kadar çok sıyrılırsınız. Asıl önemli konu; premium markalar arasında bulunan L.Rover’ın ürettiği bir araçta bu tür eksikliklerin olmaması lazımdı. Sonuçta bu araçlar çok yüksek fiyatlara satılıyor ve beklentiler de ona göre olur.
Arazi aracı desem; egzoz son susturucusu alçak bir konumda, arazi şartları için opsiyonlar yok: DİYEMEM
Uzun yol aracı desem; yüksek hızlarda ivmelenme tam bir skandal, donanımlar yetersiz: DİYEMEM
Şehir içi aracı desem; amortisörler çok sert, çukur ve kasis geçişlerini içeride yaşıyorsunuz, direksiyon mekanizması sert: DİYEMEM.
Bu araç direk olarak hiçbir kullanım amacını karşılayamıyor. Bazı araçlar vardır; mantığınıza değil duygularınıza hitap eder, her karşılaştığınızda sizi kafalar. Bu araç da öyle. Dış tasarım bana göre çok etkileyici. Sene olmuş 2016;hala gözüme güzel gözüküyor. Hala gideri var. Aracın farklı, ayrıcalıklı bir duruşu var. Bu duruşu Freelander 2’de bozdular: Özgün bir tasarım yerine küçük Range Rover görünümü vermeye çalışmışlar.
Hafif arazi şartlarına uygun, karda kışta rahatlıkla ilerleyen, boyutlarıyla şehir içi kullanımına uygun, dizel otomatik araç isteyenler tercih edebilirler.
Eğer bu aracı tercih etmeniz için bir sebebiniz yoksa; bu fiyatlara daha yeni, daha az yakan, daha kaliteli, daha donanımlı C hatta D segmenti araçlar bulabilirsiniz.

ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
-Aracı alırken kontrol ettireceğiniz yer mümkünse L.Rover’dan anlayan bir servis olsun. Artık bu saatten sonra şu donanım alacağım demek yerine önceliğiniz aracın temiz ve az yıpranmış olması olsun.
-Şanzıman, elektrikli katlanır yan aynalar,4 cam otomatiği, kapı kilitleri, sunroofa ayrıca dikkat edilmeli.
-4x4 sistemi; şaftlar, takozlar...vs kontrol edilmelidir.(Şaftı söktürerek sistemi iptal ettirenler var.)
-Sahte HSE paket diye satılmaya çalışılanlar var. Ruhsatta yazmayabilir donanım paketi. Bilen biri arabanın içine geçince anında anlar donanım paketini. Ama siz anlamıyorsanız araştırın. Yukarıda yazdığım donanımları araçta arayın. Araçta HSE jantı varsa hemen oltaya düşmeyin. Ben alırken donanım paketlerine çok hakim değildim. Aracı görmeye gittiğimde en son sıcağı sıcağına Borusan L.Rover servis danışmanlarından biriyle irtibata geçtim(Araç Borusan çıkışlı diye).Plakadan kaydını bulup paketini söylemişti arkadaş sağolsun.
-Motor ve mekanik yedek parçalar rahatlıkla bulunuyor. Ama araca has parçaların tedariği sıkıntı çıkartabilir. Mesela, arka kapı camı fitili ömrünü tamamlamış; salın beni artık diyor. Ama parça yok. Yetkili servisi de öyle bir fiyat talep etti ki ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Aracın içinde bir şeyler kırılırsa bulmanız şansa bağlı.
L.Rover’dan anlayan servisi; ustasını her yerde bulamazsınız. Özellikle üç büyük şehir dışında yaşıyorsanız bulunduğunuz yerde anlayan var mı yok mu araştırmalısınız. Piyasa aracı değil; her önüne gelen anahtarı alıp dalmasın, araçla ilgili tecrübesini sizin aracınız üzerinde yapmasın.
Yedek parça fiyatlarını yorumlamak neyle karşılaştırdığınıza bağlı. Piyasa araçlarıyla kıyaslarsak tabi ki biraz daha pahalı.
Periyodik bakım aralığı; 10000km. Motor 7L yağ alıyor.
Arka park sensörlerinden biri arızalıydı;değişti.2 ay sonra yanındaki sensör bozuldu. Onu yaptırmadım; komple orj.arka park sensörlerini iptal ettirip piyasadan orta kalite komple park sensörü taktırdım tek sensör fiyatına. Onunla mı uğraşacağım sürekli bir de.

RAKİPLERİ
Bu fiyat aralığına karşılık gelen aynı şartlarda (2000cc dizel otomatik 4x4) rakibi yok gibi bir şey.
Jeep Cherokee var aynı yaşlarda ve fiyatlarda. Fakat motor hacmi 2800cc
Bazı forum sitelerinde Suzuki Grand Vitara 4x4 1.9 DDİS rakip olarak göstermişler fakat ben katılmıyorum. Dizelde sadece manuel şanzımanı mevcuttur. Ayrıca Grand Vitara daha genç, modern, donanımlı bir araç. Aynı fiyatlara benzer şartlarda Grand Vitara bulursanız onu tercih edin.
Hatta şansınız varsa; uygun fiyatlara temiz Mitsubishi Outlander 4x4 2000cc TD yakalarsanız, manuel şanzıman sizin için problem değilse hiç kaçırmayın.

GÜNCELLEME (2021)
Aracımı 2021 yılında 145000km'de sattım. 5 yıllık birlikteliğimiz sonlandı. Yukarıdaki değerlendirmelerime göre değişen veya ilave edeceğim yorum var mı;bakalım:

Araç şehir içi 13-14L, uzun yolda 10-11L /100km yakıyor. Enjektörler revize oldu, enjektör testlerine girdi, bakımla ilgili hiç bir eksikliği yok; her şey normal. Ustama göre tüketimi de bu araca göre normal. Fakat ilk zamanlar daha az yakıyordu. Sebebini teknik olarak çözemedim. Yani bu tüketim değerleri dizelden ziyade 2000cc benzinli gibi.

Araç daha da ihtiyarladı; yorgun. Arada bir servise gitmek istiyor. Otomatik katlanır aynalar bozuldu bozulacak. Her bir kapı cam mekanizması birer kere arıza yaptı; tel koparıyor. Kilit arızası da verdi bir kere.
Yağmurda sunroof içeri su almaya başlamıştı: Komple revize oldu. Orijinal çıkma parçalarla revize etmiş olmamıza rağmen ciddi para tuttu.
Süspansiyon hariç neredeyse alt takım komple yenilendi. Enjektör iğneleri değişti. Diferansiyel takozları değişti. Süspansiyon da ilerleyen zamanda değişmesi gerekecek.
2 kere beni yolda bıraktı: 1 kere mazot pompası arızalandı, 2 farklı zamanda da 2 farklı yerdeki mazot hortumları yarıldı.
1 kere V kayışı koptu. Hidrolik direksiyon mekanizması da bu V kayıştan hareket alıyormuş. Direksiyon aşırı sertleşti doğal olarak. Çok zor bir şekilde aracı servise sürerek götürebildim.
Yani yaşı itibari ile bunlar normal. Ama bende bıraktığı son intiba; daha da masraf çıkaracağı. Güven vermiyor.
Son 3 yıldır aracı işe gidip gelirken eşim kullandı. İlk zamanlar direksiyonun sertliğinden şikayetleniyordu: Zamanla biraz kol kası yapıp alıştı. Aracı çok seviyordu. Tabi bütün arıza,bakım,masraf...vs akarı kokarı bende. Kendisi sefasını sürdüğü için memnun olur tabi ki.
Hafta sonları arazide çok güzel vakit geçirmişliğimiz vardır: Otomobillerin gidemediği yerlere sağolsun götürüyordu bizi:
Şu su birikintisinden geçeyim, dur bir daha geçelim; slow motion'da çekelim,dur bir de şu çamurdan geçeyim, şuraya da tırmanayım, buradan da iner herhalde, kar mı yağıyor; beni bağlamaz...çocuk gibi eğlendirdi bizi.
Özellikle benim gibi arazide vakit geçirmeyi seven; arazide araç kullanmaya meraklı fakat pro seviyesinde değilseniz alacağınız arazi aracı kesinlikle otomatik (Mümkünse tork konvertörlü tam otomatik) olsun: Manuel araçla cin olmadan adam çarpmaya çalışırsanız çok baskı balata yersiniz.
Tabi bu hareketliliğin cezasını da sonradan bana kesiyordu: 'Yorgunum ben; ne vuruyorsun beni dağa taşa'
Evimizin 2. aracıydı. Haftada 100km falan kullanılıyordu. Bu sebeple tüketimi bizi çok yormadı. Fakat tek aracımız olsa idi; yıpratırdı.
Eşimin iş yeri değişti. Yeni yeri trafiğin tam ortasında. Araçla gitmekten ziyade metro ile gitmek daha mantıklı olunca araç boşa çıktı. 'Yatan araç zarardır' mantığı ile sattık. Ama hafta sonları bize yaşattığı özgürlüğümüz kısıtlandı; boşluğa düştük o ayrı.
Direk arazi aracı değil: Melez diyelim. L.Rover'in, alt segmentten de pay almak için kendinden ödün vererek ürettiği bir model.

Sonuç olarak; bu araba alınır mı?
Üzerinden yıllar geçmiş dizel araçlardan bahsediyoruz. Temiz, oynanmamış, az yıpranmış bulmak çok zor. Onun için araştırırken bir modele takılı kalmak yerine ihtiyaçlarınıza uygun alternatiflerle ilerlerseniz yelpazeniz kısmen daha rahat olacaktır.
Ben bu aracı çok almak istiyordum ve nasip oldu; aldım. Ne kadar mantıklı bir tercih; düşündürücü.
Bu aracı almak istiyorsanız; alırken kazanmalısınız. Yani size masraf çıkaracağını göz önünde bulundurarak almanız lazım. 2.el fiyat skalası çok geniş. Sakın ucuz etin yahnisinin peşinden koşmayın: Başınıza bela alırsınız.
Fakat kafanıza yatan temizlikteki araçlara da çok mu para istiyorlar? Çok basit; almayın. Çünkü o araç da masraf çıkaracaktır. Size göre alternatiflerinizle kıyasladığınızda bu araca en fazla vermeniz gereken meblayı belirleyin. O meblaya kadar istediğinizi bulamazsanız listenizdeki alternatif modellere yönelin.
Ben hem kendim için, hem de alan için adil bir fiyattan sattım. Alan kişi de 2.araç olarak kullanacakmış. Çiftlik evi varmış; bozuk yolda kullanacak. Bu araçlardan anlayan ustası da varmış. Hayrını görür inşeallah.

Yıl 2022...
Sonra gene arazi aracı alırım demiştim ama...Araç fiyatları, yakıt fiyatları... O hobimiz artık çok pahalı oldu. O iş artık zor...

NOT: Bazı tespitler kişisel görüşlerimdir. Kişiden kişiye yorumlar farklılık gösterebilir.

Umarım bu konuya marka fanatikleri uğramaz. Başkalarının markasına neden biz düşkün oluruz; anlamıyorum. Parayı veren bizken o benim esirim olsun. Gerekirse yol veririm başka markaya geçerim. Ben onun niye esiri olayım !
zor...
 
Son düzenleme:

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt